SAĞLIK - 03 Nisan 2025 Perşembe 09:20

Prof. Dr. Akpınar: "Kalp krizinde kalp masajı çok önemli"

A
A
A
Prof. Dr. Akpınar: "Kalp krizinde kalp masajı çok önemli"

Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Onur Akpınar, temel yaşam desteği konusunu herkesin bilmesi gerektiğini belirterek, "Kalp krizi geçiren bir kişiyi kontrol edip nabız olmadığını görünce hemen kalp masajı yapılmalı. Dakikada yüz defa hızlı bir şekilde kalp masajı yapmak hayat kurtarır" dedi.


Ünlü sanatçı Volkan Konak’ın geçtiğimiz günlerde KKTC’de sahnede kalp krizi geçirip hayatını kaybetmesi sonucu bu tür ölümler tekrar gündeme geldi. Özel Medline Adana Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Onur Akpınar, kalp krizinin belirtilerinin önceden başladığını ifade ederek, "Kalp krizi belirtisi çoğunlukla göğüs ağrısıyla gelir. Göğüs ağrısı bazen sol kol, mide ve alt çenede ağrı ya da hıçkırık gibi kendini gösterebilir. Ayrıca soğuk bir terleme olur. Volkan Konak’ı izlediyseniz midede baskı hissi, terleme ve kötü hissetme gibi belirtileri görebilirsiniz" diye konuştu.


Kalp krizi geçiren birine sağlık görevlilerinden önce yanındakilerin ilk müdahaleyi yapması gerektiğine dikkat çeken Akpınar, şöyle devam etti:


"Temel yaşam desteği konusunu hepimizin bilmesi gerekiyor. Kalp krizi ya da bayıldığını anlamaya çalışmamız gerekiyor. Nabız almak zor olabilir ancak kontrol yaparak ilk müdahale, hemen masaja başlamamız gerekiyor. Masajın güçlü yapılması ve göğüs duvarının hareket ettirilmesi gerekiyor. Dakikada yüz defa hızlı bir şekilde masaj yapmak gerekiyor. Suni teneffüs yani solunum yolunu açma teknikleri biraz daha geri planda kaldı. Eskiden her 5 masaja bir suni solunum önerilirdi ama şimdi temel olan güçlü şekilde kalp masajı yapmaktır. Bunları yaparken hemen 112 Acil’i aramamız gerekiyor. Kalp masajını göğsün tam ortasına ve eller gergin şekilde basarak gerçekleştirmek gerekiyor. Amacımız göğsün ön duvarına bası yaparak hastanın bir miktar nefes almasını sağlamak. Basınç değişikliğiyle beraber beyine kan göndeririz. Bunu yaptığımız zaman bazı hastalar kendiliğinden düzelebiliyor. Bazen de 112 Acil gelene kadar hastanın hayatta kalmasını sağlayabiliriz."



"Otelde şok cihazı olmalıydı"


Akpınar, "Volkan Konak’ın en önemli öyküsü olayın bir otelde gerçekleşmesidir. Otelde muhakkak bir şok cihazının olması gerekiyordu. Şok cihazı o an hastanın ani duran kalbinin düzelmesini sağlayacaktı" dedi.


Akpınar, bir cansız manken üzerinde de kalp masajının tekniklerini ve nasıl yapılması gerektiğini anlattı.



