GÜNDEM - 09 Mayıs 2024 Perşembe 23:44

Hastalarının ölümüne neden olan Prof. Dr. Alper Çelik, 3 yıl meslekten men edildi

A
A
A
Hastalarının ölümüne neden olan Prof. Dr. Alper Çelik, 3 yıl meslekten men edildi

Diyabet, bariatrik ve metabolik cerrahi yapan Prof. Dr. Alper Çelik, ölüme yol açmak gerekçesiyle 3 yıl meslekten men edildi. Çelik, hiçbir şekilde hekimlik yapamayacak.

Hastalarının ölümüne sebep olduğu iddia edilen diyabet, bariatrik ve metabolik cerrahi yapan Prof. Dr. Alper Çelik, 3 yıl meslekten men edildi.

Hastalarının ölümüne neden olan Prof. Dr. Alper Çelik, 3 yıl meslekten men edildi

Çelik, İstanbul’un Şişli ilçesindeki muayenehanesi, Etiler’de sahibi olduğu Özel Etiler Hastanesi de dahil hiçbir yerde hekimlik yapamayacak. Öte yandan Çelik’in, Cevdet Akbulut, Selahattin Serin’in ölümüne sebep verdiği iddia edilmişti.

Hastalarının ölümüne neden olan Prof. Dr. Alper Çelik, 3 yıl meslekten men edildi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Balıkesir’de Gençlik Festivali konserleri büyük ilgi gördü ‘Kuvayı Milliye Şehri Balıkesir’de Gençlik Var’ sloganıyla Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ‘Gençlik Festivali’ kapsamında Avlu Yaşam Merkezi, birbirinden farklı konserlere sahne oldu. Konserlere katılan Başkan Ahmet Akın’a, vatandaşlar büyük ilgi gösterdi. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin 16-19 Mayıs günleri arasında Kuvayı Milliye Şehri Balıkesir’de Gençlik Var’ sloganıyla düzenlediği çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapan ‘Gençlik Festivali’ 4 gün boyunca Avlu Yaşam Merkezi’nde vatandaşlara eğlenceli anlar yaşattı. 16 Mayıs’ta Avlu Fatih Salon’da Kahramanlık Türküleriyle başlayan konserler; sonraki üç gün boyunca Avlu Havuzlu Amfi’ye kurulan sahneden gerçekleştirildi. 17 Mayıs’ta Osman Çiçek, 18 Mayıs’ta Avlu Gençlik Orkestrası Mod10, 19 Mayıs’ta ise Ayhan Erden konserine vatandaşlar büyük ilgi gösterdi. Hep bir ağızdan söylediler Türk Halk Müziğinin en seçkin eserlerinin yer aldığı Büyükşehir Belediye Konservatuvarı Ses Sanatçısı Osman Çiçek konserinde vatandaşlar alanı doldurdu. Hep bir ağızdan şarkılara eşlik eden vatandaşlar, unutulmaz bir Türk Halk Müziği gecesi yaşadı. 8-18 yaş aralığında birbirinden yetenekli 45 gencin oluşturduğu Büyükşehir Belediyesi Orkestra Şube Müdürlüğü tarafından kurulan MOD10 Gençlik Orkestrası, performansıyla dinleyenlere keyifli anlar yaşattı. Büyükşehir Belediye Konservatuarı Sanatçısı Umut Ayral’ın şeflik yaptığı orkestra, birbirinden seçkin şarkıları Balıkesirliler için seslendirdi. Türk Pop Müziği’nin eşsiz parçalarının her birine vatandaşlar hep bir ağızdan eşlik etti. MOD10 Gençlik Orkestrası, vatandaşların büyük beğenisini kazandı. 19 Mayıs Pazar günü gençlik yürüyüşünün hemen ardından gerçekleştirilen ve Gençlik Festivali’nin kapanış konseri olan Büyükşehir Belediye Konservatuvarı Ses Sanatçısı Ayhan Erden konserine vatandaşlar büyük ilgi gösterdi. Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın konsere, eşi Arbil Akın ile birlikte katılım gösterdi. Vatandaşlarla yakından ilgilenen Başkan Ahmet Akın, vatandaşlarla sohbet ederek bol bol fotoğraf çektirmeyi ihmal etmedi.
