GENEL - 05 Aralık 2011 Pazartesi 13:38

ZORLU KIŞ ŞARTLARINDA HAYVAN ENVANTER SAYIMI YAPIYORLAR

A
A
A
ZORLU KIŞ ŞARTLARINDA HAYVAN ENVANTER SAYIMI YAPIYORLAR

Kastamonu İl Çevre ve Orman Müdürlüğü Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü tarafından Yaban Hayatı Geliştirme Sahalarında envanter çalışmaları başlatıldı.
12 Haziran seçimlerinden sonra Bakanlık düzeyinde kurumlardaki yeniden yapılanma süreci nedeniyle geç çıkılan ihalenin kış şartlarına denk gelmesi envanter sayımını zorlaştırdı. Yüklenici firma Hasan Bayraktar Orman Ürünleri firması tarafından yapılan envanter sayım işinde çevre köylerde yaşayan vatandaşlarda yer alıyor. İlk olarak Ilgaz Dağı Yaban Hayatı Geliştirme Sahasında çalışmalar sabah erken saatlerde başlıyor. Yola çıkan 22 kişilik ekip, akşam hava kararana kadar envanter sayımını
gerçekleştiriyor. Ilgaz Dağı’nın zirvesinde 3 bin metre rakımda yürütülen çalışmalarda kar kalınlığının yarım metreyi geçtiği ve yer yer hava sıcaklığı sıfırın altında -15 ile 20 derece arasında seyreden zor şartlarda envanter sayımı yapıyorlar. Diğer bölgelere göre coğrafi yapısı zor olan Kastamonu’da diğer bir yandan görüntü vermeyen ve çok hareketli olan karaca, geyik gibi hayvan türlerini saymaya çalıştıklarını belirten Hasan Bayraktar Orman Ürünleri firmasının sahibi Hasan Bayraktar, zor şartlara
rağmen en iyi sayımı yapabilmek için ellerinden geleni yaptıklarını bildirdi.
Sürekli-Bek metodunu kullanarak envanter yaptıklarını belirten Bayraktar, şöyle konuştu: "Sadece Ilgaz Dağı’nda yaklaşık 17 bin hektarlık bir alanda 10 günlük bir çalışma gerçekleştireceğiz. Şu an dağın öbür yamacına aşağı taraftaki bölgesine bekçileri yerleştirdik. Sürekçileri buraya bıraktık. Birazdan telsiz anonsuyla birlikte çalışma başlayacak. Buradan yaklaşık 10 tane sürekçi hayvanları aşağıya doğru ürküterek bekçilerin üzerine doğru itecekler. Oradaki bekçilerde yanlarından geçen hayvanların
notunu tutup oradaki görevli arkadaşa bildirecekler. Bulunduğumuz şartlar zor. Bu envanterin başka bir şeklide yok. Mecburen sonbahar veya kışın yapılmak zorundayız."
Sabahın erken saatlerinden itibaren ormana giden ekip, öğle yemeğini kontrol altında müsait bir yerde yaktıkları ateşin başında yiyor. Ateşin üzerinde evden getirdikleri yiyecekleri pişiren ekip, ayrıca alışılmadık bir yöntemle plastik pet şişesinin içindeki suyu kızgın ateşte kaynatıp kahve demliyor. İçi su dolu plastik pet şişesinin ağzını açıp külün içine atarak ve çevresini külle kaplayan işçiler, bir müddet sonra kaynayan suyu közün içinden alarak kendilerine soğuk havada sıcak kahve demliyorlar.
Envanter sayımında toplam 41 bin 750 hektarlık arazide 86 deneme alanı yer alacak. Ilgaz Dağı YHGS’nda 17 bin 36 hektarlık arazide 36 deneme alanı, Azdavay Kartdağ YHGS’nda 11 bin 216 hektarlık arazide 24 deneme alanı, Tosya Gavurdağ YHGS’nda 9 bin 262 hektarlık arazide 17 deneme alanı ve Taşköprü Elekdağ YHGS’nda 4 bin 236 hektarlık arazide 9 deneme alanı bulunuyor. Envanter çalışmalarının 45 gün içerisinde tamamlanması hedefleniyor.
