SAĞLIK - 28 Kasım 2024 Perşembe 09:55

Türkiye’de sanal kumar ve bahis bağımlılığı artıyor

A
A
A
Türkiye’de sanal kumar ve bahis bağımlılığı artıyor

Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı Doç. Dr. Mehmet Dinç, Türkiye’de sanal kumar ve bahis bağımlılığının pandemiden sonra artış gösterdiğini belirterek, "Geçen sene danışmanlık merkezlerine 17 bin başvuru varken bu sene 34 bin başvuru aldık. Bu sadece buz dağının görünen kısmı. Çok daha büyük risk altında bir grubumuz var. Kumarla alakalı endüstri, dört koldan insanımızı etkilemeye çalışıyor" dedi.


Dijital teknolojilerin gelişmesiyle artış gösteren sanal kumar ve bahis bağımlılığı, son dönemlerde aralarında ünlülerin de bulunduğu yasa dışı bahse teşvik iddiasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında tekrar gündeme geldi. Adeta Türkiye’nin kanayan yarası olan sanal kumar ve bahis bağımlılığı, her yaştan bireyi tehdit ediyor.


Sanal kumar ve bahis bağımlılığı, yalnızca bireyleri değil, aileleri ve toplumları da derinden etkileyen bir sorun olarak her geçen gün yaygınlaşıyor.


“Bağımsızlık seferberliği çalışmaları sürüyor”


Konuyla ilgili Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı Doç. Dr. Mehmet Dinç, İhlas Haber Ajansı’na konuştu. Doç. Dr. Dinç, bağımlıkla mücadele için çalışmaların sürdüğünü aktararak, şunları söyledi:


“Hepimizin bildiği gibi bağımlılıkla alakalı tehdit her geçen gün büyüyor. Yeni yeni bağımlılıklar hayatımıza girmeye, çocuklarımızı gençlerimizi tehdit etmeye başlıyor. Dolayısıyla biz halihazırda yaptıklarımızın yeterli olmadığını daha ciddi ve daha büyük bir şekilde bu çalışmanın içerisine girmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Bu nedenle de her sokağı, her mahalleye girmekle alakalı bir plan kurguladık. Özellikle sokaklarımızdaki mahallelerimizdeki toplumun önderlerini bu sistem içerisine dahil edip, bağımlılıkla alakalı sorumluluğumuzu paylaşımlar, bağımlılıkla alakalı mücadelemizde bize yardımcı olsunlar diye bir proje yaptık. Bu projemizin adına da ‘Bağımsızlık seferberliği’ adını verdik. Seferberlikte herkes sorumluluğu paylaşır. Herkes eline taşın altına koyar, gücünün yettiğince elinden geleni yapmış olur. O yüzden biz bu noktada bağımlılıkla mücadele konusunda çocuklarımız, gençlerimiz bu kadar risk altındayken mahallemizdeki, sokağımızdaki bütün büyüklerimizin desteklerini bekliyoruz.”


“Bağımlılığa ulaşma araçları kolaylaştı”


Bağımlılığa ulaşma araçlarının çok kolaylaştığını ve kontrolün imkansız hale geldiğine değinen Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı Doç. Dr. Mehmet Dinç, “Arzla mücadele anlamında çok büyük adımlar atıldı. Özellikle İçişleri Bakanlığı, arzla mücadele konusunda destan yazıyorlar. Her geçen gün daha fazla arzla mücadele konusunda mesafe kat ediliyor. Ancak asıl olan meselelerden bir tanesi arzla mücadele olduğu kadar, taleple mücadele. Çünkü bağımlılığa ulaşma araçları çok kolaylaşmış oldu. Kontrol etmesi imkansız hale geldi. Bir de davranışsal bağımlılık artmaya başladı. Davranışsal bağımlılığı da bir yere kadar kesebiliyorsunuz, bir yerden sonra insanlar bir şekilde yolunu bulmaya başlıyorlar. O yüzden Türkiye Yeşilay Cemiyeti olarak biz talebi azaltmak noktasındayız. Yani insanları bilgi beceri anlamında güçlendirelim ve bağımlılığa başlamasınlar, bulaşmasınlar, bulaşmamaları, başlamamaları için ihtiyaç duydukları her türlü bilgiyi, beceriyi kazansınlar istiyoruz” diye konuştu.


