KÜLTÜR SANAT - 19 Nisan 2024 Cuma 09:19

Tortum ekşi pestili artık coğrafi işaretli

A
A
A
Tortum ekşi pestili artık coğrafi işaretli

Ülkemizde coğrafi işaretli ürün çeşitliliğinde Gaziantep ve Konya’dan sonra en çok ürüne sahip olan Erzurum’da Tortum ekşi pestili de TÜRKPATENT tarafından tescillendi.


Tortum Belediyesi tarafından 2022 yılında mahreç işareti almak için TÜRKPANET kurumuna başvurusu yapılan Tortum ekşi pestili, Erzurum’un 55’inci coğrafi işaretli ürünü oldu. Erzurum’un Tortum ilçesine ait kızılcıklar özenle seçilerek marmelat haline getiriliyor. Daha sonra bu marmelat pestil şeklinde serilerek kurutuluyor ve ekşi kızılcık pestili elde ediliyor. Geleneksel üretim şekli bozulmadan üretilen ve tamamen doğal yöntemlerle hazırlanıyor. Tortum ekşi pestilinde şeker ve renklendirici bulunmuyor.


Sadece su ve kızılcık kullanılıyor


Tortum ekşi pestili, doğal olarak yetişen kızılcık meyvesi ve içme suyu kullanılarak Tortum ilçesinde üretiliyor. Tadı ekşi, rengi parlak kırmızı olan Tortum ekşi pestili endüstriyel ve geleneksel olmak üzere iki şekilde üretiliyor. Tortum ekşi pestilinin üretiminde, genel pestil üretimlerinden farklı olarak, nişasta, un, şeker, fındık veya ceviz kullanılmıyor. Şeker ilavesi yapılmadığı için de kızılcık meyvesinin verdiği ekşi tada sahip olup coğrafi sınırda “ekşi pestili” olarak adlandırılıyor. Tortum ekşi pestilinin geçmişi eskiye dayanıyor. Tortum ilçesinin mutfak kültüründe önemli bir yere sahip ve ilave bileşen içermeyen, sadece kızılcık meyvesi kullanılarak üretilmesi coğrafi sınıra özgü olmasını sağlıyor.



Tortum ekşi pestili artık coğrafi işaretli

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Bahar ayları kene vakalarını artırıyor Manisa’da yaşanabilecek kene vakalarına karşı uyarılarda bulunan Manisa Merkezefendi Devlet Hastanesi Acil Tıp Hekimi Uzm. Dr. Çağdaş Can, "Kimseye keneyi çıkarmasını önermiyoruz. Üzerine kesinlikle sigara bastırma, çakmakla yakma, iple çekme, kazıma kesinlikle önermiyoruz" derken, Halk Sağlığı Uzmanı Cevriye Ceyda Karabulut ise, "Geçtiğimiz yıl 2023 yılında 1 vakamız olmuş. Bu yıl henüz vakamız mevcut değil. Tarım ve hayvancılıkla uğraşanlar, pikniğe gidenler, bağ bahçe işleriyle uğraşanlar, ormanlık alanlara gidenler muhakkak dikkatli olmalı" dedi. Bahar aylarının gelmesiyle birlikte tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin yoğun yaşandığı Manisa’da uzmanlar kene vakalarına karşı uyarılarda bulundu. Bahar aylarında kene ısırma vakalarında artış yaşandığını belirten Manisa Merkezefendi Devlet Hastanesi Acil Tıp Hekimi Uzm. Dr. Çağdaş Can, "Kırım Kongo kanamalı ateşinde mevsimsel bir süreç var burada. Hayvanlardan insanlara geçen bir süreç bu. Aslında buradaki birincil sorumlu kene. Kenelerin taşıdığı virüsler sebebiyle meydana geliyor bu hastalık. Direkt kene bulaşıyla gelen hastalarımız da var. Yani vücuda kene girmiş hastalarımız da gelebiliyor. Ya da keneye maruz kalmış hayvanların sıvılarına, dokularına temas etmek ya da başka insanlarda aktif olarak enfeksiyon olduğunda bu insanlara temas eden diğer insanlarda da olabiliyor. Kene varlığının arttığı ilkbahar ve son bahar dönemlerinde daha çok rastlanıyor. İnsanlar daha çok dışarı çıkmaya başlıyor. Kene teması daha çok dışarda zirai alanlarda oluyor. Bu dönemler tetikte, farkındalık içerisinde ve bilinçli