Maduro'dan "mükemmel birlik" çağrısı!
ABD yaptırımlarına karşı Kolombiya halkı ve ordusuna seslendi
Pendik’te şüpheli olay!
2 gündür aranan şahıs mezarlıkta ölü bulundu
2025 yılı böyle geçti
Türkiye gündemine damgasını vuran olaylar İHA objektiflerine yansıdı
"Böyle şefe can kurban"
'Şantiye şefi' tartışmasında son sözü depremzedeler söyledi
2025 drone panorama!
İHA'nın İHA'ları her yerde
''Bu nasıl bir rezalettir?''
AK Parti Eskişehir Milletvekili Hatipoğlu, Özgür Özel'i kınadı
2 tutuklama
İzmir’de sahte içki operasyonu!
Şüpheli şekilde hayatını kaybetmişti
Aslı Baş'ın cinayet duruşması davası 4 Haziran’a ertelendi
27 kişilik şebeke çökertildi
İstanbul merkezli 6 ilde eş zamanlı 'Change otobüs' operasyonu
İBB'den İSPARK'a 2 yılda fahiş zam!
12 saatlik otoparkın maliyeti 550 lira oldu
"Suçu babaları üstlenecek"
7 kişinin can verdiği olayda kan donduran kaçış planı
Ünlü isimlere uyuşturucu operasyonu!
Aleyna Tilki, Danla Bilic ve İrem Sak gözaltına alındı
Tofaş Spor Salonunda dehşet!
Çıkan tartışma bıçaklı kavgaya dönüştü
Adeta tabloyu andırdı
Selimiye Camii kartpostallık görüntü sundu
TOFAŞ’ta isyan!
Toplu iş sözleşmeleri tıkandı, çalışanlar eylem yaptı
Milyonları ilgilendiriyor!
Bakan Işıkhan'dan asgari ücret mesajı
Saniye saniye kaydedildi!
Şişli’de otomobilin yayaların arasına daldığı anlar kamerada
1’i çocuk 26 yaralı!
Rusya’dan Ukrayna’daki yerleşim bölgesine hava saldırısı
Güllü davasında çarpıcı iddialar!
"Bilimsel rapor cinayeti işaret ediyor"
Muhteşem doğa olayı!
Kızıl Sahil'de deniz suyunun rengi yağışın ardından kızıla döndü
1 ölü, 2 yaralı!
Başakşehir’de feci kaza
2 ölü, 5 yaralı!
Şişli’de ters yöne giren sürücü dehşet saçtı
Patatesleri yerlere saçıp israf etmişti
CHP'li başkandan kamu kurumuna hakaret!
Böylesi görülmedi!
10 kamyon çöp çıkarıldı
Düşük alan sistem dışına atılıyor
Puan sistemi kuryeler için hayati risk oluşturuyor!
2025 yılı böyle geçti2025 yılının drone panorama görüntüleri15 Temmuz En Uzun GeceİHA Arşivinden 1999 Depremi6 Şubat Kahramanmaraş Depremi BelgeseliYüzyılın ihaneti: Mankurtlar, HaşhaşilerOradaydık, unutmadık, unutturmadık! - 15 TemmuzİHA arşivinden 28 Şubat Postmodern Darbesi...İHA arşivinden başörtüsü zulmüİHA arşivinden Gezi Kalkışması belgeseli2024 yılı böyle geçti2024 yılının dron panorama görüntüleriİHA objektiflerinden 2024 yılıİHA 2023 PanoramaİHA 2023 drone panoramaİHA objektiflerinden 2023 yılıİhlas Haber Ajansı (İHA) 30 yaşında!2022 yılının drone panorama görüntüleriİHA objektiflerinden 2022 yılıİHA Panorama 2021!2021 yılının drone panorama görüntüleriİHA objektiflerinden 2021 yılıDiyarbakır'ın çileli anneleriİHA Objektifinden Çeyrek AsırİHA'nın İHA'ları her yerde
Gündem
Yerel Haberler
