Yerel Haberler
Trabzon
Ortahisar Belediyesi 2023 Yılı Kesin Hesabı, oybirliğiyle kabul edildi 08 Mayıs 2024 Çarşamba - 17:18:05 Ortahisar Belediye Meclisi Mayıs ayı 3. oturumu, Belediye Başkanı Ahmet Kaya yönetiminde gerçekleştirildi. Toplantıda 2023 Yılı Mali İdare Kesin Hesabı ve Taşınır Kesin Hesabı’nın müzakeresi yapıldı. Ortahisar Belediye Meclisi Mayıs ayı 3. oturumunda, 2023 Yılı Mali İdare Kesin Hesabı ve Taşınır Kesin Hesabı’nın müzakeresi yapıldı. Plan Bütçe Komisyonu Başkanı Temel Çoban, komisyondan gelen teklifi madde medde okumak suretiyle meclise bilgi verdi. Yapılan bilgilendirmenin ardından 2023 Yılı Mali İdare Kesin Hesabı ve Taşınır Kesin Hesabı, meclis üyelerinin isimlerinin tek tek okunması suretiyle oylandı. 2023 Yılı Mali İdare Kesin Hesabı ve Taşınır Kesin Hesabı, meclis üyelerinin oybirliğiyle kabul edildi. Gelir bütçesinin yüzde 88’i, gider bütçesinin yüzde 96,29’u gerçekleşti Gelir Bütçe Dağılımı ve Gerçekleşme Oranı, 2023 Mali Yılı Tahmini Gelir Bütçesi 799 milyon TL, net tahsilat tutarı 793 milyon 583 bin 310 TL olup, tahmini bütçenin yüzde 88,00’ı gerçekleşmişti. Gider Bütçe Dağılımı ve Gerçekleşme Oranı ise; 2023 Yılı Mali Tahmini Gider Bütçesi 799 milyon TL olarak tahmin edilmiş, 198 milyon TL ek ödenek ile toplamı 997 milyon TL olup gerçekleşen gider bütçesi ise 968 milyon 904 bin 717 TL olup, tahmini bütçesin yüzde 96,29’u gerçekleşmişti.
08 Mayıs 2024 Çarşamba - 12:12 Tavuk karasına kök hücreli çözüm Halk arasında ‘tavuk karası’ ya da ‘gece körlüğü’ olarak bilenen tıp literatüründe ise ‘Retinitis Pigmentosa’ olarak tanımlanan göz hastalığının kök hücre ile tedavisinin mümkün olduğu belirtildi. Konuyla ilgili açıklamada bulunan Özel İmperial Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Kemal Türkyılmaz, söz konusu göz hastalığının genç yaşlarda ortaya çıkabildiğine dikkat çekti. Türkyılmaz “ Retinitis Pigmentosa hastalığı, halk arasında tavuk karası ya da gece körlüğü olarak tanımlanan genç yaşlarda bulgu vermeye başlayıp zayıf ışıkta veya gece saatlerinde görmeyi zorlaştıran görme alanında daralma ve neticesinde körlüğe yakın görme kaybıyla ilerleyen kalıtımsal bir göz hastalığıdır. Hastalığın türüne göre ilerleme hızı da farklılık gösterebilir. Yaş ilerledikçe gözün sinir tabakasında hücre ölüm hızıyla orantılı olarak görme keskinliği azalır. İlk aşamalarda geceleri görmekte zorlanan hastalar daha sonra loş ışıklarda görme güçlüğü çekmeye başlar. İlerleyen evrelerde gündüz dahi görmek zorlaşır. Hastalığın bazı nadir türleri ise önce gündüz görme azlığı ile başlayabilir” dedi. “Hastalarda sanki bir borunun içinden bakıyormuş hissi oluşur” diyen Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Kemal Türkyılmaz “Günümüzde tedavisi henüz netleşmemiş ve yapılamayan kalıtımsal retina hastalıkları, retinitis pigmentosa (tavuk karası - gece körlüğü) ve sarı nokta hastalığının bazı türlerinde tedavi amaçlı kök hücre kullanılmaktadır. Bu tür hastalıklarda gelişen hücre ölümü ‘kök hücre’ desteğiyle durdurulabilir, zayıf hücrelerin aktif hale geçmesi uyarılabilir. Gece körlüğü gibi hastalığının doğasında gittikçe bozulma olan bu rahatsızlığın tam manasıyla tedavisi bulunmamakla birlikte kök hücre ile en azından hastaların görme derecesinin korunduğu ve hastalığın ilerlemesinin yavaşladığı klinik gözlemlerimizde saptanmış olup dünya genelinde gerçekleştirilen en son bilimsel çalışmalarda da bu ümit vadeden sonuçlar ispatlanmıştır. Bununla birlikte kök hücre uygulamasında her hastadan aynı sonuç almak mümkün görünmemektedir. Tanı ne kadar erken konulur ve uygulama ne kadar erken yapılırsa daha yüz güldürücü sonuçlar alınabilir” şeklinde konuştu. Kök hücresi tedavisiyle ilgili de bilgi veren Dr. Kemal Tükyılmaz ”Kök hücre vücudumuzda kemik iliği, diş pulpası, plasenta ve amniyon sıvısı, göbek kordonu gibi birçok farklı dokuda bulunmaktadır. Kök hücreler kendi kendine çoğalma ve dokudaki farklı hücrelere dönüşebilme yeteneğine sahiptir. Kök hücreler oldukça sofistike teknikler ve özel laboratuvar ortamında hazırlanıp Sağlık Bakanlığı’nın bu konudaki mevzuatına bağlı kalarak yetkilendirilmiş kliniklerce özel ameliyat teknikleriyle göze uygulanabilir” ifadelerini kullandı.
