EKONOMİ - 09 Nisan 2025 Çarşamba 09:42

Adana’yı "Gastronomi şehri" ünvanı heyecanı sardı

A
A
A

’Gastronomi şehri’ ünvanı alması için adaylığı Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Türkiye Milli Komisyonu tarafından kabul edilen Adana’da esnaf sonucu heyecanla bekliyor.

Et tüketiminin başkentlerinden, tescilli kebabından içli köftesine, mumbarından şalgamına ve taş kadayıf başta olmak üzere birçok tatlı türüne kadar çok sayıda lezzetin yer aldığı Adana’da esnafı, ’Gastronomi şehri’ ünvanı heyecanı sardı. Yaz aylarında Fransa’nın başkenti Paris’te yapılacak değerlendirme sonucunu merakla bekleyen işletmeler, ’Gastronomi şehri’ ünvanının gereği olarak mevcut hizmetlerini geliştirmenin yanı sıra menülerinde yöresel lezzetlere de yer vermeye hazırlanıyor.

Adana’yı

"Ünvan, Adana’yı gastronomi turizminin önemli duraklarından biri haline getirecek"

Konuyla ilgili Adana Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Niyazi Göger, İhlas Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu. Başkan Göger, "Paris turunu başarıyla tamamlayarak, ’Gastronomi şehri’ ünvanını alacağımıza yürekten inanıyoruz. ’Gastronomi şehri’ ünvanı, Adana’ya büyük katkılar sağlayacaktır. Bu ünvan, Adana’yı gastronomi turizminin önemli duraklarından biri haline getirecektir. Bu ünvan, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekecek, restoranlarımızdan sokak lezzetlerimize kadar tüm gıda sektörümüz canlanacaktır" dedi.

Adana’yı

"Geleneksel lezzetlerimizi sunarken fark oluşturmalıyız"

Adana’nın bir marka şehir olduğuna ve esnafın alınacak ünvan ile daha dikkatli hareket edeceğine vurgu yapan Başkan Göger, "Şehrimize gelen turistleri ne kadar iyi ağırlarsak, dönüş yolunda da Adana lezzetlerini tatmak isteyeceklerdir. Bu nedenle, esnafımızın bu sürece en iyi şekilde hazırlıklı olması şarttır. Kaliteyi, lezzeti ve hijyeni daima ön planda tutmalıyız. Geleneksel lezzetlerimizi sunarken, modern bir bakış açısı ve güler yüzlü hizmet anlayışıyla fark oluşturmalıyız" ifadelerini kullandı.

Adana’yı

"Çok sevinçliyiz"

Yöresel yemekler de sunan işletmecilerden Güngör Güler ise Adana’nın gastronomi turizmi noktasında fark oluşturacağını belirterek, "Bu haberi duyduğumuz ilk andan itibaren çok sevinçliyiz. Adana artık bir marka şehir olacak. Bunu biliyoruz ve buna hazırız" şeklinde konuştu. İşletmecilerden Ömer Algan da ’Gastronomi şehri’ ünvanının alınmasının sektöre büyük hareketlilik getireceğini vurgulayarak, "Adana sadece kebaptan ibaret değil. Birçok lezzetimiz var ve bu ünvan ile birlikte bunların tanınırlığı daha çok artacak. Yurt dışından, şehir dışından gelenler artık sadece kebap yiyip dönmeyecek. Adana’nın marka olması, esnafın işlerine de olumlu yansıyacak. Çok mutluyuz" diye konuştu.

