ASAYİŞ - 28 Nisan 2024 Pazar 09:57

Hastane satışı yılan hikayesine döndü

A
A
A
Hastane satışı yılan hikayesine döndü

Adana’da doktor Mahmut Ersan Türkoğlu, 2016 yılında 35 milyon lira karşılığında hastanesinin yüzde 75’ni sattığını ancak parasını alamadığı gibi sahte imza ile 36 milyon lira borçlandırıldığını, hastanenin iflas ettiğinin de hileli olduğunu öne sürerken, hastaneyi satın alan şahıs suçlamaları kabul etmeyerek karşı davalar açtı. İki taraf 2016 yılından bu yana mahkemelik.


Türkoğlu, 2016 yılında bir tıp merkezi bünyesinde bulunan 3 tıp merkezinin yüzde 75’ini 35 milyon lira karşılığında A.T. isimli şahsa senet karşılığı sattı. Türkoğlu, satıştan sonra senet olmasına rağmen bir türlü alacağını alamadığı gerekçesiyle savcılığa şikayette bulundu. Şikayet üzerine hastaneyi satın alan A.T. de senetteki imzanın kendisine ait olmadığını söyledi. Bunun üzerine senet Adli Tıp Kurumuna incelenmeye götürüldü. Burada bilirkişi raporunda senetteki imzanın A.T.’ye ait olduğu belirlendi. Bunun üzerine A.T. Türkoğlu’nun bir başkasına 36 milyon lira borcu olduğunu bu borca karşılık senet imzaladığını kendi borcunu da bu borçla kapatılacağını söyledi. Ancak Türkoğlu kendisinin böyle bir senede imza atmadığını söyleyerek savcılığa başvurdu. Savcılık başvur üzerine senedin Adli Tıp Kurumunda incelenmeye alınmasını talep etti. Talep üzerine yapılan incelemede bilirkişi senetteki imzanın Türkoğlu’na ait olmadığını belirledi.


“Hastaneye başka bir şirketin postu konuldu”


Bu arada Türkoğlu, hastaneyi satın alan A.T.’nin satın aldıktan hemen sonra bir akrabasına satış yaptığını daha sonrada bu kişinin şirketinin postunu hastaneye koyarak kredi kartı ve diğer kartlardan yapılan hastane ödemelerinin bu şirket hesabına gittiği yönünde suç duyurusunda bulundu. Bu suç duyurusu üzerine yapılan incelemede ekonomist bilir kişilerinin incelemesinde şu görüşlere yer verildi:


“Daha önceki raporunda belirlemiş olduğum bütün olumsuzlukların yapıldığı bunun aynı zamanda benden sonra dosyaya rapor sunan bilirkişi tarafından da teyit edildiğinden şüphelilerin birlikte müşteki Mahmut Ersan Türkoğlu’ nu mağdur ettikleri ilgili özel tıp merkezlerine ait hastanelerin kasalarında nakit olarak biriken ve gerekse banka hesaplarında biriken paraların başka firmaların banka hesaplarına aktarıldığı veya nakit olarak üçüncü kişiler aracılığıyla yatırıldığı, şüphelilerin özel tıp merkezini zarara uğratarak güveni kötüye kullandıkları kanaatine varıldığı görülmüştür.”


“Hileli konkordato iddiasına bilirkişiden hastanenin içi boşaltılmış raporu”


Türkoğlu, ayrıca hastanenin iflas ettiği belirtilerek konkordato ilan edilmesinin de hileli olduğunu, bu süreçte atanan iflas tasfiye memurlarının da şüphelilerden oluştuğu nedeniyle suç duyurusunda bulundu. Türkoğlu’nun suç duyurusu üzerine yapılan incelemede 5. İcra Dairesi, “İlk derece mahkemesinin, iflas memurlarının iflasın tasfiyesini geciktirici eylemlerde bulundukları, aralarındaki uyumsuzluğun olduğu, bu haliyle tasfiye aşamasında kendilerinden beklenen özenin gösterilmediği, mevcut görevde kalmaları halinde işlemlerin sürümcemede kalacağı, bu durumunda gerek borçlu gerek alacaklıların menfaatini zedelediği gerekçesiyle iflas memurlarının görevlerine son verilmesine, yeni iflas idaresi oluşturuluncaya kadar iflas dairesi müdürünün yetkili olmasına” karar verdi.


