POLİTİKA - 09 Eylül 2023 Cumartesi 20:13

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Aile ve Gençlik Bankası kanun teklifimizi yeni dönemde meclisimize sunacağız”

A
A
A
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Aile ve Gençlik Bankası kanun teklifimizi yeni dönemde meclisimize sunacağız”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Aile ve Gençlik Bankası kurmayı hedeflediklerini belirterek, “Seçim vaatlerimizden biri buydu. Bu konuda da çalışmalara başladık. Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda çalışmaları başlattık. Belli bir aşamaya getirmiş durumdayız. Olgunlaştırdığımızda kanun teklifimizi yeni dönemde meclisimize sunacağız. Aile ve Gençlik Bankasını kuracağız" dedi.


Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, bir dizi incelemelerde bulunmak için Trabzon’a geldi. Kentteki incelemeler ve temasların ardından Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, DSİ 22. Bölge Müdürlüğünde düzenlenen ‘Trabzon İş Dünyası Buluşması’ toplantısına katıldı. Toplantıya Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın yanı sıra Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, AK Parti Trabzon Milletvekilleri, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu ve iş adamları katıldı.


Konuşmasına Fas’ta meydana gelen deprem ile başlayan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, depremden etkilenen Faslı vatandaşlara geçmiş olsun dileklerini iletti. Yılmaz, "Bugün Fas’ta bir deprem yaşandı biliyorsunuz. Faslı kardeşlerimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Depremde çok sayıda insanın hayatını kaybettiği anlaşılıyor. Henüz tam rakamlar ortaya çıkmış değil ama her geçen saat yükseldiğini görüyoruz. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara şifa, geride kalanlara sabırlar diliyorum, sağlık diliyorum. Türkiye Cumhuriyeti olarak olayın hemen ilk anından itibaren Faslı yetkililerle ilgili İçişleri Bakanımız ve diğer yetkililerimiz temasa geçtiler. Ve Türkiye Cumhuriyeti olarak elimizden gelen tüm desteği vereceğimizi ifade ettiler. AFAD belli hazırlıklar yaptı. Gerek çadır, gerek gıda, gerek arama kurtarma ekibi olarak ne gerekiyorsa yapmaya hazır olduğumuz ilgili muhataplara iletildi. Fas devletinin talebine bağlı olarak her an yardım etmeye hazır olduğumuzu da tekrar ifade etmek isterim. Afetlerden çok çeken afetlerle çok mücadele eden bir toplum, bir millet olarak her zaman dünyanın neresinde olursa olsun afetzedelerin yanında olduk olmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.


Hiçbir zaman millete hayal satmadıklarını dile getiren Yılmaz, “Ülkemizin her bir karışında huzur ve güven iklimini egemen kılma anlayışı içinde terörle mücadelemizi de kararlılıkla sürdürdüğümüzü sürdüreceğimizi bir kez daha ifade etmek istiyorum. Milletimiz için Cumhurbaşkanımız liderliğinde hep büyük hayaller kurduk. Ama hiçbir zaman milletimize hayal satmadık. Her zaman ayakları yere basan programlar, projeler uyguladık. Yatırımlar yaptık. Ülkemizi 21 yılda 3.5 trilyon dolarlık bir yatırımla buluşturduk son 20 yılda. 21 yıldır gerçekçi siyaset, eser ve hizmet siyaseti yaptık. Ülkemizin asırlık eksikliklerini tamamlama gayreti içinde olduk. Cumhuriyetimizin 100. yılına, insanımızın daha büyük umutlar ve daha büyük hedeflerle girmesi için çalışmaya devam ediyoruz. Biz bu yeni yüzyılı Türkiye yüzyılı olarak isimlendiriyoruz. Bütün toplumsal kesimlerimizle, bütün illerimizle, bölgelerimizle hangi siyasi görüşten olursa olsun, her kesimle birlikte inşa edeceğimiz ve Türkiye’yi çok daha yükseklere taşıyacağımız bir yüzyıl olmasını hedefliyoruz” diye konuştu.



