YEREL HABERLER - 11 Aralık 2011 Pazar 17:35

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY GİRESUN’DA

A
A
A
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY GİRESUN’DA

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, turizmde yeni hedeflerinin 50 milyon turist ve 50 milyar dolar turizm geliri olduğunu söyledi.
Giresun’da önce tarihi Zeytinlik Mahallesi’nde incelemelerde bulunan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Özel İdare Kültür Sitesi’ndeki incelemelerinin ardından Valilik’te yapılan Doğu Karadeniz Turizm Master Planı Toplantısı’na katıldı..
Toplantının açılışında konuşan Giresun Valisi Dursun Ali Şahin, Giresun’da hayata geçirmeye çalıştıkları projeler hakkında bilgi verdi. Giresun ile Giresun Adası arasında teleferik kuracaklarını, adadaki kuş türlerinin yaşamlarının her anının kamera aracılığı ile izlettirileceğini kaydeden Şahin, yaylalardaki kaçak ve çarpık yapılaşmanın önüne geçmek için yeni projeler gerçekleştireceklerini söyledi. Şahin, Şebinkarahisar’a da önem verdiklerini belirterek Meryem Ana Manastırı’nın restorasyonuna başladıklarını, buradaki eski eserleri onararak turizme kazandıracaklarını vurguladı.
Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı’nın (DOKA) turizme dönük sunumundan sonra söz alan Bakan Ertuğrul Günay, siyasi ayrımcılığı bir kenara bırakıp Doğu Karadeniz Bölgesi’nin turizm nimetinden, bereketinden yararlanmayı amaçladıklarını söyledi. Son 25 yıldır devlet politikası olarak turizme yatırım yapan bir ülke olduğumuzu hatırlatan Bakan Günay “Türkiye’nin önünde bir hedef var. 2023 yılında dünyada Türkiye’yi önemli tüm alanlarda ilk 10 ülke arasına sokmaya çalışıyoruz. Turizmde bunu başardık. Şuanda dünya turizminde ilk 10’un içindeyiz. Artık dünyada ve Avrupa’da yarıştığımız ülkeler dünyada turizm kavramının ortaya çıktığından beri turizmde özdeşleşmiş ülkeler. Turizm Türkiye’nin daha çok güney ve batısına kümelenmiş vaziyette. Bu yıl Antalya tek başına 11 milyon civarında turist taşıyacak. Antalya ve Muğla, Yunanistan kadar turist taşıyor. İstanbul bu yıl 8 milyon hak ettiğinin altında. İstanbul yerel gelirden daha çok gelen turistten gelir elde ediyor. İstanbul’u kısa vadede 15 milyona taşıyacağız. hedefimiz Türkiye’yi 50 milyona 50 milyar gelire taşımaktır” dedi.
KARADENİZ’DE YEŞİL YOLCULUK
Turisti artık Anadolu’ya çekmek istediklerini belirten Bakan Ertuğrul Günay “Artık mümkün olduğu kadar turisti Anadolu içlerine çekmeye çalışıyoruz. Deniz turizminin yanına tarih, kültür, doğa sporları, kış, kongre, gastronomi turizmini katmaya çalışıyoruz. Bu açıdan baktığımızda Doğu Karadeniz önemli bir potansiyel olarak önümüzde duruyor. Dünyada küresel ısınma var ve Karadeniz bir ölçüde bakir ve bundan sonra dikkat edersek temiz koruyabileceğimiz bir potansiyelimiz var. Türkiye’nin güney kesimine dünyaca meşhur bir mavi yolculuk var. Karadeniz’e de bir yeşil yolculuk hayal ettik. Doğu Karadeniz’de Samsun’dan Artvin’e kadar Gütmüşhane ve Bayburt’u da kapsayan bir çerçevede yeşil yolculuk doğanın içinde doğayı bozmayan asıl unsurlarını ikinci planda bırakmayan yapılaşması ağaç boyunu kattiyyen geçmeyen, gezerken doğayı, havanın temizliğini hissedeceğiniz, doğanın bereketini lezzetini hissedebileceğiniz bir yeşil yolculuk hayal etmeye çalışıyoruz. Bu çerçevede orman ve su işleri, çevre bakanlığımız ve diğer bakanlığımızın katkılarına ihtiyacımız var. 2011 yılında bölgeye 27 milyon liraya yakın parayı illere dağıttık” ifadelerini kullandı.
