ASAYİŞ - 21 Nisan 2012 Cumartesi 13:46

"KELLE KADİR" 6 AYLIK ÇALIŞMA SONUCU YAKALANDI

A
A
A
"KELLE KADİR" 6 AYLIK ÇALIŞMA SONUCU YAKALANDI

İş yaptırma vaadiyle 100`e yakın inşaat ustasını dolandıran `Kelle Kadir` lakaplı dolandırıcı, 6 aylık çalışmanın ardından yakalandı.
İddiaya göre, `Kelle Kadir` lakaplı Kadir U. (44), inşaat ustalarının yanına giderek Almanya`dan geldiğini ve uzun süredir kullanmadığı evine tadilat yaptırmak istediğini söyledi. Ustaları önceden belirlediği eski bir evin önüne götüren dolandırıcı, burada ustaya evin dışını sıva yaptırmak istediğini belirterek sıkı bir pazarlık yaptı. Kadir U., yanında Türk parasının olmadığını, euro olduğunu söyleyerek ustaya vermek için cüzdanından bin euro çıkardı. Zanlı, vereceği paranın anlaştıkları fiyattan fazla
olduğunu belirterek ustadan para üstü aldı. Tam bu esnada yanlarına gelen bir kişi, Kadir U.`ya çocuğunun trafik kazası geçirdiğini söyledi. Dolandırıcı bunun üzerine ustaya parayı evdeki eşinden almasını söyleyerek kaçtı.
Aynı yöntemle 100`e yakın ustanın dolandırıldığı öğrenilirken, 6 ay boyunca çalışma yürüten Adana Emniyet Müdürlüğü ekipleri, `Kelle Kadir` lakaplı dolandırıcının merkez Seyhan ilçesine bağlı Denizli Mahallesi`nde oturduğunu tespit etti. Burada yapılan çalışmalarda evine yakın bir bölgede yakalanan Kadir U., Adana Emniyet Müdürlüğüne getirildi. Daha önceki mesleğinin terzi olduğu ve "suç işlemek için örgüt kurmak, silahla ateş etmek, görevi kötüye kullanma" gibi suçlardan arandığı öğrenilen zanlı,
hakkındaki suçlamaları kabul etmesinin ardından adliyeye sevk edildi.
Öte yandan polis, zanlıyla beraber çalışan ve ismi belirlenemeyen şahsı yakalamak için çalışma başlattı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tekirdağ 70 yılını denizde geçirdi, limandan kopamıyor Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde 81 yaşındaki Ali Hiçsolmaz, çocuk yaşta başladığı balıkçılığı bıraksa da denizden ve limandan ayrılamıyor. Ömrünü denize adayan Hiçsolmaz, bugün hala limana gelip balıkçı ağlarını tamir ederek mesleğini yaşatıyor. Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesindeki balıkçı barınağında her gün ağ tamir eden 81 yaşındaki Ali Hiçsolmaz, çocuk yaşta başladığı balıkçılığı bırakmasına rağmen denizden kopamıyor. 2019 yılında geçirdiği kaza nedeniyle teknelere binmeyi bıraksa da limandan ayrılamayan Hiçsolmaz, denizle kurduğu güçlü bağı sürdürüyor. "Annem vefat edince balıkçı kahvesine gitmeye başladık" 81 yaşındaki balıkçı Ali Hiçsolmaz yaptığı açıklamada, "1949 senesinde rahmetli annem vefat etmiş. Annem vefat edince 2 kardeş kaldık. Babama evlenmeyi teklif etmişler ama babam, ’Ben çocuklarımı üvey anneye bırakmam, onlar benim yadigârım. Çocuklarıma hem analık da yapacağım hem babalık’ demiş. Nur içinde yatsın, bizi bu yaşlara kadar getirdi. Annem vefat edince mecburen babamızın yanına geliyorduk. Evde soba yanacak ama yakacak kimse yok, 5-6 yaşındaki çocuk soba yakabilir mi? O zaman balıkçılar kahvesine geliyorduk. Balıkçı ağabeylerimiz bir tek bizi kahveye alıyordu. O zaman 18 yaşının altındaki çocuklar kahveye giremiyordu. Biz kahvede beklerdik, her gün babamın gelmesini beklerdik. Daha sonra babamla denize gitmeye başladık" dedi. "Kolu kırılınca balıkçılığı bıraktı ama limandan kopamadı" Hiçsolmaz açıklamasının devamında, "1950 senesinden 2019’a kadar balıkçılık yaptık. 2019’da bir kaza geçirdim, kolum kırıldı. Baktım refleks yok, o yüzden 2019 yılında balıkçılığı bıraktım. 