EĞİTİM - 27 Nisan 2024 Cumartesi 14:24

Yeni müfredatta matematik dersi için yapılacak değişiklikler belli oldu

A
A
A
Yeni müfredatta matematik dersi için yapılacak değişiklikler belli oldu

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) internet sitesi üzerinden yaptığı paylaşım ile matematik dersi için müfredatta yapılan değişiklikleri duyurdu.

MEB, matematik derslerinde ’Algoritma-Bilişim’in ön planda tutulacağı müfredat değişikliğini internet sitesi üzerinden yapılan yazılı açıklama ile duyurdu. MEB kamuoyunun görüşüne sunulan Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında hazırlanan yeni müfredat taslağında, matematik ve algoritma-bilişim ilişkisi matematik öğrenme ve öğretme süreçlerine hizmet edecek şekilde kurgulandı. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nde, matematik alan becerileri ilkokul, ortaokul ve lise düzeyini kapsayan ve süreç bileşenleri ile modellenebilen beceriler dikkate alınarak belirlendi. Yeni müfredatta yer verilen 5 matematik alan becerisi, "matematiksel muhakeme", "matematiksel problem çözme", "matematiksel temsil", "veri ile çalışma" ve "veriye dayalı karar verme", "matematiksel araç ve teknoloji ile çalışma" olarak planlandı. Matematik dersi öğretim programları hazırlık sürecinde ilkokul, ortaokul ve lise komisyonları Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin bütüncül yapısı gereğince birlikte çalıştı. Öncelikle "sayılar", "geometri" ve "istatistik ve olasılık" konularının ilkokuldan liseye kadar ilişkisel ve tutarlı bir biçimde nasıl yerleştirilmesi gerektiğine odaklanıldı. Sonrasında komisyonlar yatayda çalışarak düzeyin matematik öğrenme hedeflerine ilişkin içerikleri belirledi ve bu içeriklere ilişkin tema düzenlerini oluşturdu. Bu sayede, örneğin ortaokul matematik dersi öğretim programında işlemsel yönüyle öğrencileri zorlayıcı içerikler ortaöğretime taşındı ve bu sayede ortaokul düzeyinde daha kavramsal ilişkilere yer verildi, disiplinler arası ilişkileri destekleyecek içerik ve yaklaşımlar daha çok ön planda tutuldu.

Yapılan yazılı açıklamada, ilkokul, ortaokul ve lise müfredatına dair değişiklikler, ayrıca limit ve türevin kapsamlı bir şekilde işleneceği belirtilerek şu ifadeler yer aldı:

"Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli çerçevesinde yeni hazırlanan ilkokul matematik müfredatında, öğrenme hedefleri tahmin, zihinden işlem ve prosedür şeklinde devam eden öğrencinin matematiksel muhakeme gücünü ve düşünme becerilerini öğretme-öğrenme uygulamalarını öne çıkaran bir aşamayla verildi. Daha önceki programlarda ayrı ele alınan 4 işlemden, toplama çıkarma bir arada toplamsal durumu vermek; çarpma ve bölme bir arada çarpımsal durumu vermek için ilişkisel olarak verildi. Mevcut öğretim programında sezgisel karşılaştırma toplama ve çıkarma işleminden sonra verilirken yeni öğretim programında sezgisel karşılaştırma 4 işlemden önce verilerek öğrenenlerin 4 işlem becerileri ile alakalı öğrenme hedefleri arasında köprü kurmaları sağlandı. Ayrıca yeni program çocuklardaki sayı hissi ve sayı kavramının gelişimi dikkate alınarak tasarlandı. Yeni öğretim programının öğrenme hedefleri, ilkokul öğrencilerinin geometrik düşünce düzeylerinin görsel düzeyde