SÜREKLİ-BEK METODU KULLANILIYOR
Ilgaz Dağı, Azdavay Kartdağ, Tosya Gavurdağ ve Taşköprü Elekdağ Yaban Hayatı Geliştirme Sahalarında "Sürekli-Bek Metodu" ile doğrudan sayım tekniği kullanılarak yapılan sayımlarda av ve yaban hayatı yönetimde doğru kararlar alınması amaçlanıyor. Yaban hayatı popülasyon tespitiyle yaban domuzu, geyik, karaca, kurt, ayı türleri başta olmak üzere memeli türlerin popülasyonları saptanarak saha üzerindeki miktar ve yoğunlukları belirlenecek. Ayrıca, yaban hayvanı popülasyonlarının birey sayısı, bunların yaş
ve cinsiyet durumları, doğan yavruların yaşama oranları gibi popülasyon strüktürü ve dinamiğine ilişkin temel bilgilere ihtiyaç duyulmasından dolayı yapılan bu çalışmayla hayvanların nesli de koruma kapsamına alınıyor.
Kastamonu Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü’ne bağlı teknik ekip, yüklenici firmanın Ilgaz Dağı Yaban Hayatı Geliştirme Sahasında yürüttüğü çalışmaları yerinde inceledi. Yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren teknik ekip, bu bilgilerin elde edilmesini etüt-envanter çalışmaları ile gerçekleştiriyor. Envanter genel anlamda mevcudun belirlenmesi olup yönetimin planlanmasında ve ona işlevsellik kazandırmada temel ve belirleyici bir unsurdur. Envanteri eksik veya yapılmamış bir planlamanın başarıya
ulaşması mümkün değil. Günümüzde sürdürülebilir doğal kaynak yönetimi kavramının ön plana çıkmasıyla etüt-envanter çalışmalarının önemi daha belirgin bir şekilde hissedilmektedir. 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanununda tanımlanan yaban hayvanlarının ülke genelinde etüt ve envanterlerinin yapılması sorumluluğu ve yetkisi Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’ne (DKMPG) verilmiştir. DKMPG etüt-envanter çalışmalarına önem vermektedir. Bu kapsamda, ülke genelinde yaban hayvanlarının varlık yokluk
kriterlerine göre genel durum tespiti yapılmaktadır. Bu çalışma öncelikle nesilleri tehdit ve tehlike altında olan türlerin belirlenerek listelerinin oluşturulması, kaçak avcılığın boyutlarının belirlenmesi ve popülasyon bazında yapılacak envanter çalışmalarına alt yapı oluşturulması amacıyla gerçekleştirilmektedir. Çalışmalarımız türlere ve bulundukları habitatlara uygun envanter teknikleriyle öncelikle Yaban Hayatı Geliştirme Sahaları ve Örnek Avlaklar gibi avlanma planları çerçevesinde av turizmi
kapsamında av yaptırılan sahalarda büyük bir titizlikle sürdürülmektedir. Kırsal kalkınmaya katkı amacıyla envanter çalışmalarında öncelik kızıl geyik, karaca ve yaban domuzu gibi av turizmi potansiyeli olan büyük memeli av hayvanlarına verilmiştir. Bunların yanında ayı, kurt, çakal, tilki, vaşak gibi diğer türlerinde envanteri yapılmaktadır. Av turizminden elde edilen gelirlerin bir kısmı; yaban hayatı kaynaklarının korunması karşılığında saha içerisindeki köy tüzel kişiliklerine verilmektedir. Ayrıca,