Adana’yı

Umutcan İşledici - Elif Ayşenur İşledici

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir ’Otomatik Dikkatin Bilimsel Serüveni’ semineri düzenlendi Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi tarafından düzenlenen ’Otomatik Dikkatin Bilimsel Serüveni: Son 22 Yılda Yanıldıklarımız ve Keşfettiklerimiz’ başlıklı seminer, Turuncu Salon’da gerçekleştirildi. TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi (TOBB ETÜ) Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nart Bedin Atalay’ın konuşmacı olduğu seminere; Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Aslı Aslan’ın yanı sıra öğretim elemanları ve öğrenciler katıldı. Sunumunda bilişsel süreçlerin tarihi gelişimini ve Stroop etkisini ele alan Prof. Dr. Nart Bedin Atalay, dikkatin yalnızca stratejik ve yavaş bir süreç olmadığını, çevresel ipuçlarıyla tetiklenen otomatik bir kontrol mekanizmasının devrede olduğunu ifade etti. Günlük hayattan örneklerle otomatik kontrolün evrimsel önemine değinen Atalay, "Çevre sürekli değişiyor ve biz adapte olmak zorundayız. Eğer her seferinde stratejik ve yavaş bir kontrol mekanizması kullansaydık, hayatta kalmamız zor olurdu. Otomatik kontrol, tehlike anında hızlı karar vermemizi ve enerjiden tasarruf etmemizi sağlar. Beyin enerjiyi verimli kullanmayı sever" dedi. İki dilli bireylerde dikkat süreçleri Konuşmasında laboratuvar ortamında yürütülen deneylere de yer veren Atalay, özellikle iki dilli bireyler üzerindeki dikkat çalışmalarına değindi. Dil hâkimiyetinin dikkat kontrolü üzerindeki etkilerini açıklayan Atalay, yapay zekâ ile insan beyni arasındaki ilişkiye de dikkat çekti. Modern yapay zekâ modellerinin, insan beynindeki hata düzeltme mekanizmalarına benzer şekilde çalıştığını belirten Atalay, buna karşın insan beyninin hâlâ daha esnek bir yapıya sahip olduğunu vurguladı. Seminer, soru-cevap bölümünün ardından Prof. Dr. Aslı Aslan’ın, Prof. Dr. Nart Bedin Atalay’a plaket takdim etmesiyle sona erdi.
Kastamonu Yaşlı adam para ve altınlarla kayıplara karışan eşinden 8 aydır haber alamıyor Kastamonu’da yaşayan 70 yaşındaki adam evdeki altın, para ve kredi kartını alarak ayrıldığı iddia edilen 35 yıllık eşinden yaklaşık 8 aydır haber alamıyor. Yaşlı adam, eşinin hayatından endişe duyduğunu söyledi. Kastamonu’da yaşayan 70 yaşındaki Hüseyin Demirel’in 35 yılık eşi Dudu Demirel’den (50) nisan ayında evdeki 30 bin TL nakit para ile evde bulunan iki adet Cumhuriyet altını ve 40 bin TL limitli kredi kartıyla ayrıldıktan sonra haber alınamıyor. Demirel, 5 çocuk annesi eşinin evden ayrıldıktan sonra kredi kartıyla da altın aldığını iddia etti. Eşini, kaybolduktan sonra telefonla aradığı ve ailecek tanıdıkları F.K. isimli şahısla birlikte olduğunu söylediğini, daha sonra bir daha kendisinden haber alamadığını söyledi. 5 çocuk annesi eşinin kendisini sevdiğini ve büyü yapıldığı için evden ayrılarak kaybolduğunu belirten Hüseyin Demirel, eşinin hayatından endişe duyduğunu söyledi. Eşinin daha önce F.K. ile kaçtığını daha sonra eve döndüğünü söyleyen Demirel, "Ben rahatsızım, içeride odada yatıyorum. Bir gün saat 03.00 gibi kalktım. Eşim yoktu. Telefonla aradım, eşim açtı, ’Dudu neredesin’ diye sordum, ’ben F.K.’nin yanındayım’ dedi. ’F.K.’nin yanında ne yapıyorsun’ diye sorduğumda, ’F.K. ne yaptı etti beni aldı, götürüyor, yoldayız, gidiyoruz’ dedi. ’Nereye gittiklerini sordum, ’nereye gittiğimizi bilmiyorum’ dedi. Sonra avukata boşanma dilekçesi vermiş, mahkemeye çıktık, sadece avukat gelmişti. ’Ben karımdan vazgeçmeyeceğim, ben karımı er ya da geç alacağım’ dedim. Ondan 10 gün sonra eşim geldi. İstanbul’a gidip dilekçe verdi, ’ben kocamı seviyorum, ayrılmak istemiyorum’ dedi ve mahkeme düştü. Altın almıştık, iki tane altın vardı. Altın alınca kart eşimin cebinde kalmış. Kartı da almış, cebimde 60 bin TL para vardı, 30 bin TL’sini de almış. Karttan para çekilmiyor, o yüzden kartla altın almış. Kartın 40 bin TL limiti vardı, hepsiyle altın almışlar. Evde de iki tane Cumhuriyet altını vardı, onları da almış" şeklinde konuştu. Şu an eşinden haber alamadığını belirten Demirel, "Eşimin telefonunu arıyorum, ’numara kullanılmıyor’ diyor. Ben, eşimin geri gelmesini istiyorum, çocuklarımın yanına gelmesini istiyorum. Eşimin bende çok emeği var, bu evi eşim ile birlikte satın aldık. Ben kanser tedavisi gördüm, eşim 3 yıl bana baktı, bir kez ’niye böyle yapıyorsun’ demedi. Benim eşim evini, köyünü bırakacak birisi değildi. Eşim kendisi çıkıp evden gitti ama F.K.’nin eşime büyü yaptırdığını düşünüyorum. Çünkü evden muska çıktı, muskanın içinde de F.K.’nin saçı çıktı. Biz bunu bir hocaya okutturamadık" ifadelerini kullandı.