Samsun Mide ağrısı deyip geçmeyin: Kalp krizi sinyali olabilir Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Oğuzhan Yücel, mide bölgesinde hissedilen bir ağrının bazen basit bir hazımsızlık değil, kalp krizi gibi ciddi bir sorunun belirtisi olabileceğini söyledi. Büyük Anadolu Samsun Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Oğuzhan Yücel, mide bölgesinde hissedilen bir ağrının bazen basit bir hazımsızlık değil, kalp krizi gibi ciddi bir sorunun belirtisi olabileceğini belirterek, mutlaka ciddiye alınıp kardiyoloji muayenesi yapılması gerektiğine dikkat çekti. Mide ağrılarının önemsenmesi gerektiğini belirten Doç. Dr. Oğuzhan Yücel, "Özellikle beklenmedik anda gelen şiddetli veya farklı bir mide ağrısını hafife almamak gerekir. Kalp krizi belirtileri her zaman filmlerde gördüğümüz gibi dramatik göğüs ağrıları şeklinde ortaya çıkmayabilir; bazen vücudumuzun verdiği sinyaller daha sinsi ve belirsiz olabilir" dedi. "Kalp krizi belirtileri her zaman aynı değildir" Her kalp krizinin aynı belirtili vermediğini dile getiren Doç. Dr. Yücel, "Klasik olarak kalp krizini düşündüğümüzde aklımıza şiddetli göğüs ağrısı, sol kola yayılan baskı ve nefes darlığı gelir. Oysa herkesin vücut yapısı ve tepki şekli farklıdır; kalp krizi geçiren bazı kişiler bu tipik belirtileri yaşamayabilir. Örneğin kadınlarda, ileri yaşlardaki bireylerde ve diyabet hastalarında kalp krizi daha atipik belirtilerle seyredebilir. Bu gruplarda göğüste belirgin bir ağrı olmaksızın, sadece mide bulantısı, hazımsızlık hissi, üst karın bölgesinde ağrı, soğuk terleme veya aniden bastıran yoğun yorgunluk gibi şikâyetlerle kalp krizi gelişebileceği bilinmektedir" diye konuştu. Mide ile kalp rahatsızlıklarını ayırt etmenin ayrıntılarından bahseden Doç. Dr. Oğuzhan Yücel, "Kalp ve mide bölgelerinin yakınlığı ve bu iki sistemin belirtilerinin kısmen örtüşmesi, ağrının kaynağını anlamayı zorlaştırabilir. Kalp krizi geçiren birinin yaşayabileceği bazı belirtiler (Mide bulantısı, hazımsızlık hissi veya göğüste yanma gibi şikâyetler) yüzünden kişi önce mideyle ilgili bir sorun olduğunu düşünebilir. Benzer şekilde, ciddi bir mide rahatsızlığı (Reflü veya ülser atağı) olan kişiler de göğüste hissettikleri yanma ve ağrı yüzünden panikle kalp krizi geçirdiklerini sanabilirler. Her iki durumda da belirtiler birbirine benzediği için yanlış yorumlama riski vardır. Mide kaynaklı sorunlarda ağrı çoğu zaman yanma veya ekşime şeklinde tarif edilir. Özellikle yemeklerden sonra veya yatarken ortaya çıkan, göğüs kafesinin ortasından boğaza doğru yayılan bir yanma hissi genellikle reflü belirtisidir. Bu tip ağrı antiasit ilaç alındığında veya oturur pozisyona geçildiğinde hafifleyebilir, ayrıca ağza acı-ekşi bir tat gelmesi gibi belirtiler eşlik edebilir. Buna karşılık kalp krizinde ağrı genellikle baskı veya sıkışma hissi şeklinde tarif edilir ve çoğunlukla dinlenme hâlinde veya efor esnasında aniden ortaya çıkar. Kalp krizi ağrısı antiasit ilaçlarla geçmez ve çoğunlukla boyun, çene, omuz veya sol kola doğru yayılabilir. Örneğin kalp krizi geçiren hastalar bu hissi bazen ‘Göğsümde bir fil oturuyor gibiydi’ diye tarif eder. Eğer ağrı göğüs ya da üst karın bölgesinden başlayıp vücudun başka bölgelerine yayılıyorsa ve beraberinde soğuk terleme, nefes darlığı, baş dönmesi, çarpıntı gibi bulgular da varsa, bu durum mideyle ilgili bir problemden ziyade kalp kökenli bir soruna işaret ediyor olabilir. Bir diğer fark, tetikleyici unsurlardır. Mide rahatsızlıklarına bağlı ağrılar çoğu kez ağır bir öğün sonrası veya çok yağlı/asitli yiyeceklerin tüketiminin ardından başlar. Örneğin gece yatmaya yakın çok yemek yiyen