08 Mayıs 2024 Çarşamba - 11:24 AXA Türkiye CEO’su Yavuz Ölken: “Büyük afetlerden sonraki ilk 3-4 ay sigortalanma oranları yukarı çıkıyor, sonra da yenilenmiyor” AXA Türkiye CEO’su Yavuz Ölken, yaşanan doğal afetler ve depremlerden sonraki ilk 3-4 ay sigortalanma oranlarının yukarı çıktığını belirterek, “Sonra onlar yenilenmez. Bizim en büyük konumuz o dur. Başımıza geldiğinde değil aslında gelecekmiş gibi mutlaka bireylerin, kurumların bütçelerini ayarlamaları ve risk yönetimine odaklanmalarını tavsiye ediyoruz” dedi. AXA Türkiye, 2024 sürdürülebilir gelişim ve büyüme hedeflerini acenteleriyle paylaşmak üzere “Farklıyız, Fark Yaratmakta Kararlıyız” mottosuyla çıktığı etkinlik serisinin Karadeniz Bölgesi ayağının ilkini Samsun’da ikincisini Trabzon’da gerçekleştirdi. Trabzon ve çevre illerden gelen AXA Acenteleri’nin katılımıyla gerçekleşen toplantıda, bölgeye ilişkin önemli veriler paylaşıldı. Trabzon ve 25 ili içine alan bölgede 2023’de önemli bir büyüme yakalayan AXA Türkiye, yine aynı bölgede 2024 için ticari ve bireysel sigortalar dahil yüzde 80 büyüme hedefi koydu. Sunumunda AXA Türkiye’nin 2024 yılı için hedef ve stratejilerini paylaşan AXA Türkiye CEO’su Yavuz Ölken, 2023 yılının Türk Sigortacılığı için çok zor bir yıl olduğunu dile getirerek, “Kahramanmaraş depremleriyle başlayan bir yolculuk ve o yolculukta özellikle Haziran ayına kadar çok ciddi anlamda deprem bölgesinde çalışmak durumunda kaldık. Türk Sigortacılığı adına bugüne kadar karşılaşmadığımız kadar büyük bir hasar kümesiyle karşı karşıyaydık. AXA Türkiye olarak da yaklaşık dört ayda 6 bin 500’ün üzerinde sigorta hasar tazminatı ödeme görevimizi yerine getirdik. 10 milyarı aşan bir hasar ödemesi gerçekleştirdik. Tabii sadece depremle ilişkili değil doğal afetlerin aktif olduğu bir yıl. 2022-2023’e baktığımızda deprem dışında diğer doğal afetlerin, fırtınanın, sellerin, kasırgaların ve hatta Ege bölgesinde doğa olaylarının yol açtığı hasarlar önceki yılların 5 misli. Dolayısıyla hem AXA Türkiye olarak hem de Türk Sigortacıları olarak doğal afetlerin risklerinin arttığını gördüğümüz bunun maalesef pekiştiğini gördüğümüz bir yıldı. Bu manada da açıkçası sigortalılarımıza olan tazminat bütünlüklerimizi süratle kapattığımız bir dönemi yaşadık. AXA ailesi olarak bizim biraz daha farklı ödevlerimiz vardı. Türkiye’de AXA Grubu’nun varlığı 130 yılı aşkındır sürüyor ve burada yatırımlarına da devam etme kararı aldı. 2023 yılında bir satın alma gerçekleştirdik. Bu satın alma sayesinde pazar payımız yüzde 8.4’e çıktı. 35 milyarlık bir ciroya ulaştık. Bu satın alma tabii aynı zamanda farklı iş alanlarında; sağlık sigortacılığında, otomobil sigortacılığında, tarım sigortacılığında, kurumsal sigortacılıkta bize çok destek verdi. Acente sayımızı 4 binin üzerine taşıdığımız toplamda 6 bine ulaşan çok güçlü bir organizasyona dönüştük. Bölge teşkilatlanmamızı daha da güçlendirdik. 2023 yılında yine AXA Grubu’nun Türkiye’ye olan güvenini göstermesi açısından önemli bazı gelişmeler de oldu. Hem şirketimizin büyüme tutkusu hem finansal gücü hem sermaye yeterlilik oranının güçlü halde kalması için sene sonunda 4 milyarlık bir sermaye artışı gerçekleşti. Diğer bir açıdan bakarsak müşteri, acente ve çalışanlarımızın hayatını kolaylaştırmak, sadeleştirmek için inovasyon ve teknolojiye yatırım yaptığımız bir yıl oldu. Hasar maliyetleri için yapay zekayı, büyük veriyi kullanıyoruz. Sahte hasar tespitinde mutlaka yapay zekadan istifade ediyoruz. Sağlık sigortacılığında dijital sağlık ürününü ortaya koyduk. Acentelerimizin çok kolay hayatlarını sürdürebilmesi için bir dijital acente platformu geliştirdik. Onun üzerine yatırımlarımız sürüyor. 2023 açıkçası geride kaldı. Ülke olarak çok zorlu dünya olarak çok zorlu bir yılda damağımızda tat çok az kaldı. Ama sigortacı olarak biz AXA Türkiye olarak 2024-2026 yolculuğunu çok güçlü temeller kurduğumuz, geleceğe güvenle bakabildiğimiz bir yılı kapattık diyebilirim” dedi. “Sahada olduğumuz müddetçe sigortalanma oranının yukarı çıkacağını düşünüyorum” Karadeniz Bölgesi’nde bireysel emeklilik ve hayat sigortacılığı açısından çok güzel tohumların atıldığını gördüğünü kaydeden Ölken, “Karadeniz Bölgesi’nde bizim 25 ilimiz var. Kastamonu’dan Hakkari’ye büyük bir üçgen. Türkiye coğrafyasının yüzde 30’u. Çeşitli özellikleri var bu illerin ama şöyle baktığımızda Türkiye’deki