POLİTİKA - 28 Mart 2024 Perşembe 19:11

Bakan Işıkhan: "Temmuz ayında emekli aylıklarını tekrar masaya yatıracağız"

A
A
A

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, "Nasıl emeklilerimizin refahını artıracak en iyi ve en yeni uygulamaları bugüne kadar hayata geçirdiysek, bundan sonra da aynı şekilde çalışmaya devam edeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımız bugün ifade etti. Temmuz ayında emekli aylıklarını tekrar masaya yatıracağız" dedi

"Türkiye Yüzyılı’nda Çalışma Hayatı Buluşmaları" çerçevesinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Çorum’da iş dünyasının temsilcileri ile bir araya geldi.

Ticaret ve Sanayi Odası’nda gerçekleştirilen programda konuşan Bakan Işıkhan, emekli maaşlarının zammı memur emeklilerinde toplu sözleşmeye göre; SSK ve Bağkur için de enflasyona göre şekillendiğini hatırlatarak, "Biz, ihtiyaçlar ve imkanlar doğrultusunda çoğu zaman bu tutarların çok daha üzerinde emeklilerimiz için adımlar attık. Denge ve disiplin içinde ekonomimizi güçlü bir şekilde yükselttikçe artan refahtan emeklimize daha fazla pay vermeye devam edeceğiz. Ayrıca; daha önce de söylediğimiz gibi, 3600 ek gösterge düzenlemesinin bütün memurları kapsayacak şekilde genişletilmesi yönünde düzenlemeyi hayata geçireceğiz. Yine esnaflarımızın emeklilik için gerekli sigorta prim gün sayısındaki adaletsizliği gidereceğiz" diye konuştu.

Hiçbir zaman tutmayacakları sözü vermediklerini dile getiren Bakan Işıkhan, "Bu, başkalarının milleti kandırma taktiği, bizim değil. Biz ne dediysek bugüne kadar yaptık, bundan sonra da adım adım yapmaya devam edeceğiz. Son 5 yılda yaşadığımız bunca afete ve felakete rağmen, vatandaşlarımızı asla mağdur etmeden hizmetlerimize kesintisiz devam edebiliyoruz" ifadelerini kullandı.

Çorum’un, tarihiyle, tarımıyla, endüstrisiyle, önemli medeniyetlerin beşiği olması hasebiyle çok güzel ve önemli şehirlerimizden bir tanesi olduğunu hatırlatan Bakan Işıkhan, "Geçtiğimiz günlerde 2023 yılı işgücü verileri açıklandı. 2023 yılında işsizlik oranı 1 puanlık azalışla yüzde 9,4 seviyesine geriledi. İşsizlik oranları son 10 yılın, istihdam oranları son 21 yılın en iyi seviyelerine çıktı. Ayrıca; 2023 yılında Türkiye ekonomisi yüzde 4,5 büyüme ile AB ülkeleri arasında en çok büyüyen ülke oldu. Milli gelirimiz 1 trilyon doları, Kişi başına Milli Gelirimiz de 13 bin 110 doları aşarak tarihimizin en yüksek düzeyini gördü. Bu veriler gösteriyor ki; pandemiye rağmen, bölgemizdeki savaşlara rağmen, geçtiğimiz yıl yaşadığımız asrın felaketine rağmen, doğru yoldayız" şeklinde konuştu.

Emeklilere yönelik olarak başlatılan banka promosyonları ile ilgili de açıklamada bulunan Bakan Işıkhan, "Biliyorsunuz geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, emeklilerimize yönelik olarak başlattığımız promosyon ödemesi uygulamasının kamu bankalarında 2 katına çıkarılarak 8 ile 12 bin lira arasında olacağını duyurmuştu. Bunun dışında ölüm aylığı hak sahiplerine de 5 bin lira promosyon duyurusunu yapmıştık. Bu hafta pazartesi gününden itibaren de promosyonlar için başvurular alınmıştı. Bugün itibariyle kamu bankalarımız emeklilerimize promosyon ödemelerini yapmaya başladılar. Tüm emeklilerimize hayırlı uğurlu olsun. Bununla birlikte, Kamu bankaları haricinde diğer bankalarla da protokol imzalama sürecini tamamladık. Özel bankalar da, kamu bankaları tutarları asgari olmak üzere promosyon miktarlarını güncelleyecekler. Biz, sağlam politikalarla emeklilerimize mümkün olan en iyi hizmeti vermeye gayret ediyoruz. 2002 yılında iktidara geldiğimizde, iflas noktasına gelmiş bir sosyal güvenlik ve sağlık sistemi devralmıştık. Bunu en iyi kıymetli emeklilerimiz hatırlar. Attığımız adımlarla, sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemi inşa ettik. Sağlık sigortası kapsamında, ilaca ve tedaviye erişim noktasında dünyanın en ileri ülkelerinden biri haline geldik" dedi.