birinin reflü nedeniyle göğsünde yanma hissetmesi yaygın bir durumdur. Kalp krizine bağlı ağrılar ise sıklıkla fiziksel efor sırasında veya duygusal stres anlarında ortaya çıkar; yani yemekle doğrudan bağlantılı değildir. Ayrıca hafif tempolu yürüyüş yapmak veya merdiven çıkmak gibi aktivitelerle ağrınız tetikleniyorsa, bu durum mide sorunundan ziyade kalp ile ilgili bir sorunu düşündürür" şeklinde konuştu. "Her mide ağrısı kalp krizi değildir" Her mide ağrısının kalp krizi olmadığını da vurgulayan Yücel, ayrıca şunları söyledi: "Basit bir mide yanması genelde kısa süreli olup pozisyon değiştirince veya ilaç alınca rahatlama olur. Ancak 15 dakikadan uzun süren, dinlenmekle geçmeyen şiddetli bir ağrı ciddiye alınmalıdır. Bu tür inatçı ağrı kalp krizi belirtisi olabileceği için vakit kaybetmeden doktora başvurmak gerekir. Elbette her mide ağrısı yaşadığımızda paniğe kapılıp kalp krizi geçiriyoruz diye düşünmek de doğru değil. Mide ağrısının çok çeşitli ve genellikle daha yaygın görülen nedenleri vardır. Burada önemli olan, alışık olduğumuz, geçici ve nedeni belli ağrılarla, alışılmadık derecede şiddetli veya nedeni belirsiz ağrıları ayırt etmektir. Örneğin yıllardır reflü sorunu yaşayan bir kişi, neyin tetiklediğini ve nasıl bir ağrı olduğunu genellikle bilir. Ancak farklı bir karakterde, daha önce deneyimlemediği bir ağrı yaşarsa Nasıl olsa yine midem diyerek geçiştirmemelidir. Ağrının sebebinden emin olamıyorsak veya normalde mide ilacı almakla geçen bir ağrı bu kez geçmiyorsa, tedbiri elden bırakmamak gerekir. Unutmayalım ki yukarıda mide rahatsızlıklarının birçoğu ciddi olsa bile hayati tehlike genellikle oluşturmaz, oysa kalp krizi erken müdahale edilmezse hayatımıza mal olabilecek bir tablodur. Bu yüzden, şüpheli durumlarda önce kalbi ekarte etmek doktorların sıkça dile getirdiği bir yaklaşımdır. Mide ağrısının kaynağı ne olursa olsun, özellikle orta yaş ve üzerindeyseniz veya kalp riskleriniz varsa, bu tip bir ağrıyı kesin teşhis için bir hekime danışmanız en doğrusudur."
Antalya Akdeniz Üniversitesi’nden muhtarlara eğitim Akdeniz Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi tarafından Konyaaltı ilçesindeki mahallelerde görev yapan muhtarlara eğitim verildi. Akdeniz Üniversitesi ile Antalya Konyaaltı Muhtarlar Derneği arasında geçtiğimiz aylarda imzalanan iş birliği protokolü kapsamında Konyaaltı ilçesinde görev yapan mahalle muhtarlarının mesleki bilgi ve becerilerini geliştirmeye yönelik eğitimler düzenlendi. Eğitimler sonucunda katılım sağlayan muhtarlara sertifika verildi. "Hedefimiz muhtarlarımızı bilgiyle güçlendirmekti" Yaklaşık üç ay önce Antalya Konyaaltı Muhtarlar Derneği ile bir iş birliği protokolü imzaladıklarını hatırlatan Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, "Bugün, o protokolün gerçek hayatta karşılığı olan çok kıymetli bir sonucunu birlikte görüyoruz. Bu iş birliğini başlatırken temel bir hedefimiz vardı. Mahallelerin nabzını tutan, vatandaşla devlet arasındaki ilk teması kuran muhtarlarımızı bilgiyle güçlendirmek. Çünkü biliyoruz ki güçlü mahalle, donanımlı muhtarla başlar. Bu kapsamda, Akdeniz Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi koordinasyonunda yürüttüğümüz çevrim içi eğitim programlarını başarıyla tamamladınız. Bu eğitimler, teoriden çok sahaya dokunan bir anlayışla hazırlandı" dedi. Yapay zeka dersi verildi Rektör Özkan, "Eğitim programında Yapay Zeka, Halkla İlişkiler, Protokol Kuralları, İletişim Becerileri, Dijital Okuryazarlık ve Liderlik gibi önemli başlıklar yer aldı. Özellikle yapay zekâ konusu, muhtarlık hizmetlerinde dijital kolaylıklar sağlaması açısından önemli bir adımdır. Bugün takdim edeceğimiz sertifikalar, yalnızca bir eğitimin tamamlandığını göstermiyor. Aynı zamanda öğrenmeye açık olmanın, kendini geliştirme iradesinin ve nitelikli kamu hizmetine verilen önemin de bir göstergesi. Akdeniz Üniversitesi olarak bizler, bilgiyi sadece üreten değil, onu toplumun her kesimiyle buluşturan bir üniversite olmayı önemsiyoruz. Muhtarlarımızla kurduğumuz bu iş birliği, tam da bu anlayışın bir sonucudur. Üniversitemizin kapıları sizlere her zaman açıktır. Bu birlikteliğin devam edeceğine yürekten inanıyorum. Bu süreçte emeği geçen Antalya Konyaaltı Muhtarlar Derneği yönetimine, eğitimleri büyük bir özveriyle yürüten AKUNSEM ekibimize ve programa aktif katılım sağlayan tüm muhtarlarımıza teşekkür ediyorum. Aldığınız sertifikaların, mahallelerinizde sunduğunuz hizmetlere güç katmasını diliyor, hepinizi gönülden tebrik ediyorum" şeklinde konuştu. "Eğitim başka şehirlere ve ilçelere örnek oldu" Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan’ı ziyaret ettiklerinde projelerini sunduklarını ve hemen destek olduğunu ifade eden Konyaaltı Muhtarlar Derneği Başkanı Mihriban Sarı, "Eğitimler gerçekten büyük bir ses getirdi. Hatta Isparta’da bunu yaptı. Hemen onlar da başlatmış yaptılar çok güzel oldu. Hem eğitim sürecinde birlik beraberliğimiz oldu. Hocalarımız gerçekten çok ilgiliydi. Biz çok minnettarız. Gerçekten çok ilgilisiniz. Bizi hiç kırmadınız. Hocalarımız da derslerini muhtarlarımıza özel hazırlamışlardı bu özenlerinden dolayı onlara da teşekkür ediyoruz. Üniversitemiz gerçekten her şeyi açık, doğru olan iyi olan. Zaten buranın da öğrencisi olarak bunu yakından yaşıyorum. Çok teşekkür ediyorum" dedi. "Yapay zeka dersi çok güzeldi" Altınkum Mahalle Muhtarı Derya Bahar ise "Derslerden çok keyif aldım çok güzeldi. Yapay zeka dersi çok güzeldi. Yapay zekayı daha aktif ve verimli kullanmayı çok istiyorum. Onun içinde bu dersler ilk adımı oldu. Diğer derslerde zaten çok sürükleyici ve bize katan şeyler oldu. Evet ama yapay zeka noktasında ben biraz daha böyle hoşuma gitti" şeklinde konuştu. Toros Mahalle Muhtarı Sami Eke ise yapay zekayı kullanarak dilekçe yazdıklarını ifade ederek derslerde eksiklerini tamamladıklarını söyledi. Konuşmaların ardından Rektör Prof. Dr. Özlenen Özkan, eğitime katılan muhtarlara katılım sertifikalarını takdim etti. Program toplu fotoğraf çekimiyle son buldu. Akdeniz Üniversitesi Senato Salonu’nda düzenlenen sertifika takdim törenine, Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şükrü Özen, Akdeniz Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (AKUNSEM) Müdürü Doç. Dr. Ramazan Gök, Konyaaltı Muhtarlar Derneği Başkanı Mihriban Sarı ve eğitim alan mahalle muhtarları katıldı.