Prof. Dr. Akpınar: "Kalp krizinde kalp masajı çok önemli"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çanakkale Çanakkale Savaşları’nda Trablusgarp modeli uygulandı -Atatürk ve Çanakkale Savaşları Araştırma Merkezi (AÇASAM) Müdürü Doç. Dr. Barış Borlat, 25 Nisan 1915 günü Çanakkale Kara Savaşlarında Arıburnu bölgesinden çıkarma yapan düşman askerine karşı Çanakkale Kara Muharebelerinin savunma konseptinin ilk defa Trablusgarp harbinde birebir ölçekli ve neredeyse aynı gerçeklikle hazırlandığını söyledi. Çanakkale Savaşları’nın yaşandığı, Tarihi Gelibolu Yarımadası’nda Kahraman Mehmetçik 110 yıl önce dünyanın en güçlü donanmalarına geçit vermeyerek ’Çanakkale Geçilmez Destanı’ yazdı. 18 Mart 1915 tarihinde Çanakkale Boğazı’nı donanmanın zorlamasıyla geçemeyen İtilaf güçleri 25 Nisan tarihinde karaya asker çıkararak kara muharebeleri başladı. 19’uncu Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal Bey idaresinde 57’nci Alay karadan çıkarma yapan İtilaf Devletleri’ne geçit vermeyerek, büyük bir destan yazdı. ÇOMÜ Atatürk ve Çanakkale Savaşları Araştırma Merkezi (AÇASAM) Müdürü Doç. Dr. Barış Borlat, 25 Nisan 1915 günü Çanakkale Kara Savaşlarında Arıburnu bölgesinden çıkarma yapan düşman askerine karşı Çanakkale Kara Muharebelerinin savunma konseptinin ilk defa Trablusgarp harbinde ve birebir ölçekli ve neredeyse aynı gerçeklikle hazırlandığını söyledi. Çanakkale bölgesinin antik dönemden başlamak üzere birçok savaşa sahne olduğunu ifade eden Doç. Dr. Barış Borlat, "Bu sene 110. yılını kutladığımız, hatırladığımız, andığımız Çanakkale Muharebelerinin öncesinde ise en önemli savaşlardan bir tanesi Trablusgarp harbi yani Libya içerisinde gerçekleşen savaş olduğunu söyleyebiliriz. Aslında ilk anda bakıldığında ikisi arasındaki bağlantının kurulması zor olsa bile altında yatan tarihi sürece şu olduğunu eklemekte büyük fayda var. Özellikle Osmanlı topraklarının-Trablusgarp’ın-İtalyanlar tarafından işgali esnasında Osmanlı Devleti’ni barış anlaşması yapmaya zorlamak için İtalya Çanakkale Boğazı‘na kadar gelmiş, donanma unsurlarını buraya getirmiş ve hatta Kilitbahir Kalesi önüne kadar ulaşmak suretiyle Nara Kalesi açığındaki Osmanlı donanması ile ilk temasını sağlamış olduğunu göreceğiz. Bu haliyle İtalyan Donanması’nın Çanakkale Boğazı’na kadar girmesi Osmanlı Harbiye Nezareti’nde şu tehlikenin varlığını ortaya koymuştur. Çanakkale bölgesine düşman asker çıkarabilir, bu nedenle Gelibolu Yarımadası’ndaki çıkarma koyları ile ilgili bir planlama yapılmış, bu planlama dahilinde şu ortaya koyulacaktır. Çanakkale’ye bir kara saldırısı olur ve düşman çıkarması yapılır ise hangi noktalara asker çıkarılabilir. Bu amaçla Osmanlı Genel Kurmayı planlamasındaki ilk hedef noktası Seddülbahir’dir. İkinci hedef noktası Arıburnu bölgesi, üçüncü Kumkale bölgesi dördüncü ve hatta Osmanlı Genel Kurmayının ısrarla vurguladığı şey şudur. Bolayır bölgesine herhangi bir çıkarma olmaz" dedi. Çanakkale Savaşı’ndan üç yıl önce yazılan raporda Çanakkale bölgesinin çıkarmak koylarının büyük oranda belirlendiğini ifade eden Doç. Dr. Barış Borlat, sözlerine şöyle devam etti: "Aynı zamanda olur da düşman eğer bu kıyı hattını aşabilirse, geride hangi noktalara saldırı yapabilir, yani burada belirlenen özellikle geri hattaki noktaların da tespiti yapılmış, buna göre direnek noktaları, projektörlerin kurulacağı yerler, mayınlanması gereken noktalar belirlenmiş aynı zamanda düşmanın Kabatepe açığında bulunması halinde özellikle Nara-Bigalı Kalesi açığından Turgutreis ve Barbaros gemilerinin aşırtma atış yapılması ile ilgili ilk tecrübelerinin de bu esnada hazırlanmış olduğunu göreceğiz. 