olmamız gerekiyor" dedi. "Klinisyenin, doktorun farkında olması gerekecek bazı klinik belirteçler var" Kene ısırmalarında klinik şüpheyle yaklaşıldığını belirten Uzm. Dr. Can, "Şanslı dediğimiz grup kenenin yapıştığını fark eden gruplar oluyor. Kenenin yapıştığını görüyor ve bilinçli bir şekilde bize geliyor. Diğer bir grup ise keneyi fark ediyor ancak kendi yöntemleriyle çıkarmaya çalışıyor. Bu aslında hiç önermediğimiz bir durum. Diğeri de kenenin onu ısırdığını bilmeyen bir grup var. Ne olduğunu anlamadan bize gelebiliyor. Kaşıntı, şişme ve morarma şikayetiyle bize başvuruyor. Burada klinisyenin, doktorun farkında olması gerekecek bazı klinik belirteçler var. Hastanın yaygın eklem ağrısı, karın ağrısı, çabuk morarma, vücutta siyah nokta gibi durumlar olabiliyor. Burada klinik bir şüpheyle yaklaşmamız gerekiyor. Birtakım kan tahlilleri gönderiyoruz. Burada klinik şüphemiz olursa, hastamızda da eğer keneyi tespit edebilirsek uygun bir şekilde hastayı bir üçüncü basamak sağlık birimine sevk etmemiz gerekiyor" diye konuştu. "Kimseye keneyi çıkarmasını önermiyoruz" Kene yapışan kişilerin keneyi çıkarmaması gerektiğini söyleyen Uzm. Dr. Can, "Kimseye keneyi çıkarmasını önermiyoruz. Bu genelde yanlış bir yöntem olabiliyor. Eğer sağlık kuruluşuna uzun bir mesafe varsa doğru yöntemlerle çıkarabilir diyeceğiz. Çünkü kenenin vücutta uzun bir süre kalması viral enfeksiyon riskini de artırıyor. İlk önce şunu diyeceğiz hastamıza; üzerine kesinlikle sigara bastırma, çakmakla yakma, iple çekme, kazıma kesinlikle önermiyoruz. Mümkünse bir cımbız alıp kenenin baş kısmından; kuyruk kısmından değil. Çünkü kuyruk kısmından sıkınca kenenin içindeki bütün viral ajan kene tarafından kusularak vücuda giriyor. Baş kısmından ufak hareketlerle çeke çeke kenenin kendisini bırakmasını sağlayacak şekilde çıkartmaya çalışıyoruz. Mümkünse kenenin canlı olarak çıkmasını istiyoruz. Bu ajan çıktıktan sonra süreç burada bitmiyor. Yine acil servislere, sağlık kuruluşlarına müracaat edilmesi gerekiyor. Çünkü biz burada evreleme yapıyoruz. Kontrol süreci öneriyoruz. Gerekli tahlillerin 48 saat takibi için enfeksiyon hastalıkları polikliniklerine gitmelerini istiyoruz eğer klinik olarak hasta rahatsa. Eğer hasta rahat değilse, döküntüler, ağrılar, karın ağrısı, karaciğer ve dalakta büyüme, kanamalar varsa keneyi de gördüğümüz zaman muhakkak hastanın takibi için hastaneye yatışını yapmamız gerekiyor. Çünkü erken tanı hastanın çoklu organ yetmezliğine gitmesini engellediğinden çok önemli. Bir klinik şüphe bile hastaneye yatması için yeterli diyebiliriz" ifadelerini kullandı. Keneden bulaşan virüse karşı bir aşının olmadığını belirten Can, "Hastanede yapılan tedaviler daha çok destek tedavi oluyor. Maalesef bunun aşısı yok. Bulunmadı. Çok geniş bir aile. Neye aşı yapılacağı bilinmiyor. Ama ne kadar hızlı erken tedavi verirsek o kadar hızlı hastalarda yanıt alabiliyoruz" dedi. Kenenin vücuda yapıştığı noktaları anlatan Uzm. Dr. Can, "Genelde kene vücutta açık noktalara yerleşiyor. Biz de hastalarımıza zirai alanlara çıktıklarında bu bölgeleri eldivenle, uzun elbiseler giyerek kapatmaları gerektiğini söylüyoruz. Mantık olarak kişi çorap giydiği zaman bu çorabı pantolonla yukarı doğru katlamasını istiyoruz. Orada açık olmaması için. En sık görüldüğü yerler ise, saçlı deri, kol ve bacaklarda, bacakların