ortalama sigortalılık oranlarının bir miktar altında. Ön plana çıkan sigortalar otomobil sigortaları, sağlık sigortaları, konut sigortaları yani bireysel farkındalık biraz daha yukarıda. Ama KOBİ ve ticari sigortacılığın biraz daha gelişim alanı olduğunu görüyoruz. Bireysel emeklilik ve hayat sigortacılığı açısından baktığınızda da çok güzel tohumların atıldığını görüyoruz. Özellikle tasarrufa yönelen halkın bireysel emeklilikten istifade etmek noktasında Karadeniz Bölgesi’nde yani Trabzon civarındaki tüm iller Doğu Anadolu’da da illerimiz var Samsun’un batısında da illerimiz var. Tüm bu illere baktığımızda adım adım geldiğini görüyoruz. Açıkçası farkındalığı arttırmak için bizim görevimiz çok. AXA Türkiye olarak, çok güçlü bir bölge teşkilatlanmamız var. Samsun’da Trabzon’da, Erzurum’da, Van’da temsilciliğimiz var. Mutlak suretle acente ve sigortaların yanında olup gelişen riskler bunları nasıl sigortayla önleyebiliriz bunları öğretmeye, anlatmaya çalışıyoruz. Sahada olduğumuz müddetçe de ben sigortalanma oranının yukarı çıkacağını düşünüyorum. Zorunlu deprem sigortası konut ikilisini, trafik kasko ikilisini, sağlık konut ikilisini, ticari paket sigortalarıyla, KOBİ sağlık ürünlerinin bir arada hızlı gelişebileceği bir ortam var. Yeni nesil ürünlere de çok ilgi duyuyor bu coğrafya. Dijital sağlık sigortamızı çıkardık. Açıkçası uzaktan muayene, reçete yazılması gibi çok önemli tam teşekküllü bir sağlık sigortası hizmetini uzaktan yapay zekayla veya doktor görüşmeleriyle sağlıyoruz. Bu anlamda bu bölgede satışlarımız arttı. Geleceğe de umutla baktığımız bir bölge. O yüzden de daha fazla burada olmaya gayret ediyoruz” şeklinde konuştu. “Pazar payı olarak sektörün yüzde 8,5 tarafını temsil ediyoruz” AXA Türkiye’nin 130 yılı aşkındır faaliyet gösterdiğini vurgulayan Ölken, “Pazar payı olarak sektörün yüzde 8,5 tarafını temsil ediyoruz. Çok güçlü bir sermaye yapımız var. Çok güçlü bir teknoloji yapımız var. 9 bölge teşkilatımızda birer genel müdürlük hüviyetinde teşkilatlandırdığımızı, organize ettiğimiz bölge yapılanmamız var. Satış teşkilatımız da bu bölgelerde ama teknik hasar, tahsilat gibi diğer unsurlarda bölgelerde çalışıyor. İnovasyon ve teknolojisine çok yatırım yapan bir grubuz ve en önemli özelliğimiz de şirketimizin değerleri arasında müşteri var. Müşterisini ve acentesini çok yakın dinleyen, anlamak için dinleyen, müşterinin acı noktalarında veya ihtiyaç olduğu anda çözüm ortağına dönüşüm sloganıyla hep yanında olan bir grubuz ve hedefimiz sürdürülebilir olmak. Sürdürülebilirlik sigortacılık da çok önemli. Bir günlük iş yapmıyoruz. Bugün yaptığımız poliçenin sorumluluğunu bir yıl taşımakla beraber müşteriyle yaptığınız sözleşmenin çok uzun yıllar beraber yürüdüğünü unutmayalım. Bu manada da kalıcı olmak adına önce finansal tarafımızı çok güçlü kılıyoruz. Acente teşkilatımıza ve teknolojiye yatırım yapmaya dolayısıyla müşterinin ihtiyaçlarını çözmeye devam edeceğiz” diye konuştu. “Sigortacılıkta elektrik, hibrit ve rüzgar enerjileri sektörleri 2024-2026 yolculuğunda mutlaka girişim alanları olacak” Türkiye’de yaklaşık 5,5 milyon civarında sağlık sigortalısının olduğuna dikkat çeken Ölken, “Türkiye’de otomobil sigortacılığında yani kasko sigortacılığında daha halen sigortalanma oranı yüzde 30. Zorunlu deprem sigortasında yüzde 50-55. Konut sigortalarında yüzde 30-35. KOBİ yüzde 25-30. Yani nereden bakarsanız bireysel yatırımın da ticari yatırımın da sadece üçte biri sigortalı. Bireysel emeklilik tarafına göz atarsak bugün 15-16 milyon sözleşme var sektörde ama bunların gelişmesi imkanı var. Sağlık sigortacılığında büyük potansiyel var. Tabii ki ülkede sağlık hizmetleri çok gelişerek ve genişleyerek verilmeye devam ediyor ama tamamlayıcı sağlık, özel sağlık gibi iki ürünümüzle bütün sigorta sektöründe ciddi fırsat olduğunu düşünüyoruz. Yani şöyle ki Türkiye’de yaklaşık 5,5 milyon civarında sağlık sigortalısı var. Bunun yarısı bireysel yarısı da kurumların satın aldığı poliçeler. Bu manada önemli fırsat alanları var. Tabii sonraki yıllar için yeşil dönüşümle beraber yeşil prim diyeceğimiz, elektrikli araçlar, hibrit araçlar, güneş enerjisi, rüzgar enerjisi ve değişen risklere karşı kurguladığımız siber sigortalar, parametrik sigortalar bu 2024-2026 yolculuğunda girişim alanları olacak mutlaka” ifadelerini kullandı. “Doğal afetler, depremlerden