“Pandemiden sonra sanal kumar ve bahis bağımlılığı arttı”


Sanal kumar ve bahis bağımlılığının da ciddi noktalara geldiğini aktaran Doç. Dr. Mehmet Dinç, “Bu konuda çalışma yapıyoruz. Bu sanal kumar meselesi ciddi olarak karşımızda duruyor. Normal fiziken gidilip kumar oynanması zaten yasak. Bu bir bağımlılık, bir hastalık. İnsanın her anlamda yıkımına sebep olan büyük bir problem. Pandemiden sonra bu problemin toplumumuzda arttığını görüyoruz. Türkiye’nin her yerindeki Yeşilay danışmanlık merkezlerinde normalde geçen sene 17 bin başvuru varken bu sene başvurusu sayısı 34 bine çıktı. 2 kat artmış oldu. Dolayısıyla bu çok ciddi bir dalganın, tehdidin karşımızda olduğunu gösteriyor. Bize gelen danışanlarımız en son noktada olanlar. Bu gelenler buz dağının görünen kısmı. Altta çok daha büyük risk altında bir grubumuz var. Kumarla alakalı endüstri dört koldan insanımızı etkilemeye, anı almaya çalışıyor. Adına bahis diyorlar, talih oyunu, şans oyunu diyorlar. Ancak bu ne oyundur, ne şanstır, ne de talihtir. Bu kumardır. İnsanı her yönden yıkar. O nedenle insanlarımız daha fazla vakit geçmeden bize başvursunlar” dedi.