olmasından dolayı buna göre yapılandırıldı. Bu kapsamda gelişimsel süreç dikkate alınarak parça-bütün ilişkisi ön plana çıkarıldı ve öğrencilere farklı nesne modelleri ile nesnelerin geometrisinin kavratılması amaçlandı. Öğretme öğrenme süreci daha somut bir yapıda ilerletildi ve öğrencilerin algılayabildikleri geometrik cisimlerden yola çıkılarak şekillerin anlamlandırılması hedeflendi. Veriye dayalı araştırma temasında bilim ve teknolojinin de artmasından dolayı ilkokul 1. sınıftan itibaren istatistiksel araştırma sürecinin tüm adımları kullanıldı. Olasılık konusu da çocukların bilişsel ve duyuşsal özellikleri dikkate alınarak basitten karmaşığa doğru ilkokul 4. sınıftan itibaren verilmeye başlanarak ortaokuldaki olasılık gerektiren içeriklere temel oluşturuldu. Programda, içerik çerçevesinde yapılan sadeleştirmeler kapsamında, ilkokul 1. sınıfta öğrencilerin birinci sınıfta güçlük yaşamaları nedeniyle ’kesirler, zaman, sıvı ölçme, standart ölçme araçları ile işlem süreçleri, takvim okuma’ konuları 1. sınıftan kaldırılarak ikinci sınıftan itibaren verilmeye başlandı. İlkokul 3. sınıfta Romen rakamları öğrenme hedefi olarak verilmedi, zaman ölçme ile ilgili olarak öğretme-öğrenme uygulamalarına yansıtıldı. Sütun grafiği 5. sınıfa aktarıldı, alan ölçme tamamen ilkokuldan kaldırıldı. 4. sınıftaki ışın doğru parçası düzlem konuları 5. sınıfa aktarıldı. İlkokul 1. sınıflara, şipşak (nokta sayılama) sayma, şekil örüntüleri, kodlama ve algoritma aktiviteleri eklendi. İlkokul 3. sınıflara algoritma eklendi. İlkokul 4. sınıflara, denk kesir ve günlük yaşamda karşılaşılan olasılık durumları eklendi. Tema içerikleri ve öğrenme hedefleri öğrencilerin gelişim düzeyi dikkate alınarak, öncüllük-ardıllık, ön koşul ilişkisi gibi matematik disiplinin gerektirdiği ilkeler göz önünde bulundurularak yapılandırıldı.

Ortaokul matematik dersi öğretim programı geliştirilirken, parçalanmış kazanım yapısından çıkılarak bütüncül bir içerik yapısına geçildi, başta matematik alan becerileri olmak üzere bütünleşik beceriler, değer, okuryazarlık, eğilim, sosyal-duygusal beceriler odaklı bir program anlayışı benimsendi. Program, eleştirel düşünme, problem çözme ve karar verebilme üst düzey becerilerinin gelişimini de destekleyecek şekilde tasarlandı. Bu bağlamda programda işlemsel yönüyle öğrencileri zorlayıcı içerikler ortaöğretime taşındı, disiplinler arası ilişkileri destekleyecek içerik ve yaklaşımlar ön planda tutuldu. Örneğin, köklü ifadelerle işlemler ortaöğretime taşındı fakat köklü ifadeler bağlamında gerçek sayılar kümesinin anlamlandırılmasına ortaokulda önem verildi. Lisede büyük öneme sahip olan fonksiyon kavramına doğru ve doğrusal oran kavramlarının bir devamı niteliğinde 8. sınıftan itibaren yer verilmeye başlandı. Matematiksel kavramlar ilişkilendirilerek hemen her sınıf düzeyinde araç ve teknolojiden yararlanıldı; veri biliminin ve veri ile çalışma becerisinin gerçek yaşamda, bilim ve teknolojide artan öneminden ötürü, istatistik ve olasılık konularına daha fazla ağırlık verildi. Dijital çağın gereksinimleri doğrultusunda, öğrencilerin algoritmik düşünme becerilerini geliştirmek amacıyla matematiksel içeriklerle ilişkili algoritma konusu da programa eklendi.