Sakarya Mert Hakan Yandaş’ın sözleri gündem oldu Fenerbahçeli futbolcu Mert Hakan Yandaş’ın, “Terör örgütü üyesi Hakan Şükür bana sallamış demek ki doğru yoldayım Allah razı olsun” sözleri gündem oldu. FETÖ firarisi eski futbolcu Hakan Şükür’ün Sakarya’da yaşayan ve mal varlığına bir süre tedbir kararı konulan Selmet Şükür, ‘Silahlı terör örgütüne yardım’ suçundan 3 yıl hapis yatmıştı. Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliği çerçevesinde yakalama kararı bulunan firari eski futbolcu Hakan Şükür 15 Temmuz hain darbe girişiminden birkaç ay sonra Amerika’ya kaçmıştı. Lüks içinde yaşayan Şükür, son olarak 29 Kasım 2019 tarihinde ABD’de Washington DC’de bulunan Georgetown’da bulunan bir Apple mağazasında alışveriş yaparken görüntülenmişti. 15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan hakkında arama kararı çıkarılan Hakan Şükür hakkında yurt dışında olduğu tespit edilerek yakalama kararı da çıkarılmıştı. Fenerbahçeli futbolcu Mert Hakan Yandaş’ın, “Terör örgütü üyesi Hakan Şükür bana sallamış demek ki doğru yoldayım Allah razı olsun” sözleri gündem oldu. Tekrar gündeme gelen firari eski futbolcu Hakan Şükür sosyal medya hesabı üzerinden Mert Hakan’ın sözlerini, “Şimdi kaptı kontratı. Gün ola harman ola. Meydan boş ve hukukun değil kazananın haklı olduğu bir ortamda fazla söze gerek yok. Herkes kimin ne olduğunu biliyor, sayemde çok kişi kazanıyor, sen de kazan. Dünyada kabul görmeyen bir konu ile ilgili bu iftiranı genelde altına pisletenler söylüyor” paylaşımı ile cevaplandırdı. Sosyal medya hesabında lüks yaşamı ile dikkat çeken firari Hakan Şükür’ün babası Selmet Şükür’de FETÖ soruşturması çerçevesinde 12 Ağustos 2016’da gözaltına alınmış emniyetteki işlemlerinin ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı. Selmet Şükür 25 Kasım 2016 tarihinde sağlık sorunları sebebi ile ev hapsi uygulaması ve yurtdışı yasağıyla tahliye edilmişti. 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı Selmet Şükür için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 5 sayfalık iddianame, 4 Ocak 2019 tarihinde Sakarya Adliyesi 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İddianamede, Selmet Şükür ‘Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak’ suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapis cezası talep edilmişti. Selmet Şükür’ün 5 Şubat 2019 tarihinde görülen ilk davasında; yurt dışı giriş-çıkış kayıtlarının İl Emniyet Müdürlüğü Pasaport Şube Müdürlüğü’nden istenmesine ve sanığın mal varlığı üzerindeki tedbirin kaldırılması talebinin incelemeye alınmasına karar verildi. 22 Ekim 2019 tarihinde görülen ve Selmet Şükür’ün mal varlığı üzerindeki tedbirlerin kaldırılmasına karar verilen davanın ardından 9 Kasım 2019 tarihinde mahkeme heyeti aldığı kararla, Şükür’ün mal varlığına yeniden tedbir konulmasına karar verdi. Son olarak 19 Ocak 2021 tarihinde hakim karşısına çıkan Selmet Şükür için mahkeme heyeti, ‘Silahlı terör örgütüne yardım’ suçundan 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılmasına ve mal varlığı üzerindeki tedbirin kaldırılmasına karar verdi.
Ankara Bakan Tunç: "22 yıl önce 9 bin olan hakim ve savcı sayısı, son 1 yıl içerisinde adalet teşkilatımıza katılan 2 bin 294 hakim ve savcımızla birlikte 25 bine yaklaştı" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "22 yıl önce 9 bin olan hakim ve savcı sayısı, son 1 yıl içerisinde adalet teşkilatımıza katılan 2 bin 294 hakim ve savcımızla birlikte 25 bine yaklaştı" dedi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde 26. Dönem Adli Yargı ve 16. Dönem İdari Yargı Kura Töreni’nde konuştu. Tunç, iki yıl süren adaylık eğitimlerini tamamlayan; 26’ncı adli yargı döneminden 731 hâkim ve 242 cumhuriyet savcısı, 16’ncı idari yargı döneminden 71 hâkim olmak üzere toplam bin 44 hâkim ve savcımızın kurayla atamalarını gerçekleştireceklerini ifade etti. Adalet Akademisindeki eğitimlerini başarıyla tamamlayarak hayallerindeki mesleğe kavuşan