GÜNDEM - 07 Şubat 2024 Çarşamba 09:23

Ayağından çıkartıp yaşlı depremzedeye giydirmişti, o botlarını bir daha giymedi

A
A
A

Kahramanmaraş’ta depremin yıktığı binanın enkazından kurtardıkları yaşlı adama ayağındaki botlarını çıkarıp giydirdiği görüntüleri gündem olan Merzifonlu itfaiyeci Kürşat Aydın, depremin sembolü o botlarını bir yıldır ayağına giymedi.

6 Şubat’taki Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüklerindeki depremlerin ardından Amasya’nın Merzifon ilçesinden hızlı bir şekilde Kahramanmaraş’a giden Merzifon Belediyesi itfaiye ekipleri, Trabzon Caddesi’nde çöken apartmanın enkazından 36 saat sonra yaşlı bir adamı sağ çıkardı. O sırada itfaiyeci Kürşat Aydın yalın ayak olduğunu gördüğü yaşlı adama kendi botlarını çıkararak giydirdi. Botları giyerken şaşırıp “Sen ne yapacaksın?” diye soran yaşlı adama da, “Sen bizi düşünme. Biz giyeriz bir şey” şeklindeki cevabıyla da yürekleri bir kez daha ısıttı.

Ayağından çıkartıp yaşlı depremzedeye giydirmişti, o botlarını bir daha giymedi

“Botlarımı o günden beri giymiyorum”

Kurtarma çalışmalarının yoğunluğu nedeniyle ismini bile soramadıkları yaşlı adamın birkaç saat sonra botları geri getirdiğini anlatan Kürşat Aydın, “Botlarımı o günden beri giymiyorum. İtfaiye Müdürlüğümüzde duruyor. Bizim için depremin sembolü oldu” dedi.

Ayağından çıkartıp yaşlı depremzedeye giydirmişti, o botlarını bir daha giymedi

“Bir kişi daha kurtarmak için canla başla çalıştık”

Enkazdan kurtardıkları yaşlı adamla aralarında geçen diyaloğu asla unutamayacaklarını dile getiren Aydın, “Amcayı kurtardıktan sonra başka bölgelere geçtik. Bir hayat daha kurtarmak için canla başla çalıştık” diye konuştu.

“7 kişiyi sağ kurtarmanın buruk sevincini yaşadık”

Türkiye’yi yasa boğan asrın felaketinin hemen ardından Belediye Başkanı Alp Kargı’nın talimatıyla 6 kişilik ekiple ilk gün deprem bölgesine gittiklerini hatırlatan Merzifon Belediyesi İtfaiye Müdürü Yetkin Aydıner ise, 8 gün görev yaptıkları deprem bölgesinde 7 kişiyi sağ kurtarmanın buruk sevincini yaşarken çok sayıda cenazenin de çıkarılmasını sağladıklarını söyledi.

Ayağından çıkartıp yaşlı depremzedeye giydirmişti, o botlarını bir daha giymedi

Kentsel arama-kurtarma aracı tasarladılar

Daha önce görev aldıkları Kastamonu Bozkurt’taki sel felaketinde karşılaştıkları sorunların çözümü için bir kamyoneti karavana dönüştürdükleri kentsel arama-kurtarma aracı tasarladıklarına değinen Aydıner, “Aracımızda personelimizin barınmasını sağlıyoruz. Afet bölgesinde kullanılacak malzemelerin tamamını bulunduruyoruz. Deprem bölgesinde bir anne aracımızın içinde bebeğini emzirmişti. Birkaç saat sonra o bebeğin aracımızda uyuduğunu gördüm. Bundan daha mutlu edici bir şey olamazdı” şeklinde konuştu. Amasya’nın 1. derece deprem kuşağında bulunduğuna dikkat çeken İtfaiye Müdürü Aydıner, Merzifon Belediyesi’nin 20 bin deprem çantasını da Merzifon halkına ücretsiz dağıttığını sözlerine ekledi.

