EKONOMİ - 03 Ekim 2024 Perşembe 09:26

Ağrı’da yüzde 70 hibe ile 300 ton sertifikalı buğday tohumu dağıtıldı

A
A
A
Ağrı’da yüzde 70 hibe ile 300 ton sertifikalı buğday tohumu dağıtıldı

Ağrı’nın Patnos ilçesinde “Patnos’ta Bitkisel Üretim Artıyor” projesi ile 300 üreticiye yüzde 70 hibe ile 300 ton sertifikalı buğday tohumu dağıtıldı.


Ağrı’nın Patnos ilçesinde ilçenin tarım potansiyelini artırmak ve çiftçiye destek olmak amacıyla Doğu Anadolu Bölge Kalkınma Ajansı’nın da destekleriyle hayata geçirilen “Patnos’ta Bitkisel Üretim Artıyor” projesi doğrultusunda tohum dağıtım töreni düzenlendi. Yüzde 70 hibeyle 300 üreticiye dağıtılan 300 ton sertifikalı tohum ile 5 bin tonluk verim elde edilmesi hedefleniyor.


Törende konuşan Ağrı Valisi Mustafa Koç, Patnos’un ekilebilir tarım arazisi alanıyla büyük bir öneme sahip olduğunu belirterek, “Patnos, 628 bin 230 dekar ekilebilir tarım arazisi ile bölgesinin en verimli topraklarına sahip bir ilçemizdir. Bu geniş tarım arazileri, ilçemizin doğal zenginlikleri ve çiftçilerimizin özverili çalışmalarıyla birleştiğinde güçlü bir tarımsal üretim yapısı oluşturmakta. 2024 yılı itibarıyla ilçemizde buğday ve arpa ekiliş alanları toplam 330 bin dekar olarak belirlenmiş durumdadır. Bu alanların her birinde hem çiftçilerimizin hem de tarım sektörünün geleceği için büyük bir potansiyel yatmaktadır. Tarımsal üretimimiz yalnızca bitkisel üretimle sınırlı değil, aynı zamanda hayvancılıkla da büyük bir bütünlük oluşturmaktadır. İlçemizde toplam 170 bin küçükbaş ve 20 bin büyükbaş hayvan varlığı ile hayvancılık sektöründe de önemli bir yere sahibiz. Bu zenginlik, hem yerel ekonomimize hem de gıda güvenliğimize büyük katkı sağlamaktadır. Geçtiğimiz yıl, 2023 yılında desteklemeye dahil edilen projelerimiz kapsamında 2024 yılı itibarıyla toplamda 89 milyon TL’lik bitkisel ve hayvansal destek ödemesi gerçekleştirilmiştir. Bu destekler, üreticilerimizin daha verimli çalışmasına ve modern tarım tekniklerini benimsemesine yardımcı olmuştur. Devletimiz, tarım ve hayvancılığımızı destekleme kararlılığını sürdürmekte, bu alandaki tüm paydaşlarımızın yanında olmaktadır" dedi.


Yüzde 70 hibeli olarak 300 ton sertifikalı buğday tohumluğu dağıtımı yapılacağını söyleyen Vali Koç, "Bu proje sayesinde 300 üreticimiz tarafından 12 bin dekar alanda sertifikalı buğday tohumluğu ekimi yapılacaktır. Önümüzdeki sezon, bu tohumların ekilişi ile birlikte yaklaşık 5 bin tonluk bir verim elde etme hedefindeyiz. Bu, sadece Patnos için değil, tüm bölge için büyük bir ekonomik kazanım anlamına gelmektedir" diye konuştu.