sonraki ilk 3-4 ay sigortalanma oranları yukarı çıkar” Çok güçlü bir sigorta birliğinin olduğunu belirten Ölken, “Yani Türkiye Sigorta Birliği çatısında barındırdığı hayat, hayat dışı şirketleriyle beraber güçlü bir yönetim politikasına sahip ve sigortacılığın gelişmesi adına bu bir sosyal sorumluluk bir taraftan da hem sigorta emeklilik düzenleme ve denetleme kurumuyla hem diğer tüm şirketler veya paydaşlarla eylem planlarıyla ve stratejik planlarıyla çalışıyoruz. Diğer taraftan acentelerimizin eğitimi çok önemli. Çünkü sigortacılığı, sigortayı müşteriye anlatacak en önemli isim acenteler. Öncelikle burada AXA olarak bizim yatırımımız var. Sektörde de birçok şirkette bizim arkamızdan yatırımların geldiğini görmekten mutlu oluyoruz. Gelecek fakültesini biz kurmuş durumdayız. AXA Acentem kampüsü kurmuş durumdayız. Hem online hem fiziksel yıl içinde çok ciddi sayıda eğitim veriyoruz. Acenteler geliştikçe ben tabana yayılmanın daha kolay olacağını düşünüyorum. Aynı zamanda özellikle şu anda eksik olan kanuni düzenlemelere ihtiyaçlarımız var. Bu konuda sigorta şirketleri birliği çatısında çalışıyoruz. Hem sigortacılık çatı kanununun oluşması hem de eğitim sistemimizin içinde sigorta konusunun bir başlık olarak girmesi bence sigortalanma açısından farkındalık açısından önemli olacak. Maalesef şöyle bir bilgi de vermek isterim. Büyük yaşanan doğal afetler, depremlerden sonraki ilk 3-4 ay sigortalanma oranları yukarı çıkar. Sonra onlar yenilenmez. Bizim en büyük konumuz o dur. Başımıza geldiğinde değil aslında gelecekmiş gibi mutlaka bireylerin, kurumların bütçelerini ayarlamaları ve risk yönetimine odaklanmalarını tavsiye ediyoruz” dedi.
08 Mayıs 2024 Çarşamba - 11:24 Akçaabat Kültür Merkezi inşaatında sona gelindi Trabzon’un Akçaabat ilçesinde tamamlandığında 600 kişilik kapasitesi ile kongrelere ev sahipliği yapması hedeflenen Kültür Merkezi inşaatında sona gelindi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şen, AK Parti Trabzon İl Başkanı Sezgin Mumcu, Akçaabat Belediye Başkanı Osman Nuri Ekim ve AK Parti Akçaabat İlçe Başkanı Muhammet Ali Yılmaz, ilçede inşaatı devam eden Akçaabat Kültür Merkezi’ni inceledi. İnşaatında sona yaklaşılan Akçaabat Kültür Merkezi ile ilgili bilgiler veren Akçaabat Belediye Başkanı Osman Nuri Ekim, ilçede devam eden projelerin yeni dönemde tamamlanıp halkın hizmetine sunulması için durmadan çalıştıklarını belirtti. Kültür Merkezi’nin kaba inşaatının bittiğini dile getiren Başkan Ekim, “Tüm hemşehrilerimizle birlikte şehrimizin daha da gelişmesini arzu ediyoruz ve bunun için birlik, dirlik ve beraberlik içerisinde çalışıyoruz. Seçim döneminde Akçaabatlılara şehrimizde devam eden işleri yeni dönemde ivedi olarak nihayetlendireceğiz demiştik. Devam eden önemli işlerimizden bir tanesi de Söğütlü Mahallemizde inşaatı yapılan Kültür Merkezi’mizdir. Halihazırda Kültür Merkezi’mizin inşaatında sona gelindiğini söyleyebiliriz. Yani Kültür Merkezi’nin kaba inşaatı bitti. Önümüzdeki süreçte dış cephesinin yapılması, iç dizaynı, envanter ve ekipman temini de yine aynı hızla yapılacak. Çalışmaların gidişatı neticesinde Akçaabat Kültür Merkezi’mizin tahmini teslim tarihinden önce tamamlanıp halkımızın hizmetine açılmasını öngörüyoruz. Rabbimin izniyle, Akçaabat’ımızın önemli ihtiyaçlarından biri olan tam donanımlı Kültür Merkezi’mizin açılışını hep birlikte gerçekleştireceğiz” dedi. “600 kişilik kapasitesi bulunan amfi salonda kongreler yapılabilecek” Akçaabat Kültür Merkezi’nde 600 kişilik amfi salonu olacağını kaydeden Başkan Ekim, “Kültür Merkezi’nin içerisinde 600 kişilik amfi salon, çok amaçlı salon, fuaye alanı, kültürel ve sanatsal faaliyetler için atölyeler ve bürolar, kütüphane, sportif alanlar, kafeterya, kapalı otopark, sirkülasyon alanları, idari ve teknik alanlar bulunacak. Akçaabat Kültür Merkezi, hem şehirdeki öğrencilerimizin hem de vatandaşlarımızın sosyal aktivitelerini yapabileceği, keyiflice vakit geçirebileceği veya ders çalışabileceği bir tesis olacak. 600 kişilik kapasitesi bulunan amfi salonda kongreler yapılabilecek. Bu sayede Akçaabat kültür, sanat, turizm şehri olmanın yanı sıra kongre şehri haline de gelecek. Kültür Merkezinin üst katında yapılacak olan fonksiyonel kütüphane ise Trabzon Üniversitesi öğrencileri başta olmak üzere bölge öğrencileri aktif olarak kullanabilecek” ifadelerini kullandı.