Ayağından çıkartıp yaşlı depremzedeye giydirmişti, o botlarını bir daha giymedi

Murat Çelik

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş: "Türkiye’nin hangi köşesinde olursa olsun meydana gelen her olayı bakanlık olarak yakından takip ediyoruz" Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, "Türkiye’nin hangi köşesinde olursa olsun meydana gelen her olayı bakanlık olarak yakından takip ediyoruz. Davalara müdahil oluyoruz. Gerektiğinde ise takipsizlik kararlarına bile biz itiraz ediyoruz. Mağdurların haklarının korunması için tüm hukuki süreçleri titizlikle takip ediyoruz. Milletvekillerimizin bahsettiği tüm davalarda bakanlık olarak biz varız" dedi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda ile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na ilişkin sunum yaptı ve gün sonunda milletvekillerinin sorularını cevapladı. Göktaş, şehir, ilçe ve mahalle bazında sosyal risk haritalarını oluşturmaya yönelik çalışmaların ve sosyal olgulara yönelik çalışmaları tamamladıklarını belirterek, “Paydaş bakanlıklarımızın destekleriyle gerçekleştirdiğimiz veri entegrasyon çalışmalarımızı tamamladığımızda henüz vakalar gerçekleşmeden müdahale kapsamında kapasitemizi önemli ölçüde artırmış olacağız. Bu süreçte ilgili bakanlıklarımız kurum ve kuruluşlarımızla güçlü iş birlikleri geliştirmeye devam edeceğiz. Biz bu çalışmaya öncelikle iki pilot ilçeden başlattık. Akabinde şu anda sosyal risk haritamızı ilk altı ilde başlattık” ifadelerini kullandı. Göktaş, şunları kaydetti: “Türkiye’nin hangi köşesinde olursa olsun meydana gelen her olayı bakanlık olarak yakından takip ediyoruz. Davalara müdahil oluyoruz. Gerektiğinde ise takipsizlik kararlarına bile biz itiraz ediyoruz. Mağdurların haklarının korunması için tüm hukuki süreçleri titizlikle takip ediyoruz. Milletvekillerimizin bahsettiği tüm davalarda bakanlık olarak biz varız. Her aşamada mağdurların yanında oluyor. Onlara gereken her türlü desteği sağlıyoruz. Bakın bu konularda siyaset üstü bir konu olduğu için biz bunlar üzerinde politika veya şov yapmıyoruz. Biz her zaman vatandaşımızın yanındayız. Bunu görsellerle değil eylemle bizzat ailelerin yanında olarak yapıyoruz.” Narin Güran cinayetine yönelik soruya üzerine Bakan Göktaş, “Narin sekiz yaşında bir kız çocuğu. Böylesi elim bir hadisede hayatını kaybetmesi millet olarak hepimizi çok derinden üzdü. Narin tüm Türkiye’nin hepimizin kızı oldu. Şu an dava süreci devam ediyor. Hatta Narin kızımızın mahkemesinde onun hukuki olarak hakkını arayan bizleriz. Avukatlarımızın savunmasını herkes tarafından takdir gördü. Ben burada sizlerin huzurunda müdahil olduğumuz adli süreci takip eden avukatlarımıza ve bu süreçte yer alan tüm ekibimize de ayrıca teşekkür ediyorum. Bakanlık olarak duruşumuzun her zaman çocuğun yanı olduğunu tüm ülkeye gösterdiler” dedi. Şiddete sıfır tolerans ilkesiyle hareket ettiklerini belirten Bakan Göktaş, “Bu ilkeden asla taviz vermeden mücadelemizi sürdürüyoruz. Bugün küresel bir sorun olan şiddet karşısında evet küresel bir sorun gerek hukuki gerekse politika düzeyinde etkili bir mekanizmayı sahibiz. Çok yönlü bir sorun olan kadına yönelik şiddeti sona erdirmek için tüm bakanlıklarımızla, kurumlarımızla, STK’larımızla bu konuda topyekun bir seferberlik anlayışıyla hareket ediyoruz” şeklinde konuştu. "Kadına yönelik şiddetle mücadelemiz tek bir sözleşmeyle başlamadığı