2019 yılından beridir daha tekneye bile binmedim. Ama her gün limana gelip her türlü ağı yaparım. Hem balıkçı arkadaşlara yardımcı oluyorum hem de harçlığımız çıkıyor. Kahve köşelerinde oturmaktansa buraya gelip hava alıyorum. 70 senenin verdiği bir şey var. Burayla bir bağım var, kopamıyorum" diye konuştu. "Her şeyin bir kararı vardır, hududu vardır" Hiçsolmaz, balıkçılığın teknolojiyle değiştiğine de dikkat çekerek, "Köroğlu’nun bir deyimi var, ’Delikli Demir çıktı mertlik bozuldu’ diye. Denizlere de bu saç tekneler girdi, radarlar girdi, balıkçılık teknolojiye döndü. Teknolojiye dönünce de ne var ne yok hepsini tutuyorlar. Yani bilinçsiz avcılık yapılıyor. Teknolojiyi kullanmayacak mısın? Tabii ki kullanacaksın. Ama her şeyin bir kararı vardır, hududu vardır" şeklinde konuştu. "Denize gidenlerin yarısı telef olurdu" Denizcilik tecrübelerini de paylaşan Hiçsolmaz, "Bizim zamanımızdaki havalar esmiş olsa var ya, şimdi şu denize gidenlerin yarısı telef olurdu. Biz de atalarımızdan gördük mesela. Şimşek çaktığı zaman, gök gürlediği zaman nereden ne gelecek onlardan öğrendik. Ne havalara tutulduk ama atalarımızdan öğrendiklerimizle, onlardan edindiğim tecrübelerle o havaları atlattık. Yani teknolojiye çok güvenilmez, teknoloji çok oynak olur. Eskiden havaların hareketine göre, bulutların hareketine göre hareket ederdik. Zaten hava sana önceden bildiriyor, ’kaç’ diyor, ’bir yerlere sığın’ diyor. Denizde en büyük fırtına sistir. Çünkü hiçbir yeri göremezsin. Pusulan, radarın yoksa karayı göremezsin" ifadelerini kullandı.
Kırşehir Üretim cirosu Türkiye’de ilk 10’da Kırşehir’de 820 öğrencisiyle eğitim veren Kırşehir Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, fabrika gibi çalışıyor. Okul üretim cirosuyla Türkiye’de ilk 10 okul arasında yer alıyor. Milli Eğitim Bakanlığınca oluşturulan Zanaat Atölyelerine öğrenci alımlarına başlayan okulda öğrenciler, mesleki yetkinliklerini arttırmanın yanı sıra gelecekleri içinde bilinçli mesleki tercihler yapmayı öğreniyor. Elektrik elektronik dersleriyle meslek öğrenen öğrencilerin varlığının mutlu kıldığını ifade eden Milli Eğitim Müdürü Yasin Gülşen; lise kontenjanlarının yüzde 50’sini meslek liselerinin oluşturduğunu söyledi. Gülşen; "Ülkenin ve gençlerimizin geleceği açısından herkesin bir mesleği olması gerekir. Bu nedenle Zanaat Atölyelerinde öğrencilerimizin meslek sahibi olmalarını hedefliyoruz" dedi. "Üretim cirosuyla ilk 10 okul arasında" Türkiye’deki meslek liseleri arasında üretim cirosuyla ilk 10 okul arasında yer alan Kırşehir Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde öğrenciler, teorikte aldığı bilgiyi pratikte de öğrenme imkanı yakalıyor. Okul Müdürü Hakan Vahapoğlu; öğrenci taleplerinin okula artış gösterdiğini ve 2024-2025 Eğitim - Öğretim yılında 820 öğrenciyle fabrika gibi çalıştıklarını belirtti. Vahapoğlu açıklamasında; "Meslek liselerine olan talepler artmaya başladı. Okulumuzda öğrenciler sadece teorik bilgi almıyor. Pratik eğitimlerde öğrenciler döner sermaye sistemiyle üretiminde yükselmesine katkı sunuyor. Öğrenciler; kağıt üzerinde aldıkları eğitimleri pratiğe de dökme imkanına kavuşuyor. Okul son 2 yılda ciro olarak Türkiye’de ilk 10 okul arasına girdi" diye konuştu. Zanaat Atölyesinde eğitim alan öğrenciler ise gelecekleri açısından aldıkları eğitimlerin kendileri için faydalı olacağına inanıyor. Okulda; Bilişim Teknolojileri, El Sanatları, Gıda Teknolojisi, Metal Teknolojisi, Mobilya ve İç Tasarım, Moda Tasarım, Yiyecek İçecek Hizmetleri gibi 147 alanda kurslar yer alıyor.