Ayrıca hileli konkordato ilanı suç duyurusu sonrası bilirkişi raporunda, “A.T. şirketin yüzde 75 hissesini ve yönetimi ele geçirdikten hemen sonra 2016 yılı Ekim ayı içerisinde halasının oğlu kuaförlük yapan B. S.’ye paravan olarak bir sağlık hizmetleri A.Ş.’ yi kurdurarak kendisinde bulunan özel tıp merkezinin yüzde 75 hissesini yönetim kurulu başkanlığını kurdurtulan A.Ş.’ye devrederek, özel tıp merkezinin yönetim kurulu başkanı halasının oğlu B. S’yi şirketin tek yetkilisi ve temsilcisi yapmıştır. Bu hileli paravan operasyondan sonra şirketin içerisini usulsüz olarak boşaltması, A. T. ve paravan şirketlerine şirketin usulsüz borçlandırılması ve şirketin hastanelerine A. T.’ nin sahip olduğu ve konkordato altındaki şirketlere ait POS cihazı konulmak suretiyle hastaların peşin ödemeleri ve SGK fark ödemelerini bu POS cihazları üzerinden hortumlanarak şirketin konkordato ve iflas aşamasına getirilmesine sebebiyet verilmiştir” denildi.


Türkoğlu, 2022 tarihinde hileli iflas kanun yararına bozma, imzaların sahte çıkmasına rağmen olmasına rağmen soruşturmanın bir türlü tamamlanmasına hastane satışının yılan hikayesine dönmesine tepki gösterdi.


“Vicdanen çok rahatsız oldum”


A.T.’nin hastaneyi aldıktan hemen sonra devrettiği B.S. ise 15 Şubat 2024 günü 1. Genel İcra ve İflas Müdürlüğüne konuyla ilgili verdiği ifadesinde şunlara yer verdi:


“Özel tıp merkezinin temsile yetkili ortağıyım. Müflis şirketten alacaklı görünen A.T. benim yakın akrabam olur. A.T.’nin talebi üzerine talep edildiğinde geri iade etmek üzere şirket hisselerini devir aldım. Şirketin sahibi olduğu hastaneyi gerçekte A. T. yönetiyor ben ise sadece resmi işlemler için imza atıyordum. A.T. hastane gelirlerini kendi şirketine ait post makineleri ile şirketine aktardı ve bu paralar ile müflis Hacettepe şirketinin icra borçlarını ödedi sonra da bu paraların tekrar kendisine dönüşünü sağlamak için de icra dosyaları kapatmak yerine alacağı temlik alarak şirketten alacak konumuna geçti. Yine hastanenin ana binasını kendi sahibi olduğu şirkete bedelsiz devir yaptırdı. A.T. icra dosyalarını bu şekilde temlik alarak şirketten alacaklı konumuna geçmiş oldu. Konkordato ve iflas sürecinde de şirketten en yüksek miktarda alacaklı sıfatını kullanarak kendisini ve yanında çalışan M.T.’yi iflas idare memuru olarak atadı. Sonra istediği kişiye alacak yazdırdı


istemediği kişinin alacağına itiraz etti. İflas masasını kullanarak hastanene ruhsatını kendi şirketine devir etti. Ben gelinen noktada vicdanen çok rahatsız oldum. Alacaklılar içinde evini geçindirmesi gereken birçok işçi var onlar hala alacağını alamadı. Ekmeğe muhtaç olanlar olduğunu duyuyorum. A.T.’nin beni kullanmasına izin verdiğim için çok pişmanım.”


“Suçlamaları kabul etmiyorum, senetteki imza da benim değil”


A.T. 5.İcra Hukuk Mahkemesinde verdiği ifadesinde suçlamaları kabul etmeyerek, hileli iflas olmadığını, doktorun beyan ettiği senetteki imzanın kendisine ait olmadığını iddia etti. Ayrıca A.T. bilirkişinin “imzalar sahte” raporuna da itiraz etti.