genç hakim ve savcıları tebrik eden Tunç, "Mesleğe kabul edilen kıymetli genç hakim ve savcılarımızın bugünlere gelmesinde büyük emek sahibi olan ve başarılarıyla gururlanan, başta fedakâr aileleri olmak üzere, kıymetli hocalarına ve değerli meslek büyüklerine teşekkür ediyorum. Adaletin tecellisi yolunda ter dökmeyi tercih ederek, millet adına hüküm verme makamına ulaşan siz değerli hakim ve savcılarımızın katılımıyla yargı teşkilatımızın daha da güçleneceğine inanıyor, sizlere güveniyoruz" diye konuştu. Medeniyetimizde adaletin, hakkı hak sahibine teslim etmek olduğuna dikkat çeken Tunç, "Adalet bütün erdem ve değerlerin merkezi ve dayanağıdır. Mülkün temeli olan adalet, herkesin onurlu yaşamasının teminatı, toplumsal barış ve huzurun ön şartıdır. Adaletin tecellisi hukuk devletiyle; hukuk devleti ise tarafsız ve bağımsız yargıyla mümkündür. Tarafsız ve bağımsız yargının güvencesi de kürsüde görev yapan hakim ve savcılarımızdır. Bugün, yargı camiamıza katılan genç hâkim ve savcılarımızın bağımsız ve tarafsız yargının tesisi için büyük bir aşkla, milletimizin adalete güvenini daha da artırmak için, fedakârca çalışacağına yürekten inanıyoruz" ifadelerini kullandı. Tunç, adalet hizmetlerinin aksamaması ve makul sürede yargılanma hakkının güçlendirilmesi için çok önemli adımlar attıklarını ve atmaya da devam ettiklerini belirtti. Bakan Tunç, 22 yıl önce 9 bin olan hakim ve savcı sayısının son 1 yıl içerisinde adalet teşkilatına katılan 2 bin 294 hakim ve savcı ile birlikte 25 bine yaklaştığını, ayrıca bin 498 yeni hakim-savcı adayının da eğitimlerine devam ettiğini aktardı. Hakim ve savcı sayısını artırırken aynı zamanda niteliklerini ve kalitelerini de yükseltmek için yeni düzenlemeleri hayata geçirdiklerini söyleyen Bakan Tunç, "Hukuk fakültesi mezunlarının; hakim-savcı yardımcılığı sınavına girebilmeleri veya avukatlık stajlarına başlayabilmeleri için bu yıl ilk kez Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı uygulamasını başlatıyoruz. Yine bu yıldan itibaren, 2 yıl süren hakim ve savcı adaylığı uygulamasına son veriyor, yerine 3 yıl boyunca hem teorik hem de uygulamalı, usta-çırak ilişkisi içinde devam edecek ’hakim ve savcı yardımcılığı’ sistemini hayata geçiriyoruz. Bu kapsamda 1000 hakim ve savcı yardımcısının yazılı sınavlarını gerçekleştirdik. Hakim ve savcılarımızın yanında, zabıt katibinden mübaşire, infaz koruma memurundan sosyal çalışmacıya kadar adalet teşkilatımızın ihtiyaç duyduğu personel sayısını son 22 yılda 3 kattan fazla artırdık. Sadece bu yıl 20 bin 779 kardeşimizi adalet teşkilatımıza kazandırarak personel sayımızı 179 bine yükselttik. Yine, güven veren ve erişilebilir bir adalet sistemi için, son 22 yılda 3 bin 727’den, 7 bin 339’a yükselttiğimiz ilk derece mahkemelerimizin sayısına son bir yılda 2 bin 987 mahkeme daha dahil ettik. Kurulduğu 2016 yılından bugüne; 279’dan 546’ya yükselttiğimiz istinaf mahkemesi daire sayısına, son bir yılda 81 istinaf mahkemesi dairesini daha ekledik. Böylece, istinaftaki işleyişi hızlandırmayı amaçladık" diye konuştu. "İlk derece, istinaf ve temyiz olmak üzere tüm yargı teşkilatımız yılda ortalama 12 milyon dosyada karar vermektedir" diyen Bakan Yılmaz Tunç, "Bu kararların içinden, sadece birkaçını öne çıkararak, yargıyı yıpratmanın, fedakârca çalışan yargı mensuplarını töhmet altında bırakmanın haksızlık olduğunu buradan ifade etmek istiyorum. Yargı kararları elbette eleştirilebilir. Zaten hukuk, dinamik yapısını ve gelişimini, yerinde eleştiriye borçludur. Bu eleştiriler yargı kararlarının kalitesini de artırır. Ancak, yapıcı eleştiri yerine, ülkemizde yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı hususunda, karalamaya matuf söylemlerin, eleştirinin ötesine geçen haksız ithamların adalete güveni sarsmayı amaçladığı açıktır. Türkiye’nin, son yıllarda kavuştuğu yüksek standartlı demokrasi sayesinde yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda da büyük mesafe almış olması vesayetçi yargı anlayışına özlem duyan bir kısım çevreleri rahatsız etmektedir" şeklinde konuştu.