Ankara Keçiören’de çocuklar için tiyatro zamanı Keçiören Belediyesi, eğlenceli ve öğretici 4 farklı tiyatro oyununu 12 gösterim ile minik seyircilerle buluşturacak. Ankara’nın Keçiören Belediyesi tarafından çocukların verimli vakit geçirebilmeleri amacıyla hazırladığı birbirinden eğlenceli ve öğretici 4 farklı tiyatro oyununu 12 gösterim ile çocuk seyircilere sunacak. Horoz Kral, Kirli Bit Kimbit, Açıl Susam Açıl, Zavallı Hain Kurt gibi birbirinden keyifli oyunlar, Necip Fazıl Kısakürek Tiyatro Salonu’nda ücretsiz olarak sahnelenecek. Tüm çocukları tiyatro oyunlarına davet eden Keçiören Belediye Başkanı Dr. Mesut Özarslan, "Tiyatro oyunlarıyla çocuklarımız hem aileleriyle birlikte keyifli vakit geçirecek hem de hayata dair önemli mesajlar, önemli dersler alacaklar. Sanat ve kültürle iç içe yetişen bir nesil için çocuklarımıza yönelik bu tür etkinliklerimiz devam edecek" dedi. İlk oyun perde dedi Tiyatro etkinlikleri kapsamında minik izleyicilerle buluşan ilk oyun “Horoz Kral” oldu. Çiftlikteki hayvanların Çil Horoz’u kral olarak seçmeleriyle başlayan Horoz Kral’ın macera dolu serüveni, çocuklara keyifli anlar yaşattı. Güven ve dayanışma temasını işleyerek ders niteliğinde mesajlar veren oyun, büyük ilgi gördü. Oyuna katılarak ilk defa tiyatro deneyimi yaşayan minik izleyiciler de salondan mutlu ayrıldı. Çocuk tiyatroları devam edecek Birbirinden renkli ve eğlenceli oyunlar, minik izleyicilere unutulmaz anlar yaşatmaya devam edecek. Sahnelenecek tiyatro oyunlarının programı, 1 Şubat Cumartesi günü "Kirli Bit Kimbit", 9 ve 16 Şubat Pazar günü "Açıl Susam Açıl", 15 Şubat Cumartesi günü "Horoz Kral" ve 23 Şubat Pazar günü "Zavallı Hain Kurt" sahnelenecek. 45 dakika süren tek perdelik oyunlar, Necip Fazıl Kısakürek Tiyatro Salonu’nda saat 13.30 ve 15.30 olmak üzere günde iki farklı seansla ücretsiz olarak sahnelenecek.
Karabük KBÜ’de elektromanyetik dalgalara karşı koruma sağlayan yapı malzemesi üretildi Karabük Üniversitesi’nde (KBÜ) geliştirilen yapı malzemesinin elektromanyetik dalgalara karşı koruma sağladığı aktarıldı. KBÜ, çevre dostu ve yenilikçi yapı malzemeleri geliştirme alanında önemli bir başarıya imza attı. TÜBİTAK destekli proje çerçevesinde, Kardemir’in yan ürünleri ve atık malzemeleri kullanılarak çevreci tuğla ve karo kaplama malzemeleri üretildi. Bu katma değeri yüksek yapı malzemeleri, karbon emisyonlarını önemli ölçüde azaltmanın yanı sıra elektromanyetik koruma da sağlıyor. KBÜ Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlker Tekin, geliştirdikleri yapı malzemelerinin seramik ürünlere göre 8 kat daha az karbondioksit emisyonuna sahip olduğunu belirtti. Düşük ısıyla üretilebilen bu malzemelerin çevre dostu özellikleriyle öne çıktığını ifade eden Tekin, özel tekniklerle üretilen söz konusu yapı malzemeleri, elektromanyetik dalgalara karşı koruma sağladığını aktardı. Tekin, Wi-Fi ve cep telefonu sinyallerini zayıflatabilen bu ürünlerin savunma sanayi, hastaneler, okullar ve konutlarda kullanılabildiğini söyledi. Üretilen malzemelerin sanayiye entegrasyonu için çalışmaların sürdüğünü, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığından gerekli onayların alınması ve fabrikasyon üretime geçilmesi için girişimlere başlandığını kaydeden Tekin, yatırımcıların desteğini beklediklerini dile getirdi.