belirli bir ücret karşılığında tecrübeli avcı ve köylüler de yerel rehber olarak envanter çalışmalarına dahil edilmekte ve olumlu katkı sağlamaktadırlar."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Eskişehir cezaevlerinde 5 bin 742 hükümlü ve tutuklu bulunuyor Adli Kolluk Değerlendirme Toplantısı’nda, 24 Aralık 2025 tarihi itibariyle Eskişehir Ceza İnfaz Kurumları’nda 5 bin 26 hükümlü ve 716 tutuklu olmak üzere toplam 5 bin 742 kişi bulunduğu bilgisi paylaşıldı. Eskişehir Adliyesi Yunus Emre Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen toplantı, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. "Güçlü bir adli kolluk yapısı, güçlü bir hukuk devleti anlayışının en önemli teminatlarındandır" Ardından, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcısı Üzeyir Karakülah tarafından açılış konuşması yapıldı. Karakülah, adli kolluğun, ceza adalet sisteminin temel unsurlarından biri olduğunu belirtti. Başsavcısı Üzeyir Karakülah, "Suçun aydınlatılması, delillerin hukuka uygun şekilde toplanması, mağdurun korunması ve şüphelinin haklarının gözetilmesi noktasında gösterilen her titiz çalışma, adaletin doğru ve zamanında tecellisine doğrudan katkı sağlamaktadır. Bu çerçevede, soruşturma ve kovuşturma aşamasında alınan kararlar, ancak sizlerin titizlikle yürüttüğünüz çalışmalar ile verilebilir. Unutulmamalıdır ki; güçlü bir adli kolluk yapısı, güçlü bir hukuk devleti anlayışının en önemli teminatlarındandır. Bu noktada, kurumlarımız arasındaki koordinasyonun artırılması, suçla mücadelede daha etkin olma yolunda büyük önem taşımaktadır. Adli kolluk ile Cumhuriyet Başsavcılığımız arasındaki koordinasyonun güçlenmesi, hem soruşturmaların hızını hem de hukuki güvenliği artırmaktadır. Elbette değerlendirme toplantıları, yalnızca başarıların konuşulduğu değil; eksikliklerin, yaşanan sorunların ve geliştirilmesi gereken alanların da samimiyetle ele alındığı toplantılardır. Gerçekleştirdiğimiz bu toplantıyla da yargı hizmetlerinin daha etkili ve verimli bir şekilde yürütülmesini amaçlamaktayız" şeklinde konuştu. Adli kolluk birimlerinin bir yıl boyunca yürüttüğü çalışmalar hakkında istatistikler paylaşılması sonrası basına kapalı şekilde devam eden programda, karşılaşılan sorunlar ve gelecek döneme ilişkin hedeflerle ilgili değerlendirmeler yapıldı. Programa; Eskişehir Cumhuriyet Başsavcısı Üzeyir Karakülah’ın yanı sıra İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Erhan Demir, İl Emniyet Müdürü Tolga Yılmaz, Gümrük Müdürü Muhammet Uçar, Orman Bölge Müdürü İsmail Çetin, Uludağ Gümrük ve Dış Ticaret Bölge Müdürü Vekili Mustafa Aşıcı, Cumhuriyet Başsavcı Vekilleri, Cumhuriyet Savcıları ve kolluk amirleri katıldı.
