YEREL HABERLER - 08 Aralık 2011 Perşembe 14:39

TOROSLAR`DA REFÜJ VE KAVŞAKLAR ÇİÇEKLENDİRİLİYOR

A
A
A
TOROSLAR`DA REFÜJ VE KAVŞAKLAR ÇİÇEKLENDİRİLİYOR

Mersin’in merkez ilçe Toroslar Belediyesi, ilçenin ana caddelerindeki orta refüj ve kavşakları çiçeklendiriyor. Yeşile büründürülmüş hayvan figürlü bitkilerle de süslenen refüjler kış ortasında bahar havası estiriyor.
Toroslar ilçesinde Belediye Park ve Bahçeler Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen düzenleme ve bakım çalışmalarında refüj ve kavşaklar hayvan figürlü bitkiler ve mevsimlik çiçeklerle süslenerek, estetik bir görünüme kavuşturuldu. Toroslar Belediye Başkanı Hamit Tuna, şehirleşmeyle birlikte baş gösteren beton yığınlarına karşı yeşil alan çalışmalarına ağırlık verdiklerini belirterek, Toroslar’ın yeşili ile öne çıkan bir ilçe olmasını istediklerini söyledi.
Refüjlere yerleştirdikleri hayvan figürlü bitkilerin vatandaşlar ve araç sürücüleri tarafından büyük beğeni topladığını kaydeden ve yeşil alan çalışmaları ile ilgili bilgiler veren Tuna, “7 buçuk yıl önce görevi devir aldığımızda yaptığımız çalışmalarla 56 olan park sayısını 118’e, 108 bin metrekare alan olan yeşil alan miktarını da 650 bin metrekareye çıkardık. Özellikle büyük parklar yaparak daha çok vatandaşa yeşil alan imkanı sunduk ve böylelikle hasımları hısım yapmayı, toplumsal kaynaşmayı sağlamayı hedefledik" dedi.
Başta çocuklar olmak üzere halkın çevreye ilişkin konularda bilinçlenmesini ve yeşil alan çalışmalarına destek vermesini sağlamayı amaçlayan konulara önem verdiklerini dile getiren Tuna, "Bu amaçla ilçemizdeki okullarda okuyan öğrencilerimiz ve ilimizde bulunan çeşitli sivil toplum örgütleriyle birlikte fidan dikimi çalışmaları gerçekleştirdik. Ayrıca yetki alanımız olmamasına rağmen sorumlu belediyecilik anlayışıyla refüj ve kavşakların bakım ve onarımını üstleniyoruz. Amacımız Toroslar’ın güzel ve estetik bir görünüme kavuşmasını sağlamaktır. Küresel ısınma ve ekolojik dengenin bozulmasını önlemek amacıyla yapılan tüm bu çalışmalardaki hedefimiz; geleceğimiz olan çocuklarımıza yeşil ve sağlıklı bir çevre bırakmak içindir” diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Çocuklarda bronşitin yayılmasını engelleyen 6 önlem Memorial Kayseri Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Ufuk Ertural, mevsim geçişlerinde en çok çocukları etkileyen akut bronşit hakkında bilgi verdi. Çocuklarda ve bebeklerde yaygın görülen bir akciğer enfeksiyonu olan bronşit, soğuk algınlığına çok benzeyen semptomlarla başlıyor. Burun akıntısı, tıkanıklığı ile öksürük ve hafif baş ağrısıyla seyreden hastalığa ateş eşlik edebiliyor. Akciğerlerdeki solunum tüplerinin yani bronşların iltihaplanmasıyla ortaya çıkan bronşit, kısa süreli (akut) ya da uzun süreli (kronik) olabiliyor. Akut bronşit söz konusu olduğunda semptomlar genellikle hızlı bir şekilde gelişiyor ve hastalığın seyri kısa sürüyor. Hastalığa neden olan virüslerin bulaşmasını engellemek için basit önlemler alınması gerekiyor. “Akut bronşitin nedeni virüsler” Virüslerin akut bronşite sebep olduğunu söyleyen Ufuk Ertural, “Akut bronşite çoğunlukla viral bir enfeksiyon neden olmaktadır. Aynı zamanda bakteri veya toz ve alerjenler ile ağır partiküllerin havada olması hastalığın seyrini ağırlaştırmaktadır. Akut bronşitin en önemli nedeni ise virüslerdir. Özellikle