EKONOMİ - 15 Ekim 2024 Salı 10:53

Doğan: “Gıda hakkı, temel bir insan hakkıdır”

A
A
A
Doğan: “Gıda hakkı, temel bir insan hakkıdır”

Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, gıda hakkının temel bir insan hakkı olduğunu belirterek, “Bu hakkı korumak için hepimiz elimizden geleni yapmalıyız” dedi.


Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, 16 Ekim Dünya Gıda Günü kapsamında yaptığı açıklamada, tarımsal üretimde sürdürülebilirliğin sağlanmasının, gıda güvenliği ve gelecek nesillerin yaşam kalitesi için hayati olduğuna işaret etti.


Doğan, tarımsal üretimin bu gıda hakkını destekleyen en temel yapı taşlarından biri olduğunu ifade ederek, “Çiftçilerimiz, toplumlarımıza besleyici ve güvenli gıdalar sunmanın yanı sıra, sürdürülebilir bir tarımsal sistem oluşturarak geleceğe yatırım yapıyorlar. Ancak bu misyonu gerçekleştirebilmeleri için onların yanında olmalı, üretimlerini desteklemeli ve tarımsal üretimin sürdürülebilirliği için gereken adımları atmalıyız” şeklinde konuştu.



Sürdürülebilir gıdanın önemi


Bu yılki kampanyanın özellikle sürdürülebilir gıdaların önemine vurgu yaptığını belirten Doğan, gıda üretiminde çevreye duyarlı ve sürdürülebilir yöntemlerin kullanılmasının zorunlu hale geldiğini söyledi. Sürdürülebilir tarım uygulamalarının hem üreticilere hem de tüketicilere uzun vadeli faydalar sağladığını ifade eden Doğan, “Topraklarımızı ve doğal kaynaklarımızı doğru kullanarak hem bugünün hem de yarının ihtiyaçlarını karşılamalıyız. İklim değişikliği, su kaynaklarının azalması ve toprak erozyonu gibi çevresel sorunlar, tarımsal üretimi doğrudan etkiliyor. Bu nedenle, sürdürülebilir tarım uygulamalarını yaygınlaştırmalı, doğa dostu üretim yöntemlerini benimsemeliyiz” dedi.



Besleyici ve uygun fiyatlı gıdaların erişimi


Gıda hakkının sadece gıdanın varlığıyla sınırlı olmadığını, besleyici ve uygun fiyatlı gıdaya erişimin de bu hakkın temel unsurları arasında yer aldığını vurgulayan Doğan, Türkiye’de gıda fiyatlarının özellikle tarımsal üretim maliyetlerindeki artışlar nedeniyle sürekli yükseldiğini söyledi. Mazot, gübre ve sulama gibi girdi maliyetlerindeki artışların hem çiftçileri hem de tüketicileri zor durumda bıraktığını ifade eden Doğan, “Besleyici ve uygun fiyatlı gıdaya erişim, her bireyin temel hakkıdır. Ancak çiftçilerimiz maliyetler karşısında zorlanıyor ve bu da tüketicilere yansıyan gıda fiyatlarının artmasına neden oluyor. Bu sorunu çözmek için çiftçilerin üretim maliyetlerini azaltmaya yönelik politikalar geliştirmeli ve tarımsal destekler artırılmalıdır. Aksi takdirde, besleyici gıdaya ulaşmak her geçen gün daha da zor hale gelecektir” diye konuştu.



Gıda güvenliği ve üreticiye destek


Doğan, 2024 Dünya Gıda Günü’nün teması doğrultusunda, gıda güvenliğinin sağlanabilmesi için çiftçilere daha fazla destek verilmesi gerektiğini belirtti. Gıdanın uygun fiyatlı ve erişilebilir olması için çiftçilerin üzerindeki maliyet baskısının hafifletilmesi gerektiğini vurgulayan Doğan, “Tarım sektörü, ülkelerin ekonomik ve sosyal yapılarının temel taşlarından biridir. Çiftçilerimiz, tarımsal üretimi sürdürmek ve gıda güvenliğini sağlamak için devlet desteğine ihtiyaç duymaktadır. Üreticiye verilen desteğin artırılması, gelecekte gıda güvencesinin sağlanması açısından kritik bir adımdır” diye konuştu.