25 Nisan 1915 günü Çanakkale Boğazı’nda yaşanan muharebenin öncesindeki tüm savunma planlarının ve hatta neredeyse birebir ölçekte aynısını aslında biz savaştan sadece üç sene önce Trablusgarp harbi esnasında Çanakkale Boğazı’nda yaşanmış olduğunu göreceğiz. Çanakkale Kara Muharebelerinin savunma konsepti ilk defa Trablusgarp harbinde birebir ölçekli ve neredeyse aynı gerçeklikle hazırlanmış olduğunu söyleyebiliriz." (MS
Gaziantep Gaziantep Doğal Yaşam Parkı’nı yılbaşından bu yana 2 buçuk milyon kişi gezdi Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın üçüncü ve dünyanın dördüncü büyük hayvanat bahçesi konumunda olan Gaziantep Doğal Yaşam Parkı’nı ocak ayından bu yana 2 buçuk milyon ziyaretçi gezdi. Büyüklüğü, barındırdığı hayvan türleriyle Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen hayvanat bahçelerinden olan Gaziantep Doğal Yaşam Parkı, bu yıl da ziyaretçi rekoru kırıyor. Geçen yıl 5 milyonu aşkın ziyaretçinin gezdiği Gaziantep Doğal Yaşam Parkı’nı 2025 yılının ilk 4 ayında 2 buçuk milyon kişi ziyaret etti. Havaların ısınmaya başladığı bugünlerde hafta sonunu ve sıcak havayı fırsat bilen ziyaretçilerin tercihleri arasında Gaziantep Doğal Yaşam Parkı, ilk sırada yer aldı. Ziyaretçi akınına uğrayan Gaziantep Doğal Yaşam Parkı’nı günlük 22 bin kişi ziyaret ediyor. 380 türden 8 binden fazla hayvana ev sahipliği yapan Gaziantep Doğal Yaşam Parkı’nda açılan Tropikal Koi Parkı da ziyaretçilerin ilgisini çekti. Her dönemde adeta ziyaretçi akınına uğrayan Gaziantep Doğal Yaşam Parkı’nı yılsonuna kadar yine 5 milyonu aşkın ziyaretçinin gezmesi hedefleniyor. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Doğal Hayatı Koruma Daire Başkanı Celal Özsöyler, Gaziantep Doğal Yaşam Parkı’nı geçen yıl yaklaşık 5 milyon ziyaretçinin gezdiğini, bu yılda ocak ayından bu yana parkın ziyaretçi sayısının 2 buçuk milyona ulaştığını söyledi. Gaziantep Doğal Yaşam Parkı’nın kentin önemli turizm merkezlerinden biri olduğunu ifade eden Özsöyler, "Gaziantep Doğal Yaşam Parkı’mız Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın 3’üncü ve dünyanın ise 4’üncü büyük doğal yaşam parkı özelliğine sahiptir. Yılda yaklaşık 5 milyon ziyaretçi hedefliyoruz. Şu anda ise Gaziantep Doğal Yaşam Parkı’mızı günde yaklaşık 22 bin kişi ziyaret ediyor. Özellikle çevre illerden yoğun bir şekilde ziyaretçimiz geliyor. Çünkü ziyaretçilerimiz burayı çok merak ediyorlar. Ziyaretçilerimiz, özellikle de çocuk ziyaretçilerimiz kitaplarda, dergilerde, televizyonda gördükleri hayvanları burada bire bir canlı olarak görüyorlar ve hayvanları canlı olarak görmeleri çok hoşlarına gidiyor. Yakın zamanda Gaziantep Doğal Yaşam Parkı’nda yeni Tropikal Koi Parkı açtık. Tropikal Koi Parkı ziyaretçilerimizin çok ilgisini çekti. Ziyaretçilerimiz Tropikal Koi Parkı’nda balıkları biberonla besliyorlar. Tropik Kelebek Merkezi ve Uğur Böceği Merkezi ziyaretçilerimizin çok hoşuna gidiyor. Ziyaretçilerimiz burada dolu dolu bir gün geçiriyorlar. Bundan dolayı herkesi Gaziantep Doğal Yaşam Parkı’mıza bekliyoruz" dedi. Özsöyler, özellikle de öğrencilerin kitaplarda ve televizyonlarda gördükleri hayvanları burada bire bir canlı olarak görmeye geldiğini belirtti. Hafta sonu nedeniyle ailesiyle birlikte Gaziantep Doğal Yaşam Parkı’nı gezmeye geldiklerini belirten vatandaşlardan Süleyman Özaslan, "Burada değişik hayvanları gördük. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanımız Fatma Şahin’i tebrik ediyorum. Bir memleket için gerçekten hayvanat bahçesinin olması güzel ve her memlekette bu şansı yakalamaları zor. Bizimde böyle imkanımız var" şeklinde konuştu. Havanın sıcak olmasını fırsat bilerek Gaziantep Doğal Yaşam Parkı’nı ziyarete geldiklerini belirten Muhittin Çelik de birçok hayvanı görme imkanı bulmanın mutluluğunu yaşadıklarını dile getirdi. Gaziantep Doğal Yaşam Parkı’nı çok beğendiğini belirten Mehmet Şimşek ise, "Gayet güzel bir yer ve hep filmlerde, kitaplarda gördüğüm hayvanları burada canlı olarak görmek çok daha güzel. En çok ise maymunlar ilgimi çekti. Maymunları ve balıkları beğendim" diye konuştu.
Balıkesir Balıkesir’de gönüllü gençlerden çevre temizliği Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından yürütülen "Damla Gönüllülük Hareketi Projesi" kapsamında, Türkiye’nin dört bir yanından gelen gönüllü gençler ve üniversite öğrencileri Balıkesir’de bir araya geldi. Gönüllü gençler çevre temizliği, doğa yürüyüşleri, kuş yemlikleri hazırlama ve fidan dikimi gibi doğaya katkı sağlayan çalışmalar yaptı. Program süresince Balıkesir il merkezi ve ilçelerde; sosyal sorumluluk, kültürel etkileşim ve çevre bilinci temalı birçok etkinlik gerçekleştirildi. Tanışma ve oryantasyon faaliyetleriyle başlayan programda gönüllüler; çevre temizliği, doğa yürüyüşleri, kuş yemlikleri hazırlama ve fidan dikimi gibi doğaya katkı sağlayan çalışmalar yaptı. Manevi mekanlara düzenlenen ziyaretlerle milli değerler hatırlatılırken, dar gelirli ailelerle, yaşlı bireylerle ve şehit yakınlarıyla kurulan samimi bağlar, gönüllülüğün insani yönünü ön plana çıkardı. Gençler; çevre, esnaf ve kurum ziyaretleri gerçekleştirerek yerel yapılar hakkında bilgi edinme fırsatı buldu, aynı zamanda tarihi ve kültürel gezilerle Balıkesir’i yakından tanıdı. Çocuklara yönelik düzenlenen eğitici ve eğlenceli etkinliklere katılan gönüllüler; kültür, sanat ve spor alanlarında gerçekleştirdikleri faaliyetlerle çocukların neşesine ortak oldu. Kırsal mahalle okullarında kütüphane kurulumu gerçekleştirerek çocukların bilgiye erişimini kolaylaştıran gönüllüler, aynı zamanda okuma alışkanlığı kazanmalarına da katkı sağladı. Gençlerle bir araya gelen Gençlik ve Spor İl Müdürü Adem Özalp, projeye ilişkin, "Damla Gönüllülük Hareketi Projesiyle Balıkesir, gençlerimizin enerjisiyle buluştu ve onların katkısıyla toplum yararına değerli çalışmalara ev sahipliği yapıyor. Ülkemizin dört bir yanından gelen gençlerimiz, hem Balıkesir’in doğal ve kültürel zenginliklerini keşfediyor hem de toplumsal faydayı önceleyen pek çok etkinlikte aktif görev alıyor. Doğaya, insana ve değerlerimize sahip çıkan bu anlamlı çalışmalarda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Gençlerimizin özverisi ve duyarlılığı, toplumsal dayanışma kültürünü daha da güçlendiriyor. Böyle anlamlı bir projenin Gençlik ve Spor Kenti Balıkesir’de gerçekleştirilmesinden ve gençlerimizi ilimizde ağırlamaktan büyük memnuniyet duyuyoruz" dedi.