“Geçmişte bir DOKAP lafı vardı ama fiilen kurulmuş bir yapı yoktu” diyen Günay “Başlattığımız çalışmayla bu yaz 642 ve 649 sayılı kanun hükmündeki kararnamelerle bir Doğu Karadeniz Projesi Kalkınma İdaresi Başkanlığı resmen kuruldu. Merkez olarak da Giresun’u aldık. Bölgenin her türlü kalkınmasına çok faydası olacak. Projeyi son derece önemsiyoruz. Anadolu’da güzellikler oluyor. Bayburt’un tepesinde evrensel bir müzemiz var. Bayburt’un kalesi ayağa kalkıyor, Gümüşhane kültür merkezimiz oldu, Trabzon’da zaten sayamayacağımız yepyeni restorasyonlar var. Rize’de, Artvin’de, Ordu’da Giresun’da da. bize düşen bunu yağı şekeri helva yapmaya çalışmak. Doğu Karadeniz turizm odaklı kalkınma projesi Karadeniz’i doğasını, yaylasını, denizini, dağını, taşını, ören yerlerini, taze bir mısır ekmeği lezzetinde hazırlamak, Türkiye ve dünyaya sunmaya çalışmaktır. Bölgemizin ayağa kalkması açısından valilerimiz ve yerel yönetimlerimiz bizden talep etmelidir. Ayrımcılık kayrımcılık yapmadan. Bölgede çarpık yapılaşma söz konusu. Biz bir yandan çarpık yapılaşmanın olumsuzluklarını gidermeye çalışacağız. Yaylalarımızı yeni projelerle düzenlemeye çalışacağız. Doğamızı tahrip etmeyeceğiz. Türkiye’de turizmi sürdürebilir uzun vadeli bir kalkınma projesi olarak görüyoruz“ şeklinde konuştu.
Doğu Karadeniz Bölgesi’nin turizm potansiyelinin tespiti ve planlanması ile ilgili çalışmalar çerçevesinde yapılan toplantıya Artvin, Bayburt, Gümüşhane, Giresun, Ordu, Rize, Samsun ve Trabzon Valileri, Özel İdare Genel Sekreterleri, Bakanlık ve ilgili kuruluş temsilcileri katıldı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Osmaniye Öğretmen Yaşar Kemal, öğretmenlik yaptığı okulda anıldı Çukurova’nın yetiştirdiği dünyaca ünlü edebiyatçı yazar Yaşar Kemal’in çok az bilinen bir özelliği de öğretmenlik yaptığı. Öğretmen Yaşar Kemal, Osmaniye’de öğretmenlik yaptığı okulda yapılan programla anıldı. 1955 yılında yayınladığı İnce Memed romanı 40’dan fazla dile çevrilen ve bir çok ülkede yayınlanan ardından yazdığı romanlarla Türk ve dünya edebiyatında önemli bir yer tutan Çukurovalı edebiyatçı yazar Yaşar Kemal’in henüz 18’li yaşlarda 1941-1942 yıllarında memleketi Kadirli ilçesine bağlı Bahçe köyünde ilkokul öğretmenliği yaptı. 24 Kasım öğretmenler günü dolayısıyla Eğitim İş Sendikası Kadirli temsilciği ve bir grup öğretmen Yaşar Kemal’in öğretmenlik yaptığı okulda anma programı düzenledi. Programa Yaşar Kemal’in yeğeni Sadık Gökçeli’de katıldı. Eğitim İş Sendikası Kadirli temsilcisi Yasin Evlice programda yaptığı konuşmada, "Yaşar Kemal Çukurova’nın yetiştirdiği çok önemli bir değer bir edebiyatçı ve yazar. Kendisinin öğretmen olmasından bir meslektaşımız olmasından gururlandık. Bu vesile ile 24 Kasım öğretmenler gününde Yaşar Kemal’in öğretmenlik yaptığı köyde bir anma programı düzenledik" dedi. Uzun yıllar Yaşar Kemal’in yanında kalmış olan öz yeğeni Sadık Gökçeli ise amcası ile öğretmenlik yaptığı Bahçe köyündeki bir anısını anlatarak, "Amcam bir gün bana haydi öğretmenlik yaptığım köye gidelim dedi. Bahçe köyüne geldik. Köy meydanında bir grup insan oturuyor. Yanlarına geldik amcam ’Beni tanırsanız oturup sizle muhabbet edeceğim tanımazsanız gideceğim’ dedi. Yani yazar Yaşar Kemal’i değil de öğretmen Yaşar Kemal’i tanırsanızı kastetti. Oradan yaşlıca birisi, sizi nasıl tanımayız öğretmenim siz bizim öğretmenimdiniz dedi. Amcam da tamam şimdi oldu dedi" şeklinde konuştu.