çocuklarda hastalık; burun, ağız veya boğazda (üst solunum yolunda) soğuk algınlığı veya başka bir viral enfeksiyondan sonra ortaya çıkmaktadır. Çocuklar hasta olan başka bir çocukla yakın temas sonucunda virüsü kapabilmektedir” dedi. “Kronik hastalığı olanlara dikkat” Ertural, kronik sinüzite yatkın çocukların risk grubunda olduğunu söyleyerek; “Hastalık, mukus üretiminin artmasına ve diğer değişikliklere neden olmaktadır. Akut bronşit söz konusu olduğunda semptomlar genellikle hızlı bir şekilde gelişir ve hastalığın seyri kısa sürer. Vakaların çoğu hafif seyrederken kronik hastalığı olan çocuklarda bronşit daha ağır tablolara neden olabilmektedir. Akut bronşit olma riski yüksek çocuklar ise daha kolay hasta olabilmektedir. Akut bronşit olma riski daha yüksek olan çocuklar ise şunlardır; toz alerjisi olanlarda maruziyet bronşiti tetikleyebilir. Kronik sinüzite yatkın çocuklar risk grubundadır. Özellikle astımı hastası olan çocukların bronşite yatkınlığı yüksektir” ifadelerini kullandı. “Hastalık bu belirtilerle başlıyor” Hastalığın belirtileri hakkında bilgiler veren Ertural; "Çocuklarda akut bronşit şu belirtilerle kendini göstermektedir. En sık görülen belirtiler şunlardır; Kusma veya öğürme, kuru veya balgamlı öksürük, öksürük başlamadan ortaya çıkan burun akıntısı, göğüs tıkanıklığı ve ağrısı ile boğaz ağrısı, halsizlik, titreme, hafif ateş, sırt ve kas ağrısı, hırıltılı solunum. Belirtiler genellikle 7-14 gün sürmektedir. Öksürük bazen kronikleşmektedir. İnatçı öksürük 3-4 hafta devam edebilmektedir. Çocukların akut bronşit olup olmadığını belirlemek için zatürre veya astım gibi diğer sağlık sorunlarını saf dışı etmek gerekir. Bunun için testler yapılmalıdır. Tedavi aşamasında ise belirtilere ve çocuğun genel sağlık durumuna bağlı olarak yapılır. Bu aşamada çocuklarda akut bronşit tedavisinde antibiyotik kullanılmaz. Çünkü enfeksiyonların çoğu virüs kaynaklıdır. 8-10 günden daha uzun süren öksürük belirtisinde bile genellikle antibiyotiklere ihtiyaç duyulmaz. Bakteriyel enfeksiyon olmadığı sürece antibiyotik kullanılması tavsiye edilmez” dedi. Ertural, beslenme sorunu olan hastaların hastaneye başvurması gerektiğini söyleyerek, “Tedavide semptomların hafifletilmesine yardımcı olacak etken maddesi parasetamol veya ibuprofenolan (6 aydan büyükler için) ilaçlar kullanılmalı bol istirahat tavsiye edilmelidir. Sıvı alımı takip edilmeli, yeterli ortam nemi sağlanmalıdır. İştahsızlık nedeniyle beslenmede zorluk çeken çocukların hastaneye yatırılması gerekebilir. Akut bronşit geçiren çocukların büyük bir bölümü herhangi bir sorun yaşamadan iyileşebilmektedir. Küçük bir oranda ise hastalık zatürreye dönebilmektedir. Bu önlemler hastalığın yayılmasını engeller. Alınacak önlemler ise; çocuklara el yakıma alışkanlığının kazandırılması önemlidir. Öksürürken veya hapşırırken burnunu ve ağzını kapatması gerektiği öğretilmelidir. Hastalığın yayılmaması için çocukların aşıları tam olmalıdır. Hasta olan çocuklarla diğer çocukların teması engellenmelidir. Özellikle okul ve kreşlerde hasta olan çocuklara izin verilmelidir. Hasta çocukların temas ettiği yüzeyler temizlenmeli ya da ve dezenfekte edilmelidir. Bebeklerde anne sütü solunum yolu enfeksiyonlarını azaltmaktadır. Solunum yolu enfeksiyonları emzirilen bebeklerde daha az görülmektedir” ifadelerini kullandı.
