YEREL HABERLER - 22 Aralık 2016 Perşembe 15:37

Uzmanından gözünü kaşıyanlara uyarı

A
A
A
Uzmanından gözünü kaşıyanlara uyarı

VAN (İHA) – Van Urartu Göz Merkezi Göz Hastalıkları ve Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Baran Bari İlhan, göze yapılan şiddetli kaşıma ve ovalama işlemlerinin keratokonus hastalığını başlatabileceği uyarısında bulundu.
Açıklamalarda bulunan Dr. İlhan, korneanın gözün kırma derecesini belirleyen en önemli optik unsuru oluşturduğunu söyledi. Dr. İlhan, keratokonus hastalığının kornea dokusunun eğriliğinin sivrileşmesi, öne doğru bombeleşmesi ve dokunun incelmesiyle ilerleyici bir yapıda olduğunu kaydetti. Gözün ön kısmında yer alan korneanın ince bağlarla birbirinin içine geçtiğini ifade eden Dr. İlhan, “Bu hastalıkta bu bağlar gevşek olur ve kornea dediğimiz tabaka gittikçe inceliyor. Bu da göze giren ışığın dağılarak görüntünün bozulmasına sebep olur. Bunun sonucunda hastalar gözlerini kısarak nesneleri netleştirmeye çalışırlar. Bu hastalık ilerleyici bir göz hastalığıdır. Geçmişte bu ilerlemeyi durdurma şansımız yok iken, bu göz nakline kadar ilerleyebiliyordu. Bizim bu yöremizde de bu hastalığın ilerlemesindeki en önemli etken, gözün fazla kaşınması alışkanlığıdır” dedi.
Hastalığın ilerlemesi durumunda nakil gerektiğini aktaran İlhan, şu uyarılarda bulundu:
“Bu tür hastalıkların teşhisi, göz doktorları tarafından kornea tomografi dediğimiz bir çeşit gözün haritasını çıkararak yapılabilmektedir. Burada hafif, orta ve ağır diye üç düzeyi var. Özellikle ailesel yatkınlığı olan, göz nezlesi veya gözlerini fazla kaşıyan insanlar en önemli risk grubunu oluşturmaktadır.”

Keratokonusta crosslink (CCL) tedavisi
Son birkaç yılda keratokonusta crosslink (CCL) denilen ışın tedavisi geliştirildiğini aktaran Dr. İlhan, “Bu yöntemle hastalığın ilerlemesini durdurabiliyoruz. Kornea kalınlığı uygun olan ve keratokonusu çok ilerlememiş olan hastalarda hastalığın ilerlemesini durdurma şansımız var. Hastaların bir kısmında sert keratokonus lensleri ve halka tedavileri uygulanabiliyor. Ancak burada her hastaya aynı şey uygulanmıyor. Nasıl bir tedavi uygulanacağı konusunda klinik muayenede, hastanın yaşına, korneasının durumuna ve hastalığın seyrine göre bu tedavi yöntemleri uygulanabilmektedir” diye konuştu.
Urartu Göz Merkezi olarak bu konuda hizmet verdiklerini anımsatan Op. Dr. Baran Bari İlhan, “Biz Urartu Göz Merkezi olarak bu konuda hem crosslink (CCL) dediğimiz yöntemle hastalığın ilerlemesini durdurma tedavisi hem de PRK kontak lens yöntemini crosslink ile beraber yapma konusunda imkânlarımız mevcuttur. Bölge halkımıza bu konuda da hizmet vermekteyiz” ifadelerini kullandı.