"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın işaret ettiği, Cumhur İttifakı olarak hedefimiz olan Türkiye Yüzyılı vizyonunu inşallah sizlerin desteğiyle başaracağız" diyen Bakan Işıkhan, şunları kaydetti:

"Bu yüzyılı; emeğin, üretimin, çalışmanın yüzyılı yapacağız. Şurası çok önemli; ülkemizin gücü büyük ölçüde yerel yönetimlerimizin gücünden geliyor. Kalkınma yerelden başlar hakikatine istinaden yerelde ne kadar güçlü olursak genel icraatlarimizin de o derece güçlü olacağına inanıyoruz. Çünkü şunu hepimiz çok iyi biliyoruz ki; gelişim, ilerleme ve kalkınma yerelden başlar. Bildiğiniz gibi ülkemizin lideri Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın yönetim vizyonu da belediyecilikten geliyor. Cumhurbaşkanımız liderliğinde AK Parti, ülkemizde belediyecilik anlayışını değiştirmiş, milletimizi gerçek belediyecilikle tanıştırmıştır. Aziz milletimiz ’yaparsa AK Parti yapar, Erdoğan yapar’ diyerek bu hakikati, bu güveni ortaya koymaktadır. İnşallah 31 Mart’ta Çorum gerçek belediyecilikle yola devam edecek. Çorum Belediye Başkanımız Halil İbrahim Aşgın, Çorum’un has evladı, bu şehre emeğini ortaya koyan çok kıymetli bir yol arkadaşımız. Çorumlu hemşehrilerimin bir kez daha görevi AK belediyecilik vizyonu ile Halil İbrahim Başkanımıza vereceğine inanıyorum. Bu şehre Halil İbrahim Başkanımız gibi çalışan, üreten, geliştiren yönetimler yakışır. İnşallah Çorum, 1 Nisan sabahından itibaren Cumhur İttifakı çatısı altına daha büyük projelerle yeni bir icraat dönemine doğru ilerlemeye devam edecek. Cumhurbaşkanımızın işaret ettiği Türkiye Yüzyılı’na da öncülük edecektir, bundan eminiz" dedi.