Ortaöğretim Matematik Dersi Öğretim Programı, çağın bilimsel gelişmeleri ve beceri temelli program yaklaşımı doğrultusunda yeniden şekillendirildi. Öğrenciler için işlemsel yükü fazla olan, anlamlı öğrenmelere hizmet etmeyen ve programın genel amaçları doğrultusunda ortaöğretim düzeyinde ihtiyaç duyulmayan içerikler gözden geçirildi, bazıları çıkarılarak yerine yenileri eklendi. Bu bağlamda, matematik ve algoritma-bilişim ilişkisi ilk defa bu programda, matematik öğrenme ve öğretme süreçlerine hizmet edecek şekilde kurgulandı. İstatistik konuları ’veri ile çalışma ve veriye dayalı karar verme becerisi’ bağlamında yeniden ele alındı ve programdaki yeri önemli oranda artırıldı. Sayılar, cebir ve fonksiyonlarla ilgili konular, fonksiyonlar merkeze alınarak yeniden tasarlandı. Disiplinler arası bağlamda fonksiyonların değişimleri inceleme ve problem çözme aracı olma boyutları ön planda tutuldu. Soyut, sembolik ve işlem odaklı bir şekilde ele alınan kümeler ve mantık konuları diğer konulara entegre edilerek yeniden yapılandırıldı. Kümelerle ilgili işlemlerin yanı sıra mantık bağlaçları ve niceleyicilerin matematiksel dil ve sembolizm içindeki yeri ve öneminin fark edilip etkin şekilde kullanımı ile öğrencilerin matematiksel doğrulama ve ispat yapma becerilerinin aşamalı şekilde gelişimini sağlayacak bir program geliştirildi. Geometride araç ve teknoloji kullanımı öne çıkarıldı, muhakeme ve problem çözme temelli dinamik bir geometri öğretimi hedeflendi. Mevcut haliyle bir hesaplama aracından öteye geçmeyen oldukça sınırlı ve işlem odaklı şekilde sunulan integral kavramına yer verilmedi, değişimin matematiğinin temel araçları olarak limit ve türev konuları daha kapsamlı şekilde ele alındı. Türevle ilgili yorum ve çıkarımlara problem çözme odaklı bir yaklaşımla yer verildi.

İntegral kavramının programlardaki yeri süregelen revizyon çalışmaları ile önemli oranda daraltılmıştı ve mevcut haliyle anlamlı bir öğrenme gerçekleşmediği ve diğer ortaöğretim derslerinde de integral kavramının kullanılmadığı görüldü. Yeni Ortaöğretim Matematik Programında nicelikler arası değişimleri incelemenin temel araçları olarak limit ve türev kavramları ön plana çıkarıldı. Bu kavramlara beceri odaklı bir yaklaşımla önceki programlardan daha kapsamlı şekilde yer verildi. Lisede, halihazırda oldukça sınırlı ve işlem odaklı şekilde sunulan integral kavramına yer verilmedi, limit ve türev kavramları daha kapsamlı şekilde ele alındı. Yeni programda 4 yıl boyunca değişimlerin incelenmesi odaklı bir yaklaşım ortaya konuldu. Bu yaklaşımın üniversitedeki analiz dersleri için sağlam bir temel oluşturacağı ve sonraki eğitim ve kariyer yaşantılarında ihtiyacı olacak öğrencilerin integrali de tam anlamıyla öğrenebilecekleri öngörüldü."

