GÜNDEM - 06 Kasım 2024 Çarşamba 14:09

Kıbrıs’ın fatihleri fethettikleri topraklara doğru yola çıktı

A
A
A
Kıbrıs’ın fatihleri fethettikleri topraklara doğru yola çıktı

Afyonkarahisar Valisi Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı’nın destekleriyle Kıbrıs Barış Harekatı’nda görev alan 21 muharip gaziler “Kıbrıs’ın Fatihleri Fethettikleri Topraklarda” etkinliği çerçevesinde Kıbrıs’a doğru yola çıktı.


Kıbrıs Barış Harekatı’nda görev yapan muharip gaziler gezi süresince fethettikleri toprakların 50.’nci yıldönümünde savaştıkları cepheleri, ziyaret etme imkânı bulurken, o günleri de yeniden yad ederek hafızalarında tazelemiş olacak.


Devletin şehit yakınları ve gazilerin her daim yanında olduğunu söyleyen Vali Yiğitbaşı, “50 yıl önce Kıbrıs için amansız bir mücadele veren, ölümü göze alan ama gazilik onuruna erişen muharip gazilerimizin mücadele verdikleri o toprakları yeninden görmelerine vesile olduğumuz için mutluyuz. Tüm gazilerimize güzel bir Kıbrıs yolculuğu diliyorum. Bizler onlara ve bu vatan için can verip şehit düşen ve gazi olan tüm şehit ve gazilerimize her zaman minnettarız” dedi.



Kıbrıs’ın fatihleri fethettikleri topraklara doğru yola çıktı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara HAK-İŞ Genel Başkanı Arslan: “4 tane çalışanın bir emekliyi finanse etmesi ideal bir sistem” Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) Genel Başkanı Mahmut Arslan, “4 tane çalışanın bir emekliyi finanse ettiği sistem en ideal bir sistem. Bugün EYT uygulaması yapılmadan önce 2020 yılında aktif pasif dengemiz 2,37’ydi. Yani 2,37 çalışan bir emekliyi finans ediyor. 2023 yılında bu 1,82’ye düşüyor” dedi. HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, HAK-İŞ Akademi tarafından Türkiye’deki emeklilik sisteminin sorun ve çözüm önerilerinin ele alındığı ‘Emeklilik Sisteminin Güncel Sorunları ve Çözüm Önerileri Raporu’nu düzenlediği basın toplantısında kamuoyu ile paylaştı. Arslan, HAK-İŞ Akademi’nin sosyal güvenlik sistemiyle ilgili aylık bağlama sisteminin enflasyonlu dönemdeki durumu, emeklilik sistemi ve sosyal güvenlik sisteminin içinde bulunduğu sorunlar ve çözümleriyle ilgili bir çalışma gerçekleştirdiğini kaydetti. HAK-İŞ olarak sosyal güvenlik sistemiyle ilgili pek çok platformda birçok sorunu gündeme getirdiklerine dikkati çeken Arslan, “Sosyal güvenlik sistemimizin içinde bulunduğu şartları iyileştirme konusunda HAK-İŞ hep yapıcı bir rol üstlenmiştir. Hep sorunun sadece ortaya konması değil, çözümlerini de birlikte ortaya koymuştur” açıklamasında bulundu. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 1999’da, 2008’de ve sonrasında yapılan bazı çalışmalarla bütün olumsuzluklara rağmen önemli başarılar da yakaladığını belirten Arslan, 2002 yılında yüzde 70’lerde olan Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamının 89’lara ulaştığını dile getirdi. “Sosyal güvenlik sistemimize ciddi bir kaynak aktarmıyor” Arslan, gayri safi milli hasıladan emeklilerin aldığı payın 2009 yılında yüzde 7,6 olduğunu hatırlatarak, “2023’te 6,4’e düşüyor, 2024’te ise 6,8’e ağustos itibarıyla. Dolayısıyla aslında Türkiye’nin genel olarak milli geliri artmasına rağmen sosyal güvenlik harcamalarımızda 2023’te yüzde 6,4’a düşüyor, 2025’te 6,8. Bu şunu gösteriyor; maalesef sosyal güvenlik sistemimize diğer gelişmelere paralel olarak ciddi bir artış, ciddi bir kaynak aktarmıyor demektir” ifadelerini kullandı. “Aktüeryal dengemizi kayıt dışı istihdam bozuyor” Kamuoyunda sosyal güvenlik sisteminin aktüeryal dengesini EYT’nin ve emekli maaşlarının bozduğu algısı olduğunu belirten Arslan, “Bu doğru değil. Aslında aktüeryal dengemizi iki tane temel konu bozuyor. Birincisi kayıt dışı istihdam. Hala Türkiye, OECD ülkelerinin iki katı -OECD ortalamaları yüzde 15 esas kabul edersek- yüzde 30 kayıt dışı istihdam sorunuyla karşı karşıya. Kayıt dışı istihdam demek prim almama demektir, vergi almama demektir. Dolayısıyla Türkiye’nin emeklilikle ilgili en temel sorunu emekli maaşları değil, en temel sorunu kayıt dışı istihdamdır” dedi. “Prim gelirlerinin tahsil edilmesi durumunda Sosyal Güvenlik Kurumumuzun prim alacakları 600 milyarı buluyor” Aktüeryal dengeyi bozan ikinci konunun ise prim gelirlerinin tahsil edilememesi olduğuna işaret eden Arslan, “Elimizde 2023 yılı verileri var. Toplam baktığınız zaman Sosyal Güvenlik Kurumumuzun prim alacakları 600 milyarı buluyor. 600 milyarlık bir priminiz olsa bugünkü emekli maaşlarını yüzde 50 artırma şansınız var. Üstelik ciddi bir kayıt dışını da ortadan kaldırmayı da koyduğunuz zaman bu rakamlar 1,5 trilyonu bulan rakamlar oluyor. Dolayısıyla kayıt dışı istihdamı ortadan kaldırırsak veya asgariye indirirsek, prim alacaklarımızı tahsil edersek, aslında sosyal güvenlik kurumumuzun kamuoyunda algı oluşturmaya çalışılan ’kötüdür, batmıştır, yok olmuştur’ gibi algıları da değiştirmiş olacağız” diye konuştu. “4 tane çalışanın bir emekliyi finanse ettiği ideal bir sistem” Arslan, emeklilik sistemindeki aktif-pasif dengesine ilişkin ise, “Dünyadaki primli sistemlerde aktif-pasif dengesinin 4 çalışanın bir emekliyi finanse ettiği bir modelden bahsediyoruz. Fakat dünyanın hiçbir yerinde bu model 4’te bir değil. Olsa bu ideal bir şey. Evet, 4 tane çalışanın bir emekliyi finanse ettiği ideal bir sistem. Fakat bunu hiçbir zaman biz yakalayamadık. Bugün de sistemden önce yani bu EYT uygulaması yapılmadan önce 2020 yılında aktif-pasif dengemiz 2,37’ydi. Yani 2,37 çalışan bir emekliyi finans ediyor. 