“Kurda Belli bir artış oldu. Tekrarlayacak bir artış değil bu”


Son 20 yılda Türkiye’nin dünyanın 2 puan üstünde büyüme performansı gösterdiğini vurgulayan Yılmaz, “Bir taraftan zor bir dönemden geçtiğimizde kabul etmek durumundayız. Dünya hala pandeminin etkilerini tam olarak atlatabilmiş değil. Son 20 yıllık döneme baktığınızda Türkiye ekonomisi son 20 yılda yüzde beş buçuk ortalama bir büyüme kaydetti. Dünya ekonomisiyse 3.6 civarında bir büyüme kaydetti. Yani son 20 yılda Türkiye dünyanın 2 puan üstünde aşağı yukarı bir büyüme performansı gösterdi. Bir yıl için bu çok önemli değil diyebilirsiniz. Ama 20 yıllık bir ortalamada bunu başaran bir ülkenin dünyadaki konumunu nereden nereye taşıdığını da hesaplayabilirsiniz. Son yıllarda yalnız dünyada büyümede bir yavaşlama var. İçinde bulunduğumuz yıl yüzde 3 civarında dünyada bir büyüme bekleniyor. Önümüzdeki yıllarda da öyle. Yani ortalama 3.6’dan 3’lere düşmüş durumda dünya büyümesi. Dünya ticareti de aynı şekilde çok daha hızlı gelişirdi. Ama son yıllarda büyümenin bile bu yıl altına düşmesi bekleniyor. Yüzde 2 civarında dünya ticaretinde bu yıl bir artış beklentisi var. Dolayısıyla dünyada ekonominin pek iyi bir durumda olmadığını rahatlıkla ifade edebiliriz. Diğer taraftan maalesef Ukrayna Rusya savaşı gibi jeopolitik olumsuz gelişmelerini de yaşandığını Görüyoruz. Avrupa’yı da derinden etkileyen büyük bir savaşın, büyük bir çatışmanın yaşandığını, enerji ve gıda başta olmak üzere birçok emtia fiyatının da bu gelişmelerden etkilendiğini hep birlikte görüyoruz. Bunların ötesinde ülkemizin yaşadığı büyük bir deprem var. Bu yıl geçici olarak yükseliş var. Bu geçiş sürecinden kaynaklanıyor politikalarımızda. Belli bir geçiş süreci yaşıyoruz. Kurda Belli bir artış oldu. Tekrarlayacak bir artış değil bu. Bir birikmiş bir ihtiyaç vardı diyelim. O açığa çıkmış oldu. Bundan sonra daha dengeli bir gidişat olacaktır. Bir taraftan da ücretlerde enflasyonun üzerinde yaptığımız artışlar bütçe açısından aldığımız tedbirler bunların bir miktar enflasyona olumsuz yansımaları oldu. Ancak enflasyonu da gelecek yıldan başlayarak bir kontrol altına alacağız” şeklinde konuştu.



“Her şeyin dozajı var”