Hasan Özkan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tokat Bitki uzmanı Arap sümbülünden yaralara iyi gelen merhem yapıyor Tokatlı bitki uzmanı Havva Çifçier, ilkbaharda çiçek açan Arap sümbüllerini toplayarak doğal bir merhem haline getiriyor. Tokat’ta ilkbahar mevsiminde erken çiçek açan Arap sümbülleri doğayı renklendirdi. Hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyrettiği kentte bazı dağ sümbülleri beklenenden erken çiçek açtı. Kentin çeşitli noktalarındaki ormanlık alanlarda, çayırlarda ve kayalık yamaçlarda göz alıcı bir görüntü oluşturan Arap sümbülleri, doğaseverlerin de ilgisini çekiyor. Tokatlı bitki uzmanı Havva Çifçier, erken açan Arap sümbüllerini toplayarak, doğal bir merhem haline getiriyor. “Vücuttaki yaralara doğal çözüm sunuyor” Havva Çifçier, bitkinin sağlığa olan faydalarını antalarak, "Elimdeki Arap sümbülü, diğer adıyla yabani sümbül. Çocukluğumuzdan beri bilinen ancak eski zamanlarda kullanımı pek teşvik edilmeyen bir bitkiydi. Yıllarca yaptığım araştırmalar sonucunda bu bitkinin oldukça faydalı olduğunu öğrendim. Özellikle topuk çatlaklarına ve vücuttaki yaralara doğal bir çözüm sunuyor. Zeytinyağı ile karıştırılarak güneşte bekletilen Arap sümbülü, haftalar içinde etkili bir şekilde yaraların iyileşmesine yardımcı oluyor" şeklinde konuştu. Çifçier, Arap sümbülü merhemini zehirli olduğu için içilmesini kesinlikle önermediklerini belirtti. Çifçier, bitkinin yağlarını kaybetmemesi için topladıktan sonra hızlı bir şekilde işlediklerini ve saf zeytinyağı ile birleştirerek güneşte beklettiklerini, böylece etkili bir doğal merhem elde ettiklerini ifade etti.
Balıkesir Başkan Sak, Tarım, Hayvancılık ve Gıda Güvenliği Komisyonu’na seçildi Marmara Belediyeler Birliği Meclis Toplantısı’nın 2024 yılı olağan birinci toplantısında, Sındırgı Belediye Başkanı Veteriner Hekim Serkan Sak " Tarım, Hayvancılık ve Gıda Güvenliği Komisyonuna seçildi. Marmara Belediye Birliği Meclis Toplantısı’nın 2024 yılı olağan birinci toplantısı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Toplantıya Marmara Bölgesi’ndeki büyükşehir, İl, ilçe ve belde belediye başkanları ile meclis üyeleri katılım sağladı. Toplantıda Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey oy birliğiyle Marmara Belediye Birliği Başkanı olarak seçildi. Birlik yönetimi, encümen ve ihtisas komisyonu üyelerinin de belirlendiği toplantıda, Sındırgı Belediye başkanı Veteriner Hekim Serkan Sak Tarım, Hayvancılık ve Gıda Güvenliği Komisyonu’nda yer aldı. Başkan Bozbey’i tebrik eden Sındırgı Belediye Başkanı Serkan Sak, “ Sındırgımız, Balıkesir ve bölgemiz için tüm gücümle üstlendiğim bu görevi layıkıyla yerine getirmek için çalışacağım. Mustafa Bozbey’in başkanlığında, üye belediyeler ile uyum içerisinde çalışarak tarım ve hayvancılık başta olmak üzere bölgemizi kalkındıracak projeleri hayata geçireceğiz. Şahsımı Tarım, Hayvancılık ve Gıda Güvenliği Komisyonuna seçen tüm meclis delegasyonuna teşekkür ederim" dedi.