Diyarbakır Diyarbakır’da "CİMER Uygulamaları, Vatandaşla Etkili İletişim ve Süreç Yönetimi Eğitimi" paneli düzenlendi Diyarbakır’ın Yenişehir ilçesinde, "CİMER Uygulamaları, Vatandaşla Etkili İletişim ve Süreç Yönetimi Eğitimi" paneli düzenlendi. Panelde tüm kurumlarda görevli CİMER personeline yönelik eğitimler veriliyor. Merkez Yenişehir ilçesinde bulunan Öğretmen Evi’nde düzenlenen panel, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlarken, panelde konuşan Vali Yardımcısı Muhammed Özyüksel, CİMER temsilerine katılımlarınızdan dolayı teşekkür etti. Özyüksel, "CİMER’le ilgili olarak, daha önceki süreçte bölge başkanımız bizleri bilgilendirdi. Ancak ben başka bir hususun özellikle altını çizmek istiyorum. Birkaç ay önce arkadaşlarımızla bir araya geldiğimizde, özellikle Diyarbakır özelinde konuşuyorum, vatandaşlarımızın bilgiye ulaşması noktasında gerçekten çok ciddi problemler yaşandığını fark ettik. İnanın ki tüm motivasyonumuz, samimi anlamda motivasyonumuz bu bölgede yaşayan insanlarımızın yaşam standartlarını artıracak çalışmalar yapmak ve onların bilgiye ulaşmasını kolaylaştırmak adına neler yapabileceğimizi düşünmek oldu. Biliyoruz ki toplumumuzda ve kamusal süreçlerde çözülmeyi, dokunulmayı bekleyen birçok sorun ve problem var. Ancak biz, arkadaşlarımızla bir araya geldiğimizde, bu soruna bir nebze olsun parmak basmak, bu konuda bir adım atmak istedik. Vatandaşlarımızın refah toplumuna ulaşması, bilgiye erişiminin kolaylaşması noktasında neler yapabiliriz, bu tıkanıklığı bir nebze olsun nasıl giderebiliriz düşüncesiyle hareket ettik. Bu doğrultuda, yaklaşık birkaç ay önce böyle bir eğitimin düzenlenmesi yönünde bir irade ortaya çıktı. O günden bu yana hem bölge başkanlığımız hem Diyarbakır Valiliğimiz hem de Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nde görev yapan arkadaşlarımız gerçekten ciddi bir çaba sarf ettiler" dedi. Bu eğitimi düzenlemekteki temel amacın vatandaşların bilgiye ulaşmasını kolaylaştırmak ve onların yaşam standartlarını yükseltmek olduğunu aktaran Özyüksel, "Bu alanda bilinçli ve kararlı bir şekilde hareket ettiğimizi düşünüyorum. Mesai arkadaşlarımızın da bu süreçte büyük bir özveriyle çalıştığına inanıyorum. Bu eğitimle birlikte, sizlerin de gayretleriyle sahada bunun karşılığını alacağımızı ümit ediyorum" diye konuştu. Konuşmaların ardından eğitimciler CİMER temsilcilerine eğitimler verdi.
Spor
Barış Kanbak: "Ülkemizde gençlere şans verebilmek bazen cesaret istiyor"
SPOR Barış Kanbak: "Ülkemizde gençlere şans verebilmek bazen cesaret istiyor" Kasımpaşa Spor Kulübü’nde uzun yıllar analiz sorumlusu ve yardımcı antrenör olarak çalışan ve geçtiğimiz günlerde İstanbulspor ile 5 yıllık sözleşmeye imza atan Barış Kanbak, ilk kez teknik direktör olarak göreve başladı. Genç teknik adam yeni kulübünde kısa süredeki gözlemleri, kişisel hedefleri, oyun sistemi, kulüp yapısına kadar birçok konuya ilişkin İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine açıklamalarda bulundu. İlk olarak kendisine duyulan güven için İstanbulspor Kulübü Başkanı Ecmel Sarıalioğlu ile yönetim kuruluna teşekkür ederek sözlerine başlayan Kanbak, "Benim için burada çok değerli buluşma oldu. Bizim için çok anlamlı, elimizden gelenin en iyisini yapacağız" şeklinde konuştu. "İstanbulspor’a geldiğimizde ilk dokunuş mental açıdandı" Geçirdiği kısa sürede takımdaki analizleri hakkında değerlendirmede bulunan Barış Kanbak, "Buraya geldiğimizde kendimizi çok yoğun bir maç trafiğinin içerisinde bulduk. O yüzden ilk dokunmak istediğimiz, ilk