Manisa Eğitimci başkan öğretmenleri ağırladı Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde emekli öğretmenleri ağırladı. Mesir Tabiat Parkı’nda düzenlenen etkinlikte konuşan Başkan Balaban, “Bir toplumun aydınlığa gitmesinde en önemli motor güç öğretmendir” dedi. Kendisi de öğretmen olan Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde meslektaşlarını unutmadı. Cumhuriyet Meydanı’nda bu özel gün dolayısıyla düzenlenen çelenk sunma törenine katılan Başkan Balaban, daha sonra Mesir Tabiat Parkı Yunuspark Kafe’de düzenlenen etkinlikte emekli öğretmenlerle bir araya geldi. Etkinliğe CHP İlçe Başkanı Mehmet Arslan, Belediye Başkan Yardımcıları ve ilgili birim müdürleri de öğretmenlere eşlik etti. Programda öğretmenlik mesleğinin önemi vurgulayan Belediye Başkan Yardımcısı Hakan Gürtunca organizasyonun amacına dikkat çekti. Gürtunca, “Öğretmenlerimizin toplumdaki yeri ve değeri tartışılamaz. Onlara hak ettikleri saygıyı göstermek hepimizin görevi” dedi. ‘Öğretmenlik bir toplumun aydınlığa gitmesinde en önemli motor güç’ Bir eğitimci olarak mesleği ile gurur duyduğunu belirten Başkan Semih Balaban konuşmasında öğretmenlerin toplumdaki rolüne dikkat çekerek şunları söyledi: “Öğretmenlik gerçekten çok önemli bir meslek. Bir toplumun dönüşümünde, gelişiminde, aydınlığa gitmesinde en önemli motor güç öğretmen. Ben de bir öğretmen olarak mesleğimle gurur duyuyorum. Bu ülkede yapılan yanlışlıklara, yapılan haksızlıklara ses çıkartamayan bir toplum olduk. Ama artık öğretmenlerin aydınlanma gücüyle yavaş yavaş bu kabuğu kıracağız. Gerçek anlamda Atatürk’ün çizdiği çağdaş uygarlık yolunda ilerleyen nesli hep birlikte yetiştireceğiz. Emekli öğretmenlerimizin işi bitmedi. Onlar hala kahvelerde, evlerde, toplantılarda öğretmeye, yol göstermeye devam ediyorlar. Atatürk’ün Başöğretmen unvanını taşıdığı ve öğretmenlerimize adadığı bu anlamlı günde, ebediyete intikal eden tüm öğretmenlerimizi saygıyla anıyorum.” Etkinlikte emekli öğretmenler unutulmadıklarını hissetmenin mutluluğunu yaşadı. Başkan Balaban, organizasyonun gerçekleşmesinde emeği geçen herkese teşekkür ederek, her zaman öğretmenlerin yanında olacağını ifade etti.
Antalya Hortumun verdiği zarar gün ağarınca ortaya çıktı Antalya’da dün gece fırtına ve hortumun verdiği zarar gün ağarınca ortaya çıktı. Hortumun vurduğu bölgede yaklaşık 300 dekarlık alanda çok sayıda sera ve ikamette büyük çapta hasar meydana geldi. Hortuma evlerinin içinde yakalanan kadın korku dolu anları gözyaşları içinde anlattı. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün turuncu kodla uyardığı Antalya’da özellikle dün akşam saatlerinde etkili olan sağanak yağış ve fırtına hayatı olumsuz etkiledi Valiliğin fırtına uyarısı yaptığı bölgelerden birisi olan Aksu ilçesinde akşam saatlerinde hortum meydana geldi. Hortum, evler ve seraların bulunduğu alandan geçerek naylon ve cam seralara zarar verdi. Ağaçların yollara devrildiği, elektrik tellerinin koptuğu ve seraların kullanılamaz hale geldiği Kurşunlu Mahallesi’nde zararın gerçek yüzü gün ağarınca ortaya çıktı. Kaymakam inceleme yaptı Çok sayıda seranın hortumun etkisiyle naylon ve camlarının kırılarak uçtuğu, demirlerinin ise zarar gördüğü gözlendi. Seralarda bulunan ve yakın zamanda hasat edilmeyi bekleyen tarım ürünleri ise kullanılamaz hale geldi. Hortum nedeniyle Kurşunlu Sağlık Ocağı’nın da çatısı uçarken maddi hasar meydana geldi. Aksu Kaymakamı Ahmet Hikmet Şahin, hortumun zarar verdiği bölgede incelemelerde bulundu. Kaymakam Şahin, ev ve seraları zarar gören vatandaşlarla görüşerek bilgi aldı. "Kendimizi zor attık" Serası hortum nedeniyle zarar gören çiftçilerden Osman Sargın, evde otururken bir uğultu duyduğunu ve her şeyin birkaç saniye içerisinde gerçekleştiğini belirterek, “Akşam 