Antalya Uluslararası misafirler Anadolu arı ürünlerinin nasıl üretildiğini yerinde keşfetti 11. yılını büyük bir coşkuyla kutlayan BEE’O Propolis, 2-7 Mayıs tarihlerinde Amerika, İspanya ve Londra’dan seyahat eden 14 misafire, 10 bin 500 metrekarelik tesisinin kapılarını açtı. Editör, manken, oyuncu, içerik üreticisi ve fotoğrafçıların bir araya geldiği 14 kişilik ekip, seyahatleri süresinde hem İstanbul’un tarihi ve kültürel güzelliklerini hem de anadolu arı ürünlerinin nasıl üretildiğini yerinde görerek keşfetti. Arı ürünleri AR-GE ve İnovasyon Merkezi’ne özellikle Amerika, İspanya ve Londra’dan gelen 14 önemli misafire kapılarını açtı. 2-7 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşen özel etkinlikte, dünya genelinden gelen editörler, mankenler, oyuncular, içerik üreticileri ve fotoğrafçılar, üretici firmanın 10 bin 500 metrekarelik tesislerini ziyaret ederek hem şirketin inovatif çalışmalarını hem de arı ürünlerinin üretim sürecini yakından incelediler. Firmanın yüksek teknolojili tesislerinde başlayan ziyarette, BEE’O Propolis Kurucusu ve Genel Müdürü Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı’nın sunumu da yer aldı. Dr. Tanuğur, sunumunda başarı hikayesinden, arı ürünleri konusundaki uzmanlık ve tecrübelerinden, Türkiye’nin arıcılık ve arı ürünleri üretimi bakımından ne kadar değerli olduğundan, Anadolu arı ürünlerinin önemi, farkı ve faydalarından, arı ürünleri ile geliştirdiği inovatif ürünlerden, yürüttüğü bilimsel çalışmalardan ve ulusal ve uluslararası alanda layık görüldüğü ödül ve sertifikalardan bahsetti. Sunumda, firmanın inovasyon ve kaliteye önem verdiği, patentli Anadolu Propolisi (A.P.E)’nin üretim süreci ve uluslararası alanda kazandığı başarılar detaylı bir şekilde ele alındı. Tanuğur Samancı, ISO 90001, ISO 14001, ISO 22000 ve GMP gibi önemli uluslararası kalite yönetim sistemleri ve güvenli üretim sertifikalara sahip olan tesisin üretim prosesini misafirlere detaylı bir şekilde anlattı. Samancı ayrıca, şirketin gıda, takviye edici gıda, dermokozmetik ve tıbbi cihaz kategorilerinde ürettiği ve 37 ülkeye ihraç ettiği 100’ü aşkın katma değerli ürünün üretim aşamaları ve kalite kontrol süreçleri hakkında bilgi verdi. Ziyaretin bir diğer önemli ayağı, üretici firmanın Türkiye’de ilk kez uygulamaya geçirdiği “Sözleşmeli Arıcılık Modeli” ile kovandan sofraya kontrollü üretim sistemi üzerine oldu. Misafirler, arılar tarafından arı sütünün nasıl üretildiğini ve arıcıların arı sütünü nasıl topladıklarını gözlemleme fırsatının yanı sıra şirketin yerel arıcılarla olan iş birliğini ve kırsal bölgelerdeki ekonomik kalkınmaya katkılarını yakından gözlemleme fırsatı buldular. Ziyarete katılan isimler arasında, Men’s Journal Kçşe Yazarı Kim Alexis ve eşi Jeff Schwartz, Şef Bettina Compolucci, MindBodyGreen Dergisi Güzellik ve Yaşam Tarzı Direktörü Alexandra Blair Engler, Ünlü Sunucu Melinda Berry, Fotoğrafçı David Kartsonis, Ünlü Aktör Christian Birkenberger yer aldı.