Muhammed Muttalip Yalçın

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir ‘Deprem kara kutu sistemi’ afet esnasındaki 4 risk faktörünü engelleyecek İzmir’de Türk Mühendislerden oluşan bir ekip, ‘Deprem Kara Kutu Sistemi’ projesini geliştirdi. Geliştirilen proje ile deprem öncesi, sırası ve sonrasında risk oluşturacak 4 faktör engellenerek; muhtemel tehlikelerin önüne geçilmesi amaçlanıyor. İzmir’de Türk Mühendislerin yer aldığı 10 kişilik bir ekip, uçaklarda bulunan ve uçağın düşmesini engelleyen ‘kara kutulardan’ esinlenerek ‘Deprem Kara Kutu Sistemi’ni geliştirdi. Geliştirilen sistem ile deprem öncesi, sırası ve sonrasında oluşacak 4 risk faktör tespit edilerek, muhtemel tehlikelerin engellenmesi amaçlanıyor. Sistem sayesinde, binada bulunan kişilerin yerleri de daha önceden kayıt altına alınıp, bu veriler Afet Koordinasyon Merkezi’ne iletilecek. Bu sayede enkaz altında bulunan kişilerin hayatta kalması hedefleniyor. Veriler araştırmacılarla ücretsiz paylaşılacak Projenin çıkış aşamasını anlatan 9 Eylül Üniversitesi Deprem Merkezi Kurucusu Prof. Dr. Zafer Akçığ, “Ülkemizin yüzde 90’ı deprem bölgesi. Kentsel dönüşümü de tamamlamak için çok uzun bir süreye ihtiyaç var. Depremden kaçamıyoruz, şimdilik yıkımlardan da kurtulamıyoruz. O zaman tespit ettiğimiz önemli bir aksaklık 6 Şubat depremlerinde çıktı. İnsanlar enkaz altında canlı olarak kalıp, maalesef ilk 72 saat ulaşılamadığı için ‘onları nasıl kurtarırız?’ ‘nasıl canlı çıkarabiliriz? fikrini düşündük. Projede hem deprem öncesi hem sırası hem de sonrası var. Öncesinde, daha iyi yapılacak mikro bölgeleme ve çalışmaları, bilimsel verilere ışık tutacak bilgileri elde ediyoruz. Bu bilgileri araştırmacılar yararlanabilsinler diye kamuoyuyla ücretsiz paylaşıyoruz. Deprem anında ise eğer bina yıkılmadıysa, deprem büyüklüğüne göre bir ölçek belirliyoruz” dedi. 4 risk faktörüne müdahale ediyor İki tane kara kutunun bulunduğunu aktaran Akçığ, “Bu kara kutulardan bir tanesi zeminde, bir tanesi çatıda. Aşağıdaki kara kutunun; depremi algıladığı zaman yaptığı dört tane işlem var. Önce alarm veriyor. Sonra suyu kesiyor. Daha sonra doğalgazı kesiyor. İlk planda asansörleri stabil hale getirip insanların orayı kullanarak sıkışmamaları için onları park haline getiriyor. En sonunda ise ana vanadan apartmana kalan mesafedeki doğalgazı kesiyor. Dolayısıyla yangın ve su basması gibi tehlikelerinde önüne geçmiş oluyoruz” ifadelerine yer verdi. Canlıların yerini tespit ediyor Sistem beklediğini ve binada bir yıkım yoksa 10 dakika sonra tekrar çalışır hale geldiğini söyleyen Prof. Dr. Akçığ, şunları kaydetti: “Cihaz bir yıkım algıladığı zaman, her ihtimale karşı bir tane de çatıda aynı özellikleri taşıyan bir aparatımız daha var. Ne olur ne olmaz düşüncesiyle aşağıdaki kara kutu kendini kapatıyor ve görevini yukarıdaki kara kutuya devrediyor. Her dairede sensörlerimiz var. Yukarıdaki kara kutu o sensörlerle devreye giriyor. Kara kutular insan nefesine ve nem basınç değişimlerine, karbondioksit tüketimine duyarlı. O nedenle canlı olma ihtimali olan yerleri ve paralelde GPS’leri de içinde olduğu için yaklaşık 25-50 santim hata payı ile canlıların yerini bulup aşağıya gelen kurtarma ekiplerine bilgi veriyor. Baygınlar da olabiliyor. Onların da yerleri tespit edilebiliyor.” Prof. Dr. Akçığ, sistemin enerjisini kendi kendine sağladığını belirterek, 72 saate kadar da dayandığını ifade etti. Sözlerini sürdüren Akçığ, sistemin dayanıklılığını 98 saate kadar çıkarma çalışmalarının devam ettiğinin altını çizdi. Binaya giren ve çıkan kişi sayısı kayıt ediliyor “Sistem dahilinde daha önceden yapılan çalışmalarla, yapıdaki kişi sayıları da baştan belli” diyen Akçığ, “Giriş-çıkışlardan dolayı gelen ve çıkanların sayısından apartmanda kimlerin olduğunu biliyoruz. Örneğin deprem bir tatil zamanı olduysa, bir iş hanı önceliğini yitiriyor. Bu da çok sayıda insanın binada olmamasından kaynaklanıyor. Öncelikle nerede yoğunluk var onları bulmayı amaçlıyoruz” şeklinde konuştu. “Öncelik canlılar ve baygınlar” Deprem sırasında önceliğin canlılar ve baygınlar olduğunu ifade eden Zafer Akçığ, sözlerine şunları da ekledi: “Dolayısıyla 72 saat veya 96 saatten sonra canlı kavramı ortadan kalktığı andan itibaren de amacımız naaşları bütün çıkarabilmek. Enkazdan kol bacak parçalarının çıkmasını asgariye indirmek için çabalıyoruz. Bu çalışmaların temelinde yatan ana fikir de budur.”