Koçhan’dan Maçkalı muhtarlara “Birlikte çalışmaya devam edeceğiz” mesajı
07 Mayıs 2024 Salı - 10:46 Koçhan’dan Maçkalı muhtarlara “Birlikte çalışmaya devam edeceğiz” mesajı Maçka Belediye Başkanı Koray Koçhan, 31 Mart yerel seçimlerinin ardından ilk kez ilçedeki 67 muhtarla bir araya geldi. Maçka Belediyesi Halil İbrahim Atmaca Kültür ve Sanat Merkezinde gerçekleşen toplantıda Başkan Koçhan, ilçede yapılacak olan çalışmalar ve programı anlattı. Toplantıda konuşan Maçka Belediye Başkanı Koray Koçhan, “Cumhuriyet tarihinde belki en ilginç seçimlerden birini geride bıraktık. Çok şükür vatandaşlarımız bizlere yeniden hizmete devam etmemiz için yetki verdi. 3. dönemimizde hep birlikte Maçka’mıza hizmet etmeye devam edeceğiz. İlçemizde 67 muhtarımızdan 32 muhtarımız değişti. Bizim yönetim tarzımızı biliyorsunuz. Biz kıymetli muhtarlarımızı mesai arkadaşımız olarak görüyoruz. Tabi vatandaşlarımızda bizlere gelerek taleplerini iletebilir. Bunlarda olağan şeylerdir. Bizim kapımız 7/24 herkese açıktır. Bildiğiniz üzere AK Parti, milletvekillerimiz ve belediye başkanlarımız ile kamp yapacak. Bu toplantıların ardından çalışma programımızı sizlerle birlikte netleştireceğiz. Bugün burada hem yeni muhtarlarımız ile tanışmak, hem de netleştirdiğimiz çalışmalar hakkında bilgi alış verişinde bulunmak için toplandık. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim. Her mahallemizde yatırımlarımızı artırarak devam ettireceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olması” diye konuştu. Toplantı sonrası Başkan Koçhan, eski muhtarlara çalıştıkları dönem için teşekkür ederek plaket taktim etti.
Doğu Karadeniz Demiryolu Platformu için bir araya geldiler
06 Mayıs 2024 Pazartesi - 16:09 Doğu Karadeniz Demiryolu Platformu için bir araya geldiler Samsun-Sarp Demiryolu için Trabzon’da toplanan Doğu Karadeniz Bölgesindeki oda ve borsa başkanları, Doğu Karadeniz Demiryolu Platformunun kurulduğunu ilan etti, projenin yatırım programına alınmasının takipçisi olacaklarını vurguladı. Trabzon Ticaret ve Sanayi Odasında (TTSO) düzenlenen Samsun-Sarp Demiryolu İstişare Toplantısına Trabzon, Rize, Ordu, Giresun; Trabzon’un Of; Rize’nin Ardeşen ve Pazar; Artvin’in Hopa, Arhavi ve Borçka Ticaret ve Sanayi Odaları ile Ticaret Borsası başkanları, oda ve borsaların yönetim kurulu üyeleri katıldı. Toplantının ardından “Samsun-Sarp Demiryolu için Tek Ses” başlığıyla bir basın açıklaması yapıldı. Açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: "Ülkemizin Asya’ya açılan kapısı, Doğu ve Batı ticaretinin en önemli aktarma noktalarından biri olan Doğu Karadeniz Bölgesi, demiryolu bağlantısı olmayan nadir bölgelerimizden biridir. Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar birçok kez gündeme gelmesine rağmen bölgemiz demiryolu bağlantısına henüz kavuşamamıştır. Son dönemde özellikle Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız Sayın Abdülkadir Uraloğlu’nun Samsun - Sarp Demiryolu proje çalışmalarına 2024 yılında başlanacağı yönündeki açıklamaları, bölge halkını ve iş dünyasını heyecanlandırmıştır. Bölgedeki Ticaret ve Sanayi Odaları ile Ticaret Borsalarının Yönetim Kurulu ve Meclis Başkanları olarak, Samsun - Sarp Demiryolu İstişare toplantısında Trabzon Ticaret ve Sanayi Odasının ev sahipliğinde ilk kez bir araya geldik. Bölgedeki tüm oda ve borsalar, Sayın Bakanımızın açıklamalarının ardından büyük bir heyecanla Samsun - Sarp Demiryolunun ivedilikle yatırım programına alınmasını beklemektedir. Bu demiryolunun yapılmasıyla bölgemiz ve ülkemiz büyük menfaat sağlayacaktır. Önümüzdeki günlerde diğer bölge illerimizde de toplanarak Samsun - Sarp Demiryolunun yatırım programına alınmasının takipçisi olacağımızı vurgulamak istiyoruz. Oda ve borsalarımızın katılımıyla Doğu Karadeniz Demiryolu Platformunun kurulduğunu da bu vesileyle kamuoyuyla paylaşıyoruz. Platform bünyesinde bir çalışma grubu kurulacak ve yapılacak çalışmalar başta bölgedeki STK’larımız, siyasi partiler, yerel yönetimler, milletvekillerimiz, bakanlarımız, TOBB Başkanımız ve nihayetinde sayın Cumhurbaşkanımızla paylaşılacaktır." Samsun-Sarp Demiryolu İstişare toplantısı, katılımcıların toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.
