GENEL - 14 Nisan 2012 Cumartesi 20:07

HAYATA SIKI SIKI TUTUNDU, 8 YIL SONRA AİLESİNE KAVUŞTU

A
A
A
HAYATA SIKI SIKI TUTUNDU, 8 YIL SONRA AİLESİNE KAVUŞTU

Adana`dan 8 yıl önce çalışmak için Avustralya`ya giderken, Hong Kong`da kaldığı otelin penceresinden düşüp felç olan ve olay sonrasında hafızasını kaybeden Tuğrul Tuygun, her şeye rağmen hayata sıkı sıkı tutundu. Avustralya`da gönüllülerin kendisine sahip çıkmasının ardından tedavi olan ve 8 yıl sonra geçmişini hatırlayan Tuygun, memleketine geri dönerek ailesine kavuştu.
Annesi Hikmet Turgut`un ölümünün ardından 2004 yılında çalışmak için Avustralya`ya gitme kararı alan 45 yaşındaki Tuğrul Tuygun, hazırlıklarını yapıp, aktarmalı bir uçakla bu ülkeye ulaştı. Geceyi geçirdiği Hong Kong`da kaldığı otelin 8. katından düşen Tuygun, ağır yaralandı. Hastaneye kaldırılan ve burada üzerindeki pasaporttan Avustralya vatandaşı olduğu anlaşılan Tuygun, büyükelçiliğin girişimiyle bu ülkeye gönderildi. 2 yıl tedavi gördüğü Avustralya`da kaldığı bakımevinde çalışan bir hemşire
tarafından Müslüman olduğu anlaşılan Tuğrul, ülkede Türkler tarafından çalıştırılan Osmanlı Bakımevi`ne yerleştirilmesiyle birlikte adeta hayatı değişti.
TEDAVİ OLUMLU SONUÇ VERİNCE KONUŞMAYA BAŞLADI
Felç olduğu için yatağa bağlı kalan ve hafızasını kaybeden Tuygun, Osmanlı Bakımevi`nde özel bir rehabilitasyon tedavisine tabi tutuldu ve söz konusu tedaviye olumlu yanıt vererek önce hareket etmeye, sonra da konuşmaya başladı. Bunun üzerine Tuğrul Tuygun`un ilaçları değiştirilip, uygulanan bakım ve tedaviyle birlikte ciddi bir ilerleme kaydettiği gözlemlendi. Konuşmaya başlamasıyla birlikte hafızasını da yeniden kazanmaya başlayan Tuygun, ayağa kalkıp kendisini tekerlekli sandalyeden yatağa
taşıyabilecek hale geldi. Bakıcılarına Türk olduğunu dile getirip, ailesine ulaşılmasını isteyen Tuygun, yıllar sonra ailesiyle buluşacağı anın hayallerini kurmaya başladı.
8 YILLIK HASRET HAVAALANINDA SONA ERDİ
Tuğrul Tuygun`un ağabeyi Temel Tuygun da konsolosluk aracılığıyla yaklaşık bir yıl önce kardeşine ulaşmaya başardı. Tuygun, bakım evinde kaldığı süreçte ailesi ve yakınlarıyla internet ve telefon üzerinden görüşmeye başladı. Her fırsatta Adana`yı ve ailesini özlediğini dile getiren Tuygun`un Türkiye`ye dönüp, ailesini görmesinin tedavi sürecini de hızlandıracağını düşünen doktorlar, Adana`ya yolculuk için gerekli düzenlemeleri yaptı. Müjdeli haber de bakımevi görevlileri tarafından Türkiye`deki ailesine
iletildi. Avustralya hükümeti tarafından masrafları karşılanan Tuygun`u, 28 saat süren yolculukların ardından bakıcıları Zuhal Bayrak ve Ayşe Çaprak ile birlikte Adana`ya ulaştı ve 8 yıllık hasret, Şakirpaşa Havaalanı`nda sona erdi.
