YEREL HABERLER - 16 Aralık 2011 Cuma 16:41

TÜRKİYE’NİN İLK OTOMOTİV TASARIM YARIŞMASI BAŞLIYOR

A
A
A
TÜRKİYE’NİN İLK OTOMOTİV TASARIM YARIŞMASI BAŞLIYOR

Türkiye ihracatının lokomotifi durumundaki otomotiv endüstrisinin ihracattaki tek temsilcisi Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB), sektörde bir ilke imza atarak “Türkiye Otomotiv Sektöründe Ar-Ge Proje Pazarı ve Tasarım Yarışması” projelerini başlatıyor.
Ülkemizde tasarım kültürünün gelişmesi, sektöre yeni iş gücü ve fikirlerin kazandırılması maksadıyla OİB tarafından “Türkiye Otomotiv Sektöründe Ar-Ge Proje Pazarı ve Tasarım Yarışması” düzenleniyor. Yarışma, Ekonomi Bakanlığı’nın desteği ve Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) koordinatörlüğünde düzenleniyor.
Otomotiv sektöründe ilk kez gerçekleştirilen ve gelenekselleşmesi hedeflenen yarışma, sektörde çalışan profesyoneller, araştırmacılar, akademisyenler, ilgili dallarda eğitim alan öğrencileri içine alan geniş bir kitlenin fikirlerini ortaya koyabileceği “Proje Pazarı” ve “Tasarım Yarışması” olmak üzere iki farklı projeyi kapsıyor. Tasarım ve projeler için başvurular 2 Ocak - 20 Nisan 2012 tarihleri arasında, online olarak www.otomotivprojeyarismasi.com ve  www.otomotivprojepazari.com üzerinden dosya yükleme yoluyla yapılabilecek. 17-18 Mayıs 2012 tarihlerinde, İstanbul Haliç Sütlüce Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek ödül töreni, Ar-Ge Proje Pazarı sergisi ve konferansları kapsayan törenle sona erecek.
OİB Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Sabuncu konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörlerinden ve son beş yılın ihracat şampiyonu Türk Otomotiv Endüstrisi’nin gelişimi ve global arenada rekabetçiliği için tasarım, inovasyon ve Ar-Ge konularını içine alan topyekün farkındalığı destekleyecek önemli bir adım daha atıyoruz“ dedi.
OİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, TİM Yönetim Kurulu Üyesi ve Ar-Ge Proje Pazarı ve Tasarım Yarışması Yürütme Kurulu Başkanı Ömer Burhanoğlu ise, proje hedeflerini, “Global otomotiv pazarının içinde güçlü bir şekilde yer alabilmemiz için mutlaka Ar-Ge, tasarım ve inovasyon konularına yoğunlaşmalıyız. Bu iki proje, 2023 ihracat stratejimiz kapsamında, ülkemizde Ar-Ge ve tasarım kültürünün gelişmesi, ihracatta katma değerin artırılması, yeni teknoloji ve metodların üretim süreçlerine kazandırılmasını hedefliyor" diye konuştu.
“Otomotiv Tasarım Yarışması”, başta üniversite öğrencileri, profesyonel çevreler olmak üzere, değerli bir fikri olan herkese açık bir yarışma olarak düzenleniyor. Katılımcılardan özgün ve yenilikçi projeler geliştirilmesinin beklendiği “Otomotiv Tasarım Yarışması” komponent bazında Ergonomi, Yenilenebilir Enerji - Çevre, Emniyet, Mekanik Fonksiyonellik olmak üzere 4 kategoride yapılacak. Bu dört kategoride, profesyoneller ve üniversite öğrencileri için ayrı ödüllendirmelerin yapılacağı yarışmada, Profesyonel Kategorisinde yarışanlar 1.’lik için 20.000 TL, 2.’lik için 10.000 TL, 3.’lük için 5.000 TL ve Mansiyon olarak 2.000 TL ile ödüllendirilecek. Öğrenci Kategorisi için ise 1.’lik ödülü 10.000 TL, 2.’lik ödülü 6.000 TL, 3.’lük ödülü 3.000 TL, Mansiyon ödülü de 1.000 TL olarak belirlendi.
“Ar-Ge Proje Pazarı” yarışması, akademik ve bilimsel araştırma faaliyeti yürüten üniversite, araştırma merkezi, firmalar ve sektörde çalışan profesyonellere ait projelerin sanayiye kazandırılması amacıyla düzenleniyor. Sektörün ihtiyaçları doğrultusunda belirlenerek yapılması istenen Ar-Ge projeleri, Otomotiv Tasarım Yarışması’nda olduğu gibi 4 farklı kategoride ele alınıyor. ilk 3’e girenlerin ödüllendirileceği yarışmada 1.leri 5.000 TL, 2.leri 4.000 TL, 3.leri ise 3.000 TL’lık ödüller bekliyor.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde anıldı Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen programda anıldı. Etkinlikte, Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan kardeşliğine katkıları ele alındı. Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen "Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin mimarı: Ulu Önder Haydar Aliyev’i Anma Gecesi" programı, saygı duruşu ve Türkiye ile Azerbaycan milli marşlarının okunmasıyla başladı. Açılışın ardından düzenlenen panelde; Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Erbay, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Karabulut ile Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Okan Yeşilot, Haydar Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine katkılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Panelin ardından ses sanatçısı Süreyya Eyvazova, Azerbaycan’ın simge eserlerinden "Sarı Gelin" türküsünü seslendirdi. "Tarihimize baktığımızda biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de kader ortağıyız" Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, Haydar Aliyev’in Azerbaycan milleti için taşıdığı önemi vurgulayarak, gerçekleştirdiği anma konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "İki liderimizden, iki ulu önderimizden birini bugün burada anıyoruz. Biri Atatürk, biri Haydar Aliyev. Her ikisi de bizim yolumuzu açtı. Biri Türkiye’nin, biri Azerbaycanlı Türklerin yolunu açtı. Azerbaycan bizim için can, Azerbaycanlı kardeşlerimiz de can kardeşlerimizdir. Uzakta olsak bile gönül bağıyla bağlıydık ve o kültürün, o toplumun içerisine girdikçe aslında ne kadar yakın olduğumuzu; benzerlik de değil ne kadar aynı olduğumuzu fark ettim. Aslında bizim bir olduğumuzu keşfettim. Ortak kültür, ortak dil ayrı bir dil değil, hepimiz aynı dili konuşuyoruz. Ama bir kan birliği kesinlikle var ve bu kan birliğinin, genetik birliğinin, genetik aynılığın ben artık kimyasına çok inanmaya başladım. Çünkü yabancı hissetmiyoruz orada, benim için başka bir ülke değil. Tarihimize baktığımızda aslında biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de aslında kader ortağıyız; aynı mücadelelerden geçmişiz. Emperyalist güçler tarafından aynı acılar çektirilmiş, aynı mücadele süreçleri yaşanmış. Dolayısıyla Haydar Aliyev gibi, Mustafa Kemal Atatürk gibi ulu önderler eğer bu kadar güçlü biçimde bizlere ışık tutup bizim yollarımızı açtılar ise, bu üniversitenin çatısı altında da şunu söyleyebilirim ki bizler için en büyük güç bilgi olmalı. Çünkü biz emperyalist güçlerle ancak ve ancak bilgi ile başa çıkabiliriz. Bu iki ulu önderin özelliği, her iki önder de kahramanlık destanını kendi halklarıyla birlikte, kendi milletleriyle birlikte yazdılar. Destanı cephede, meydanlarda birlikte gerçekleştirdiler. Birlikte kahramanlık hikayeleri yazıldı ve tarihe birlikte geçildi; milletiyle bütünleşerek ve büyük millet sevgisiyle. İktidar hırsı değil, millet sevgisi, milleti kurtarmak, bağımsızlık ve özgürlük sevdasıyla gerçekleştirilen büyük bir güç, büyük bir enerji. Dolayısıyla onlara çok şey borçluyuz." "Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır" Prof. Dr. Güngör, bilginin iki millet arasındaki birleştirici gücü artıracağını ve güçlü bir Türk ittifakının bilgili insanlarla mümkün olabileceğini dile getirerek, "Bugün burada olmanız bizler için çok anlamlı. Ülker Hanım bize "’İyi ki kapılarınızı açtınız’ demişti. Ben de dedim ki; biz kapıları açmadık, kapılar zaten hep açıktı. Biz çünkü kapıları kapatamayız, kapılar hep açık çünkü biz kardeşiz, biz aynı milletiz. Biz birbirimize dayanırsak güçlü oluruz. Yoksa bir tarafta Amerika, bir tarafta Rusya, geleceğin belki emperyal gücü Çin; bunlar için biz hep başkası olacağız, biz hep öteki olacağız. Bizim öteki olmaktan kurtulmamızın tek bir yolu var: Birbirimizi tanımak, birbirimizin farkına varmak ve biz olabilmek. Onun için de bilgi ittifakı yapmalıyız. Biz zaten kardeş ittifakı yapıyoruz, bilgi ittifakı yapmalıyız. Üniversitelerimiz arasında bilgi alışverişi, etkileşimi hızlandırmalıyız. Bunu çok daha güçlü hale getirmeliyiz. Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır. Dolayısıyla da farkında olmak, dolayısıyla da birbirinin yanında olmak, birbirinin içerisinde olmak, ittifakı güçlü bir Türk ittifakı oluşturabilmek, güçlü bir Türk bloku oluşturabilmek. Bunun yolu da aşkın insan yetiştirebilmek, bilinçli insan yetiştirebilmek ve bilgili insan. O nedenle de eğitim güçlerimizi birleştirmeliyiz. Bu tür topluluklarda da bunun farkını ve bunun farkındalığını sürekli güçlendirmeliyiz. Ben tekrar huzurunuzda Ulu Önderimiz Haydar Aliyev’i saygıyla, minnetle, sevgiyle anıyorum" ifadelerine yer verdi. Program, konuşmacılara ve katkı sunanlara plaket takdim edilmesiyle sona erdi.