YEREL HABERLER - 17 Aralık 2016 Cumartesi 12:04

Kış aylarında ‘Güneş gözlüğü’ kullanımına dikkat!

A
A
A
Kış aylarında ‘Güneş gözlüğü’ kullanımına dikkat!

Kış aylarında birçok göz hastalığı göründüğüne dikkat çeken uzmanlar, yaz aylarında sıklıkla kullanılan güneş gözlüklerinin kış aylarında da kullanılmasını öneriyor.
İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Urartu Göz Merkezi Başhekimi Op. Dr. Atilla Yazıcıoğlu, halk arasında güneş gözlüğünün sadece yaz aylarında takılacağına dair yanlış bir bilgi olduğuna dikkat çekerek, “Burada en sık gördüğümüz sorun karın ultraviyole ışınlarını gereğinden fazla bir şekilde gözlerimize yansıtmasıdır. Bu da gözlerimizde kar körlüğüne kadar gidebilen, birçok rahatsızlığa sebep olmaktadır. Burada kırmızı göz hastalığı, gözlerde sulanma, kaşıntı, batma ve ışığa hassasiyet olayı kışın en sık gördüğümüz rahatsızlıklardır. Bunun pratikteki en önemli korunma yöntemi ise kaliteli bir ultraviyole (UV) güneş gözlüğü kullanılmasıdır. Bu özellikle kar sporları yapan vatandaşlarımızda çok daha önem arz etmektedir. Dolayısıyla yazın güneş için kullandığımız gözlüklerimizi kış aylarında da karda kullanmamız önemli ölçüde gözlerimiz rahatlatacaktır” dedi.
‘Adenovirus’ nedir?
Kış aylarında sıkça görülen göz hastalıklarından birinin de özellikle toplumsal alanlarda görülen Adenovirus denilen enfeksiyonlar olduğuna dikkat çeken Dr. Yazıcıoğlu, “Bu enfeksiyonlar bildiğimiz grip, nezle gibi çok hızlı bir şekilde yayılır. Özellikle kreşlerdeki çocuklarımızdan tutun da kahvehanelerde ve toplu olarak çalışılan iş yerlerine kadar bu virüsler sık görülmektedir. Burada önemli olan gripteki gibi insanı kendini korumaya yönelik tedbirler almasıdır. Evde havlusunu ayırmak, sık sık ellerini ve yüzünü yıkamak gibi tedbirler alınabilir” şeklinde konuştu.
“Göz hastalıklarında koruyucu önlemler son derece önemlidir”
İlaçların virüs enfeksiyonlarda pek işe yaramadığını belirten Dr. Yazıcıoğlu koruyucu tedbirlerin önemine işaret ederek, “Hem hasta olan kişi hem de hasta kişi ile aynı ortamı paylaşan kişilerin koruyucu önlemler alması son derece önemlidir” diye konuştu.
Öte yandan kış aylarında birçok insanda görülebilen göz sulanması olarak tanımlanan hastalıklarla karşılaşıldığını aktaran Op. Dr. Yazıcıoğlu, “Burada göz kapaklarımızın altında bulunan deliklerle gözyaşımız burun, boğaz ve sistemik dolaşıma karışmaktadır. Kışın soğuk havalarda bu deliklerin ödemlenmesi nedeniyle soğuk havalar burada gözyaşlarının boşalmasını zorlaştırmakta ve dışarıya gözyaşının akmasına yol açmaktadır. Bu çok tehlikeli olmamakla beraber yine güneş gözlüğü ve koruyucu gözlükler bu tür sıkıntıları minimize etmektedir. Bunlarda nadiren cerrahi ve ya ilaç tedavisi de görülebilmektedir” diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Yumaklı: "Dişimizle tırnağımızla bir yere getirmiş olduğumuz, hakikaten çok emek sarf edilmiş bir takım şeyleri bunlara kurban etmemeliyiz" Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı "Bab-ı Ali Toplantıları-Büyüyen Küresel Gıda Sorunu ve Türk Tarım Sektörünün Konumu, Geleceği" konulu toplantıda konuştu. Bakan Yumaklı, Ana muhalefetin boykot çağrılarına karşı ekonomimizin önü ardı hiç düşünülmeden bu tür şeylere kurban edilmesinin doğru olmadığını ifade etti. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, "Bab-ı Ali Toplantıları - Büyüyen Küresel Gıda Sorunu ve Türk Tarım Sektörünün Konumu, Geleceği" Toplantısına katıldı. Beşiktaş’ta bir otelde düzenlenen toplantıda konuşan Bakan Yumaklı, "Tarım sektörü milli güvenlik kadar, savunma sanayi kadar önemli. Ülkelerin stratejik bakışlarında ilk üçün içerisinde mutlaka yer alan bir sektör olarak konuşulur. Küresel iklimin en büyük etkisi de yine bu son derece stratejik olan sektöre gelmiş durumda. "Büyüyen Küresel Gıda Sorunu ve Türk Tarım Sektörünün Konumu, Geleceği". Burada bir görüş alış verişinde bulunacağız. Tarım ve orman sektörü, gıda arzı ve güvenliğine sağladığı katkının yanı sıra bütün sanayiler içinde bir girdi teminini ifade eder. Dolayısıyla hem kırsal kalkınmada olan etkisi hem oluşturduğu istihdamla da modası asla geçmeyecek stratejik bir sektördür. Dünyada kırılma dönemlerine baktığımızda her zaman bir takım zorlukların sıkıntıların gerçekleştiğini görüyoruz. Her gün yeni bir gündemle uyanıyoruz. Gün içinde gündemimiz defalarca değişebiliyor. Hele ki son günlerde bunun örneğini çok yakında görüyoruz. Böyle dönemde kendimizi tarımsal üretimde, gıda-arz güvenliğinde güçlü tutmak zorundayız. Öncelikle bunun altını kuvvetlice çizmek istiyorum." dedi. "Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi ’Ambarın anahtarı kimdeyse güç ondadır’ prensibince hareket ediyoruz." diyen Yumaklı, "Birleşmiş Milletlerin (BM) yayınladığı bir rapora göre 2050 yılında yüzde 65’le yüzde 70 daha fazla gıda üretmemiz gerektiğini söylüyorlar. Bu nedenle bizim önümüzde kıldan ince kılıçtan keskin bir yol var. Biz bakanlık olarak bütün bunlardan sorumluyuz. Biz bütün bu kapsamda bakanlık olarak toplamda 165 bin arkadaşımızla beraber öncelikle ülkemizin gıda-arz güvenliğinin gerektirdiği hususları yerine getiriyoruz. Daha sonrada bizlerin ürettiklerine ihtiyacı olan bu ülkelerin de ihtiyacını gideriyoruz." dedi. 2024 yılı sonu itibariyle de 32,6 milyar dolarlık bir tarım ürün ihracatının söz konusu olduğunu söyleyen Bakan Yumaklı, "Çiftçiyi korumak ve tüketiciyi korumak’ bugün için bizim parolamız bu. Tarımsal destekler var. Ar-ge var. Sulamada çok ciddi yatırımlar halen yapılmaya devam ediyor. Bugün ülkemiz tarımsal hasılada Avrupa’da birinci, dünyada ilk 10 ülke arasında. 186 ülkeye 2 binin üzerinde tarım ve gıda ürünü ihraç ediyoruz. 2024 yılı sonu itibariyle de 32,6 milyar dolarlık bir tarım ürün ihracatımız söz konusu. Bu ihracatta katkısı olan çiftçisinden sanayicisine kadar, sektörün tüm paydaşlarına teşekkür etmek istiyorum." Önümüzdeki dönemde 5 ana temel üzerine tarımsal üretimin oturtulduğunu kaydeden Yumaklı, "Birincisi yapmış olduğumuz üretimin sürdürülebilir olması gerekir. Sürdürülebilir üretimin verimli olması gerekir. Sürdürülebilir ve verimli tarımsal üretimin elde ettiği çıktıların kalitesi olması gerekir. Bütün bunların kayıt altına alınması gerekir ki en çok mücadele verdiğimiz alanlardan bir tanesi ve son madde ise bütün bunlardan elde edilen gelirin tarım sektörüne yatırım olarak geri dönmesi. Bu 5 eksen etrafında şekillendirdik. Bu kapsamda son 2 yılda özellikle hayata geçirmek için mücadele ettiğimiz tarımsal üretim planlamasını 2024 yılı itibariyle hayata geçirdik. Yani şuanda bizim hasat edeceğimiz ürünler tarımsal üretim planlamasının ilk meyveleri olacak bu sene. Türkiye’nin kendi ürünlerini üreten ve katma değerli hale getirerek bunları pazarladığı bir ülke olması bizim açımızdan son derece önemli. Başka önemli bir konu ise tarımsal üretimin teknolojik ihtiyacı. 2025 yılını tarımsal teknoloji konusunda çok daha farklı bir perspektifi getirmek üzere projeler oluşturmaya ayırdık." dedi. Ana muhalefetin boykot çağrılarına ekonominin kurban edilmemesi gerektiğine işaret eden Yumaklı, "Ekonomimizin bu anlamda hakikaten hiç önü ardı düşünülmeden bu tür şeylere kurban edilmesinin doğru olmadığını bir kez daha kuvvetlice ifade etmek istiyorum. Dişimizle tırnağımızla bir yere getirmiş olduğumuz, hakikaten çok emek sarf edilmiş bir takım şeyleri bunlara kurban etmemeliyiz. Başka bir şeyi konuşuyoruz. Sizin ülkenizde gıda arz güvenliğiyle ilgili bir sorun olduğunda, bütün dinamiklerinizi ya da avantajlarınızı kaybettiğinizde ’bu ülkede işte bir siyasi görüş daha az etkilenecek öbürü hiç etkilenmeyecek’ diye bir şey yok. Herkes aynı şekilde etkilenecek. Dolayısıyla şapkamızı önümüze alıp düşünmemiz gerekir." dedi.