İstanbul Beyoğlu’nda polis memurunu ensesinden bıçaklayan sanık hakim karşısında: "Polisin herhangi bir yaralanması olmadı’’ Beyoğlu’nda polis memuruna görevini yaptığı sırada arkasından yaklaşan ve ensesinden bıçaklayarak kaçan sanık hakim karşısına çıktı. Sanık savunmasında, ‘’Polisin herhangi bir yaralanması olmadı’’ derken, annesi oğlunun şizofren hastası olduğunu belirterek, ‘’Polisleri paralel evrende insanlık dışı varlıklar olarak görüyor’’ dedi. Mahkeme, sanığın akıl sağlığının olup olmadığına ilişkin rapor aldırılmasına hükmetti. Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde 12 Ekim 2024’de polis memuru R.Ş.’ye görevini yaptığı sırada arkasından yaklaşan ve ‘sustalı’ bıçakla ensesinden bıçaklayarak yaralayan sanık Oytun Ilgar’ın yargılanmasına başlandı. İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Oytun Ilgar Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Müşteki polis memuru R.Ş. ile sanık avukatları ise mahkemede hazır bulundu. "Polisin herhangi bir yaralanması olmadı’’ Duruşmada savunma yapan sanık Ilgar, ‘’Polisler bana komplo kurdu, başımdan yaralandım. Kimseyi öldürmeye teşebbüs etmedim. Polisin herhangi bir yaralanması olmadı’’ şeklinde konuştu. ‘’Görevlimle ilgili telefonuma baktığım sırada sanık ansızın arkama girip boynumdan beni bıçakladı’’ Müşteki polis memuru R.Ş. ise ifadesinde, ‘’Olay günü görev yaptığım sırada sanığı bir kaç kez gördüm, madde kullanıyordu. Tuhaf hareketleri vardı ancak kimseye taşkınlığı olmadığı için herhangi bir işlem yapmadım. Görevlimle ilgili telefonuma baktığım sırada sanık ansızın arkama girip boynumdan beni bıçakladı’’ dedi. "Polisleri paralel evrende insanlık dışı varlıklar olarak görüyor’’ Duruşmada tanık sıfatıyla dinlenen B.K. ise ‘’Oğlum ileri seviye şizofren hastasıdır. Kimseyi tanımıyor, tedavi olması lazım. Polisleri ve diğer insanları paralel evrende insanlık dışı varlıklar olarak görüyor.’’ ifadelerini kullandı. Akıl sağlığının olup olmadığı tespit edilecek Alınan savuma ve ifadelerin ardından ara kararını açıklayan mahkeme, sanık Oytun Ilgar’ın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Heyet, sanığın cezai ehliyetini azaltan veya ortadan kaldıran bir rahatsızlığının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi için Adli Tıp Kurumu’ndan rapor aldırılmasına da hükmederek duruşmayı erteledi. İddianameden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede olay günü polis memuru R.Ş.’nin İstiklal Caddesi’nin tünel girişinde görevini yaptığı, bu sırada şüpheli Oytun Ilgar’ın arkadan yaklaştığı, elindeki taşıması yasak olan bıçakla üzerinde polis yeleği bulunan müştekinin ense kısmına vurup kaçtığı anlatıldı. Hazırlanan iddianamede şüpheli Oytun Ilgar’ın ‘kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs’ ve ‘ruhsatsız bıçak bulundurma’ suçlarından toplamda 13 yıl 6 aydan 21 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.