Türkiye’nin satın alma gücü paritesiyle dünyanın 11. büyük ekonomisi olduğuna dikkat çeken Yılmaz, “Bunun planlı, programını yapmış durumdayız. Bir taraftan Merkez Bankamızın politikaları diğer taraftan Maliye politikalarımız ve yapısal reformlarımızla bu hedefimizi de gerçekleştireceğiz. Bunun çok detaylı halini orta vadeli programımızı da bulabilirsiniz. Bu ikinci amacımız. Birincisi afetin yaralarını sarmak. İkincisi enflasyonu tek hanelere düşürmek. Üçüncü amacımız bunları yaparken büyümeyi ve istihdamı devam ettirmek. Cumhurbaşkanımız hep altını çiziyor. Yatırım, istihdam, üretim ve ihracatla cari açığı belli bir düşük seviyeye çekerek büyümemizi istikrarlı bir şekilde sürdürmek. Bu çerçeveyi de yine orta vadeli Programımızda esas aldık. Belki bir miktar büyümede düşüş olacak ama size az önce de arz ettim. Dünyada zaten genel bir düşüş var. Dünyada yüzde 3’lere düşmüş durumda büyüme. Biz bu dönemde ortalama 4.5 bir büyümeyi yakalayacağımızı düşünüyoruz. Yine dünyanın 1.5 üzerinde bir büyümeyle gidebileceğimizi düşünüyoruz. Büyümedeki orandan daha önemli olan büyümenin kalitesi. İçeriği, kompozisyonu nasıl ifade ederseniz, büyüme yaklaşımımızda tüketim ağırlıklı değil, yatırım ve ihracat ağırlıklı bir büyümeyi öngörüyoruz. Bu da enflasyon üreten değil, enflasyonu daha bir aşağı çeken bir büyüme yaklaşımını ifade ediyor. Tüketim kötü bir şey değil elbette. Elbette refah için tüketim olacak. Ama her şeyin dozajı var. Aşırıya gittiği zaman hiçbir şey faydalı olmuyor. İthalatı arttırıcı olabiliyor. Dolayısıyla bizim önümüzdeki dönem büyümemiz, yatırım ve ihracat odaklı bir büyüme şeklinde tasarlandı. Bu üçüncü hedefimiz dördüncü hedefimiz de bütün bunları ne için yapıyoruz? İnsan için yapıyoruz. Ekonomi insan için, insan yoksa ekonomi de yok. Kalkınmanın, büyümenin, ekonominin amacı insana hizmet olduğu gibi en temel aracı da yine insan. Dolayısıyla bu programımızın en temel amacı, nihai amacı sosyal refahı arttırmak, sosyal adaleti güçlendirmek ve ülkemizi, insanımızı kalıcı bir şekilde refahını arttıran bir konuma yükseltmek Dolayısıyla en temel amacımız bu. Bunun da politikalarını yine orta vadeli programda görebilirsiniz. Vergi reformu anlayışımızdan eğitim, mesleki eğitim konusunda yapacaklarımıza afetle ilgili konulardan çevre konularına, birçok konu sosyal refahı arttırıcı konuya da orta vadeli programda yer vermiş durumdayız. Değerli arkadaşlar orta vadeli programla ilgili bazı göstergeleri de paylaşmak isterim sizinle. Bu yıl 2023, artı 3 yıl demek, orta vadeli program. 2023, 2024, 2025, 2026 yani izleyen üç yıl. Bu içinde bulunduğumuz yılın da rakamlarını güncelliyoruz. Üç yıla ilişkin de politikalarımızı, tahminlerimizi koyuyoruz. 2023 yılındaki tahminimize göre ilk defa tarihimizde 1 trilyon doların üstüne çıkacağız bu sene. Aslında şu anda bile hesapladığımız geçmişe dönük 12 aylık bir hesap yaptığımızda 1 trilyon doları aşmış durumdayız. Bu Türkiye için bir ilk oldu. Satın alma gücü paritesiyle dünyanın 11. büyük ekonomisiyiz. Bu yeni rakamla ulaştığımız nominal dolarla 1 trilyonun üzerindeki dolar büyüklüğüyle 17. büyük ekonomi konumundayız. Nominal dolar bazında. Son 20 yılda az önce söyledim. Dünya 5.5 büyürken biz 3.6 büyüdük. 4.5 ortalamayla yine önümüzdeki 3 yıl büyümeyi öngörüyoruz. 2026’ya geldiğimizde 1.3 trilyon doların üstünde Ekonomik büyüklüğe ulaşacağımızı tahmin ediyoruz” ifadelerini kullandı.



“2026’da ihracatta 300 milyar doları aşacağımızı tahmin ediyoruz”


Kişi başına gelirin 14 bin 885 dolara ulaşacağını öngördüklerini belirten Yılmaz, “Bu da önemli bir kritik eşiği aşacağımızı gösteriyor. Dünya Bankası’nın bir sınıflandırması var. Ülkeleri düşük gelirli ülkeler. Alt Orta gelir, üst orta gelir ve yüksek gelirli ülkeler şeklinde sınıflandırıyor Dünya Bankası. Orada 13 bin 845 dolar gibi bir eşik değer var. Bunu geçtiğiniz zaman yüksek gelirli ülkeler sınıfına girmiş oluyorsunuz. İşte Türkiye 2026’da sağlayacağı gelişmelerle İnşallah bu dönemde yüksek gelirli ülkeler ligine adım atmış olacak. Aşağılardan belki başlayacağız ama o lige geçmiş olacağız. Bu dönemde yine istihdamı ihmal etmeyeceğimizi ifade etmiştim. Genç ve kadın girişimciliği istihdamı başta olmak üzere Birçok politikayla istihdamı büyümeyle ve diğer destekleyici politikalarla arttırmaya devam edeceğiz. Program döneminde ilave 2.7 milyon istihdam olacağını hesaplıyoruz. Yıllık aşağı yukarı 900 bin civarında istihdam artışı bekliyoruz Bu rakamlara çok sayıda başka rakam ilave edilebilir ama temel rakamlar olarak bunları ifade edebilirim. Belki buna ilave ihracatı ve turizmi de söyleyip tamamlayabilirim. 2026’da ihracatta 300 milyar doları aşacağımızı tahmin ediyoruz. Bu sene 255 milyar dolar olacak diye bekliyoruz. Dolayısıyla ilk defa 300 milyar dolar sınırını 2026’da aşacağımızı öngörüyoruz ihracat olarak. Turizm gelirleri bakımından ise 2026’da 70 milyar doların üstünde bir turizm beklendiğimizi ifade edebilirim. Trabzon’un inşallah Doğu Karadeniz’in de daha fazla katkısının olacağına yürekten inanıyoruz. Sahip olduğu muhteşem güzelliklerle, tabiat turizmiyle mutlaka Trabzon’un da buna bu hedeflerimize ciddi katkısı olacağını ifade etmek istiyorum” dedi.