Doğan, gıda hakkının korunmasının sadece çiftçilerle değil, toplumun her kesimiyle iş birliği içinde sağlanabileceğini belirterek, “Gıda hakkı, temel bir insan hakkıdır. Bu hakkı korumak için hepimiz elimizden geleni yapmalıyız. Çiftçilerimizi desteklemek, doğayı korumak ve sürdürülebilir tarımsal üretimi sağlamak, daha iyi bir gelecek için atılması gereken en önemli adımlardan biridir” dedi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Manisa’ya olan ilgi her geçen gün artıyor Manisa Ticaret ve Sanayi Odası (Manisa TSO), oda üyelerinin dış pazarlarda daha güvenli ve doğru bir şekilde yer alabilmeleri için çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Dünyanın dört bir yanından birçok yabancı heyetleri Manisa’da ağırlayan Manisa Ticaret ve Sanayi Odası, Letonya Yatırım ve Kalkınma Ajansı heyetini de ağırladı. Uluslararası dev firmaların Manisa’ya yatırım yapması yabancı heyetlerin gözünü Manisa’ya çevirdi. Manisa TSO’da Letonya heyeti ile ’Ekonomik ve ticari ilişkiler istişare toplantısı’ düzenlendi. Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Hizmet Binası’nda Letonya Yatırım ve Kalkınma Ajansı Yatırım Tanıtım Bölümü Başkanı Alise Barvika ve Letonya Cumhuriyeti İzmir, Aydın ve Manisa Fahri Konsolosu Olgu Hikmet Korkmaz’ın katılımlarıyla gerçekleşen toplantıda Letonya’da ve Baltık Bölgesinde mevcut çeşitli yatırım ve iş birliği fırsatları Manisa iş dünyasının seçkin temsilcilerine anlatıldı. Türkiye-Letonya ticari ilişkilerinin ve yapılabilecek ortak projelerin ele alındığı toplantıya Manisa TSO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yılmaz, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Çağrı Tuatay, Muhasip Üye Mehmet Baki Kılıç, Yönetim Kurulu Üyeleri Rıfat Sarı, Hüseyin Bezci, TOBB Manisa İli Oda ve Borsalar Akademik Danışmanı Prof. Dr. Mahmut Karğın, Genel Sekreter Filiz Kavaklı, Proje ve İş Geliştirme Koordinatörü Mehmet Can Çakar ve Manisa iş dünyasının seçkin temsilcileri katıldı. “İki ülke arasında ticaret hacmini arttırmak mümkün” Manisa’nın ekonomisini ve kültürel özelliklerini anlatan tanıtım filminin izlenmesi ile başlayan toplantının açılışında konuşan Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yılmaz, “Baltık bölgesi ve Türkiye’deki işletmeler arasındaki ticaretin gelişmesi, yatırım ve diğer iş birliklerinin arttırılmasını hedefleyen bilgilendirme toplantısının siz değerli üyelerimize ve yatırımcılarımıza hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Türkiye- Letonya arasındaki tarihsel derin ilişkiler ekonomik ve siyasi boyutları ile birlikte her geçen gün artarak devam etmektedir. Türkiye, Letonya’nın bağımsızlığını 1925 yılında tanıyan ülkelerden biri olmuştur. Baltıklardaki ilk Türk büyükelçiliği 1919 yılında Riga’da açılmıştır. Sovyetler Birliği Tarafından İlhak Edilen Letonya’nın bu durumunu tanımayan ülkelerden biridir Türkiye. 