"ZOR GÜNLER GEÇİRDİM AMA ARTIK KÖTÜ GÜNLER GERİDE KALDI"
Uçaktan tekerlekli sandalyeyle inen Tuğrul Tuygun`u havaalanında ağabeyleri Turgay ve Temel Tuygun ile birlikte yakınları karşıladı. Karşısında ağabeylerini görünce duygularına hakim olamayıp gözyaşlarına boğulan Tuygun, Türkiye`yi ve evini çok özlediğini, şu anda da ailesiyle birlikte olduğu için çok mutlu olduğunu söyledi. Ağabeyi Temel Tuygun`un, merkez ilçe Seyhan`a bağlı Mıdık Mahallesi`ndeki evine yerleşen Tuygun, duygularını İHA muhabiriyle paylaştı. "Çok zor günler geçirdim" diyen Tuygun, "Artık
kötü günler geride kaldı. Çünkü ailemin, sevdiklerimin yanındayım. Onlarla yıllar sonra yeniden bir araya geldiğim için çok mutlu ve sevinçliyim" ifadelerini kullandı.
"ETLE TIRNAОI BİRLEŞTİRDİОİMİZ İÇİN MUTLUYUZ"
Tuygun`un gönüllü bakıcısı Ayşe Çaprak, Zuhal Bayrak ile birlikte senelik izinlerini kullanıp, Tuğrul Tuygun`un ailesiyle buluşturduklarını, şu an en az Tuğrul kadar da mutlu ve sevinçli olduklarını anlattı. Çaprak, "Ayşe ile birlikte bu yola adeta baş koyduk. Avustralya hükümetinin desteği olmasa da biz bu işi başaracaktık, çünkü buna inanıyorduk. 6 ay sonra da bunu başardık. Tuğrul`un ağabeyinin evinde adeta bayram havası vardı. Bu buluşma bizi de çok duygulandırdı. Etle tırnağı birleştirdiğimiz için
çok mutluyuz" dedi.
Zuhal Bayrak da, kendilerini Tuğrul Tuygun`un yerine koyduklarını ve onun ne düşünüp hissettiğini anladıklarını belirterek, böylesine anlamlı bir buluşmayı sağlamanın da haklı mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. Bayrak, 3 hafta boyunca Türkiye`de kalacaklarını ve bu süreçteki masrafları da yine kendilerinin karşılayacaklarını da sözlerine ekledi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Seydikemer’de yüksek kesimler beyaza büründü Seydikemer’in yüksek kesimlerinde uzun süren kuraklık sonrası yağan kar, yaylaları beyaza bürüdü. Kar yağdığını duyan vatandaşlar yaylalara çıkarak, hem karın keyfini çıkardı, hem de bereket için şükretti. Seydikemer ilçesinde gece boyunca etkili olan kar yağışı, bölgeyi beyaza bürüdü. Fethiye-Antalya karayolunun 1300 rakımlı Karabel mevkii ve çevresindeki yayla köyleri, sabah saatlerinde yaklaşık 20 santimetreyi bulan kar örtüsüyle karşılaştı. İlçenin Karabel Mevkii başta olmak üzere yayla mahallelerinde yolların kapanma riskine karşı ekipler yoğun bir şekilde yol temizleme çalışmalarını sürdürdü. Kar yağışını hasretle bekleyen bölge halkı, bu durumu sevinçle karşıladı. Kuraklık tehdidi nedeniyle uzun süredir endişe yaşayan vatandaşlar, yağışların bereket getirmesi temennisinde bulundu. Kar haberi, çevre ilçelerden de vatandaşları Karabel mevkiine çekti. Fethiye ve Seydikemer’den gelen birçok aile, kar oynayıp keyifli vakit geçirdi. Meteoroloji ekipleri, kar yağışının aralıklarla devam edeceğini bildirdi. Kar yağışını değerlendiren Salih Bülbül, “Çok güzel olmuş, ben Bekçiler’den geliyorum. Orada 15-20 santimetre kar yağmış. Hatta sular bile gözükmeye başlamış. Bu durum gerçekten güzel çünkü uzun süredir böyle bir yağışa ihtiyaç vardı. Uzun zamandır kuraklık yaşanıyordu, millet artık ne yapacağını bilemez hale gelmişti. Elbette kuraklık bir sorun, yağmurun hiç yağmaması başka bir sorun. Ancak Cenab-ı Hak ne verirse ona razı olmalıyız” ifadelerini kullandı. “Çok heyecanlı ve mutluyuz” Çocuğu ile beraber kar oynamaya gelen Ramazan Buhuroğlu ise "Karın yağdığını duyunca hemen geldik. Amacımız biraz kar oynamak, çocuğu gezdirmek ve ona bu güzel deneyimi yaşatmaktı. Zaten o da ilk defa kar görüyor, bu yüzden çok heyecanlı ve mutluyuz” dedi. “Kar yağsın ki sularımız çoğalsın” Elif Kanyılmaz, kar yağışını bereket olarak gördüğünü belirterek, “Kar yağınca çok sevindik. Allah’ım çokça versin. Kar yağsın ki sularımız çoğalsın” şeklinde konuştu. Erdinç Eryılmaz isimli vatandaş, “Uzun bir aradan sonra her yeri bembeyaz görmek çok güzel bir duygu. Allah devamını getirir inşallah,” diyerek mutluluğunu dile getirdi.