Hastane satışı yılan hikayesine döndü

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla DENİZKURDU II/2024 Tatbikatı’nın seçkin gözlemci günü sona erdi Deniz Kuvvetleri Komutanlığınca Doğu Akdeniz’de icra edilen DENİZKURDU-II/2024 Tatbikatı’nın seçkin gözlemci günü sona erdi. Tatbikatın Doğu Akdeniz’i kapsayan kısmına katılan fırkateynler, hücumbotlar, denizaltılar, yardımcı sınıf gemiler, mayın gemileri, karakol gemileri Aksaz Limanı’ndan sabah erken saatlerinde hareket etti. Tatbikata TCG Salihreis gemisine gelen Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, personelini selamladı. Liman çıkışında TCG İstanbul, TCG Salihreis firkateyninde bulunan Bakan Güler’i top atışıyla selamlayarak brifingin aldı. Senaryo gereği Taktik Pençe harekatı ile sürüklenen mayına 2 SAS komandosu tarafından müdahale edilerek imhası gerçekleştirildi. AH-1W Helikopterleri tarafından düşman adanın kıyılarında bulunan hedeflere ateş gerçekleştirdi. Daha sonra adaya yaklaşan SAS komandoları atış yaparak hedefi imha etti. TCG Anadolu’dan çıkan Zırhlı Amfibi Hücum Araçları(ZAHA) adaya çıkarma gerçekleştirirken adayı ele geçirilerek bayrak çekildi. İlk defa bir tatbikatta kullanılan İnsansız Deniz Araçları(İDA) ile hedefe harekat düzenlendi. Senaryo gereği helikopterden denize sonar daldırması gerçekleştirerek temas alınırken Aksungur’a veri aktarıldı. Daha sonra gelen uçaklarla rextorp torpido atışı gerçekleştirerek hedefler imha edildi. Nefes kesen tatbikatta TCG Burgazada ve TCG Büyükada gemilerinden TCG SalihReis’e malzeme aktarımı gerçekleştirildi. Senaryo gereği, TB-2 Bayraktar SİHA’dan M/G-‘3; Yerli ve milli imkanlarla geliştirilen yarı aktif lazer güdümlü SİHA’lar dan atılan MAM -L güdümlü mermisi atıldı. SH-70 helikopterlerden yerli ve milli imkanlarla geliştirilen kızılötesi lazer odaklı(TEMREN) güdümlü mermi atışı yapılırken ardından hücumbotları tarafından su üstü atışları gerçekleştirildi. Daha sonra süper kobra helikopterler tarafından 20mm top atışları gerçekleştirildi. Tatbikata katılan gemiler SalihReis’inde bulunan Bakan Güler, Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet komutanlarını selamlayarak seçkin gözlemci günü sona erdi. Ayrıca ilk defa tatbikata takılan 4 İDA selamladı. Tatbikatın seçkin gözlemci gününe Almanya, Azerbaycan, Belçika, Bosna Hersek, Bulgaristan, Finlandiya, Gürcistan, Irak, Japonya, KKTC, Libya, Malezya, Nijerya, Portekiz, Sierra Leone, Ürdün ve Yemen’den 18 askeri ataşe katıldı. TCG Salihreis Gemisi’nde Donanma Harekat Başkanı Tuğamiral Kenan Kaan Türkkan’ın sunduğu brifinge Bakan Güler’in yanı sıra Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ziya Cemal Kadıoğlu, Donanma Komutanı Koramiral Kadir Yıldız, Kuzey Görev Grup Komutanı Tuğamiral Erdinç Altıner de katıldı.(MKM-
Ankara MHP Genel Başkan Yardımcısı Yurdakul: “Hepimiz birer engelli adayıyız” ‘Lider Ülke, Engelsiz Türkiye’ programında konuşan MHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Selim Yurdakul, “İnanarak ve farkında olarak ifade ediyoruz ki hepimiz birer engelli adayıyız. Bu nedenle hiçbir özel bireyinizi arkamızda bırakmadan, birlikte ilerlemeye mecburuz” dedi. MHP Aile, Kadın ve Sosyal Hizmetler Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı Birimi tarafından 10-16 Mayıs ‘Engelliler Farkındalık Haftası’ kapsamında, partinin genel merkezinde ‘Lider Ülke, Engelsiz Türkiye’ temalı program düzenlendi. Programa; MHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Selim Yurdakul’un yanı sıra, özel gereksinimli bireyler ve onların aileleri, milletvekilleri ve partililer katıldı. Programda Serebral Palsili Çocuklar Derneği (SERÇEV) korosu sahneye çıktı ve katılımcılara konser verdi. Programda konuşan MHP Genel Başkan Yardımcısı Yurdakul, 1981 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 10-16 Mayıs tarihlerinin ‘Engelliler Farkındalık Haftası’ olarak ilan edildiğini hatırlatarak, “Milliyetçi Hareket Partisi olarak liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin ifadesiyle özel bireylerimizin farkındalık haftası içinde sizlerin sorunlarına dikkat çekmek, bu konuda siyasal ve toplumsal farkındalığı arttırmak istiyoruz. Sizleri daha iyi anlayabilmek ve her birinizin toplumsal yaşama en üst düzeyde katılımlarınızı sağlamanın önemli olacağına inanıyorum. Verilere göre nüfusumuzun yüzde 12.5’i bir ifadeyle 8 kişiden 1’inin özel birey olduğunu biliyoruz. Bu çerçevede bu konu hakkındaki farkındalık ve duyarlılık birkaçımızın değil hepimizin hassasiyeti olmalıdır. Yılın bir gününde veya bir haftasında değil hayatımızın her anında özel bireylerimizi hatırlamayı ve yapılan her işte ve konulan her tuğlada sizleri dikkate alan duyarlı bir millet olarak hareket etmeyi ülkümüz olarak değerlendiriyoruz. İnanarak ve farkında olarak ifade ediyoruz ki hepimiz birer engelli adayıyız. Bu nedenle hiçbir özel bireyinizi arkamızda bırakmadan, birlikte ilerlemeye mecburuz. Hayat, birlik, beraberlik, sevgi ve saygı ve farkındalıklarımıza göstereceğimiz hassasiyetlerle güzelleşecektir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak her soruna çözüm üretmeye çalışıyor ve samimiyetle her vatandaşımızın yanında olmaya gayret ediyoruz” ifadelerini kullandı. Programın sonunda katılımcılara hediye takdim edildi.