Prof. Dr. Temel Göktürk: "Kahverengi kokarcaya önlem alınmazsa 3 yıl içinde fındık tarımı bitme noktasına gelecek"
06 Mayıs 2024 Pazartesi - 15:53 Prof. Dr. Temel Göktürk: "Kahverengi kokarcaya önlem alınmazsa 3 yıl içinde fındık tarımı bitme noktasına gelecek" Türkiye’ye yaklaşık 6 yıl önce giren ve istilacı bir tür olarak özellikle Karadeniz Bölgesi’nde fındık başta olmak üzere yüzlerce bitki türüne büyük zarar veren “Kahverengi kokarca” ile ilgili düzenlenen panelde fındık tarımını bekleyen büyük tehlikeye dikkat çekildi. Artvin Çoruh Üniversitesi Orman Fakültesi, Orman Mühendisliği Bölümü Entomolojisi ve Koruma Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Temel Göktürk, kahverengi kokarca tehlikesine dikkat çekerek “Bu böceğe önlem alınmazsa üç sene sonra Trabzon, Rize, Giresun ve Ordu bölgesinde fındık alanlarında fındık para etmeyecek. Yani üreticimiz fındığını satamayacak. Şu anda insanlarımız bu böceğin kışın evleri tercih ettiği için evlerde kışı geçirdiği için psikolojik zararını görmüş. Fakat asıl zarar 2024 yılında başlayacak ve böceğin bitkilerdeki zararını göreceğiz” dedi. Ziraat Mühendisleri Odası tarafından düzenlenen “Kahverengi Kokarca hakkında her şey ve son durum” konulu panel Hamamizade İhsan Bey Kültür Merkezi’nde yapıldı. Panelde söz alan Ziraat Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Cemil Pehlevan, Kahverengi kokarcaya karşı hazırlıklı olmamamız gerektiğine dikkat çekti. Pehlevan "Halyomorpha halys (Kahverengi Kokarca), hem doğal hem de tarımsal ekosistemler üzerinde çok sayıda olumsuz etkiye neden olmakta, ciddi ekonomik kayıplara ve olumsuz çevresel etkilere yol açmaktadır. Aynı zamanda yaşam alanlarımıza girerek yaşam kalitemizi etkilemektedir. Bölgenin ve ülkemizin korkulu rüyası olmasını istemiyorsak önümüzdeki yıllarda karşımıza çıkarabilecek olumsuzluklara karşı hazırlıklı olmalıyız. Mücadelesi çok kolay olmayan fakat her ne pahasına olursa olsun bu zararlıların mutlaka ve mutlaka kontrol altına alınması gerekir. Bir an önce eylem planının hazırlanarak mücadele yöntem ve stratejileri belirlenmeli. Mücadele sadece kullanılacak tek bir metot ile değil, birden fazla mücadele yönteminin birlikte kullanılması ile başarılı olabilir. Yapılacak bireysel mücadeleler yerine toplu olarak mücadelenin teşvik edilmedi gerekmektedir. Üniversiteler, Araştırma kuruluşları, Kamu, STK, Çiftçi örgütleri, çiftçiler ve hatta toplumun her bireyi bu sistemin içerisinde olmalıdır. Kahverengi Kokarca Böceği ile mücadelenin Milli sorumluluk olduğunu, sadece Trabzon’un değil bütün Ülke kurum ve kuruluşları ve Sivil Toplum Örgütleri olarak bu böcekle hep birlikte hızlı ve etkin bir şekilde mücadele ederek diğer bölgelere yayılmasının engellenmesi gerekir. Kısaca böceğin bütün ağaçlar yaşam alanı olduğuna göre bu böcekle mücadele etmenin ne denli zor hatta imkânsız olacağı ortada. Üzerinde titizlikle çalışılması gereken bir konu. Düşünmek bile istemiyorum, aksi bir durumda arzu etmesek te sivrisineklerle nasıl ki yaşam alanlarımızı paylaşıyorsak bu böcekle de maalesef yaşam alanlarımızı paylaşmak zorunda kalabiliriz” diye konuştu. "Dünya literatüründe ismi ’baş belası böcek’ olarak geçiyor" Artvin Çoruh Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Entomolojisi ve Koruma Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Temel Göktürk, böceğin dünya literatüründe isminin baş belası böcek olarak geçtiğini ifade ederek “Bu zararlı böcek baş belası bir böcek. Zaten dünyanın bütün literatürlerinde bunu kahverengi kokarca olarak bahsederken ’baş belası böcek’ olarak ifade ediliyor. Gereçse de şu; yemediği suyunu emmediği bitki yok. Sadece reçineli bitkiler hariç yeryüzündeki bütün bitkilerin öz sularını emerek beraber zarar veriyor. Ama fındıktaki en büyük tehlike şu; fındığın suyunu emme esnasında salgılamış olduğu bir madde fındığı acılaşmasına neden oluyor. Randıman düşüklüğünden ziyade fındıktaki bu acılaşma fındığın kullanım değerlerini ortadan kaldırıyor ve fındık sadece fındık yağı olarak kullanılabiliyor. Buradaki mücadele vatandaşa bırakılacak kadar kolay bir konu değil. Dolayısıyla vurgulamak istediğimiz konuda eylem planında çiftçiyi de bu mücadeleye katacak projeler üretmek. Örnek verecek olursak tuzağın benden kampanyasıyla beraber bunu yakalayacak olan tuzakları çiftçiye verilebilir çiftçi bu tuzaklarla beraber bu böcekleri yakalayabilir. İlacın benden kampanyasıyla beraber özellikle buna karşı atılacak olan ilaçları bir şekilde Tarım Bakanlığı kendi bünyesinde düzenleyip bir sınırlama koymalı. Yoksa ilaçlı mücadelede çözüm değil. Çünkü Doğu Karadeniz Bölgesinin yapı itibariyle atılan ilaçların denize ulaşması çok kolay. Bir de bölgede arıcılıkta söz konusu. Buna ilave olarakta birçok canlının doğal düşmanı da alanda mevcut bunlarında ölümüne neden olabiliriz. Buna karşı birden fazla mücadele yöntemlerinin aynı anda ve seferberlik olarak kullanılması gerekiyor” ifadelerini kullandı. "Önlem alınmazsa fındık para etmeyecek" Böcekle ilgili önlem alınmadığı takdirde fındığın