ASAYİŞ - 11 Kasım 2024 Pazartesi 00:22

Virajı alamayan otomobil park halindeki 2 araca çarptı: 1 hafif yaralı

A
A
A
Virajı alamayan otomobil park halindeki 2 araca çarptı: 1 hafif yaralı

Aksaray’da sürücüsünün virajı alamadığı otomobil kontrolden çıkarak park halindeki 2 ayrı araca çarptı. Kazada 1 kadın hafif şekilde yaralandı.


Kaza gece yarısı Kılıçarslan Mahallesi Ervah Sokak’ta yaşandı. Edinilen bilgiye göre, Kireçlik’ten Kurtuluş Mahallesi istikametine seyreden R.E. (38) yönetimindeki 68 BT 624 plakalı Ford marka otomobil, sürücüsünün virajı alamaması nedeniyle kontrolden çıkarak park halindeki 2 ayrı otomobile çarptı. Kazada park halindeki araçlara çarpan otomobil adeta hurdaya dönerken araçta yolcu olarak bulunan bir kadın hafif şekilde yaralandı. Çevredeki vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine polis ve ambulans sevk edildi. Olay yerine gelen 112 Acil Yardım ekipleri yaralı kadına ambulans içinde müdahale ederken polis ekipleri kazayla ilgili inceleme yaptı.