1991 Yılında Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra yeniden bağımsızlığını ilan eden Letonya’yı tanıyan ülkelerin başında yine Türkiye gelmiştir. Nitekim 12 Temmuz 1994 yılında iki ülke arasında dostluk ve iş birliği anlaşması imzalanmıştır." dedi. "İki ülke arasında ticaret hacmini arttırmak mümkün" Bugün iki ülke arasındaki ticaret hacminin 2023 verileriyle 670 milyon dolar civarında olduğunu kaydeden Yılmaz, "İhracatımız 433 milyon dolar, ithalatımız ise 241 milyon dolar seviyesindedir. Ülke olarak daha çok kıymetli ve yarı kıymetli taşlar, kıymetli metaller, kazanlar, makineler, mekanik cihazlar, aksam ve parçaları; demir ve çelikten eşya, motorlu kara taşıtları, aksam, parça ve aksesuarları, meyveler ve sert kabuklu meyveler ihraç etmekteyiz. Litvanya’dan ise demir çelik ürünleri; mineral yakıtlar, yağlar ve ürünleri, ağaç, ahşap eşya ve odun kömürü, hububat ve canlı hayvan ithal etmekteyiz. İki ülke arasında ticaret hacmini arttırmak mümkün. Manisa olarak sahip olduğumuz avantajlar buna yardımcı olabilir. Avrupa’da dördüncü büyük ekonomiye sahip Türkiye’ye en büyük katkıyı sunan illerin başında, Manisa’mız gelmekte. Manisa bu katkıyı sanayisi, ticareti ve tarımı ile birçok ilimizden daha iyi yapmakta. Öncelikli olarak uluslararası birçok kuruluş tarafından yatırım yapılabilir sıralamasında birinci olan organize sanayi bölgesine sahiptir. Manisa son iki yılda 5 milyar dolar üzerinde ihracatı ile ihracat sıralamasında 7. sıradadır. Ayrıca, İSO’nun her yıl açıkladığı en büyük 500 firması sıralamasında 2023 yılında Manisa’dan 33 firma bulunmaktadır. İkinci 500 sıralamasında ise 18 firmamız bulunmakta." diyerek Manisa’nın sanayi potansiyeli ve ihracat rakamlarından bahsetti. "Manisa bir köprü konumunda" Manisa’nın sanayinin yanında Türkiye’nin en önemli tarım şehirlerinden biri olduğunu da hatırlatan Yılmaz şunları söyledi: "Ülkemiz tarım verilerine baktığımızda; çekirdeksiz kuru üzüm ve sofralık çekirdeksiz üzüm üretiminde Türkiye’de 1. sıradayız. Zeytin ağacı sayısında, sofralık zeytin ve zeytinyağı üretiminde 1. sıradayız. Etlik tavuk ve hindi varlığında 1., yumurta tavuğunda ise 3. sıradayız. Tütün ve kekik üretiminde 2., tatlı patates üretiminde 1., salçalık domates üretiminde 3. sıradayız. Bunları çoğaltmak mümkün. Bu sayılarla toplam tarım ürünleri ihracatımız 1 milyar dolara yaklaşmaktadır. Kısaca Manisa, yetişmiş insan gücü, gelişmiş altyapısı, uyumlu ve hızlı çalışan kurumları ile ulusal ve uluslararası birçok büyük işletmeye ev sahipliği yapmaktadır. Kara, hava ve denizyolu taşımacılığındaki avantajları ve coğrafi konumu ile batı ve doğu, kuzey ve güney arasında köprü konumundadır. İşte bu nedenlerden dolayı Manisa olarak, Manisa Ticaret ve Sanayi odası olarak yapılacak her türlü ticari faaliyetin destekçisi olma arzusu içindeyiz. Bu vesileyle toplantımızın verimli geçmesini diliyorum. Ziyaretleri ve sunumları için Letonya Yatırım ve Kalkınma Ajansı Yetkililerine, Letonya Cumhuriyeti İzmir, Aydın ve Manisa fahri konsolosu sayın olgu hikmet korkmaz beyefendiye ve son olarak siz kıymetli üyelerimize katılımcılara teşekkürlerimi sunuyorum.” Yaklaşık 2 saat süren toplantının ardından Letonya heyeti Manisa OSB’de bir dizi firma ziyaretlerinde bulundu.