Erzurum ETÜ’de "Erzurum’daki kütüphaneleri tanımak ve tanıtmak" söyleşisi düzenlendi Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ) Merkez Kütüphanesi ev sahipliğinde "Erzurum’daki Kütüphaneleri Tanımak ve Tanıtmak" başlıklı söyleşi programı gerçekleştirildi. Erzurum’daki kütüphanelerin mevcut durumu, sundukları imkânlar ve kütüphanelerin kültürel hayattaki yerini konuşmak amacıyla düzenlenen programa ETÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Naim Ürkmez, akademisyenler ve çok sayıda öğrenci katıldı. Moderatörlüğünü ETÜ Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanı Süleyman Yıldız’ın üstlendiği programda, Atatürk Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkan Vekili Murat Üstündağ, Erzurum Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Daire Başkanı Mustafa Keleş ile İsmail Saib Sencer İl Halk Kütüphanesi Müdür Vekili Hatice Doğulu konuşmacı olarak yer aldı. Konuşmacılar kendi kurumlarında yürütülen kütüphane hizmetleri, kullanıcı odaklı uygulamalar ve kütüphanelerin sosyal yaşam içindeki rolüne ilişkin görüş ve deneyimlerini paylaştı. Programda konuşan ETÜ Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanı Yıldız ise Erzurum’un tarih boyunca ilim ve irfanın önemli merkezlerinden biri olduğuna dikkat çekerek, kütüphanelerin yalnızca kitapların saklandığı mekânlar olmadığını, aynı zamanda geçmiş ile gelecek arasında köprü kuran, bireyin kendini ve dünyayı anlamasına katkı sağlayan canlı kültür merkezleri olduğunu vurguladı. 2025 Yılı YÖK Üniversite İzleme ve Değerlendirme Raporu’nda Erzurum Teknik Üniversitesi’nin, kütüphane hizmetlerinden duyulan memnuniyet oranında yüzde 80,86 ile Türkiye genelinde zirvede yer aldığını hatırlatan Yıldız, bu sonucun nitelikli hizmet anlayışı ve kullanıcı odaklı çalışmaların önemli bir göstergesi olduğunu ifade etti. Programı, kütüphanelerin dijital çağda nasıl daha etkin kullanılabileceği, gençlerin kütüphanelere ilgisinin artırılmasına yönelik çalışmalar ve kurumlar arası iş birliğinin önemi gibi konular çerçevesinde gerçekleştirilen değerlendirmelerin ardından soru cevap bölümü ile sona erdi.
Denizli Denizli için kapsamlı turizm yol haritası belirlendi Denizli’nin 2026-2030 turizm vizyonu dijitalleşme, gastronomi, kültür, sürdürülebilirlik ve deneyim odaklı projelerle şekilleniyor. Denizli Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Serkan Bertan, kentin sahip olduğu güçlü turizm potansiyelini daha etkin ve sürdürülebilir biçimde değerlendirmek amacıyla Denizli Turizm Yol Haritası’nı kamuoyuyla paylaştı. 2026-2030 yıllarını kapsayan yol haritası; dijital turizm, gastronomi, kültürel miras, doğa turizmi ve ulaşım başlıkları altında çok sayıda somut öneri içeriyor. Prof. Dr. Bertan, Denizli’nin Pamukkale ve antik kentler başta olmak üzere önemli değerlere sahip olmasına rağmen, bu potansiyelin bütüncül bir planlama ile desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Hazırlanan yol haritasının temel yaklaşımının sürdürülebilirlik, dijital entegrasyon ve deneyim odaklı turizm olduğu ifade edildi. Hop-On Hop-Off ve dijital rehber ön planda Yol haritasında, Denizli Sesli Rehber Mobil Uygulaması temel alınarak şehir merkezini ve ören yerlerini kapsayan Hop-on Hop-off tur sistemi önerildi. Pamukkale, Karahayıt, Hierapolis, Laodikya ve şehir merkezini kapsayan bu tur kapsamında DenizliCard ile müze, teleferik ve alışverişte indirimli kombine bilet uygulamaları öngörüldü. Turizm noktalarına 118 adet karekodlu dijital levha, antik kent girişlerine ve toplu taşıma alanlarına karekodlu bilgilendirme panoları yerleştirilmesi planlandı. Havalimanı, Pamukkale ve Hierapolis girişlerinde dijital tanıtım merkezleri kurulması da