Adana Kocasını öldüren, kendini yatalak bırakan katile 16 yıl hapis cezası verilmesine isyan etti Adana’da klima tamiri nedeniyle kocası öldürülen kendisi de yatalak bırakılan kadın, katile iyi hal uygulanarak 16 yıl hapis cezasın verilmesine tepki gösterip, “Biz ömür boyu hapis beklerken bu karar ile bir kez daha yıkıldık” dedi. Olay, merkez Seyhan ilçesi Denizli Mahallesi’nde 19 Ocak 2022’de meydana geldi. İddiaya göre, İbrahim Koğa (45) evindeki kliması bozulunca tamirat için aynı mahallede oturan Murat T’yi çağırdı. Eve gelen Murat T’nin (28) tamirini yaptığı klimadaki arıza devam edince Koğa, bu kez de servis ekibi çağırdı. Servis elemanları klimada bir parçanın eksik olduğunu söyledi. Koğa ise Murat T’ye "Klimamdan malzeme çalmışsın" diye tepki gösterdi. Olaydan bir gün sonra Murat T., kebap yemek için İbrahim Koğa’nın evinin bulunduğu sokağa gitti. Burada karşılaştığı Koğa ailesiyle tartışmaya başlayan Murat T., belindeki tabancayı çıkarıp ateş etti. Silahtan çıkan kurşunlar İbrahim Koğa’nın göğsüne, eşi Hayat Koğa (45) ile oğlu Şehmuzcan Koğa’nın (18) ise bacaklarına isabet etti. Koğa ailesi kanlar içerisinde yere yığılırken, zanlı Murat T. ise olay yerinden kaçtı. Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Sağlık görevlileri, ilk müdahalelerini yaptığı yaralılardan İbrahim ile eşi Hayat Koğa’yı ambulansla Seyhan Devlet Hastanesi’ne, Şehmuzcan Koğa’yı ise Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürdü. Olayla ilgili çalışma yapan Cinayet Büro Amirliği ekipleri, Murat T.’yi evine yapılan baskında yakaladı. İşlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Murat T., çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Yaralılardan Hayat Koğa ile oğlu Şehmuzcan Koğa taburcu edilirken, İbrahim Koğa tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Hayat Koğa ise olayda sonra sakat kalıp yatağa mahkum oldu. Sanık Murat T. ise müebbet hapis cezası istemiyle yargılanmaya başladı. Yargılanma sonucunda Murat T. iyi hal indirimi alarak ömür boyu hapis cezası yerine 16 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Olaydan sonra diz kapağından yaralandığı için yatalak kalan Hayat Koğa, ”Mahkeme gerçekleşti, kızlarım mahkemeye gittiler ben dayanamadığım, tansiyonum yükseldiği için gitmeme izin vermediler. Mahkemede hakimin kalpten konuşmadığını düşünüyorum eğer kalpten konuşmuş olsaydı bugün o katile iki müebbet verirlerdi. Müebbetin birini eşim için diğerini de benim ayağım için verirlerdi. Demek ki adalet sistemi yokmuş, adalet olmuş olsaydı benim elimden tutardı, benim gibi nice insanlar var. Benim eşimi vurdu, kasten öldürdü. Çınar ağacımı öldürdü parçaladı, sonra oğluma sonra bana çevirdi gözünü. Koğa, şöyle devam etti: “Eşimin ölümünün cezası 16 sene, adalet bu mu 16 sene mi? 16 sene boyunca cezaevinde yatacak sonra çıkacak elini kolunu sallayarak dışarda gezecek. Ben gerçekten adalet istiyorum. Oğlumu vurdu, oğlum sakat kaldı, doktorlar ayağı kesilecek dedi. Kızımın kafasına kabza ile vurdu, kızımın kafasını paramparça etti, kızım hala acı çekiyor bu yüzden. Diğer kızım ağlaya ağlaya gözleri küçüldü, çocuklarım olayın olduğu yere gitmiyor, oraya baktıkça babalarını hatırlıyorlar. Gerçekten benim içim acıyor, eşim için adalet istiyorum. Ne kelime kullanacağımı bilmiyorum. O kadar kötü davrandı ki devlet bana, ben sadece adalet istiyorum. Ayağım için bir sene vermiş hakim, cinayetten dolayı 11 sene vermiş. Adalet bize çok kötü davrandı, ben müebbet istiyorum, en az iki müebbet istiyorum. Bütün anneler bana destek olsun, benim gibi böyle yarası olan anneler destek olsun bana. O katil çıkmasın içerden. Ben iki çocuğumla tehdit ediliyorum halen, karşı taraf beni ve çocuklarımı tehdit ediyor hala. Ben hayatım boyunca desteksiz yürüyemeyeceğim artık. Ayağıma her baktığımda içim acıyor. Bana para teklif ettiler. 5 milyon Türk lirası, ev, araba teklif ettiler bana. İnsan hayatı bu kadar ucuz mu?”