Gaziantep ISASS 2025 GİBTÜ ev sahipliğinde düzenlenecek ISASS 2025-Akıllı Teknolojilerde Yenilikçi Yaklaşımlar Uluslararası Sempozyumu, 27-28 Haziran 2025 tarihlerinde yüz yüze ve çevrim içi olarak Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşecek. Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (GİBTÜ), 27-28 Haziran 2025 tarihlerinde Akıllı Teknolojilerde Yenilikçi Yaklaşımlar Uluslararası Sempozyumu’na (ISASS 2025) ev sahipliği yapacak. Hem yüz yüze hem de çevrim içi olarak hibrit formatta gerçekleştirilecek olan sempozyum, dünya genelinden bilim insanlarını ve sektör temsilcilerini Gaziantep’te buluşturacak. Sempozyumun ana teması, hızla dijitalleşen dünyada akıllı teknolojilerin çok disiplinli entegrasyonu olarak belirlendi. Teorik çalışmalardan uygulamalı araştırmalara kadar uzanan geniş kapsamı ile ISASS 2025, mühendislik, yapay zeka, iletişim ve güvenlik gibi alanlarda öncü gelişmeleri tartışmaya açacak. IEEE SMC Society teknik sponsorluğunda düzenlenen etkinlikte, kabul edilen bildiriler IEEE Xplore ve benzeri uluslararası akademik indekslerde yayımlanarak küresel bilimsel etkileşime katkı sağlayacak. Sempozyumun öne çıkan alt temaları arasında Akıllı Hesaplama, Akıllı Sistem Uygulamaları, Makine Öğrenmesi ve Bilgisayarla Görü, Robotik Sistemler, Meta-Sezgisel Algoritmalar, Akıllı İletişim Teknolojileri ve Akıllı Güvenlik Mekanizmaları yer alıyor. Gaziantep’te bu ölçekte ilk kez düzenlenecek olan ISASS 2025, kenti akıllı teknolojiler alanında önemli bir bilimsel merkez konumuna taşımayı hedefliyor. "ISASS 2025 bölgesel ölçekte de büyük anlam taşıyor" ISASS 2025’in yalnızca üniversite açısından değil, bölgesel ölçekte de büyük anlam taşıdığını söyleyen GİBTÜ Rektörü Prof. Dr. Şehmus Demir, "Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi olarak, bilimsel düşünceyi, teknolojik yeniliği ve uluslararası akademik iş birliğini destekleyen organizasyonlara öncülük etmeyi temel bir sorumluluk olarak görüyoruz. Bu anlayışla 2025 yılı içerisinde üniversitemizin teknik sponsorluğunda birçok farklı bilimsel etkinliği hayata geçiriyoruz. ISASS 2025 ise bu vizyonun en seçkin örneklerinden biri olarak konumlanıyor. ISASS 2025, yalnızca üniversitemiz açısından değil, bölgesel ölçekte de büyük anlam taşıyor. Zira bu sempozyum, Gaziantep ve çevresinde yapay zeka, akıllı sistemler ve dijital dönüşüm temalı olarak düzenlenen ilk uluslararası bilimsel organizasyon olma özelliğini taşıyor. Bu yönüyle ISASS 2025, bölgemizde akademik öncülük yapan bir platform niteliğindedir" dedi. Bugüne kadar Gaziantep’te benzeri düzenlenmemiş bu tür akademik etkinlikleri, önümüzdeki yıllarda da farklı alanlarda kazandırmaya devam edeceklerini söyleyen Demir, akademisyenleri, araştırmacıları ve sektör profesyonellerini Gaziantep’te bir araya gelerek bilimsel üretimi birlikte