öneriler arasında yer aldı. Gastronomi, doğa ve kültür rotaları Denizli mutfağının turizmle daha güçlü entegrasyonu için Gastronomi Yolu, Yöresel Lezzetler Yolu, Coğrafi İşaretli Ürünler Yolu, Karanlık Gökyüzü Park Yolu ve Sakin Şehir Rotaları gibi tematik turizm yolları planlandı. Elmalı Köyü’nün Gastroköy olarak konumlandırılması, Karataş Mesireliği’nin Gastropark haline getirilmesi ve Yeryüzü Pazarları’nın yaygınlaştırılması hedeflendi. Ayrıca, Denizli mutfağının korunması ve tanıtımı amacıyla Gastronomi Müzesi/Evi kurulması, kadın kooperatifleri aracılığıyla yöresel yemeklerin sunulması ve unutulmaya yüz tutmuş lezzetlerin yeniden canlandırılması önerildi. Yaşayan müzeler, çarşılar ve deneyim alanları Yol haritasında; tarihi konakların ve yapıların deneyim odaklı yaşayan müzeler haline getirilmesi, el sanatları ve somut olmayan kültürel mirasın ziyaretçilerle buluşturulması da önemli yer tuttu. Kaleiçi Çarşısı, Peynirciler Çarşısı ve Babadağlılar Çarşısı’nın yaşayan kültür alanları olarak yeniden düzenlenmesi önerildi. Ulaşım, sürdürülebilirlik ve termal turizm Ulaşım başlığında; uluslararası uçuşların artırılması, charter seferler, hızlı tren hattı, şehir merkezi-Pamukkale arasında nostaljik tren projesi gibi öneriler yer aldı. Termal turizm için ise Termal Turizm Master Planı hazırlanması, "Termal Kent Denizli" markasının güçlendirilmesi ve wellness odaklı tesislerin desteklenmesi gerektiği belirtildi. Denizli için ortak turizm vizyonu Prof. Dr. Serkan Bertan tarafından hazırlanan Denizli Turizm Yol Haritası; kamu kurumları, yerel yönetimler, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve özel sektörün ortak hareket etmesini hedefliyor. Yol haritasının hayata geçirilmesiyle Denizli’nin yalnızca günübirlik ziyaret edilen bir destinasyon olmaktan çıkarak, konaklama süresi uzun, marka değeri yüksek bir turizm kenti haline gelmesi amaçlanıyor.
Adıyaman ADIMEK’in yıl sonu sergisi açıldı Adıyaman Belediyesi Kadın ve Gençlik Merkezi (ADIMEK) kursiyerlerinin yıl boyunca hazırladığı el emeği göz nuru eserler, ‘Üreten Kadın Güçlü Kadın’ sergisiyle vatandaşların beğenisine sunuldu. Adıyaman Belediyesi’nin kadınların sosyal ve ekonomik hayata katılımını artırmak amacıyla sürdürdüğü eğitim çalışmaları meyvelerini veriyor. Kadın ve Gençlik Merkezi bünyesindeki usta öğreticiler ve kursiyerler tarafından hazırlanan ürünler, düzenlenen görkemli bir sergiyle kapılarını açtı. Açılış törenine Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere’nin yanı sıra Adıyaman Baro Başkanı Av. Bilal Doğan, STK ve siyasi parti temsilcileri ile çok sayıda vatandaş katıldı. Programda yöresel kıyafetli çocukların müzik eşliğinde sunduğu çiğköfte yoğurma gösterisi katılımcılardan büyük alkış aldı. Serginin açılış konuşmasını yapan Başkan Tutdere, Adıyaman’ın her geçen gün daha dirençli ve modern bir kent haline geldiğini vurguladı. 2025 yılının son günlerinde umut dolu mesajlar veren Tutdere, "Belediye olarak şehrimizi yeniden ayağa kaldırmak için mesai mefhumu gözetmeksizin çalışıyoruz. Gün geçtikçe iyileşiyor, çocuklarımız ve halkımız için daha güzel bir Adıyaman’ı hep beraber inşa ediyoruz. Zor günler geride kalıyor; artık geleceğe tüm farklılıklarımızla ve umutla bakıyoruz. 2026 yılının, sorunlarını büyük ölçüde aşmış bir Adıyaman’ın yılı olacağına inanıyorum. Bir taraftan altyapı seferberliği yürütürken, diğer taraftan halkımızı kültür ve sanatla buluşturuyoruz. ‘Halkın belediyesi’ olarak her platformda vatandaşımızla iç içe olmak en büyük mutluluğumuz. Bugün burada sadece bir sergi değil, büyük bir felsefeyi ve emeği görüyoruz. Kadınların ne kadar üretken ve büyük bir güç olduğunun en somut kanıtı bu stantlardır" diye konuştu.