alt kısmı ve vücudun kasık bölgelerinde görülebiliyor. Kene burada gizlenebiliyor. Vücudun her noktasında bunlar bulunabiliyor" diye konuştu. "2005 yılından bu zamana kadar 15 vaka görülmüş biri de ölümle sonuçlanmıştır" Manisa İl Sağlık Müdürlüğü Bulaşıcı Hastalıklar Birim Sorumlusu Halk Sağlığı Uzmanı Cevriye Ceyda Karabulut, kene vakalarının yıllara oranla azalışta olduğunu belirterek yine de tarla ve hayvancılıkla uğraşan kişilerin dikkatli olması gerektiğini söyledi. Karabulut, "Ülkemizde bu hastalık bahar ve yaz aylarında görülüyor. Daha çok İç Anadolu’nun kuzeyi, orta Karadeniz ve Doğu Anadolu’nun kuzeyinde daha çok görülmektedir. Ülkemizde 2002 yılında dikkatleri çekti. En yüksek vaka sayısı 2009 yılında bin 318 vaka olarak görülmüştür. Bu yıllar içerisinde görülme sıklığı azalmıştır. İlimizde ise ilk vaka 2005 yılında görülmüştür. 2005 yılından bu zamana kadar 15 vaka görülmüş biri de ölümle sonuçlanmıştır. Geçtiğimiz yıl 2023 yılında 1 vakamız olmuş. Bu yıl henüz vakamız mevcut değil. Vakalarımızın ikamet dağılımına baktığımızda Yunusemre ilçemizde en çok vaka görülmekte. Bunun dışında Saruhanlı, Soma, Akhisar, Gördes ve Demirci ilçelerimizde de vakalarımız mevcuttur. Bu anlamda buralarda yaşayan vatandaşlarımızın daha dikkatli olmalarını istiyoruz. Tarım ve hayvancılıkla uğraşanlar, pikniğe gidenler, bağ bahçe işleriyle uğraşanlar, ormanlık alanlara gidenler muhakkak dikkatli olmalı. Yine veteriner hekimlerimizin ve hastalarla temas eden sağlık personellerimizin dikkatli olması gerekmektedir” dedi.
İstanbul Küçükçekmece’de kafe yarım saat içinde küle döndü Küçükçekmece Gölü kenarındaki bir kafede yangın çıktı. Kısa sürede büyüyen alevler kafeyi küle döndürürken, yaklaşık 5 milyon TL’lik zarar meydana geldi. Yangın, 1 Mayıs gecesi saat 03.00 sıralarında Küçükçekmece Fatih Mahallesi’nde göl kenarındaki bir kafede meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, patates kızartmak için kullanılan makine açık unutuldu. Bir süre sonra makine, içindeki yağlarla birlikte yanmaya başladı. Yangın kısa sürede tüm kafeyi sararken, yangını fark eden çalışan durumu itfaiyeye bildirdi. Olay yerine itfaiye, sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Sahil tarafına yol olmaması nedeniyle itfaiyenin geç geldiği iddiası Sahil tarafına doğrudan yolun bulunmaması nedeniyle itfaiye ekiplerinin olay yerine geç gittiği ileri sürülürken, bu sırada alevler tüm kafeyi sardı. Kafeden yükselen alevler ise geceyi aydınlattı. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri yangına müdahale ederken, can kaybı ve yaralının olmadığı öğrenildi. Bir süre sonra kontrol altına alınan yangında kafe kullanılamaz hale gelerek küle döndü. Soğutma çalışmasının ardından yangınla ilgili inceleme başlatıldı. Hiçbir şeylerinin kalmadığını ve belediyelerden destek beklediğini söyleyen iş yeri sahibi Abdurrahim Arı, “İki gece önce fritözün açık bırakılması nedeniyle yağdan kaynaklı bir yangın çıktı. Fritöz birden kıvılcım alınca yarım saat içinde bu hale geldi. Nerden baksan 5 milyon TL’ye yaptıramazsın. Çöp bile kalmadı, hiçbir şey kalmadı. Sahil tarafına çıkan doğrudan yol olmayınca itfaiye geç geldi. Gelinceye kadar her şey bitti. 15-20 tane çalışan vardı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Küçükçekmece Belediyesi’nden destek bekliyoruz” diye konuştu.