değinmek istediğimiz şey; mental anlamda, zihinsel anlamda dokunuşlardı. Sonrasında daha çok oyunla ilgili ilerleme yapmayı planlıyoruz. Kırılgan bir yapıya sahip oyuncu grubu vardı. Tabii ki Mustafa Alper Avcı hocamıza da hizmeti ve emeklerinden dolayı teşekkür ediyorum, bizden önce belli bir hazırlık süreci ve lig periyodu geçirdi. Çok genç bir oyuncu grubuyuz. Ligin belki de Adana Demirspor’dan sonra en genç takımına sahibiz. Genç bir takımla çalışmak aslında benim alışkanlıklarımdan biri. Çünkü altyapıdan, akademiden bugünlere yükseldim. Onlarla nasıl diyalog kuracağımı, nasıl dokunabileceğimi kendimce iyi bildiğimi düşünüyorum. Günümüzün gençleri, geçmişteki gençlere göre mental açıdan daha zayıflar, daha kırılganlar. Hem sosyal açıdan hem mesleki açıdan. Bunun maçlara yanması, birçok maçta görünüyordu; gol yedikten sonra öz güven eksikliği, skor anlamında da geriye düşme ve devamında toparlayamama gibi senaryolarla karşı karşıya kalıyordu. Çok şükür bu iki maçta, buna paralel her geriye düşüşten sonra bir reaksiyon verdik. Futbol anlamında çok çalışma süremiz olmadı. Oyuncularımız bunu kendileri yaptı, bunu ispatladı. Buradaki değerli dokunuş bence mental açıdandı. Onlara tekrardan o öz güveni daha önce yaptıkları şeyleri hatırlattık ve kendileri bunu başardı" ifadelerini kullandı. "İlk günden buraya kendimi ait hissettim" İstanbulspor Kulübü’nün yapısına alışkın olduğunu dile getiren Kanbak, "Kasımpaşa Kulübü’nde de çalıştığım dönemde aslında benzer bir yapı var. Biraz daha mütevazı hali diyebiliriz ama vizyonu ve misyonu, buradaki insanların çalışma biçimi, oyuncuların buraya gelme biçimi çok benzer. Ben ilk günden buraya kendimi ait hissettim. Benim için sadece renkler ve isim değişti. Adaptasyon sürecinde zorluk yaşamadım. Bu durum da benim için avantajdı" diye konuştu. "Oyun tarzı olarak en yakın isim Sami Uğurlu" Yardımcı antrenör olarak çalıştığı teknik direktörler arasında oyun anlayışının kendisine en uygun ismin Sami Uğurlu olduğunu belirten Barış Kanbak, birlikte çıktıkları yolu anlattı. Kanbak, "Kasımpaşa’da çok fazla teknik adamla çalıştım. Benim için avantajlı ve dezavantajlı durumlar da oldu. Tecrübeli hocalarla çalıştım. Sami (Uğurlu) hoca ile iki dönem çalıştık. Beraber başlamıştık, ikimiz de kulüp antrenörüydük. Kendi mevcut yapımızın içinden bir ekip oluşturmuştuk. O dönem hoca bizlere, biz hocaya güvendik, kulüp hocaya güvendi. Böyle bir birliktelik oldu. Oyun tarzı olarak da en yakın Sami Uğurlu diyebilirim" dedi. "Agresif baskılı oyunu seviyorum" Oyun sistemi hakkındaki soruya 33 yaşındaki teknik adam şu yanıtı verdi: "Buranın bir hem kulüp yapısı var hem teknik ve taktik açıdan da oyun alışkanlığı var. Fatih (Tekke) hoca dönemi, Osman (Zeki Korkmaz) hoca dönemi, Yalçın (Koşukavak) hoca dönemi olsun, o dönemlerde de takip ediyordum. Pozitif işler yapmaya çalışan, çoğunlukla skordan bağımsız önce oyunu kazanmaya çalışan ama iyi oyunla birlikte skoru da kovalayan bir mantalitesi vardı her zaman. Şu anda da bu şekilde devam ediyor. Bizim geldiğimizde bulunduğumuz konum aslında biraz önceliklerin değişmesine neden oldu. Çünkü kırmızı hata çok yakındık. Hala uzak sayılmayız, çünkü bu lig böyle bir lig. İki maç kazanınca kendini play-off hattında buluyorsun, iki maç kaybedince kendini kırmızı hatta buluyorsun. Önceliğimiz şu an adım adım kazanarak gitmek. Kafamda oyun yapısı ve kültürü var. Bu da takımın alışkın olduğu oyun felsefesine yakın. Geldiğimde de onu söyledim, ’Kendi oyununuzu oynayın’ dedim. Çünkü zaman olmadığı için bir şey