2023 yılında bu 1,82’ye düşüyor. EYT’den kaynaklı oldu. Dolayısıyla bizim 1,82 çalışanımız bir emekliyi finanse etmek zorunda. Bu da aslında çanların çaldığı ciddi bir sıkıntıyı işaret ediyor” değerlendirmesinde bulundu. “Türkiye’de sendikal örgütlülüğün önünü açarsak sorunları çözüyoruz” Avrupa İstatistik Ofisi’nin verdiği rakamlara göre Avrupa Birliği ortalamasında aktüeryal dengenin 1,93 olduğunu belirten Arslan, neredeyse hiçbir demokratik ülkede 4 çalışanın bir emekliyi finanse ettiği bir rakamın yakalanamadığını dile getirdi. Arslan, “Türkiye bununla övünmeli mi? Elbette değil. Ama bunu sadece EYT’nin üzerine yıkmak büyük bir haksızlık. Biz HAK-İŞ olarak eğer Türkiye’de sendikal örgütlülüğün önünü açarsak, sendikal örgütlülük yüzde 15 değil de yüzde 50’lere ve daha yukarıya çıkarsa üç tane temel sorunu çözüyoruz” ifadelerini kullandı. Sendikalı örgütlülüğün önünün açılması halinde toplu sözleşme sisteminin genişletileceğini aktaran Arslan, gelir dağılım adaletsizliğini önlemek için önemli bir aşamayı kaydedeceklerini vurguladı. “Sistem enflasyonun çok yükseleceği veya çok düşeceği dikkate alınmadan yapılmış” Arslan, 2025 yılında emekli olacaklara enflasyondan kaynaklı olarak daha az maaş bağlamasından ötürü yaşanan mağduriyete değinerek, “HAK-İŞ olarak bu sorunu köklü bir çözüm olarak görüyoruz. Bugün konjonktürel olarak önümüze gelen 2024 yılında emekli olan bir işçi, eğer 2025 yılında emekli olursa yüzde 35’e varan gelir kaybını, maaş kaybını tartışmaktan öteye büyük bir reformdan bahsediyoruz. Konjonktürel olarak bu sene bu sorunu çözmek gelecek yıl için başka sorunları gündemimize getiriyor. Sistem 2008 yılında reform gerçekleştirilirken maalesef enflasyonun çok yükseleceği veya çok düşeceği dikkate alınmadan o günkü konjonktüre göre yapılmış bir hesaplama, bugün gelip duvara tost attı bizi” dedi. “Emekli olmadan çalışmaya devam eden insanlar ne kadar fazla sistemde kalırsa o kadar fazla maaş alır” Emeklilik sisteminde köklü bir düzenleme yapılması gerektiğini kaydeden Arslan, şu ifadelere yer verdi: "Bizim düzenlememiz şu; sistemde kalan yani emekli olmadan çalışmaya devam eden insanlar ne kadar fazla sistemde kalırsa o kadar fazla maaş alır. Bu eşyanın tabiatı da bu olması gerekiyor. Daha fazla prim ödeyip, daha az maaş almak; bu gerçekten doğru bir tutum değil. Bundan vazgeçilmeli. Hükümetimiz neden bundan vazgeçti? Niçin bu kritik sorunun çözümü konusunda beklemeye geçtiler bilemiyoruz. Henüz iki ayımız var. Kasım ve aralık ayı. Belki aralık ayının sonuna kadar bir düzenleme yapılabilir. Beklentimiz var. Eğer yapılmazsa bir taraftan erken emekliliği eleştirenler, EYT’yle sosyal güvenlik sistemimize yeni yük getirildi diyenler, emeklilerle ilgili sendikaları suçlayanlar, ki bizi de suçluyorlar EYT’yi savunduğumuz için, ülkeyi bir krize soktuğumuz için.” Arslan’ın konuşmasının ardından İş ve Sosyal Güvenlik Uzmanı Sadettin Orhan, ‘Emeklilik Sisteminin Güncel Sorunları ve Çözüm Önerileri Raporu’na ilişkin sunum gerçekleştirdi. Orhan, kısa vadede 2024 sonrası aylık kayıplarının önlenmesi, orta vadede emekli aylığı hesaplama ve güncelleme sisteminin revize edilmesi, Sosyal Politika Koordinasyon Kurulu oluşturulması, uzun vadede ise Sosyal Güvenlik Şurası zemininde sosyal güvenlik sisteminin reforme edilmesi gerektiğini vurguladı.