Keratokonusu tetikleyen etkenler
Bölgede keratokonus hatalığının sıkça görüldüğünün altını çizen Dr. İlhan, “Bunda en önemli etken, Van’ın çok güneş alan bir şehir olması, bahar nezlesi başta olmak üzere alerjik hastalıkların sık görünmesi ve göz kaşıma alışkanlığının yaygın olması gibi etkenler sıralanabilir. Onun için de ısrarla vatandaşlarımızın en az yılda bir defa teknik anlamda iyi olan bir merkezde göz muayenesinden geçmelerini öneriyoruz” şeklinde konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Yumaklı: "Dişimizle tırnağımızla bir yere getirmiş olduğumuz, hakikaten çok emek sarf edilmiş bir takım şeyleri bunlara kurban etmemeliyiz" Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı "Bab-ı Ali Toplantıları-Büyüyen Küresel Gıda Sorunu ve Türk Tarım Sektörünün Konumu, Geleceği" konulu toplantıda konuştu. Bakan Yumaklı, Ana muhalefetin boykot çağrılarına karşı ekonomimizin önü ardı hiç düşünülmeden bu tür şeylere kurban edilmesinin doğru olmadığını ifade etti. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, "Bab-ı Ali Toplantıları - Büyüyen Küresel Gıda Sorunu ve Türk Tarım Sektörünün Konumu, Geleceği" Toplantısına katıldı. Beşiktaş’ta bir otelde düzenlenen toplantıda konuşan Bakan Yumaklı, "Tarım sektörü milli güvenlik kadar, savunma sanayi kadar önemli. Ülkelerin stratejik bakışlarında ilk üçün içerisinde mutlaka yer alan bir sektör olarak konuşulur. Küresel iklimin en büyük etkisi de yine bu son derece stratejik olan sektöre gelmiş durumda. "Büyüyen Küresel Gıda Sorunu ve Türk Tarım Sektörünün Konumu, Geleceği". Burada bir görüş alış verişinde bulunacağız. Tarım ve orman sektörü, gıda arzı ve güvenliğine sağladığı katkının yanı sıra bütün sanayiler içinde bir girdi teminini ifade eder. Dolayısıyla hem kırsal kalkınmada olan etkisi hem oluşturduğu istihdamla da modası asla geçmeyecek stratejik bir sektördür. Dünyada kırılma dönemlerine baktığımızda her zaman bir takım zorlukların sıkıntıların gerçekleştiğini görüyoruz. Her gün yeni bir gündemle uyanıyoruz. Gün içinde gündemimiz defalarca değişebiliyor. Hele ki son günlerde bunun örneğini çok yakında görüyoruz. Böyle dönemde kendimizi tarımsal üretimde, gıda-arz güvenliğinde güçlü tutmak zorundayız. Öncelikle bunun altını kuvvetlice çizmek istiyorum." dedi. "Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi ’Ambarın anahtarı kimdeyse güç ondadır’ prensibince hareket ediyoruz." diyen Yumaklı, "Birleşmiş Milletlerin (BM) yayınladığı bir rapora göre 2050 yılında yüzde 65’le yüzde 70 daha fazla gıda üretmemiz gerektiğini söylüyorlar. Bu nedenle bizim önümüzde kıldan ince kılıçtan keskin bir yol var. Biz bakanlık olarak bütün bunlardan sorumluyuz. Biz bütün bu kapsamda bakanlık olarak toplamda 165 bin arkadaşımızla beraber öncelikle ülkemizin gıda-arz güvenliğinin gerektirdiği hususları yerine getiriyoruz. Daha sonrada bizlerin ürettiklerine ihtiyacı olan bu ülkelerin de ihtiyacını gideriyoruz." dedi. 2024 yılı sonu itibariyle de 32,6 milyar dolarlık bir tarım ürün ihracatının söz konusu olduğunu söyleyen Bakan Yumaklı, "Çiftçiyi korumak ve tüketiciyi korumak’ bugün için bizim parolamız bu. Tarımsal destekler var. Ar-ge var. Sulamada çok ciddi yatırımlar halen yapılmaya devam ediyor. Bugün ülkemiz tarımsal hasılada Avrupa’da birinci, dünyada ilk 10 ülke arasında. 186 ülkeye 2 binin üzerinde tarım ve gıda ürünü ihraç ediyoruz. 2024 yılı sonu itibariyle de 32,6 milyar dolarlık bir tarım ürün ihracatımız söz konusu. Bu ihracatta katkısı olan çiftçisinden sanayicisine kadar, sektörün tüm paydaşlarına teşekkür etmek istiyorum." Önümüzdeki dönemde 5 ana temel üzerine tarımsal üretimin oturtulduğunu kaydeden Yumaklı, "Birincisi yapmış olduğumuz üretimin sürdürülebilir olması gerekir. Sürdürülebilir üretimin verimli olması gerekir. Sürdürülebilir ve verimli tarımsal üretimin elde ettiği çıktıların kalitesi olması gerekir. Bütün bunların kayıt altına alınması gerekir ki en çok mücadele verdiğimiz alanlardan bir tanesi ve son madde ise bütün bunlardan elde edilen gelirin tarım sektörüne yatırım olarak geri dönmesi. Bu 5 eksen etrafında şekillendirdik. Bu kapsamda son 2 yılda özellikle hayata geçirmek için mücadele ettiğimiz tarımsal üretim planlamasını 2024 yılı itibariyle hayata geçirdik. Yani şuanda bizim hasat edeceğimiz ürünler tarımsal üretim planlamasının ilk meyveleri olacak bu sene. Türkiye’nin kendi ürünlerini üreten ve katma değerli hale getirerek bunları pazarladığı bir ülke olması bizim açımızdan son derece önemli. Başka önemli bir konu ise tarımsal üretimin teknolojik ihtiyacı. 2025 yılını tarımsal teknoloji konusunda çok daha farklı bir perspektifi getirmek üzere projeler oluşturmaya ayırdık." dedi. Ana muhalefetin boykot çağrılarına ekonominin kurban edilmemesi gerektiğine işaret eden Yumaklı, "Ekonomimizin bu anlamda hakikaten hiç önü ardı düşünülmeden bu tür şeylere kurban edilmesinin doğru olmadığını bir kez daha kuvvetlice ifade etmek istiyorum. Dişimizle tırnağımızla bir yere getirmiş olduğumuz, hakikaten çok emek sarf edilmiş bir takım şeyleri bunlara kurban etmemeliyiz. Başka bir şeyi konuşuyoruz. Sizin ülkenizde gıda arz güvenliğiyle ilgili bir sorun olduğunda, bütün dinamiklerinizi ya da avantajlarınızı kaybettiğinizde ’bu ülkede işte bir siyasi görüş daha az etkilenecek öbürü hiç etkilenmeyecek’ diye bir şey yok. Herkes aynı şekilde etkilenecek. Dolayısıyla şapkamızı önümüze alıp düşünmemiz gerekir." dedi.