Ankara İstanbul’da “Yenişehir Evleri Arnavutköy Projesi” ilk iki etabı için kuralar çekiliyor İstanbul’da evi olmayanları ev sahibi yapmak amacıyla Emlak Konut GYO ve Türk Hava Yolları iş birliği ile hayata geçirilen “Yenişehir Evleri Arnavutköy Projesi” ilk iki etabının kuraları 4 Mayıs Cumartesi günü çekilecek. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı öncülüğünde, İstanbul’da evi olmayanları ev sahibi yapmak amacıyla Emlak Konut GYO ve Türk Hava Yolları iş birliği ile Arnavutköy’de özel bir proje hayata geçiriliyor. İstanbul Havalimanı’na 10 dakika ulaşım mesafesinde bulunan, ilk evini alacaklara özel inşa edilen, az katlı ve yatay mimari anlayışıyla tasarlanan “Yenişehir Evleri Arnavutköy Projesi”nde, her yaştan insanın faydalanabileceği bölgesel parklar, meydanlar, etkinlik, spor, sosyal, kültürel yaşam alanları ile dini, eğitim ve sağlık tesislerinin yanı sıra yaya ve bisiklet yolları gibi tüm detaylar düşünüldü. “Sıfır atık altyapısına sahip modern yaşam alanı olarak geliştirdik” İstanbul Arnavutköy’de hayata geçirilen Yenişehir Evleri Projesi’ne, İstanbul’da ikamet eden ve ilk evini alacak vatandaşların müracaat ettiğini belirten Emlak Konut Genel Müdürü Cengiz Erdem, şunları kaydetti: “Büyük bir kent vizyonuyla, mahalle kültürünü yansıtan, yatay mimari anlayışıyla tasarladığımız, 10 etaptan oluşan Yenişehir Evleri Arnavutköy Projemizin 2 bin 894 bağımsız bölümden oluşan ilk iki etabını hak sahipleriyle buluşturuyoruz. Çalışmalarını Türk Hava Yolları ile iş birliği içinde yürüttüğümüz bu projemizi, güvenli yapıların yanı sıra, estetik ve yenilikçi dokunuşlarla, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Saygıdeğer Emine Erdoğan Hanımefendi’nin öncülüğünde başlatılan Sıfır Atık altyapısına sahip modern bir yaşam alanı olarak geliştirdik.” Çekiliş 4 Mayıs’ta Emlak Konut sosyal medya hesaplarından canlı yayınlanacak Projeye 461 bin 361 başvuru yapıldığını ifade eden Erdem, “Vatandaşımızın büyük teveccüh gösterdiği projemizde beklenen kura çekilişini gerçekleştirecek olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Mehmet Özhaseki’nin de özellikle gençlerin, engelli, şehit ve gazi yakınlarının da ev sahibi olmasını istediği bu projede; toplam konut sayısı üzerinden engelli vatandaşlarımıza yüzde 5, şehit ve gazi yakınlarına yüzde 5, gençlere ise yüzde 20 kontenjan hakkı tanıdık. Çekilişi, 4 Mayıs Cumartesi günü saat 10.00 da Emlak Konut sosyal medya hesaplarından canlı olarak gerçekleştireceğiz. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızın öncülüğünde Emlak Konut olarak, erişilebilir konut alanında yeni projeler geliştirmeye devam edeceğiz” diye konuştu. Peşin alımlarda yüzde 25 indirim yapılacak “Yenişehir Evleri Arnavutköy Projesi” ilk iki etabı kapsamında, 43 adet 1+1, bin 851 adet 2+1 ve bin adet 3+1 daire tipi bulunuyor. Emlak Konut, erişilebilir satış şartları politikasını Yenişehir Evleri Arnavutköy Projesinde de uygulamaya devam ediyor. Peşin alımlarda yüzde 25 indirim yapılacak olan proje kapsamında, 24-36-48-60 ay vade seçenekleri de bulunuyor. Ayrıntılı bilgilere "emlakkonut.com.tr" adresinden ve 444 36 55 telefon numarasından ulaşabilecek.