Adana Ceyhan’da belediyeye hibe edilen tarihi ’Güleçyüz Konak’ restore edilip sosyal tesis olarak kullanılacak Ceydan’da 1940 yılında inşa edilen en eski konaklardan ’Güleçyüz Konak’, Ceyhan Belediyesi’ne hibe edildi. Belediye tarafından restore edilecek olan konak, sosyal tesis olarak Ceyhanlı vatandaşların hizmetine sunulacak. Ceyhan Belediye Başkanı Kadir Aydar, söz verdiği hizmetleri gerçekleştirmek için gece gündüz çalışmalarına devam ediyor. Ceyhan halkının desteğini alarak hizmetlerine emin adımlarla yürüyen başkan Aydar’a, bir destek de ilçenin köklü ailelerinden Güleçyüz ailesi tarafından geldi. Ceyhan’daki en eski konağın sahibi Sami Güleçyüz, ’Güleçyüz Konağı’nı belediyeye hibe etti. Atatürk Mahallesi’nde bulunan ve Ceyhan’ın en eski konaklarından olan tarihi Güleçyüz Konağı, restore edilerek Ceyhan halkının hizmetine sosyal tesis olarak sunulacak. Ceyhan Belediye Başkanı Kadir Aydar, Güleçyüz ailesine teşekkür ederek, “2019 yılında konağın bulunduğu alanı yeniden imar edip rekreasyon alanına çevirdiğimizde bu konakla ilgili düşüncelerimiz vardı. Bu konağı restore edip Ceyhan Belediyesi tarafından güzel bir sosyal tesis haline getireceğiz ve Ceyhanlıların kullanımına açacağız. Bu konağa, bu değerlere ve bu kültüre sahip çıkacağız. Sami Güleçyüz, sağ olsun bizim bu hayallerimizi gerçekleştirmemize vesile olup konağı ücretsiz bize hibe etti. Ceyhan halkı adına kendilerine teşekkür ediyorum" dedi. Sami Güleçyüz ise konağın 1940’lı yılların başından dedesi tarafından inşa ettirildiğini belirterek, "1956 yılında ben bu konakta doğdum. 68 yıldır ikametim bu konakta. Böyle bir değerin Ceyhan’a kazandırılması için sayın başkanın dinamik ve fikirlerinden yararlanarak, kurumsal kimliği olan Ceyhan Belediyesi’ne teslim etmekten mutluluk duyuyorum" ifadelerini kullandı.
Konya Başkan Altay: "Meram’ın marka değerini daha da yükseğe çıkaracağız Konya Büyükşehir Belediyesi, Tarihi Meram Köprüsünün yanındaki Karamanoğlu Mehmet Bey Hamamı’nın restorasyonunu yaparak tarihi eseri yeniden ihya ediyor. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, hamamın bir oyuncak müzesi olarak hizmet vereceğini ifade ederek yapının restorasyonu konusunda çok titiz bir çalışma yürütüldüğünü belirtti. Başkan Altay, başta Dârülmülk Projesi olmak üzere, tarihi eserlerin ihya edilmesi konusunda hayata geçirdikleri projelerle Konya tarihinin ve kültürünün daha fazla hissedileceğini ifade ederek, şu değerlendirmelerde bulundu: “600 yıl önce Karamanoğlu Mehmet Bey tarafından yapılan, Konyalıların ‘Meram Hamamı’ diye bildiği Karamanoğlu Mehmet Bey Hamamı’nda restorasyon çalışması gerçekleştirerek, tekrar şehrimizin hizmetine sunacak olmaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz. En ince ayrıntısına kadar titizlikle yürüttüğümüz çalışmalarımız aralıksız devam ediyor. Restorasyonun ardından oyuncak müzesi olarak kullanılacak yapı, ailelerin çocuklarıyla beraber her daim ziyaret edebileceği yeni bir mekân olacak. Böylece Meram’ımız çok önemli bir hizmet daha kazanacak. Projesinden yapımına kadar emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.” Aynı bölgede Çamlıbel Çevre Düzenlemesi çalışması, tarihi Tavusbaba Camii’nin güçlendirilmesi ve bin araçlık yeraltı katlı otoparkı da yaptıklarını hatırlatan Başkan Altay, bölgede yapacakları yeni çalışmalarla Meram’ın marka değerini daha da yükseğe çıkaracaklarını ifade etti. Karamanoğlu Mehmet bey hamamı Halk arasında Meram Hamamı olarak da bilinen Karamanoğlu Mehmet Bey Hamamı, 1424 yılında Karamanoğulları Beyliği döneminde inşa edildi. Konya Büyükşehir Belediyesi, zaman içinde deforme olan, 652 metrekarelik alana sahip olan ve toplam 16 mekândan oluşan bu tarihi yapıyı yeniden restore ederek Oyuncak Müzesi olarak projelendirdi.