Aydın Vali Canbolat: “Bizim geleneklerimiz kadını, hayatın merkezinde görür” Kadına yönelik şiddetle mücadelenin etkin bir şekilde sürdürüldüğüne dikkat çeken Aydın Valisi Yakup Canbolat, “Bizim geleneklerimiz kadını, hayatın merkezinde görür ve böyle kabul eder” dedi. Aydın Valisi Yakup Canbolat, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Türk geleneğinde kadının hayatın merkezinde tutulduğuna dikkat çeken Vali Canbolat, mesajında “Birleşmiş Milletler tarafından 1999 yılında alınan kararla 25 Kasım, Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü olarak kabul edilmiştir. Bu önemli gün, kadına yönelik şiddet olgusunu dünyanın gündemine taşımakta, soruna ve çözüm yollarına ilişkin çalışmalar yapılması konusunda farkındalık oluşturmaktadır. Günümüzde insanlığın en önemli sorunlarından biri olan kadına yönelik şiddet, farklı görünümleriyle tüm dünyada varlığını devam ettirmektedir. Kadınların temel hak ve özgürlüklerinin kullanımını engelleyen, toplumsal kaynaklardan yararlanmalarını sınırlandıran, genel olarak toplumsal ve ekonomik gelişme üzerinde olumsuz etkiler yapan kadına yönelik şiddetle, çağdaş dünyada olduğu gibi ülkemizde de etkin mücadele edilmektedir. Özellikle ülkemiz kalkınma hamlelerine imza atarken, ekonomik, sosyal, kültürel ve diğer alanlarda büyük ilerlemeler kaydederken, kadın hakları ve kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda da Anayasa ve yasalarda köklü değişikliklere giderek kadın-erkek eşitliği ilkesini daha da güçlendirmiştir. Medeni Kanun, İş Kanunu ve Türk Ceza Kanunu gibi temel kanunlarda yapılan adil reformlarla, Ülkemizde tüm mevzuatın, kadın erkek eşitliği ilkesini gözeten ve kadına yönelik şiddete sıfır tolerans tanıyan bir yapıya kavuşturulmuştur. Kadına yönelik şiddetle mücadelede ilerleme sağlanabilmesinde yasal düzenlemeler ve kurumsal mekanizmaların yansıra konuya ilişkin bilinç ve duyarlılığın artırılması, toplumsal farkındalığın sağlanması da önemlidir. Kolluk, adalet, sağlık, sosyal hizmet gibi birçok alanın; kamu kurumları, sivil toplum, medya ve özel sektör gibi birçok tarafın, bütüncül yaklaşım içerisinde uzun soluklu ve kararlı mücadelesine ihtiyaç vardır. Unutulmaması gereken bir husus da, hak ve adaletin savunucusu ve temsilcisi olarak asırlar boyu insanlığa ışık saçan köklü bir medeniyetin mensupları olduğumuzdur. Bizim medeniyetimiz, kültürümüz, kadın erkek demeden, yaşlı çocuk demeden canı, hayatı, insanı değerli görür. Bizim geleneklerimiz kadını, hayatın merkezinde görür ve böyle kabul eder. Bu duygu ve düşüncelerle 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü’nde Valilik olarak tüm kadınlarımızın yanında ve destekçisi olduğumuzu belirtir, kadınların toplumda hak ettiği yere ulaşmasındaki tüm engellerin kalktığı bir dünya dilerim” ifadelerine yer verdi.