Öte yandan Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı Doç. Dr. Mehmet Dinç, Yeşilay danışmanlık merkezlerine başvuran bağımlıların tedavi olduktan sonra normal hayatlarına dönebildiğini açıkladı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Vali Pehlivan, yapımı tamamlanan Silifke Gençlik Merkezi’nde incelemelerde bulundu Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan, Silifke ilçesi Gazi Mahallesi’nde yapımı tamamlanan Silifke Gençlik Merkezi’nde incelemelerde bulundu, öğrencilerle bir araya geldi. Gençlik ve Spor Bakanlığı yatırım programı kapsamında, Mersin Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığınca ihalesi yürütülen Silifke Gençlik Merkezi inşaat çalışmaları tamamlandı. Resmi açılışı henüz yapılmamış olmakla birlikte gençlerin faydalanmaya başladığı gençlik merkezinde incelemelerde bulunan Vali Pehlivan, yürütülen çalışmalar, faaliyetler ve eğitim programları hakkında bilgiler aldı. Merkezdeki gençlerle buluşan Vali Pehlivan, onlarla masa tenisi oynadı, sohbet etti, duygu, düşünce ve tavsiyelerini paylaşarak görüş, öneri ve taleplerini dinledi. Vali Pehlivan, gençlik merkezinde eğitim verilen masa tenisi, gitar, keman, ahşap boyama, diksiyon, resim ve zekâ oyunları, voleybol, karate, halkoyunları, Türkçe, Türk işaret dili ve stres yönetimi, değerler eğitimi gibi pek çok programdan faydalanan gençlerin memnuniyetine tanıklık etmenin mutluluğunu yaşadığını ifade etti. Pehlivan, ‘‘Silifke ilçemizde ikamet eden bütün gençlerimizi bu güzel gençlik merkezimize ve merkez bünyesinde sunulan imkânlardan faydalanmaya davet ediyorum. Gençlik merkezimizin ilçemize, sevgili gençlerimize, hayırlı uğurlu olmasını diliyor; bu yatırımın hayata geçmesi konusundaki desteklerinden dolayı başta Gençlik ve Spor Bakanımız olmak üzere, emeği geçen kurumlarımıza, birimlerimize teşekkürlerimi sunuyorum" dedi. Vali Pehlivan’a, Silifke Kaymakamı Abdullah Aslaner, Silifke Belediye Başkanı Mustafa Turgut, Gençlik ve Spor İl Müdürü Göksun Öz ve Gençlik Merkezi Müdürü Havva Güven eşlik etti.
Kayseri Pankreas kanserinde erken tanı önemli Acıbadem Kayseri Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Dr. Abdullah Büyükçelik, pankreas kanseri tanılarının genelde ileri evrelerde karşılarına çıktığını söyleyerek, “Pankreas kanseri yerleşim yeri itibarıyla erken dönemlerde çok fazla bir bulgu vermiyor” dedi. Dünyada her yıl ortalama 500 bin kişinin pankreas kanserine yakalandığını söyleyen Acıbadem Kayseri Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Dr. Abdullah Büyükçelik, “Pankreas kanseri biliyorsunuz pankreas dediğimiz organımızdan gelişen kötü huylu tümörleri ifade etmektedir. Pankreas midenin gerisinde 12 parmak bağırsağı, kalın bağırsaklarının arasında yer alan karnımızın geri tarafına yerleşmiş yaklaşık 10-15 santimetrelik bir organımızdır. Pankreas hem endokrin görevi yapıyor hem de ekzokrin görevi yapıyor. Endokrinin görevi daha çok kan glikoz metabolizmasını ayarlayan hormonları sentezleyen ve salgılayan bölümü. Ekzokrin pankreas dediğimiz kısım da daha çok besinlerle aldığımız gıdaların sindirilmesini sağlayan kısımdır. Biz pankreas kanseri dediğimiz zaman daha çok adenokanserlerden bahsediyoruz. Tabii pankreasın diğer nöroendokrin tümörleri, lenfomaları gibi ve diğer mezenkimal tümörler de var ama kanser dediğimiz zaman çoğunlukla adenokanserden bahsediyoruz. Pankreas kanseri tüm dünyaya bakacak olursa yaklaşık her yıl 500 bin civarında insan bu kansere yakalanıyor. Yalnız çok kötü ve agresif gidişe sahip olduğundan dolayı da kanser tanısı konulan hastaların yine yaklaşık yüzde 70’ini her yıl kaybediyoruz. Ülkemize bakacak olursak her yıl yaklaşık 2 bin 500 civarında hastaya pankreas kanseri teşhisi konuluyor ve bunların da 2 bine yakın bir sayıyı kaybediyoruz. Pankreas kanserinin erken teşhisi için maalesef rutin bir tarama testi yok. Ancak bazı ailevi kanser eğilimi olan hastalarda biraz daha yakın takipler, daha detaylı tetkiklerle biraz daha erken teşhis konulabilir” dedi. “Erken dönemde çok fazla belirti vermiyor” Dr. Büyükçelik, pankreas kanserinin erken dönemde çok fazla belirti vermediğini söyleyerek, “Organın yerleşim yeri itibarıyla da maalesef erken dönemlerde çok fazla bir bulgu vermiyor pankreas kanseri. Bulgular çoğunlukla hastalığın ilerlemiş olduğu dönemlerde karşımıza çıkıyor. Bu bulgulara bakacak olursak ağrı, isteksizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, hastalık biraz daha ilerleyip özellikle komşuluk yoluyla bulunduğu safra yollarına baskı yaparsa sarılık kliniğiyle