Muğla Muğla Büyükşehir’den Felsefe ve Yaşam Akademisi Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından hayata geçirilen Muğla Felsefe ve Yaşam Akademisi, yerel yönetimlerde bir ilk olarak felsefenin toplumsal yaşamla iç içe aktarılmasını sağlamak amacıyla faaliyetlerini sürdürüyor. 2023 yılında faaliyete geçen Muğla Felsefe ve Yaşam Akademisi; ‘Felsefe için felsefe değil, yaşam için felsefe’ ilkesiyle; eleştirel, dayanışmacı, özenli düşünme biçiminin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması amacıyla çalışmalarına başladı. Patentini de alan akademi, toplumun felsefi düşünceye olan ilgisini artıran ve yaşam kalitesini geliştirmeyi amaçlayan etkinlikleriyle büyük beğeni topluyor. Teorik ve Pratik Felsefe olmak üzere iki temel alanda çalışmalar sürdürülen Muğla Felsefe ve Yaşam Akademisi’nde uzman felsefeci eşliğinde pratik felsefe alanında, akademisyenler ve uzman eğitmenlerin katılımıyla da teorik felsefe alanında birçok etkinlik gerçekleştirildi. Muğla Büyükşehir Belediyesi bünyesinde kurulan Muğla Felsefe ve Yaşam Akademisi Muğla’nın her ilçesinde köylere dâhil ulaşarak felsefenin doğasında bulunan eleştirel düşünme biçimiyle tanışmayan çocuğun/bireyin kalmaması hedefiyle çalışmalarını sürdürüyor. Kiraz: “Eleştirel düşünme biçimini toplumumuza kazandırmayı hedefliyoruz” Felsefe için felsefe değil yaşam için felsefe ilkesiyle çalıştıklarını belirten Muğla Büyükşehir Belediyesi bünyesinde Felsefeci Selda Kiraz, “Felsefe ve Yaşam Akademisi teorik ve pratik felsefe olmak üzere iki temel unsur üzerine çalışmalarını inşa ediyor. Teorik felsefe alanında uzman kişileri davet ediyoruz, felsefi problemlerin arka planını öğreniyoruz. Pratik felsefe de ise her hafta felsefi bir problem etrafında düşünceler geliştiriyoruz. Bunları yaparken de temel amacımız şu, toplumumuzda giderek eksikliğini hissettiğimiz eleştirel düşünme biçiminin yerleşmesi. Felsefe bu topraklarda üstü kapatılacak, unutulacak kadar eski değil aslında. Bizler de akademimizle çeşitli filozofların yaşadığı Kıyı Ege boyunca felsefeyi tekrardan insanlarla buluşturmayı hedefliyoruz. Bu sebeple de felsefe için felsefe değil yaşam için felsefe ilkesiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz.” ‘Özgürlüğün Felsefesi’ Muğla’da konuşulacak Felsefe Kültür Sanat Derneği tarafından bu yıl 8’incisi düzenlenen Sonbahar Buluşması ‘Özgürlüğün Felsefesi’ ana başlığıyla Muğla Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde yapılacak. Etkinlik 30 Kasım Cumartesi günü Türkan Saylan Çağdaş Yaşam Merkezi’nde gerçekleşecek. Etkinlikte ünlü filozof Jean Paul Sartre’ın eserlerinden yola çıkarak konuşmalar yapılacak. ‘Özgürlüğün Felsefesi’ ana başlığı ile yapılacak etkinlikte Prof. Dr. Aliye Karabük-Kovanlıkaya, Prof. Dr. Buket Korkut-Raptis, Prof. Dr. Ertuğrul Rufayi Turan ve Dr. Özgür Emrah Gürel konuşmacı olarak yer alacak. Cumartesi günü 10.30’da açılış konuşmaları ile başlayacak etkinlikte, Aliye Karabük-Kovanlıkaya ‘Kayıtsızlık, Keyfiyet ve Özgürlük’, Buket Korkut -Raptis ‘Etik Açıdan Özgürlük’ Ertuğrul Rufayi Turan ‘Niçinsiz Yaşam’, Özgür Emrah Gürel ise ‘Özgürlük ve Devrim’ konulu başlıklar hakkında konuşmalar yapılacak. Başkan Aras; “Toplumsal birçok sorunun kaynağı eleştirel düşünme biçiminin yaygınlaşmaması” Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras eleştirel ve özgürlükçü düşüncenin doğduğu Muğla’da yerel yönetimlerde ilk olan Felsefe ve Yaşam Akademisi’ni kurmanın mutluluğunu yaşadıklarını söyledi ve günümüzde toplumsal birçok sorunun kaynağının kalıplaşmış düşünceler olduğunu, eleştirel düşünme biçiminin yaygınlaşması gerektiğini belirtti.