çoğaltmaya davet etti. Demir, "ISASS 2025’in tüm bildirileri dünyanın en saygın akademik veri tabanlarında IEEE Xplore, Scopus, Thomson Reuters ve Compendex gibi indekslerde taranacak. Bu da sempozyumu yalnızca bölgesel bir başarı değil, küresel ölçekte görünürlüğe sahip bir bilimsel merkez haline getiriyor. Bugüne kadar Gaziantep’te benzeri düzenlenmemiş bu tür akademik etkinlikleri, önümüzdeki yıllarda da farklı alanlarda bölgemize kazandırmaya devam edeceğiz. Üniversitemizin ismindeki üç temel kavram İslam, Bilim ve Teknoloji doğrultusunda şekillenen bu vizyon, GİBTÜ’nün yalnızca yerel bir yükseköğretim kurumu değil, aynı zamanda bilimsel bir cazibe merkezi olma yolundaki kararlılığını da ortaya koymaktadır. Bu vesileyle, dünyanın dört bir yanından akademisyenleri, araştırmacıları ve sektör profesyonellerini Gaziantep’te bir araya gelerek bilimsel üretimi birlikte çoğaltmaya ve ISASS 2025 çatısı altında geleceğin teknolojilerini birlikte konuşmaya davet ediyorum" ifadelerini kullandı. ISASS 2025’in yerli araştırmacıların uluslararası akademik camia ile doğrudan temas kurabilecekleri bir platform sunduğunu söyleyen Prof. Dr. Metin Bedir, "ISASS 2025’in en öne çıkan bilimsel değerlerinden biri, sempozyumda kabul edilen bildirilerin IEEE Xplore Digital Library başta olmak üzere Scopus, Thomson Reuters ve Compendex gibi dünyanın en saygın akademik indekslerinde yer alacak olmasıdır. Bu durum, katılımcı akademisyenler için yalnızca prestijli bir yayın imkanı sunmakla kalmaz, aynı zamanda araştırmalarının küresel düzeyde görünürlüğünü ve atıf alma potansiyelini de önemli ölçüde artırır. IEEE indeksli bir sempozyuma ev sahipliği yapmak, üniversitemizin uluslararası akademik platformlardaki yerini sağlamlaştırırken, aynı zamanda Türkiye’nin bilimsel saygınlığını da pekiştirmektedir. Bu yönüyle ISASS 2025, sadece bilimsel içerik üretiminin değil; bilgi ve teknoloji ihracatının da stratejik bir aracı olarak değerlendirilmelidir. Ülkemiz, yapay zeka, büyük veri, dijital güvenlik sistemleri ve nesnelerin interneti gibi yüksek öncelikli teknoloji alanlarında son yıllarda ciddi atılımlar gerçekleştirmektedir. ISASS 2025, bu alanlarda çalışan yerli araştırmacılarımızın uluslararası akademik camia ile doğrudan temas kurabilecekleri bir platform sunarken, üniversite-sanayi iş birliklerinin gelişimine de ivme kazandıracaktır. Bu sempozyumun çıktılarının, sadece bilimsel yayınlarla sınırlı kalmayıp, uzun vadede teknolojik ürünlere, girişimlere ve politik etkilere dönüşmesini hedefliyoruz" şeklinde konuştu. "ISASS 2025’e olan ilgi, beklentimizin üzerinde gerçekleşti" ISASS 2025’e ilginin beklenenden fazla olduğunu aktaran Doç. Dr. İpek Atik, "ISASS 2025’e olan ilgi, beklentimizin üzerinde gerçekleşti. Hem yurt içinden hem de yurt dışından çok sayıda başvuru aldık. Şu ana kadar 15’i