“Aile ve Gençlik Bankası kanun teklifimizi yeni dönemde meclisimize sunacağız”


Aile ve Gençlik Bankası çalışmalarının belli bir aşamaya getirildiğini söyleyen Yılmaz, “Karadeniz’de yeni gaz, petrol aramaları, imkanları biliyorsunuz. Bu konularda da önemli gelişmeler sağladık. Bu çerçevede de bir Aile ve Gençlik Bankası kurmayı hedefliyoruz. Seçim vaatlerimizden biri buydu. Bu konuda da çalışmalara başladık. Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda çalışmaları başlattık. Belli bir aşamaya getirmiş durumdayız. Olgunlaştırdığımızda kanun teklifimizi yeni dönemde meclisimize sunacağız. Aile ve gençlik bankasını kuracağız. Ve aşama aşama bunu etkili bir hale getireceğiz. Gerek doğal gazdan, gerek petrolden, gerekse madenlerden gelen birtakım gelirleri belli bir yüzdesini bu bankamıza aktararak buradan yeni evlenen çiftlere destek olacağız. İleri ki dönemlerde belki genç girişimcilere buradan daha fazla destek olma imkanlarını da araştıracağız” şeklinde konuştu.



“Bindiğimiz dalı kesmemeliyiz”


Doğu Karadeniz Bölgesi’nin kıymetinin bilinmesi gerektiğini dile getiren Yılmaz, “Burası Doğu Karadeniz hakikaten cennet gibi bir bölge ben geçmişte Kalkınma Bakanı olarak geldiğimde de hep şunu ifade ederdim. Biraz hani şaka yollu diyelim buradaki insanımız cennete gittiğinde yabancılık çekmeyecek diye ifade ediyordum ben doğrusu. Hakikaten cennet gibi bir bölgedeyiz. Ama bu bölgenin kıymetini bilmemiz lazım sürdürülebilirlik, tekrar ediyorum. Sürdürülebilirlik çok çok kıymetli bir şey. Bindiğimiz dalı kesmemeliyiz. Var olan değerleri, güzellikleri çok ciddi bir şekilde korumalıyız. Tabii ki kullanmalıyız ama koruma, kullanma dengesini gözeterek kullanmalıyız. Bunu yaptığımız zaman hem bu değerler gelecek nesillere kalmış olacaktır hem de daha katma değeri yüksek bir turizmi de inşa etmiş olacağız. Bu sene 1 milyona yakın bir turist bekliyoruz. Bir taraftan da eğitim turizmi, sağlık turizmi gelişiyor. Binlerce yabancı öğrenci var. İnşallah daha fazla sağlık turizmi de olur. Ama en önemlisi tabii yeşil yol dediğimiz yayla turizmi. Burayı da tekrar bir ifade etmek istiyorum. Belki yanlış algılandı bir dönem. Burası marka bir tabiat turizmi güzergahı bizim çıkış amacımız oydu. Devlet Planlama Teşkilatındayken çalıştığımız bir projeydi. Faruk Nafiz Özak Bakanımızla birlikte çalışmıştık o dönem. Kendisi burada. En heyecanlı savunucularından biriydi gerçekten. Ona da huzurunuzda teşekkür ediyoruz. İyi bir ekiple çalışılmıştı. Amaç şuydu. Belli bir güzergahı uluslararası bir markaya dönüştürmek. Nasıl mavi yol diye bir denizlerimizde güzergahlar varsa Yeşil Yol güzergahımız olsun. Uluslararası bir marka olsun. Belli bir uluslararası standardı olsun. Burada Tabiatla uyumlu kesinlikle tabiatla uyumlu bir yol yapılsın. Yaylalar arasında yerel malzeme kullanılsın, yerel mimari kullanılsın. Ve bu güzergah boyunca iyi bir kaliteli bir destinasyon oluştursun. yerel düzey turistler geldiği zaman da ve Yurt içinden ziyaretçiler geldiği zaman da çok güvenli, konforlu, kaliteli bir tabiat turizmi yaşansın. Katma değeri yüksek bir turizm olsun. Hedef buydu. Bu yönde de epey bir çalışma var. Yürütüldü. Belli bir noktaya gelindi. Önümüzdeki dönem inşallah bu konuda geçmişi de iyi değerlendirerek tekrar masaya yatırarak daha farklı açılımlar da yapılabilir diye inanıyorum” ifadelerini kullandı.


Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın konuşmasının ardından toplantı basına kapalı olarak gerçekleştirildi.



Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Aile ve Gençlik Bankası kanun teklifimizi yeni dönemde meclisimize sunacağız”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Aras Kargo ’Kırmızı Kahramanlar Saha Buluşması’ gerçekleştirildi Aras Kargo, Kırmızı Kahramanlar Saha Buluşması ile idari kadrosunu ve yönetimini kampanya dönemi yoğunluğunda sahadaki ekiplerle buluşturdu. 1000’in üzerinde çalışanın katıldığı bu büyük ölçekli deneyim, gelişim odaklı kurum kültürünün ve ekip ruhunun sahadaki en güçlü yansıması oldu. Türkiye’nin önde gelen kargo şirketlerinden Aras Kargo, yüksek operasyonel yoğunluğun olduğu kampanya döneminde hayata geçirdiği ‘Kırmızı Kahramanlar Saha Buluşması’ ile idari kadrosunu ve üst yönetimini sahadaki ekiplerle bir araya getirdi. İnsan ve Kültür birimi liderliğinde gerçekleştirilen bu kapsamlı saha deneyimi, Türkiye genelindeki şube ve transfer merkezlerinde eş zamanlı olarak yürütüldü. Sektörde ilk kez bu ölçekte gerçekleştirilen saha deneyiminde, 1000’in üzerinde idari çalışan, operasyon ekipleriyle birlikte fiilen sahaya çıkarak dağıtım ve transfer süreçlerine aktif destek verdi. Yoğun kampanya döneminde artan işlem hacmine katkı sağlamayı hedefleyen bu buluşma, aynı zamanda şirketin gelişim odaklı kurum kültürünü ve güçlü ekip ruhunu sahaya taşıyan önemli bir kültür dönüşümü adımı oldu. Aras Kargo Yönetim Kurulu Başkanı ve Avusturya Postanesi Yönetim Kurulu Üyesi Peter Umundum, Aras Kargo CEO’su Barbara Hagen, Aras Kargo COO’su Utku Ayyarkın başta olmak üzere üst yönetim de sahada yer alarak transfer merkezi ve şube operasyonlarına birebir destek verdi. Gelişim odaklı bir kültür dönüşümü deneyimi Kırmızı Kahramanlar Saha Buluşması, Aras Kargo’nun İnsan ve Kültür yaklaşımının sahadaki somut yansıması olarak dikkat çekti. İdari ekiplerin operasyonu yerinde deneyimlemesi; empatiyi, karşılıklı anlayışı ve ekipler arası dayanışmayı güçlendirirken, şirket genelinde ortak hedef bilincini pekiştirdi. Bu büyük ölçekli saha organizasyonu, şirketin ‘merkez-saha bütünleşmesi’ yaklaşımını güçlendiren, öğrenerek gelişmeyi odağına alan kurumsal kültür dönüşümünün önemli bir parçası olarak hayata geçirildi. Sahaya çıkmadan önce Akademi GO ile dijital eğitim Etkinlik öncesinde, saha uygulamasının güvenli ve verimli şekilde gerçekleştirilmesi amacıyla kapsamlı bir hazırlık süreci yürütüldü. Katılımcı idari çalışanlar ve yöneticiler; görev akışları, operasyonel süreçler, İSG talimatları ve iş sağlığı ve güvenliği kuralları hakkında eğitimler aldı. Bu eğitimlerin tamamı, Aras Kargo İnsan ve Kültür departmanına bağlı Eğitim ve Gelişim Birimi tarafından yönetilen Aras Akademi GO dijital öğrenme platformuna yüklendi. Böylece çalışanlar, sahaya çıkmadan önce eğitim içeriklerine her