verememiştik sahada. Takım aslında buna reaksiyon da gösterdi. Bu benim için bir ışık. O yoldan devam etme ve o yolda ufak dokunuşlarla daha mükemmel hale getirebilmeye çalışmak. Oyun felsefemizin başlangıcı olabilir. Agresif baskılı oyunu seviyorum. Gegenpress dedikleri karşı presi tercih ediyorum. Burada fiziksel durum da çok önemli." "1. Lig, Süper Lig’e göre daha mücadeleci bir lig" Ligde ilk yarının bitimine iki hafta kaldığını hatırlatan Barış Kanbak, devre arasına kadar alınacak sonuçların takımın yol haritasını belirleyeceğini söyledi. Kanbak, ligin çok sert bir oyun kültürü olduğunu vurgulayarak, "Geçen sezon Tuncay (Şanlı) hocayla çok kısa Çorum süreci geçirdim. Aslında 1. Lig ile orada tanıştım. Gerçekten çok farklı. Süper Lig ile 1. Lig arasında uçurum var. Bunu olumsuz anlamda söylemiyorum; daha mücadeleci bir lig. Belki oyun anlamında bazı öncelikler farklı. Oynadığımız iki maçta da bunu gördük. Biz eğer yediğimiz gollerden sonra mücadele etmeyi bıraksaydık asla o dönüşler olmazdı. Bu ligin çok sert bir oyun kültürü var, oyun yapısı var, oyuncu yapısı var. Biz de ona yönelik hazırlıklarımızı, geliştirmemiz gereken yönleri not alıyoruz, planlıyoruz. Gerçekten kolay değil. Play-off ve düşme hattını konuşmak gerekirse ben adım adım yorum yapmayı sağlıklı buluyorum. Çünkü play-off yolu uzun bir yol. Önümüzde devre arası için iki kritik maçımız var. Onları oynadıktan sonra yolun haritası ortaya çıkacak, hangi yöne doğru devam edeceğimiz, nasıl mücadele edeceğimiz daha net olacaktır diye düşünüyorum" değerlendirmesinde bulundu. "Eksik bölgeler için görüşme yaptık" Ara transfer dönemi öncesi eksik bölgeler için yönetimle görüşme yaptığını dile getiren sarı-siyahlıların teknik direktörü, "Çok sıkışık bir maç trafiğimiz olduğu için aslında bu iki hafta transfer konularını konuşmak değil daha çok takımı tanımakla geçti. Önce şuna karar vereceğiz; elimizdeki mevcut oyuncularla ne kadar maksimum verim alabilirsek onu almaya çalışacağız. Zaten burada hali hazırda kulüp yapısı olduğu için transferlerle ilgili kulübün profesyonelleri çalışmalarını sürdürüyor. Başkanımla da bunu konuşmuştum. Takviye yapılacağını söyledi. Buraya uygun oyuncuları bulmak gerekiyor. İstanbulspor transfer yapmış olmak için transfer yapan bir kulüp değil. Eksik bölgeler anlamında bir ön görüşme yaptık. İnşallah o süreci de iyi geçireceğiz" ifadelerini kullandı. "Ralf Rangnick’in oyun yapısından etkilendim" Alman Teknik Direktör Ralf Rangnick etkilendiğini aktaran Barış Kanbak, "İlk olarak 2005 yılında Schalke’nin başındaydı. Schalke, Fenerbahçe ile Şampiyonlar Ligi’nde eşleşmişti. İlk orada görmüştüm, oyun yapısından çok etkilenmiştim. Daha sonra Leipzig’de görev aldı, 2015-2018 yılları arasında. Bence çok başarılı bir teknik adam olduğunu düşünüyorum. Şu anda Avusturya Milli Takımı’nın başında, orada da ciddi işler yapıyor. Oyun yapısından dolayı Ralf Rangnick diyebilirim. Yine bir başka Alman Jürgen Klopp ama Klopp’un çalıştığı takımlar üst seviye olduğu için orada o işleri çıkarmak daha kolay oluyor. Rangnick’in ki daha değerli gibi" değerlendirmesinde bulundu. "Türk futbolunda altyapı sorunlarıyla ilgili karamsarlık görmüyorum" Türk futbolunda altyapıda gelen fırsatların iyi değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çeken Barış Kanbak, "Altyapılar her zaman konuşulan ama çok konuşulduğu için de çözüme varmadığını yorum yapabiliriz. Bugün hala sorun olarak konuşabiliyorsak, demek ki çözüm üretmiyoruz. Ben bunu çözecek konumdaki kişi değilim. Çok da olumsuz olduğunu