aşkın ülkeden akademisyen ve araştırmacı sempozyuma kayıt yaptırdı. Özellikle Avrupa, Orta Doğu ve Güneydoğu Asya’dan gelen yoğun katılım, sempozyumun uluslararası etkisini net biçimde ortaya koyuyor. Toplam katılımcı sayısının 300’ü geçmesi bekleniyor. Bu sayı, hem sunum yapacak araştırmacıları hem de dinleyici olarak katılacak akademisyen ve profesyonelleri kapsıyor. Bu da sempozyumun sadece ulusal değil, küresel düzeyde bir bilimsel etkileşim platformu haline geldiğini gösteriyor. Yoğun talep nedeniyle bildiri gönderim sürecini uzattık ve programın daha kapsayıcı bir yapıya kavuşmasını sağladık. Katılımcıların akademik verimliliğini artırmak adına, oturumlar tematik olarak gruplandırıldı; aynı alanda çalışan araştırmacıların etkileşim kurmaları önceliklendirildi ISASS 2025’in takvimi şu şekilde netleşti. Son bildiri gönderim tarihi 31 Nisan 2025 son gönderim, konferans tarihi ise 27-28 Haziran 2025 olarak güncellendi" diye konuştu.
Van Binlerce öğrenci yetiştiren Van YYÜ’nün çınarı emekli oldu Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nin (Van YYÜ) ilk akademisyenlerinden, Veteriner Fakültesi Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Alkan, 43 yıllık akademik kariyerinin ardından 67 yaşında emekli oldu. Van YYÜ’de binlerce öğrenciye dokunan, 30’dan fazla yüksek lisans ve doktora tezine danışmanlık yapan Prof. Dr. Alkan, öğrencileri için yol gösterici ve ilham verici bir rehber oldu. Disiplini, çalışkanlığı ve insani yönüyle akademi camiasında derin izler bıraktı. Prof. Dr. Alkan için Van YYÜ Veteriner Fakültesi bünyesindeki Hayvan Hastanesinde duygu dolu bir veda programı düzenlendi. Programa, yıllar içerisinde onun yetiştirdiği ve bugün Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinde önemli görevler üstlenen akademisyenler ile meslektaşları katıldı. Katılımcılar, bilim dünyasına kazandırdığı değerlerden dolayı Prof. Dr. Alkan’a teşekkür ederek plaket takdim etti. "Üniversite bize çok şey kazandırdı" İHA muhabirine konuşan Prof. Dr. İsmail Alkan, programın kendisi için sürpriz olduğunu belirtti. Sevdiği ve emeği geçen birçok öğrencisinin yanında bulunmasından duyduğu memnuniyeti dile getiren Prof. Dr. Alkan, "Üniversitenin ilk yıllarında dağınık yerleşkelerde eğitim veriyorduk. Edremit ilçesine geceleri otobüslerle giderdik. Üniversite bize her anlamda çok şey kazandırdı. Bilimsel olarak ilerledik, birçok proje yaptık, çok sayıda öğrenci yetiştirdik. Devletimiz de her zaman yanımızda oldu. İnsan yaptığı her şeyin karşılığını zamanla alıyor. Bizler vatana dürüst bireyler yetiştirmeyi ilke edindik. İlk asistanlarım şimdi üniversitelerde rektörlük yapıyor. Yetiştirdiğim birçok öğrenci dekan oldu" dedi. Zaman zaman duygusal anların yaşandığı programda konuşan akademisyenler ise Prof. Dr. Alkan’a emeklilik hayatında sağlık ve huzur diledi.