Virajı alamayan otomobil park halindeki 2 araca çarptı: 1 hafif yaralı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Diyarbakır 1 milyon çiçekle renkleniyor Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinin, kendi imkanlarıyla ürettiği, farklı tür ve renkte 1 milyon 30 bin adet kışlık mevsimlik çiçek toprakla buluşmaya başladı. Daha yeşil ve estetik bir Diyarbakır için çalışmalarını sürdüren Park ve Bahçeler Daire Başkanlığı Fidanlık ve Ağaçlandırma Şube Müdürlüğü, Yenişehir ilçesi TOKİ içinde yer alan Fidanlık Üretim Şefliğinde, ürettiği kışlık mevsimlik çiçeklerin bir kısmının dikimlerini gerçekleştirdi. Önemli ölçüde ekonomik tasarrufun da sağlanacağı çalışmada Fidanlık ve Ağaçlandırma Şube Müdürlüğü, kış sezonunda Yenişehir, Bağlar, Kayapınar ve Sur ilçelerinin kavşak ile refüjleri için kırmızı, sarı ve beyaz 500 bin menekşe, kırmızı ve beyaz renklerde 530 bin de süs lahanası ile birlikte toplamda 1 milyon 30 bin adet çiçek üretecek. Mevsimin ilk çiçekleri Bağlar’da toprakla buluştu Yılı, yaz ve kış dönemine ayırarak farklı türlerde mevsimlik çiçek üreten Fidanlık ve Ağaçlandırma Şube Müdürlüğü, refüjlere ve kavşaklara çiçek dikmeden önce 4 merkez ilçede çiçek söküm, yer açma ile altyapı çalışmalarını tamamladı. Park ve Bahçeler Daire Başkanlığı, tamamlanan altyapı çalışmalarının ardından mevsimin ilk çiçeklerini Bağlar ilçesi Dicle Bulvarı ve Ahmet Bilgin Caddesinin refüj ile kavşaklarında toprakla buluşturdu. Çiçekler Nisan’a kadar kentin refüj ve kavşaklarını süsleyecek Ekipler, ürettikleri 1 milyon 30 bin adet çiçeği sonbahar ve kış aylarında belirlenen çalışma takvimi doğrultusunda kentin farklı noktalarında değerlendirecek. Park ve Bahçeler Daire Başkanlığı’nın, kendi üretimi olan bitkiler Bağlar, Kayapınar, Sur ve Yenişehir ilçelerinin refüj ve kavşaklarını Nisan ayına kadar süsleyecek.
Ankara Türkiye’de kuş gribi vakaları göçmen su kuşları kaynaklı ortaya çıkıyor Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Akan, Türkiye’de meydana gelen kuş gribi vakalarının göçmen su kuşlarının kanatlı hayvanlar ile teması nedeniyle ortaya çıktığını belirterek, "Hastalığın bulaşmasında göçmen su kuşları etkili" dedi. Türkiye tavuk eti ve yumurtası üretiminde kendi kendine yetebilen bir ülke konumunda bulunurken, son zamanlarda farklı bölgelerde kuş gribi vakaları ortaya çıktı. Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Akan, Eskişehir ve Konya’da meydana gelen kuş gribi vakalarını İHA muhabirine değerlendirdi. Prof. Dr. Akan, kuş gribinin isminden anlaşılacağı üzere kanatlı hayvanları etkileyen bir hastalık olduğunu ifade etti. Türkiye’de ilk kuş gribi vakasının 2005’te görüldüğünü belirten Prof. Dr. Akan, "Daha sonra 2006, 2007, 2008, 2015, 2023’te ve son olarak geçen hafta gördüğümüz kuş gribi vakasını yaşadık. Bundan sonraki süreçte kuş gribi vakalarını yaşar mıyız? Evet, bu mümkün. Dünyada da çok yaygın hastalık tabloları var. Şu an yaygın olarak Kuzey Amerika ülkelerinde var. Kuzey Avrupa ve Orta Avrupa ülkelerinde yaygın olarak görüyoruz. Asya kıtası ve Ortadoğu’da da var" ifadelerini kullandı. "Hastalığın bulaşmasında göçmen su kuşları etkili" Kuş gribinin Türkiye’ye nasıl geldiğini de anlatan Prof. Dr. Mehmet Akan, şunları kaydetti: "Hastalığın bulaşmasında göçmen su kuşları etkili. Göçmen su kuşlarının mikrobiyotası dediğimiz sindirim sisteminde bu etkenler bulunuyor. Bu etkenler bulunduğundan dolayı göçmen su kuşları, her göç yaptığında bu mikroplarla beraber başka ülkelere gidiyor. Göçmen kuşlar ile serbest kuşlar buluşup, serbest kuşlarda evcil kanatlılara bu mikrobu bulaştırırsa bu defa tavuklarda ve hindilerde bu hastalık başlıyor. Daha sonra ticari işletmelere bulaşırsa yıkım çok fazla oluyor. Çok fazla hayvan ölümü ile karşılaşıyoruz. Bu da ülke ekonomisini olumsuz etkiliyor." "Göçmen su kuşları kanatlı hayvanlarımıza bu mikrobu bulaştırabilir" Prof. Dr. Akan, "Genel bulaşmada dikkat edeceğimiz en önemli konu şu; göçmen su kuşları ile kanatlı hayvanların temasını azaltmak en önemli kontrol kısmını oluşturuyor. Bundan sonraki durumda daha kontrol edilebilir durum oluyor. Göçmen su kuşları ile teması önemsememiz gerekiyor. Bunlar kanatlı hayvanlarımıza bu mikrobu bulaştırabilirler" diye konuştu. "Erken teşhis kayıpları azaltmakta çok etkin" Kuş gribinin kanatlı hayvanlara bulaşmasının ardından yaşanan tabloyu özetleyen Akan, "Bu hastalık evcil kanatlılarda aniden başlayan ölüm tablosu ile başlıyor. Bir gün önce hayvanlar çok sağlıklı gözükürken 1 ila 2 gün içerisinde bir an da ölen hayvanları görüyoruz. Bu ölen hayvanları gördüğümüzde, hızlı ölüm dediğimiz yüksek sayıya ulaştığımızda, Tarım ve Orman Bakanlığı il ve ilçe teşkilatında hangisine yakınsak veya bir veteriner hekime bunu bildirmemiz ve bunun laboratuvara gönderilip teşhis edilmesi gerekiyor. Erken teşhis kayıpları azaltmakta çok etkin" şeklinde konuştu. "Dünyada en önemli ekonomik olarak kayba uğratan hastalık" Kuş gribinin ülke ekonomilerinde büyük sorunlar meydana getirdiğini belirten Prof. Dr. Mehmet Akan, "’Dünyada en önemli ekonomik olarak kayba uğratan hastalık nedir’ derseniz bu kuş gribidir. Kuş gribinin daha önceki yıllarda milyonlarca lira değer kaybına neden olan Avrupa kıtasındaki bazı ülkelerde İtalya, Hollanda gibi