21 gibiydi. Kanepede otururken bir ses gelmeye başladı uğultu şeklinde. Yerimden kalkıp merdivene doğru yönlendiğimde sanki bomba atılmış şekilde sesler gelmeye başladı. Merdiven boşluğunu attık kendimizi, deprem mi oldu, ne oldu bilemedik. Birkaç saniyede oldu her şey, ben böyle bir şey görmedim. Allah daha beterini göstermesin. Gece çıktın olaydan sonra seralara görebildiğimiz kadarıyla baktık. Sera diye bir şey kalmamış” dedi. Sera içerisinde hasadı gelmiş ürünlerin bulunduğunu ve kullanılamaz hale geldiğini belirten Sargın, “İçindeki mahsullere mi acıyalım, yıkılan seralara mı. Hiç satılmadık sebzeler vardı bunun içinde hasadı gelmiş. Evin içi haşat, komple yıkıldı, pencereler patladı. Çift cam kırıldı, çatı uçtu. Anlatılacak gibi değil. Güneş enerji panelleri vardı, hepsini söktü. Çiftçinin hali vahim. Devletin el atması lazım, yoksu biz bu çiftçilikten vazgeçeceğiz. Devlet bize sahip çıkmazsa biz bu işi yapamayız. Hurdacıyı çağırıp her şeyi satıp bizde aylıklı bir yerde çalışmayı düşünüyoruz” dedi. "Kıyamet kopuyor sandım" Hortum ve frtınanın zarar verdiği evlerden birisinde yaşayan Nezahat Sargın isimli kadın ise evin kapısını açması ile birlikte camın patladığını belirterek, “Kapıyı açmamla birlikte cam kırıkları üzerine geldi. Kıyamet kopuyor sandım. Bir oraya, bir buraya kaçtım. En son odaya kendimi zor attım. Canımı orda kurtardım. Ağacımız, seralarımız yerle bir oldu. Hiçbir şeyimiz kalmadı. Pencereyi açıp sandalye koyup çıktım dışarı, oğluna aramaya başladım. O da kendini evin içine atmış, kurtarmış kendini. Seraya girseymiş. O da ölürdü. Ne kadar ağaç varsa yıkılmış” ifadelerini kullandı. "Uğultu duyduk evimiz sallanmaya başladı, çocuklarımla kanepenin arkasına saklandık" Uğultuyla beraber çocuklarıyla kanepenin arkasına saklandıklarını kaydeden Saliye Öcal ise “Dün akşam 20.15 sıralarında yağmur ve ardından hortum geldi. Uğultu duyduk evimiz sallanmaya başladı. Çok korktuk kanepenin arkasına çocuklarımla birlikte yattım. Evimin üstünü bir anda aldı gitti hortum. Allahtan çocuklarıma ve canımıza bir şey olmadı. Arkada ki seramız zarar gördü. Ortalık sakinleşince görümceme sığındık. Sonra babamın yanına gittik. Ailemiz destek oldu” dedi. Evinin tamamen kullanılmaz hale geldiğini belirten Öcal, “Evimiz, eşyalarımız hiçbir şeyimiz kalmadı. Çocuklarımın sağ kurtulduğuna şükrediyorum. Odalarım, mutfağım hiçbir eşyam kalmadı her şeyimiz gitti. Geceyi babada geçirdik. Kiralık ev arıyoruz. Üreticiyim, seramızdan da hortum geçti” şeklinde konuştu. "Arabamın garajını hortum nereye götürdü bilmiyorum" Bölgede serası bulunan kadın üretici Seçil Çetindarı gece yaşanan olayı göz yaşları içinde anlattı: “Ağustos ayından bu yana emek çekiyorum. İlk hasadımı daha dün yaptım, toplamaya başladım. Akşam böyle oldu. Seram, garajım, arabam zarar gördü. Hepsi gitti. Elimde hiçbir şey kalmadı. Hortum geçerken evdeydim. Bir uğultu koptu. Bir çıktım sera, arabam hepsi gitmiş. Bugün hasat edecektim. 3 dekar alanımın hepsi ziyan oldu.” Garaj ortada yok Arabasının garajını hortumun alıp başka yere attığını ifade eden Çetindarı, “Arabamın garajı bile gitti. Garajımın nereye gittiğini bilmiyorum. Hortum vurmuş garajımın demirleri bile yok nereye attığı belli değil. Motosikletim ve arabam büyük hasar gördü. Geceyi muhtarın evinde geçirdik. Eve giremiyoruz. Ne yapacağız bilmiyorum” dedi. Sağlık ocağı zarar gördü Bölgede bulunan sağlık ocağı da hortumdan nasibini aldı. Sera demirlerinin camlarını kırdığı Sağlık Ocağı kullanılamaz hale geldi. Bölgede kayınpederinin serası bulunan Fatih Mahalle Muhtarı İbrahim Baki Gülcü şunları söyledi: “Yaklaşık 6 dönüm alanda kayınpederimin serasını aldı götürdü. Sezon bitti. Bunlar sökülüp yeniden yapılacak. Bu sene zarar gören çiftçiler perişan oldu”.