SPOR - 19 Nisan 2024 Cuma 23:05

Serdar Topraktepe: “Arkadaşlık, mücadele ve takım birlikteliğini net sahaya yansıttık”

A
A
A

Beşiktaş Teknik Sorumlusu Serdar Topraktepe, MKE Ankaragücü karşısında iyi bir oyun oynadıklarını söyleyerek, “Arkadaşlık, mücadele ve takım birlikteliğini net sahaya yansıttık. Umarım bundan sonra da devam ederiz” dedi.

Trednyol Süper Lig’in 33. haftasında Beşiktaş, sahasında MKE Ankaragücü’nü 2-0 mağlup etti. Müsabakanın ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Beşiktaş Teknik Sorumlusu Serdar Topraktepe, geçtiğimiz hafta yolların ayrıldığı Teknik Direktör Fernando Santos ve ekibine teşekkür ederek sözlerine başladı.

“Doğru geçiş oyunları oynadık”

MKE Ankaragücü’nün iyi bir futbol oynadığını dile getiren Topraktepe, “Geri çekilmedi. O yüzden mücadele iyi geçti. Ankaragücü sahasında en çok pas yapan takımlarından biri. Biz de önde oynayıp, baskı yapıp, ön tarafta pas yapmalarına izin vermezsek daha iyi olacağını düşündük. Baskımız yer yer iyi oldu, yer yer olmadı. Neticesinde golü bulduk. Doğru geçiş oyunları oynadık. Arkadaşlık, mücadele ve takım birlikteliğini net sahaya yansıttık. Umarım bundan sonra da devam ederiz. Kupa maçı da zor olacak. İyi bir şekilde hazırlanıp oraya gitmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.

“Bu formayı giyiyorlarsa, hak ettikleri için giyiyorlar”

Serdar Topraktepe, ligde 5 maç sonra galip gelmelerinin önemine değinerek, “Bütün futbolcu arkadaşlarımızla beraber bir karar aldık. En çok üzülen taraf onlar. 5 maç sonunda hem taraftarın hem camianın buna ihtiyacı vardı. Hepsi iyi mücadele etti. Ben onlara sadece Beşiktaş formasının çok büyük olduğunu söyledim. Bu formayı giyiyorlarsa, hak ettikleri için giyiyorlar. Onlar da bunun hakkını verdi. Birlik ve mücadele istedik” şeklinde konuştu.

“Beşiktaş’a hizmet için buradayız”

Uzun süre hangi mevkide olursa olsun Beşiktaş’a hizmet etmek istediğinden bahseden Topraktepe, “18-19 yaşında Beşiktaş formasını giydiğim ilk maçı unutmam. Tüylerim diken dikendi. Bugün de önceki 3 maçta da öyleydi. Görev nerede verilirse çalıştırırız. Beşiktaş’a hizmet için buradayız. İnşallah uzun süre Beşiktaş’a hizmet edeceğiz” cümlelerine yer verdi.

Başarılı çalıştırıcı, MKE Ankaragücü ile 23 Nisan Salı günü Ziraat Türkiye Kupası yarı final ilk müsabakasıyla ilgili ise, “Kupa maçına camiamız odaklandı. O maçın buradan daha zor olacağını söyledim. Maçtan sonra analizlerimiz yapıp en iyi şekilde o maça çıkacağız” diyerek sözlerini noktaladı.

Uygar Aydın - Oğuzhan Ort

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.