Ankara Kemalettin Özdemir hakkında 22,5 yıla kadar hapis talebiyle dava açıldı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) "emniyet mahrem imamı" olduğu iddiasıyla Kemalettin Özdemir hakkında, "silahlı terör örgütü kurma veya yönetme" suçundan 22 yıl 6 aya kadar hapis talebiyle iddianame hazırlandı. Terör Suçları Soruşturma Bürosunca hazırlanan iddianameye göre, Kemalettin Özdemir’in FETÖ’nün "emniyet mahrem imamı" olarak örgütsel faaliyetlerde bulunduğu, FETÖ’nün tepe yönetimindeki kişilerden olan Süleyman Tiftik, Cemil Koca, Tuncay Delibaşı, Recep Uzunallı ve Abdülkadir Aksoy ile telefon irtibatı kurduğunun tespit edildiği anlatıldı. Özdemir’in FETÖ mahrem yapılanmasının örgütsel iletişim yöntemi olan büfe, ankesör, kontörlü hatlar üzerinden çok sayıda örgüt üyesi ve yöneticisiyle irtibat kurduğu; bu durumun da HTS Analiz Raporu’nda sabit olduğu belirtildi. Özdemir, iddianamedeki ifadesinde, FETÖ hakkında daha önce bildiği her şeyi tanık sıfatıyla anlattığını, 2010 yılına kadar bu yapı ile irtibatı olduğunu, daha sonra herhangi bir ilgisi olmadığını ve örgütün deşifre edilmesi için güvenlik güçlerine kendiliğinden giderek ifade verdiğini savundu. İddianamede, Özdemir’in FETÖ içerisinde "Ankara il imamlığı", Afrika ülke imamlığı", "Polis Akademisi ve Polis Koleji imamlığı", "mahrem sorumlu" ve "emniyet mahrem imamı" olarak örgütsel faaliyetlerde bulunduğu ve sonrasında örgütten ayrıldığı, daha sonra örgüt hiyerarşisinde yerine Osman Hilmi Özdil’in geçtiğinin tespit edildiği belirtildi. Uzun yıllar örgüt hiyerarşisi içerisinde sorumlu düzeyde örgütsel faaliyetlerde bulunduğu ifade edilen Özdemir’in, hiyerarşik olarak örgüt üyeleri üzerinde bir konumda olduğu ve örgütsel faaliyetlerin organizasyon ve icrasında "harekete geçiren" olarak rol üstlendiği hususunda hiçbir şüphenin bulunmadığı kaydedildi. Mevcut delil durumu karşısında Kemalettin Özdemir’in terör örgütü içinde yönetici sıfatıyla aktif ve etkin görev üstlendiği, örgütün kuruluş amaçlarını, ideolojisini, fikir, faaliyet ve eylemlerini benimseyerek gönüllü örgüt hiyerarşisine dahil olduğu anlatılan iddianamede, Özdemir’in üzerine atılı "örgüt yöneticiliği" suçunu işlediği kanaatine varıldığı bildirildi. İddianamede, "Şüphelinin 2015’te Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne giderek vermiş olduğu ifade içeriğinde yer alan bilgiler, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 221. maddesi kapsamında etkin pişmanlıktan yararlanma şartları içerisinde yer alan, örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya, örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili olarak verilen elverişli bilgi kapsamında mütalaa edilebilecek nitelikte olduğu değerlendirilmiştir. Bu bilginin elverişliliği, örgütün örgütlenme biçimi, failin örgüt yapılanmasındaki konumu ile örgütte geçirdiği süre ve katıldığı faaliyetler gibi kıstaslar göz önüne alınarak mahkemece takdir edilmesi gerektiği değerlendirilmiştir." ifadelerine yer verildi. Özdemir’in "silahlı terör örgütü kurma veya yönetme" suçundan 22 yıl 6 aya kadar hapsi istendi.