para etmeyeceğine dikkat çeken Göktürk, “Bu böcek üç sene sonra eğer önlem alınmazsa Trabzon, Rize, Giresun ve Ordu bölgesinde fındık alanlarında fındık para etmeyecek. Yani üreticimiz fındığını satamayacak. Şayet bu böcekle beraber mümkün olduğu kadar erken bir zamanda ve uygun olan yöntemlerle mücadeleye başlamak zorundayız. Şu anda böceğimiz kışlak dediğimiz kışı geçirdiği yerlerden havaların ısınmasıyla beraber çıktı artık yavaş yavaş yeşil alanlara doğru geldi. Öncelikle meyve bahçelerinin içerisinde henüz meyve olmadığı için yabancı otların sularını emiyor zaman ilerleyince şuan fındığa yeni yeni gitmeye başladı. Fındık için erken fındık nohut büyüklüğüne ulaştığı zaman artık fındığa zarar vermeye başlayacak. Doğu Karadeniz Bölgesinde özellikle Artvin, Rize, Trabzon bölgesinde bitki çeşitliliği çok fazla olduğu için henüz tam olarak fındıkta zararını hissetmedik. Fakat son dönemlerde özellikle Giresun’da ve Ordu’da popülasyon yoğunluğu çok fazla bir duruma eriştiği için 2023 yılındaki popülasyonun çok olması 2024 yılında bu böceğin artık gerçekten fındığa zarar vereceği anlamına geliyor. Ama biz fındıktaki zararını fındık nohut büyüklüğüne ulaştığı zaman göreceğiz” şeklinde konuştu. "Vatandaş şuan sadece psikolojik zararını gördü, ekonomik zararını yeni görecek" “Şu anda insanlarımız bu böceğin kışın evleri tercih ettiği için evlerde kışı geçirdiği için psikolojik zararını görmüş” diyen Göktürk, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Böceğin tarihine bakacak olursak 2018 yıllarında Artvin bölgesinden uçarak doğal yollarla yani her hangi bir taşınma ile değil böcek giriş yaptı. Şu anda Artvin’den 2018 yılında girdikten sonra da kendi imkanlarıyla beraber yılda 70-80 kilometrelik mesafeyi uçarak oradan Rize’ye, Rize’den Trabzon’a, Trabzon’dan Giresun’a, Ordu’ya, Samsun’a aynı şekilde şu anda böcek Doğu Karadeniz Bölgesinde bulunmadığı il yok diyebiliriz. Kastamonu, Sinop o bölgeden de devam ederek şuan Marmara bölgesinde bile bu böceği görmemiz mümkün. Şu anda insanlarımız bu böceğin kışın evleri tercih ettiği için evlerde kışı geçirdiği için psikolojik zararını görmüş. Fakat asıl zarar 2024 yılında başlayacak ve böceğin bitkilerdeki zararını göreceğiz.”
Trabzon’da İYİ Parti Yomra Teşkilatı da istifa etti
06 Mayıs 2024 Pazartesi - 10:44 Trabzon’da İYİ Parti Yomra Teşkilatı da istifa etti İYİ Parti Trabzon teşkilatında istifa depremi sürerken, son olarak İYİ Parti Yomra İlçe Başkanlığı’nda yaşanan istifalar nedeniyle ilçe yönetimi de düştü. İYİ Parti Olağanüstü Kurultay’ın ardından Trabzon’da yaşanan istifalar sürüyor. Yomra Belediye Başkanı Mustafa Bıyık’ın parti üyeliğinden istifasının ile başlayan süreçte İl Başkanlığı ve Ortahisar İlçe Başkanlığı yönetiminin istifasının ardından Yomra İlçe Başkanı da yaptığı açıklama ile partisinden istifa ettiğini açıkladı. İlçe Başkanı Gökcan Şahin yaptığı basın açıklamasıyla İYİ Parti’den istifa ettiklerini belirterek, “Yönetim Kurulu üyelerimiz ile birlikte, 2’si Büyükşehir Belediye Meclisi 9 Yomra Belediye Meclisi üyemiz ve Mahalle başkanlarımızla birlikte İYİ Parti’den istifa ettik” dedi. Şahin, “Seçilmiş bir delegenin oy kullanma hakkını gasp edenlerden hesabını sormak ve bunu da kamuoyuna açıklamak İYİ Parti’nin namus borcudur. Sayın Koray Aydın’ın Genel Başkan olmaması için işleyen gizli mekanizmalara, yapılan operasyonlara ve kurulan tezgahlara susmamız ve seyirci kalmamız artık mümkün değildir” şeklinde konuştu. “İYİ Parti’nin 2019’da Türkiye genelinde kazandığı belediyeler içinde ikinci kez kazandığı belediye sadece Yomra’dır” diyen Şahin, “İYİ Parti Yomra İlçe Başkanlığı olarak 2019 ve 2024 yerel seçimlerinde Yomra Belediye Başkanlığını adayımız Mustafa Bıyık ile 2 kez üst üste kazanma başarısı gösterdik. İYİ Parti’nin 2019’da Türkiye genelinde kazandığı belediyeler içinde ikinci kez kazandığı belediye sadece Yomra’dır. Bu başarıların elde edilmesinin baş mimarı, Yomra’mızın ve Trabzon’umuzun gururu, Türk siyasetinin değerli ismi, son kurultayınızda İYİ Parti’nin Genel Başkan adayı Koray Aydın’dır” ifadelerini kullandı. İYİ Parti Trabzon Milletvekili Yavuz Aydın ile aynı çatı altında siyaset yapmanın mümkün olmadığını kaydeden Şahin, “Bilindiği üzere daha önce Trabzon il teşkilatımız ve Ortahisar ilçe teşkilatımız toptan istifa etmiş, Yomra Belediye Başkanımız da partimizden ayrılmıştı. Sonuç olarak sırf Sayın Koray Aydın’dan yana taraf oldu diye, kendi belediye başkanının oy kullanma hakkını kasıtlı olarak elinden alan bir partide siyaset yapmamız artık mümkün değildir. Kendisini siyasete kazandıran insana bile vefasızlık eden, Trabzon teşkilatlarını dinlemeyen ve özellikle Yomra’yı yok sayan bir vekille aynı çatı altında siyaset yapmamız artık mümkün değildir. İYİ Parti Yomra İlçe Başkanlığı olarak tüm yönetim kurulu üyelerimizle birlikte 25 mahalle başkanımız ile birlikte 2’si Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi olan 9 ilçe Belediye Meclis Üyemiz ile birlikte tüm Yomra teşkilatları olarak İYİ Parti’den istifa ediyoruz” dedi.