Düzce Kentsel hareketlilik sürecinde yapılan çalışmalar anlatıldı Düzce Belediyesi’nin Avrupa Birliği Yatırım Fonundan aldığı hibe ile uygulama sürecine başladığı Sürdürülebilir Kentsel Hareketlilik Projesi (SKUP) 2. Yönlendirme Komitesi toplantısı Avrupa Birliği Yatırımları Dairesi Başkanı Dr. Tijen İğci, Düzce Belediye Başkan Yardımcısı Hasan Günden, projenin uluslar arası konsorsiyum üyeleri olan Proje Kilit Uzmanları Bas Govers ve Patrick Van Egmond’un katılımı ile yapıldı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın katkıları ve Avrupa Birliği Hibe Fonları sayesinde kısa süre önce yapılan açılış organizasyonu ile fiilen başlayan SKUP 2. Yönlendirme Komitesi toplantısı Düzce Belediyesi ev sahipliğinde düzenlendi. Prof Dr. Erol Güngör Kültür Merkezi’nde düzenlenen toplantıya Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Avrupa Birliği Yatırımları Dairesi Başkanı Dr. Tijen İğci, Düzce Belediye Başkan Yardımcısı Hasan Günden, uluslar arası ortaklar Proje Kilit Uzmanları Bas Govers ve Patrick Van Egmond ile Düzce’den proje dahilinde çalışmalar yürüten temsilciler katıldı. Açılış konuşmasını yapan Başkan Yardımcısı Günden, kentsel hareketliliğin yenilenebilir enerji ile sağlanması için alternatifler oluşturulmasının öneminden bahsederek şunları kaydetti: “Düzce, doğal ve tarihi güzellikleriyle ön plana çıkan bir şehir ve bu güzellikleri korumak, gelecek nesillere aktarmak Belediye olarak bizim en önemli görevlerimiz arasında yer almakta. Bu nedenle, kentsel hareketliliğin sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla önlemler almaya devam ediyoruz. Bilindiği gibi ulaştırma, hareketlilik ve erişebilirlik, sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasında itici güç olarak oldukça önemli bir rol oynamakta. Bu çerçevede gerek ülkemizde gerekse de küresel ölçekte bir çok şehirde uygulamaya konulan Sürdürülebilir Kentsel Ulaşım Planı projesi Düzce’de kentsel ulaşım sistemlerini tasarlama, yapılandırma ve iyileştirme imkanı sunuyor.” “Amaç çevresel kaliteyi arttırmak” Toplantıya katılanlara hitabında şehir içi ulaşım sistemlerinde refahın, erişilebilirliğin ve güvenliğin öneminden bahseden Günden, proje sonunda çevresel kaliteyi koruyacak çözümlerin ortaya çıkacağına inandığını belirtti ve şöyle konuştu: “Projemizle birlikte Düzce’de kentsel yaşam kalitesini, refahı, ulaşımda erişilebilirliği, trafik güvenliğini, ulaştırma türleri arasındaki entegrasyonu, kentsel cazibeyi, sürdürülebilirliği ve çevresel kaliteyi daha da artırmayı planlıyoruz. Proje çıktılarının bu amaçlara hizmet etmesinden dolayı şahsen oldukça heyecan duyuyorum. Bu vesileyle projenin yürütülmesinde görev alan Belediyemiz personeline ve uzmanlarımıza teşekkür ediyor, başarılar diliyorum.” Proje çıktıları ve gelecek planlar konuşuldu Toplantının devamı ve son bölümünde SKUP çalışmaları kapsamında yapılan çalıştay, rapor ve anket sonuçları katılımcılar ile paylaşıldı. SKUP sürecinde aktif olacak yapı taşlarının yanı sıra gelecek süreçte yürütülecek çalışmalarda beklenen proje çıktıları konuşuldu.