Eskişehir Eskişehir’in Ocak-Ekim ihracatı 3 milyar doları aştı Eskişehir’in 2024 yılı Ocak-Ekim dönemi ihracatı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 14,78 artarak 3,7 milyar dolara ulaştı. Sadece ekim ayında Eskişehir’den yapılan ihracat ise 421 milyon dolar olarak gerçekleşti. Ülke genelinde Ocak-Ekim dönemi ihracatı yüzde 3,2 oranında artarak 216,4 milyar dolar oldu. İhracat, geçtiğimiz yıl yakaladığı ivmeyi bu yılın ilk 10 ayında da sürdürmüş ve en yüksek aylık ihracat değerine ulaşmış oldu. İhracatta finansmana erişim kolaylaştırılmalı İhracatta yaşanan başarının devamı için finansman destek beklediklerini belirten Eskişehir Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesikbaş, “Küresel ekonomide, emtia ve enerji fiyatlarında yaşanan olumsuzluklara rağmen Türkiye ihracatı büyümeye devam etmekte. Ekonominin tüm aktörlerinin bu zorlu dönemde sorumluluk alması oldukça önemli. Özellikle finans sektörünün elini taşın altına sokması, kaynakların mutlaka imalat sektörüne yönlendirilmesi gerekmekte. Bankaların daha çok sorumluluk almalarını, özellikle Eximbank kredilerinde genişleme ve cazip şartlar sağlanmasını bekliyoruz” açıklamasında bulundu. Ekonomik istikrar için dış ticaret açığı kapanmalı Açıklanan ihracat rakamlarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Başkan Kesikbaş, "İhracat konusunda özellikle sanayicilerimizin gayretleriyle önemli rakamlara ulaşıyor ve rekorlar kırmaya devam ediyoruz. Bununla birlikte, dış ticaret açığında yaşanan düşüşü de makroekonomik istikrar ve ekonomik büyümeye olan pozitif katkısı açısından değerli buluyoruz. Küresel ekonomideki durgunluğa rağmen dış ticaret açığında yakalanan düşüş ivmesinin önümüzdeki süreçte Avrupa ve ABD’deki faiz indirimleriyle birlikte hızlanarak devam etmesini beklemekteyiz” dedi.
İzmir İzmir’de anaokulu önünde şaşırtan pankart İzmir’in Bornova ilçesinde bulunan özel bir anaokulu işleten kiracısından tam 1 yıldır kira alamadığını, faizi ve masraflarıyla birlikte 1 milyon lira alacağı olduğunu söyleyen mülk sahibi, "Anaokulu bir yıldır kirasını ödemiyor" yazılı pankartla kiracısını protesto etti. İzmir’in Bornova ilçesi Kazımdirik Mahallesi’nde müzisyen N.G.’nin işlettiği Özel Yeni Nesil Anaokulu’ndan 12 ay boyunca kira tahsil edemediğini söyleyen mülk sahibi Doğan Yılmaz (62), masraflarla birlikte 1 milyon lirayı bulan alacağını, iddiaya göre kiracıdan tahsil edemedi. Alacakları için suç duyurusunda bulunan Yılmaz, kiracısı hakkında avukatı aracılığıyla icra dairesine başvuracak icra takibi başlattı. Kiracı bunlara rağmen herhangi bir ödeme yapmayınca da mülk sahibi çareyi ilginç bir yola başvurarak buldu. Anaokulu bir yıldır kirasını ödemiyor Hazırlattığı bir pankartın üzerine ’Anaokulu 1 yıldır kirasını ödemiyor’ yazdıran Doğan Yılmaz, çevredeki vatandaşların meraklı bakışları altında okulun önüne getirdiği aracın üzerine pankartı astı. Yılmaz, pankartıyla kiracısını protesto ederken, "Bu ay ile beraber tam 13 aydır kiramı alamıyorum. Daha önce de zaten demiyordu ve haciz yoluyla alıyordum. Açtığımız davayı kazandık ancak kararı istinafa verdi. Karar istinafta beklediği için şu anda hala kira vermeden anaokulunu işletiyor. Yasal yollardan kirayı ödemeyi kabul etmiyor. Kendisi burada para kazanmaya devam ediyor. Biz de çaresiz kaldık ve en son çareyi bu pankartı hazırlamakta bulduk. Belki utanır dedik ama fayda etmiyor. Kirayı ödeyene kadar bu yola devam edeceğiz" dedi. İddialara sessiz kaldılar Mülk sahibinin kirasını ödememekle suçlanan anaokulu yetkilileri ise yönetilen suçlamalar hakkında açıklama yapmaktan kaçınarak iddialar karşısında sessiz kaldı.