yüksek miktarda ekonomik kayba neden oluyor. Bu nedenle hastalığın erken tanısı çok önemli. Bakanlığın sistem içerisinde olması çok önemli. Bakanlık yetkililerin süreçten haberdar edilmesi ve sürecin resmi otorite ile beraber üreticilerin birlikte yürütmesi oldukça önemli bir konu" ifadelerini kullandı. "Hastalık teşhisine takiben karantina koyuyoruz" Kuş gribinin tespit edilmesinin ardından uygulanması gereken adımlara da değinen Akan, "Hastalık teşhisine takiben karantina koyuyoruz. Karantina koyduktan sonra 3 kilometrelik çaptaki alan, daha sonra 10 kilometre çaptaki hayvan hareketlerini kontrol ediyoruz. Şüpheli durumlar varsa laboratuvara götürüp analiz yaptırıyoruz. Durumu bu şekilde kontrol etmek mümkün olabiliyor. Bu esnada hastalıktan şüpheli hayvanların taşınması, bu hayvanlara verilen yemlerin başka işletmelere götürülmesi, dışkının bir başka yere kontrolsüz saçılması hastalığın bulaşması için önemli bir konu. Bulaştırmamak için bu şeylerin taşınmaması ve kümeste bırakılması ayrıca önem taşıyor" dedi. "Bu hastalık kanatlı hayvan hastalığı" Prof. Dr. Mehmet Akan, "Bu hastalık sadece kanatlı hayvanların hastalığı. İnsanları etkilemiyor. İnsan vakalarına baktığımızda çok çok az. Ülkemizde de şu an da bir insan vakası yok. Tüketicilerimiz bu konuda rahat olsunlar. Bunlar dünyada ve Türkiye’de de izleniyor" diye konuştu. "Ülkemizde tavuk eti iç tüketimimizi karşılıyor" Prof. Dr. Akan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Ülkemizde tavuk eti, hindi eti ve tavuk yumurtası bizim iç tüketimimizi karşılıyor. Kendi tüketimimizin tamamını kendi üretimimizden karşılıyoruz. Artan yumurta ve kanatlı etimizi de ihracata yolluyoruz. Bu hastalığın izlenmesi bakanlık ile beraber sürecin takip edilmesi hem iç tüketiminin karşılanması hem de ihracat için belirleyici oluyor. Hastalık çıktığında da ihracatı engelleyen bir hastalık olduğunu söyleyelim. Uluslararası ticarete olumsuz etkileri oluyor. Bu etkiler nedeniyle üretimin genel yapısı oluyor. Daha sonra tüketicileri de etkileyen fiyat değişimi olmakta."
Bursa Bursa’da Atatürk’ün sevdiği şarkılar seslendirildi Klasik Türk Müziği’nin sevilen isimleri Melihat Gülses ve Nida Ateş, oda orkestrasıyla birlikte gerçekleştirilen konserde Atatürk’ün sevdiği şarkı ve türküleri seslendirerek Bursalılara unutulmaz bir akşam yaşattı. Bursa’da kültür ve sanatı kentin her köşesinde yaşatmak amacıyla çalışmalarını sürdüren Büyükşehir Belediyesi, önemli bir programa daha ev sahipliği yaptı. Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı tarafından Tayyare Kültür Merkezi’nde düzenlenen ‘Fikrimin İnce Gülü Atatürk’’ün Sevdiği Şarkılar ve Türküler’ programında, Klasik Türk Müziği’nin sevilen isimleri Melihat Gülses ve Nida Ateş sahne aldı. Oda Orkestrası’nın da eşlik ettiği gecede, ‘Ağlayalım Atatürk’e, Yemen Türküsü, Bülbülüm Altın Kafeste, Sarı Zeybek, Çalın Davulları ve Fikrimin İnce Gülü’ gibi Atatürk’ün sevdiği eserler seslendirildi. Bursalılara unutulmaz bir akşam yaşatan sanatçılar, gecenin sonunda dinleyenler tarafından ayakta alkışlandı. Program sonunda CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Saldız tarafından sanatçılara çiçek takdim edildi. Sanatseverlere güzel bir gece yaşatan Melihat Gülses, Nida Ateş ve Oda Orkestrası’na teşekkür eden Saldız, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü sanatla anmanın mutluluğunu yaşadıklarını ifade etti.
Bursa Bingöl, Bursa Fan Club’ün konuğu oldu Bursa Fan Club Derneği’nin kasım ayı toplantısına konuşmacı olarak Mudanya Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Gıyasettin Bingöl katıldı. Toplantının açılışında konuşan Dernek Başkanı Ali Ademoğlu, Bursa Fan Club’ün 35 yıldır Bursa’ya değer katmak için faaliyetler yürüttüğünü belirterek, “Bir işi gönülden yaparsanız başarırsınız. Biz de bunu yapmaya çalışıyoruz. Bugünkü konuğumuz Gıyasettin Bingöl de eğitim alanında önemli işleri gönülden yapıyor. Son olarak Bursa’ya kazandırdığı Mudanya Üniversitesi de kısa zamanda Bursa’nın önemli bir değeri oldu. Herkes konuştu ama üniversiteyi Gıyasettin Bey yaptı. Biz kent merkezinde kampüsler yaparak üniversiteyi kentle buluşturmasını istiyoruz. Kendisine teşekkür ediyoruz. Yaptıkları takdire şayan” dedi. Mudanya Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Gıyasettin Bingöl de, Bursa Fan Club Derneği’ni yakından takip ettiğini dile getirerek, “Tartışan, geliştiren insanlarsınız. Yaptıklarınızı takip ve takdir ediyorum” diye konuştu. Hayat hikayesini anlatarak konuşmasına devam eden Bingöl, zor şartlarda eğitim aldığını ama başarmak için çok çalıştığını söyledi. Üniversite okumak için Bursa’ya geldiğini kaydeden Bingöl, “Bursa’yı çok sevdim. Burada okudum, evlendim, kazandım. Bursa’ya aşık oldum. Kitapçılık yaptım, dershaneler, kolejler açtım. Bana Bursa’yı okutan adam diyorlar. Binlerce öğrenci okuttum. 2004 yılında 2020’de üniversite kuracağım dedim. Hayal dediler. Çok zor oldu ama buna inandım ve başardım. İnanırsanız bir adım öndesiniz. Üniversiteyi kurduktan sonra gördüm ki Bursa’nın buna çok ihtiyacı varmış. Çok destek ve tebrik aldım. İyi bir kadro kurduk. Her sene büyüyerek gelişiyoruz. Şimdi daha önemli bir görevimiz var. İyi yönetmemiz gerekiyor. Bu eser Bursa’ya feda olsun, hayırlı olsun” diye konuştu.