Dağlar delinecek, ilçeler birbirine tünelle bağlanacak
06 Mayıs 2024 Pazartesi - 09:02 Dağlar delinecek, ilçeler birbirine tünelle bağlanacak Trabzon’un şehir içi ve transit trafiğini düzenlemek amacıyla projelendirilen ve 1 Mayıs 2023 tarihinde temeli atılan Güney Çevre Yolu’nda çalışmalar sürüyor. Toplam 43,8 kilometre uzunluğu ile kentin mega projelerinden biri olan Güney Çevre Yolu üç kısım halinde hayata geçirilecek. İlk 4 kilometresinde kazı ve tünel çalışmaları süren projenin 35,8 kilometresinin 15 adet tünel ile 2,1 kilometresinin ise 14 adet viyadük ile geçilmesi planlanıyor. Trabzon’un Akçaabat ilçesindeki Mersin mahallesinde 1 Mayıs 2023 tarihinde temeli atılan Güney Çevre Yolu’nda çalışmalar sürüyor. Kentin mega projelerinden biri olan ve toplam 43,8 kilometre uzunluğu ile özellikle Karadeniz Sahil Yolu’ndaki transit trafiğini düzenlemek amacıyla projelendirilen Güney Çevre Yolu üç kısım halinde hayata geçirilecek. Çevre Yolu’nun Karadeniz Sahil Yolu’ndan ayrıldığı proje başında T-1 tünelinin ilk 4 kilometresinde kazı ve tünel çalışmaları süren projenin 16,5 kilometre uzunluğundaki birinci kısmında 31 metre genişliğindeki 3 gidiş 3 geliş şeritli yolda 7 tünel ve 7 viyadük yer alacak. 35,8 kilometresinin 15 adet tünel ile 2,1 kilometresinin ise 14 adet viyadük ile geçilmesi hedeflenen proje Arsin ilçesinde tamamlanacak. Ahmet Metin Genç: “Ciddi bir kamu yatırımı” Güney Çevre Yolu’nda devam eden çalışmalar ile ilgili bilgiler veren Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, projenin ilk 4 kilometresinde kazı ve tünel çalışmalarının sürdüğünü söyledi. Başkan Genç, “Güney Çevre Yolumuz epeydir şehrimizde konuşulan bir proje. Hem bir taraftan sahil yoluna alternatif bir transit geçiş güzergahı ama diğer yandan da bizi daha çok yönüyle ilgilendirdiği şekliyle arz etmek isterim şehircilik açısından da Trabzon’umuzun biliyorsunuz şehir sahil bandına sıkışmış bir şekilde şehrimizin güneye taşınabilmesi, güneye doğru açılabilmesi, şehirleşmesi, yeni yaşam alanlarının, kamu alanlarını, sosyal yaşam alanlarını, diğer ünitelerimizin oluşabileceği bir alan olması hasebiyle de çok önemli. Cumhurbaşkanımızın iradesi, kararı, kararlılığı bu bölgeye olan hassasiyeti bütün bunlardan dolayı kendilerine müteşekkiriz. Bölgemizin çok önemli kazanımları oldu. Ama bu yolun startını vermiş olması başlı başına bizim için önemli bir hadise. Şu an itibariyle ilk 4 kilometresinde kazı ve tünel çalışmaları başladı. Biz de süratle takip ediyoruz. Birinci etabımız yani giriş Akçakale’yle Akyazı arasında düşünülen etap Ortahisar’ımızın Karşıyakası ile birleşti. Dolayısıyla 16 kilometrelik ilk etabın birinci dilimini şu anda çalışıyoruz. Bizde yakın takip ediyoruz. Tabii bu ciddi bir kamu yatırımı. Ama hükümetimizin hal ve şart ne olursa olsun bunu Trabzon’umuza kazandırma konusundaki desteklerine tekrar Cumhurbaşkanımız nezdinde bütün bakanlarımıza, milletvekillerimize şükranlarımızı sunuyoruz. Şehir bağlantıları noktasındaki çalışmalarda biz de elimizden geldiği kadar katkılarımızı yapıp imar konusundaki düzenlemelerimizi yapıp bu büyük yatırımı şehrimize bir an önce kazandırmanın gayreti içerisinde olacağız” ifadelerini kullandı. Kamulaştırma sürüyor 1 Mayıs 2023 tarihinde temeli atılan Güney Çevre Yolu’nun Akçaabat Geçişi projesi kapsamında Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırma çalışmaları da sürüyor. Konuya ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı ise geçtiğimiz aylarda Resmi Gazete’de yayımlandı. Karar ile Trabzon Güney Çevre Yolu Akçaabat girişi (Darıca-Yıldızlı) arası yolu projesi kapsamında, Özmersin, Akçakale, Salacık, Yeniköy, Darıca, Kavaklı, Çolaklı, Nefsipulathane, Ortamahalle, Yenimahalle, Demirci, Dürbinar, Kaleönü, Sarıtaş, Kayalar, Yaylacık, Osmanbaba, Söğütlü ve Yıldızlı mahalleleri sınırları içerisinde bulunan bazı taşınmazların Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırılması yapıldı.