Manisa Manisa jandarması cinayeti engelledi Diyarbakır’da 2011 yılında iki aile arasında çıkan husumet sonrası hasımlarının Manisa’nın Saruhanlı ilçesinde olduğunu öğrenen şahsın Diyarbakır’dan Manisa’ya geldiğini ve aileyi araştırdığını tespit eden jandarma ekipleri, şahsı ruhsatsız tabanca ile yakaladı. Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde 2011 yılında iki aile arasında 2 kişinin öldüğü, 5 kişinin ise yaralandığı olaylar sonrası başlayan husumet Manisa’ya taşındı. Olaya karışan ailelerden birinin yaşanan husumet nedeniyle 2013 yılında Manisa’nın Saruhanlı ilçesine taşındı. Olayların ardından 12 yıl 9 ay 10 gün hapis cezasına çarptırılan Saruhanlı’daki aileden M.H. isimli şahıs 30 Kasım 2024 tarihinde, yine aynı cezayı alan aynı aileden M.Ç.H. ise 5 Aralık 2024 günü Jandarma Suç Araştırma Timleri tarafından yakalanarak cezaevine gönderildi. Hasım aile fertlerinin yakalandığını öğrenen M.L.Ö. isimli şahıs ise 22 Aralık 2024 günü Diyarbakır‘dan Manisa’ya gelerek kan davalısı olduğu ailenin adreslerini araştırmaya başladı. Konu hakkında bilgi sahibi olan Saruhanlı İlçe Jandarma Komutanlığı, Manisa JASAT’ın da desteği ile M.L.Ö. isimli şahsı 24 Aralık 2024 günü üzerinde ruhsatsız tabanca ile şapkalı ve yüzü maskeli şekilde bir aracın içinde yakalandı. Jandarmadaki işlemlerinin ardından M.L.Ö. isimli şahıs, Saruhanlı Sulh Ceza Mahkemesi tarafından tutuklanarak Manisa T-Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna teslim edildi.
Ankara TÜRK-İŞ Başkanı Atalay: “Adil bir düzenleme yapılmadığı sürece TÜRK-İŞ olarak asgari ücret komisyonuna katılmayacağız” Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) Genel Başkanı Ergün Atalay, “Bu komisyon adil değil, antidemokratik yapısı var. Bu saatten sonra adil bir düzenleme yapılmadığı sürece TÜRK-İŞ olarak komisyona katılmayacağız” dedi. TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, asgari ücretin belirlenmesinin ardından konfederasyon genel merkezinde açıklamalarda bulundu. Atalay, 22 bin 104 lira olarak belirlenen asgari ücretin kabul edilebilir olmadığını savunarak, Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantılarına katılmama kararı aldıklarını açıkladı. Hükümet ve işverenin birlikte belirlediği 2025 yılı asgari ücretine ilişkin görüşmelerde örgütsüz işçiler adına masada olduklarını hatırlatan Atalay, “Sendikanın olduğu yerde asgari ücret olmaz. İkramiye olur, yol olur, yemek parası olur. Olmadığı yerde ise bunların hiçbiri olmaz. Ülkemizde 8 milyon asgari ücretli var. Son 5 yıldır özellikle asgari ücret geçim ücreti oldu. O yüzden bu masada asgari ücretliler olsun dedik. Hiç müdahale etmeden arkadaşlarımız masada oldu. Geçen hafta bir toplantı yaptık, taleplerini kamuoyuna açıkladık. Arkadaşlarımız ’29 bin 583 lira istiyoruz’ dedi. Üç toplantı oldu, üç toplantıda da taraflar bizim önümüze bir rakam