Hedefin tarımda sürdürülebilirlik olduğunu söyleyen Vali Koç, "Buradan, tüm çiftçilerimize seslenmek istiyorum. Birlikte çalışarak, ortak hedeflere ulaşmak mümkündür. Her birinizin katılımı, Patnos’un tarımsal üretiminde ve hayvancılıkta elde edeceğimiz başarıların anahtarıdır. Tohumlarımızı ekelim, birlikte büyütelim, birlikte hasat edelim. Çünkü bizler, bu toprakların evlatlarıyız ve bu toprakların sunduğu potansiyeli en iyi şekilde değerlendirmekle yükümlüyüz” ifadelerine yer verdi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde anıldı Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen programda anıldı. Etkinlikte, Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan kardeşliğine katkıları ele alındı. Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen "Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin mimarı: Ulu Önder Haydar Aliyev’i Anma Gecesi" programı, saygı duruşu ve Türkiye ile Azerbaycan milli marşlarının okunmasıyla başladı. Açılışın ardından düzenlenen panelde; Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Erbay, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Karabulut ile Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Okan Yeşilot, Haydar Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine katkılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Panelin ardından ses sanatçısı Süreyya Eyvazova, Azerbaycan’ın simge eserlerinden "Sarı Gelin" türküsünü seslendirdi. "Tarihimize baktığımızda biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de kader ortağıyız" Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, Haydar Aliyev’in Azerbaycan milleti için taşıdığı önemi vurgulayarak, gerçekleştirdiği anma konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "İki liderimizden, iki ulu önderimizden birini bugün burada anıyoruz. Biri Atatürk, biri Haydar Aliyev. Her ikisi de bizim yolumuzu açtı. Biri Türkiye’nin, biri Azerbaycanlı Türklerin yolunu açtı. Azerbaycan bizim için can, Azerbaycanlı kardeşlerimiz de can kardeşlerimizdir. Uzakta olsak bile gönül bağıyla bağlıydık ve o kültürün, o toplumun içerisine girdikçe aslında ne kadar yakın olduğumuzu; benzerlik de değil ne kadar aynı olduğumuzu fark ettim. Aslında bizim bir olduğumuzu keşfettim. Ortak kültür, ortak dil ayrı bir dil değil, hepimiz aynı dili konuşuyoruz. Ama bir kan birliği kesinlikle var ve bu kan birliğinin, genetik birliğinin, genetik aynılığın ben artık kimyasına çok inanmaya başladım. Çünkü yabancı hissetmiyoruz orada, benim için başka bir ülke değil. Tarihimize baktığımızda aslında biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de aslında kader ortağıyız; aynı mücadelelerden geçmişiz. Emperyalist güçler tarafından aynı acılar çektirilmiş, aynı mücadele süreçleri yaşanmış. Dolayısıyla Haydar Aliyev gibi, Mustafa Kemal Atatürk gibi ulu önderler eğer bu kadar güçlü biçimde bizlere ışık tutup bizim yollarımızı açtılar ise, bu üniversitenin çatısı altında da şunu söyleyebilirim ki bizler için en büyük güç bilgi olmalı. Çünkü biz emperyalist güçlerle ancak ve ancak bilgi ile başa çıkabiliriz. Bu iki ulu önderin özelliği, her iki önder de kahramanlık destanını kendi halklarıyla birlikte, kendi milletleriyle birlikte yazdılar. Destanı cephede, meydanlarda birlikte gerçekleştirdiler. Birlikte kahramanlık hikayeleri yazıldı ve tarihe birlikte geçildi; milletiyle bütünleşerek ve büyük millet sevgisiyle. İktidar hırsı değil, millet sevgisi, milleti kurtarmak, bağımsızlık ve özgürlük sevdasıyla gerçekleştirilen büyük bir güç, büyük bir enerji. Dolayısıyla onlara çok şey borçluyuz." "Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır" Prof. Dr. Güngör, bilginin iki millet arasındaki birleştirici gücü artıracağını ve güçlü bir Türk ittifakının bilgili insanlarla mümkün olabileceğini dile getirerek, "Bugün burada olmanız bizler için çok anlamlı. Ülker Hanım bize "’İyi ki kapılarınızı açtınız’ demişti. Ben de dedim ki; biz kapıları açmadık, kapılar zaten hep açıktı. Biz çünkü kapıları kapatamayız, kapılar hep açık çünkü biz kardeşiz, biz aynı milletiz. Biz birbirimize dayanırsak güçlü oluruz. Yoksa bir tarafta Amerika, bir tarafta Rusya, geleceğin belki emperyal gücü Çin; bunlar için biz hep başkası olacağız, biz hep öteki olacağız. Bizim öteki olmaktan kurtulmamızın tek bir yolu var: Birbirimizi tanımak, birbirimizin farkına varmak ve biz olabilmek. Onun için de bilgi ittifakı yapmalıyız. Biz zaten kardeş ittifakı yapıyoruz, bilgi ittifakı yapmalıyız. Üniversitelerimiz arasında bilgi alışverişi, etkileşimi hızlandırmalıyız. Bunu çok daha güçlü hale getirmeliyiz. Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır. Dolayısıyla da farkında olmak, dolayısıyla da birbirinin yanında olmak, birbirinin içerisinde olmak, ittifakı güçlü bir Türk ittifakı oluşturabilmek, güçlü bir Türk bloku oluşturabilmek. Bunun yolu da aşkın insan yetiştirebilmek, bilinçli insan yetiştirebilmek ve bilgili insan. O nedenle de eğitim güçlerimizi birleştirmeliyiz. Bu tür topluluklarda da bunun farkını ve bunun farkındalığını sürekli güçlendirmeliyiz. Ben tekrar huzurunuzda Ulu Önderimiz Haydar Aliyev’i saygıyla, minnetle, sevgiyle anıyorum" ifadelerine yer verdi. Program, konuşmacılara ve katkı sunanlara plaket takdim edilmesiyle sona erdi.