düşünmüyorum. Geriye dönüp baktığımızda stoperimiz Duran (Şahin), son maçta da çok iyi performans gösterdi. Profesyonel kariyerindeki ilk golünü de attı. Fırsatlar geliyor. Burada önemli olan bu fırsatı ne kadar değerlendirmek istiyoruz. Sonuç odaklı mı gideceğiz, gelişim odaklı mı gideceğiz, bir karar vermek gerekiyor. Özellikle ülkemizde eğer gerçekten sonuç odaklıysak gençlere şans verebilmek bazen cesaret istiyor. Türk futbolunda altyapı sorunlarıyla ilgili ciddi anlamda bir karamsarlık görmüyorum. Tesisleşmede sıkıntılarımız var. İlk adım olarak bu sıkıntılar çözülmeli. Çünkü oyuncunun gelişeceği yer saha. Saha yoksa oyuncunun istediği kadar potansiyeli olsun bu ortaya çıkmayacaktır" diye konuştu. "Finansal anlamda çok fazla sıçramalar yapmamalıyız" Transfere harcanan paraların sürdürülebilir başarıyı getirip, getirmemesi konusuna değinen Kanbak, "Başarıya giden yol birçok farklı tercihten geçiyor. Kimisi finansal gücüyle bunu yapıyor. Kimisi akademisinden yetiştirdiği oyuncuların gücüyle bunu yapıyor. Kimisi genç ve potansiyelli oyuncuyu transfer edip, kadrosunu yapılandırıyor. Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor; büyük bütçelerle işler yapan takımlarımız. Çok önemli transferler yapıyorlar. Başarıyı sürdürememelerinin sebebi bir karar alındıktan sonra bu yüksek maliyetli transferlerle devam etmekse, onun devamını sağlamıyorlar. 1-2 sezon böyle geçirip, sonrasında tekrar eskiye dönüş oluyor. O maliyetli oyuncu grubunu da harcanan paraların da sabrını göstermiyorlar. İçinde bulunduğum İstanbulspor Kulübü’nde daha sağlıklı adımlar atılıyor. Bir kere kimseye borcu olmayan bir kulüp olabilmek, bu Kasımpaşa’da da böyleydi. Bence bütçe yönetimi çok değerli. Türkiye’nin ekonomik şartları da ortada. Finansal anlamda çok fazla sıçramalar yapmamak lazım. Bunları yapan takımlarımızın da mevcut durumlarını 3-5 yıl sonra görebiliyoruz. Terazinin iki kefesini de dengeli tutmakta fayda var" dedi. "İstanbulspor, bulduğu değerlere sabır gösteriyor" Geçmiş yıllarda Zeki Çelik ile son dönemde Gaoussou Diarra’nın İstanbulspor’dan Avrupa’ya transferinde oyuncular üzerinde bir motivasyon kaynağı oluşturup, oluşturmamasıyla ilgili soruya Barış Kanbak, "Bu kulübün tercih edilme sebeplerinden biri de bu; potansiyeli ortaya çıkarması. Potansiyele şans vermesi. Bu teknik adamlar için de geçerli. Diarra’yı kimse tanımıyordu. Benim mezun olduğum Haliç Üniversitesi’nin okul takımındaymış. Bulmak önemli, bulduktan sonra da ona sabretmek çok önemli. Bu kulübün bence burayı en cazip kılan yönü inandığı, güvendiği ve bulduğu değerlere sabır göstermesi diye düşünüyorum" diye cevap verdi. "VAR’da teknik açıdan problemler olduğunu düşünüyorum" Video Yardımcı Hakem (VAR) sistemiyle ilgili düşüncelerini de dile getiren Kanbak, "Sistem olarak faydalı bir sistem. Futbolda olmalı. Belki kullanım olarak problemler yaşıyoruzdur. Daha iyi kullanabiliriz. Birçok ülkede kullanılan bir sistem. Orada daha çabuk kararlar, daha net gösterimler oluyor. Bu maçların çekim kalitesi ve kamera sayısıyla da avantaj veya dezavantaj sağlıyor. Premier Lig’deki bir maçın kamera sayısı ile Türkiye Ligi’ndeki kamera sayıları arasında ciddi bir fark olduğunu duymuştum. Bu da kaliteli, net görüntünün ulaşmasını zorlaştırıyor. Burada sadece hakemlerimiz için değil sistemin de yönetilebilir olması için ve hatayı en aza indirebilmesi için araç-gereçlerin de yeterli olması lazım. Burada teknik açıdan problemler olduğunu düşünüyorum" açıklamasında bulundu. İsmail Yasin Akçın - Enes Gümüş - Saycan Sayım