karşımıza gelebiliyor. Kilo kaybı da bu pankreas kanserli hastalarda önemli parametrelerden bir tanesidir. Ailede diyabet öyküsü olmayan bireylerde, yeni gelişen diyabette hastalığın habercisi olabilir. Pankreas kanseri teşhisi koyulurken çoğunlukla biz öncelikle karın ultrasonografisini kullanıyoruz. Karın ultrasonografisindeki anormalliklere göre ileri tetkik olarak MR, tomografi, PET-BT tekniklerini kullanıyoruz. Bunlar hastalık ne kadar büyük, çevre dokularla ne kadar ilişki içerisinde, etrafındaki damarlara ne kadar yapışık ki bunlar bizim ileride vereceğimiz tedavi kararlarımızı etkiliyor. Pankreas kanserinde tek küratif tedavi seçeneği cerrahidir. Ancak cerrahi hastalığın tabiatından dolayı ve geç tanı konulmasından dolayı çok az bir hasta kısmına uygulayabiliyoruz. Genellikle hastalarımız ileri evrede karşımıza geliyor ve ileri evredeki hastalarda da çoğunlukla uyguladığımız tedaviler kemoterapi, radyoterapi ve son dönemlerde yaptığımız gen analizleriyle hedeflenebilir bir molekül bulabilirsek onlara yönelik tedaviler ya da çok az bir hasta grubunda fayda sağladığımız immünoterapileri kullanabiliyoruz. Metastatik hastalarda kürden bahsetmemiz çok zor ama bu hastalarda yapacağımız tedavilerle hem yaşam kalitelerini yukarı çekmeye çalışıyoruz hem de yaşam sürelerini uzatmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı. “Obezite ciddi bir risk” Risk faktörlerine dikkat ederek hareketin yaşamın bir parçası haline getirilmesi gerektiğini söyleyen Büyükçelik, “Pankreas kanserinin sebeplerine bakacak olursak, net sebepleri belli olmamakla beraber maalesef toplumumuzda yaygın olarak tüketilen tütün ve tütün ürünleri de pankreas kanserinde etkendir. Yanına alkolü de eklersek biraz daha arttırıyor. Günümüzün önemli bir toplum sağlık sorunu olan obezite yani fazla kilo da maalesef pankreas kanseri gelişimi için bir risk faktörüdür. Ailevi yatkınlığın olması yani ailede de pankreas kanserinin olmuş olması da pankreas kanseri gelişimi için risk faktörüdür. Dediğimiz gibi erken tanıya götürecek tarama yöntemleri yok ama ailevi bir eğilimi var olan hastalarda biraz daha erken dönemlerde yoğun tetkik ve inceleme yaparak bu hasta grubunu erken dönemde yakalayıp ameliyat ederek küre doğru götürme şansı olabiliyor. Bu kanserden korunmanın belli başlı yolu kansere neden olan faktörleri ortadan kaldırmaktır. Sigara ve alkol tüketimine dikkat etmek lazım. Obeziteye dikkat etmek ve hareketi yaşamın bir parçası haline getirmek lazım” dedi.
Kocaeli Berberi öldürüp beşikte saklanırken yakalanmıştı, müebbet hapis cezasına çarptırıldı Kocaeli’nin Derince ilçesinde berberi tabanca ile 5 kez sırtından ateş ederek öldüren ve arkadaşının evinde beşikte saklanırken yakalanan sanık, son kez hakim karşısına çıktı. Savunmasında "Çok pişmanım, onun vicdan azabını bir ömür taşıyacağım" diyen sanık, "kasten öldürme" suçundan müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Sırrıpaşa Mahallesi’nde 5 Nisan 2023’te meydana gelen olayda, berber Rüstem Duman (45), aralarında tartışma çıkan Levent Ç. tarafından tabanca ile ateş edilerek öldürülmüş, cinayetin ardından Levent Ç., arkadaşı Fatih G’nin evine giderek beşikte saklanmıştı. Polis ekipleri tarafından beşiğin içinde yakalanan Levent Ç. ile saklanmasına yardım eden Fatih G. gözaltına alınmıştı. Levent Ç. tutuklanarak cezaevine gönderilmiş, Fatih G. ise serbest bırakılmıştı. "Çok pişmanım, onun vicdan azabını bir ömür taşıyacağım" Olaya ilişkin açılan davanın duruşması Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam etti. Salonda tutuklu sanık Levent Ç., taraf avukatları ve Rüstem Duman’ın yakınları hazır bulundu, tutuksuz sanık Fatih G. ise duruşmaya katılmadı. Söz hakkı verilen sanık, önceki savunmalarını tekrar ettiğini söyleyerek, "Mübarek Ramazan ayında başımıza böyle bir şey gelmesi çok üzücü. Rüstem Duman nasıl bir madde etkisinde ise beni takıntı haline getirmişti. Olay günü ekmek almaya gitmiştim, dönüşte böyle bir olay yaşandı. Maktulün bana ağzına alınmayacak küfürler etmesi, kesici alet araması beni çok tedirgin etmişti. Canımın derdine düştüm. Çok pişmanım, onun vicdan azabını bir ömür taşıyacağım. Benim de hayatım mahvoldu. Ben de ailemi içeri girerek kaybettim. Pişmanım. Korkutmak amacıyla yere ateş etmiştim" dedi. Müebbet hapis Mahkeme heyeti, tutuklu sanık Levent Ç.’yi Rüstem Duman’ı "kasten öldürme" suçundan müebbet hapis cezasına, ruhsatsız silah bulundurma suçundan ise 2 yıl hapis cezasına çarptırdı. Tutuksuz sanık Fatih G.’ye ise "suçluyu kayırma" suçundan 1 yıl hapis cezası verildi.