İstanbul Türk Telekom’un, LTE baz istasyonlarının yarısından fazlası fiberle bağlı Türk Telekom, ‘memleketin bir şehrini değil her şehrini’ yaklaşımıyla Türkiye’yi fiber ağlarla örmeye devam ediyor. Şirket, yarının teknolojileri için olmazsa olmazların başında gelen fiber altyapı uzunluğunu 2023 yıl sonu itibarıyla 437 bin kilometreye yükseltirken hane kapsamasını 32,2 milyona çıkardı. Türkiye’nin dijital dönüşümüne liderlik edenlerden Türk Telekom, yarının teknolojileri için uygun altyapıyı sağlamak adına faaliyetlerini sürdürüyor. Yapılan açıklamaya göre şirket, 2023 yıl sonu itibarıyla fiber ağ uzunluğunu 437 bin kilometreye ve hane kapsamasını 32,2 milyona yükseltti. 5G’nin efektif kullanılması için en önemli gerekliliklerden olan baz istasyonlarının fiberleşmesi adına önemli çalışmalar yapan şirket, LTE baz istasyonlarının yüzde 52’sini fiberle bağlayarak yeni nesil teknolojilere uygun hale getirdi. “Türkiye’nin her köşesindeyiz” Türk Telekom Destek Hizmetleri ve Satınalma Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Beytur, “Türkiye’nin dijitalleşmesi kamudan özel kurumlara, sağlıktan sanayiye, eğitimden spora tüm alanlarda 360 derecelik bir dönüşümle mümkün. Bu dönüşümün eksiksiz sağlanması için Türkiye’nin her köşesini yüksek hızda internetle buluşturmak için çalışıyoruz. Türkiye’nin BTK Raporu 4. Çeyrek verilerine göre 562 bin kilometrelik toplam fiber ağ uzunluğunun 437 bin kilometresini şirket olarak tek başına tesis etmiş durumdayız. Gelecek akıllı teknolojiler, akıllı şehirler üzerinde şekilleniyor. Bu teknolojilerin efektif kullanılması için fiber altyapı, fibere bağlı baz istasyonları büyük önem arz ediyor. Türkiye FTTH Konseyi’nin son raporuna göre FTTH/B alanında 18 milyon hane erişimiyle fiber altyapımız Avrupa’da ikinci sırada yer alıyor. Yine aynı rapora göre fiber abone sayısı Avrupa’da üçüncü sıradayız. Yerli mühendislerimiz ile yarının teknolojileri için önemli Ar-Ge çalışmaları yürütüyoruz. İştirak şirketlerimiz Argela ve Netsia’nın; 5G ve fiber alanları dahil 69 adet uluslararası patenti bulunuyor. Türkiye’yi yarının teknolojileri ile doğru zamanda buluşturmak hale için faaliyetlerimize ara vermeden devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Kocaeli Yatalak veya cihaz destekli hastalar her gün evlerinden alınıp tedaviye götürülüyor Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, yatalak veya cihaz destekli hastalara yönelik tam donanımlı 30 ambulans ve 124 sağlık personeliyle ücretsiz hizmet sağlıyor. Haftanın 3 günü diyalize giren yaşlı kadın, verilen hizmetten dolayı mutluluğunu dile getirdi. Sağlık alanında Kocaeli’ye birçok yenilik kazandırarak vatandaşların hayatını kolaylaştıran büyükşehir belediyesi, insan odaklı çalışmalarına ara vermeden devam ediyor. Bu kapsamda büyükşehir belediyesi, hasta nakil ambulansı hizmetleri ile desteğe ihtiyaç duyan vatandaşların yanında olmayı sürdürüyor. Kartepe Akmeşe’de ikamet eden 59 yaşındaki İlmiye Demirelli, haftanın 3 günü tedavi gördüğü diyaliz merkezine büyükşehirin hasta nakil ambulansıyla gidip geliyor. Hizmetten çok memnun olduğunu söyleyen İlmiye Demirelli, "Görevli arkadaşlar beni tam saatinde evimden alıyor ve aynı şekilde geri getiriyor. Çok güzel bir hizmet. Allah razı olsun" dedi. İlmiye Demirelli’nin eşi Recep Demirelli ise "Eşim 2 yıldır diyalize gidiyor. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ambulansı geliyor, eşimi ve beni alıp diyaliz merkezine götürüyor. Tedavimiz bitince de tekrar evimize geri getiriyor. Yapılan hizmetten dolayı çok memnunuz. Büyükşehir belediyesine teşekkür ediyorum" diye konuştu. Tam donanımlı 30 ambulans Büyükşehir belediyesi, Kocaeli’de ikamet eden, durumu acil olmayan, nakil esnasında müdahale gerektirmeyen yatalak veya cihaz destekli hastalara yönelik il içi ve il dışına ücretsiz olarak hizmet sunuyor. Sağlık ve Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı Sağlık İşleri Şube Müdürlüğü’ne bağlı olan Hasta Nakil Hizmeti; tam donanımlı 30 ambulans, eğitimli ve yetkin 124 sağlık personeliyle 7/24 esasına göre Kocaelililere hizmet veriyor. Bu kapsamda 1 Ocak 2024 tarihinden bugüne kadar il içi ve il dışı taşınan hasta, trafik kazası, yerinde müdahale ve ek görevlerle birlikte 16 bin 257 kişiye hizmet sunuldu.