gibi onun olmaması durumunda da kesintiye uğraması gibi bir durum söz konusu asla dahil değildir” Kadınlara ilişkin eleştirilere Göktaş, “Kadını evlere hapsettiniz diyorsunuz. Yıllarca kıyafetinden dolayı istihdamdan siz uzaklaştırmadınız mı? Çok yakın bir geçmişten bahsettiğimi de hatırlatmak istiyorum. Değerli milletvekilleri, yıllardır kadınla mücadelemizin İstanbul Sözleşmesi üzerinden dar bir çerçeveyi hapsetmeye çalışan bir yaklaşım görüyoruz. En geniş çerçevede insan hakları mücadelesi olarak görüyoruz ve ülkemiz bu mücadeleyi pek çok ülkeden, uluslararası sözleşmeden çok daha önce başlamış, güçlü ve başarılı bir şekilde sürdürmüştür, sürdürmeye de devam ediyor. Bu anlamda kadına yönelik şiddetle mücadelemiz tek bir sözleşmeyle başlamadığı gibi onun olmaması durumunda da kesintiye uğraması gibi bir durum söz konusu asla dahil değildir” diye konuştu. "Bu konuyu siyaset üstü tartışmamız lazım çünkü bu yazı bütün belediyelere gitti" Belediyelerin açtığı kreşlere yönelik soruya Göktaş, “Şunu özellikle vurgulamak isterim ki bu konuyu yanlış bir zeminde tartışırsak en fazla çocuklarımıza ve ailelerine haksızlık etmiş oluruz. Hangi yaş grubu olursa olsun, hangi adla açılmış olursa olsun içerisinde çocuklarımıza bakım ve eğitim veren her kuruluşun standartlarının, fiziki koşullarının ve müfredatın yasal düzenlemede uygunluğunun denetlenmesini gerekiyor. Ailelerin, annelerin, kadınların ve çocuklarımızın neyine herhangi bir şeye karşı elbette olmayız. Belediyelerin ve özel sektörün belirlediğimiz çerçevede hareket etmek kaydıyla bu tür kuruluşların yaygınlaştırılmasını da elbette isteriz. Hatta sadece kreşler değil kadın konuk evlerin açılması konusunda da yerel yönetimlerin ellerinin taşın altına koymalarını bekliyoruz. Aksine kapatmalarını değil. Ancak maalesef şu anda sahada belediyeler tarafından ruhsat verilen kreş adı altında anaokulu işi yapan kuruluşlar olduğuna dair Milli Eğitim Bakanlığımız bir yazı yazmış. Konu tamamen anaokulu işlemi yapan farklı isimler adı altından kurumlardan bahsediyoruz. Bu konuyu siyaset üstü tartışmamız lazım çünkü bu yazı bütün belediyelere gitti. Bütün belediyelere gitti, bütün belediyelere gitti” ifadelerini kullandı. İzmir Selçuk’ta 5 çocuğun yangında ölmesine yönelik soru üzerine Göktaş, “Bakanlık personeli 18 kere sadece bu sene gitmiş. Anneyle evlatlar arasında yakın bağ görmüş. Anneyi ziyaret ettiğimde, anne personelimizin bizzat ismini biliyordu. Çocuğumuzun üstün yarar, çocuklarımızı düşünerek sadece hareket ettiğini söyledi. Bu minvalde çocukla, bakın çocuğu anneden koparmak gerçekten bir sorumluluk. Yani çok zor bir karar, bu tür kararları verebilmek. Anneyle evlatları arasında yakın bağ görmüş ve annenin girişimlerini görmüş. Annenin defaatle girişimleri ve dilekçeleri var. Anneannenin dilekçeleri var. Ancak ben yine de nerede sorumluluğu var, sorumluluğumuz var, onu araştırmak için bakanlık olarak geliştirme gereken tüm soruşturmalarımı da başlattığımı ifade etmek istiyorum. Her nerede bir ihmal varsa gereğini yerine getireceğimizden hiç kimsenin şüphesi olmasın. Bu çocuklar hepimizin çocuğu. Sizin komşunuzda böyle bir durum olsa bize haber vermez misiniz? Verirsiniz. Dolayısıyla her nerede bir ihvan varsa gereğinin yerine getireceğimizde hiç kimsenin şüphesi olmasın. Ancak ben de herkesin üzerine düşen sorumluluğunu titizlikle yerine getirmesini diliyorum” dedi.