getirmedi. Talebimiz neydi? Anayasa’da yer alan geçim şartlarına öncelikle uyulmasını, asgari ücret belirlenirken bilimsel kalıpların esas alınmasını, pazarlık konusu yapılmamasını ifade ettik. Asgari ücret teşviki sendikalı olan yerlere verilmeli dedik” açıklamasında bulundu. “Toplantıya katılmama kararı aldık, rakamdan haberimiz yok” Atalay, 24 Aralık’ta gerçekleştirilen Asgari Ücret Tespit Komisyonu dördüncü toplantısının kendilerine son dakikada haber verildiğini söyleyerek, “Dün aradılar, toplantıdan bir saat öncesinde arkadaşlarımızın biri Gerede’de, diğeri başka yerde. Böyle apar topar olmaz dedik. Biz de yönetim kurulumuzu topladık. Daha sonra katılmama kararı aldık. Rakamdan haberimiz yok, bilgimiz yok, o yüzden burada olmamızın da bir anlamı yok. 15 kişi katılıyoruz toplantıya ancak işveren ve hükümet birlikte oluyor istediği kararı çıkarıyor. 50 yıldır bu komisyon yapılıyor. 6 kere oy birliği ile karar alındı. 22 kere biz bu toplantıya katılmadık” dedi. “Sendikaları ve işçiyi yıpratmanın anlamı yok” Asgari ücret tespiti sürecinde TÜRK-İŞ’e yönelik eleştirilerin olduğunu da dile getiren Atalay, “Belli okumuş arkadaşlar yazıyor; 29 bin 583 lirayı belli ettiniz, neden gittiniz diyor. Biz oraya gitmedik, katılmadık. Engin Bingöl diye bir tır şoförü beni arıyor toplantıya katılmadan önce. ‘Sizi duruşunuzdan dolayı tebrik ediyorum’ diyor. Bu tır şoförü asgari ücretin nasıl belirlendiğini biliyor da sosyal medyada TÜRK-İŞ kabul etti diyenler, okumuş adamlar neler diyor. Sendikacıları, işçileri hırpalamanın, yıpratmanın bir anlamı yok. Biz bu konuları Türkiye’nin bütün vilayetlerinde anlattık. Sendikacılar yasama, yürütme, yargı değil. Şu anda asgari ücretlilerin yüzde 99’u bizim üyemiz değil. Ama komşumuz, arkadaşımız. Bunların ücretini nasıl artırırız diye düşünüyoruz. 29 bin 583 lira olması gerektiğini kapı kapı anlattık” diye konuştu. “Ülke büyüyorsa asgari ücretli de büyümeli” Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ekonominin iyiye gittiğine yönelik sözlerini hatırlatan Atalay, “Vergi ile ilgili, staj ile ilgili, taşeron ile ilgili bir yanıt bekliyoruz. Sayın Şimşek ‘Ülke iyiye gidiyor, ülke büyüyor, finans kuruluşları Türkiye’yi övüyor’ dedi. Bu ülke büyüyorsa asgari ücretlinin de ekonomik durumdan büyümesi gerekiyor. Kamu işçisinin de, emeklinin büyümesi gerekiyor. ‘Enflasyona ezdirmeyeceğiz’ diyorlar. Bu zammı kabul etmek mümkün değil. Biz zordayız, geçinemiyoruz” şeklinde konuştu. “Adil bir düzenleme yapılmadığı sürece TÜRK-İŞ olarak komisyona katılmayacağız” Atalay, TÜRK-İŞ Yönetim Kurulu’nun artık Asgari Ücret Tespit Komisyonu’na katılmama kararı aldığını dile getirerek, “Bu komisyon adil değil, antidemokratik yapısı var. Adil olmayan bir komisyonda 50 yıl durduk. Bu saatten sonra adil bir düzenleme yapılmadığı sürece TÜRK-İŞ olarak komisyona katılmayacağız” dedi.