AK Parti Adıyaman Milletvekili Murtaza Yetiş İstanbul’da düzenlenen "Kadın Erkek Aile Sempozyumu"na konuşmacı olarak katıldı.
Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen sempozyuma sosyologlar, psikologlar, akademisyen ve yazarlar katıldı. Sempozyuma davetli konuşmacı olarak katılan AK Parti Adıyaman Milletvekili Murtaza Yetiş, "Her açıdan değişen bir dünya ile karşı karşıyayız. Bu değişimden her şey nasibini alıyor. Kavramlar değişiyor, roller değişiyor. Bakış açıları, konumlanma, değerlendirme kriterleri yenileniyor. Yüzyılın başında dünyanın sarıldığı ve tabu haline getirilen sistemlerin çoğu terk edildi. Çoğu
tezlerin çürüdüğü, terk edildiği, birçok konuda yeni farkındalıkların zorlandığı bir teknik zaman diliminde yaşıyoruz. Değişim süzgecinden geçen sistemler ya modifiye oldu ya da mutasyon geçirerek var olma adına törpülendi, yeni bir şekil aldı. Bunun sonucunda yeni roller, yeni anlamlar, yeni tezler, yeni teoriler, yeni yasalar oluşuyor. Doğal olarak yüzyılın başında konuşulmayan birçok kavram bugün hayatımızda yer bulurken ve yeni sorunların meydana geldiği yeni bir zaman dilimi içinde, insanoğlu bu
sorunlara çareler bulmaya çalışıyor. Kadına ait bugün ortaya konulan, tartışılan sorunlar üzerine yasal mevzuatlar yazılıyor, çözümler üretilmeye çalışılıyor. Kadın ve erkek, insan olarak var olma sebebi bir soru olarak çözümünü bulamadığı sürece kadının erkeğe, erkeğin kadına bakışı yasal bir zihin haritası oluşturamaz, insan zihin haritalarının hep tanımlanmayan, tanımlanmak istenmeyen bazı bölgelerinde bu konular sürekli muğlaklığını sürdürmeye devam eder" dedi.
"Ben kadına bakış konusunda, öncelikli sorunun bir zihinsel algılama sorunu olduğunu düşünüyorum" diyen Yetiş, şunları söyledi:
"İnsan zihnini bu konuda sürekli ritüellerle bir alana mecbur bırakıyoruz. Farklı bakış açıları üretilmesine izin vermeyen bir kamusal alan mecburiyeti kadına, erkeğe, aileye, çocuğa bakışı insanlık tarihinin her devrinde farklı uygulamalara ama aynı sonuca götüren bir paradoksa dönüştürmüştür. Bugünün küresel kapitalizmi kadının bedeniyle ilgilenmekte, ruhunu ve zihnini ise hep sistem dışı bırakmaya gayret etmektedir. Ulus aşırı, neoliberal düzen mekanizmalarının tamamında kadına, erkeğe, aileye bakış
açısı; kökleri geleneklerine, atalarının dinine gömülü güdümlü ve yoz bir kültürden öteye gitmemiştir. Son dönemlerde, erkek hegemonyalı bir dünyanın varlığının insanlığı buhranlara sürüklediği tezlerini ortaya atan kadın örgütleri "her açıdan kadın eşittir erkek" formülünü bulmuşlardır. Bu düşünce zamanla evirilerek kadın örgütleri içinde zihinsel olarak kadın hegemonyası saplantısına dönüştüğü için kadın sorunlarının çözümü yine gecikmelere girmiştir. Çünkü gerek erkek hegemonyası gerekse kadın hegemonyası
cinsleri birbirinden üstün kılma çabalarıdır ve kutuplu bir dünyanın oluşumuna sebep olmaktadır. O halde bütün konularda olduğu gibi kadın sorunları, kadın hakları, kadın erkek ilişkileri ve kurulacak olan aile yapıları için yine bir İslam Medeniyeti düşüncesine ihtiyaç vardır."