yerden ve istedikleri zaman erişim imkânı buldu. Akademi GO, şirketin öğrenme ve gelişimi kurum kültürünün merkezine alan yaklaşımının önemli bir yapı taşı olarak, saha deneyimi öncesi bilgi ve farkındalık seviyesinin artmasına katkı sağladı. İlk duraklar: Hadımköy ve İkitelli Transfer Merkezleri Buluşmanın ilk saha uygulamaları Hadımköy Transfer Merkezi ve İkitelli Transfer Merkezi ziyaretleriyle gerçekleşti. Transfer süreçlerini yerinde inceleyen yöneticiler ve idari çalışanlar araçları boşaltıp loop sorter’ı yükledi ve trans palet kullanarak operasyon akışlarını adım adım deneyimledi. Şube ekipleriyle birlikte dağıtıma çıkan çalışanlar, kapıya teslimat yaparak müşteri deneyimini uçtan uca gözlemleme fırsatı buldu. "Sürdürülebilir taşımacılığın geleceğini birlikte inşa ediyoruz" Aras Kargo CEO’su Barbara Hagen, saha buluşması ile ilgili şunları söyledi: "Kırmızı Kahramanlar Saha Buluşması, şirketimizin gücünü oluşturan ekiplerimizin sahadaki özverisini ve profesyonelliğini daha yakından deneyimlememizi sağladı. Sahada geçirdiğimiz süre boyunca çalışma arkadaşlarımızın müşterilerimize en iyi hizmeti sunabilmek için gösterdiği çabayı yakından gözlemleme fırsatı bulduk. Bu deneyim, sürdürülebilir taşımacılığın geleceğini şekillendirirken, operasyonlarımızı çalışanlarımızın gerçek ihtiyaç ve içgörüleri doğrultusunda geliştirmemize önemli katkı sağlayacak. Aras Kargo ailesi olarak aynı amaç doğrultusunda hep birlikte ilerlemekten gurur duyuyoruz." Konu hakkında değerlendirmede bulunan Aras Kargo İnsan & Kültür ve Hukuk Başkan Yardımcısı Yiğitcan Bozoğlu, "Çalışan bağlılığı ve ekiplerimizin motivasyonu şirket olarak en büyük önceliklerimizden biri. Kırmızı Kahramanlar Saha Buluşması, idari kadromuzun sahadaki ekiplerle bir araya gelerek birbirlerini daha yakından tanımasını, saha deneyimlerini paylaşmasını ve ekip ruhunu güçlendirmesini sağladı. Bu etkinlik bizim için sahadaki çalışmaların önemini gözlemlememizi sağlayan ve aidiyet duygusunu güçlendiren çok değerli bir fırsat oldu. Ekiplerimizin birlikte hareket etmesini ve birbirine destek olmalarını şirketimizin kurum kültürünü ve dayanışma ruhunu yansıtan en değerli unsur olarak görüyoruz" dedi.
Bolu Bolu’da 35 yıllık ustadan kışlık ayakkabı tüyosu Bolu’da 35 yıldır ayakkabı tamirciliği yapan 51 yaşındaki usta, kış mevsiminde ayak sağlığı ve güvenliği için "poli taban" ve "yün keçe" önerisinde bulundu. Ekonomik şartlar nedeniyle vatandaşların tamire ilgisinin arttığını belirten usta, sektörde yaşanan çırak sorununa da dikkati çekerek, "Belki de bu mesleğin son temsilcileriyiz" dedi. Tabaklar Mahallesi İzzet Baysal Caddesi’ndeki küçük dükkanında yarım asırlık ömrünün büyük bölümünü mesleğine adayan 51 yaşındaki Emin Tezcan, kış mevsiminin gelmesiyle artan iş yoğunluğunu ve sektördeki değişimi değerlendirdi. Vatandaşlara kışlık ayakkabı kullanımı konusunda tüyolar veren Tezcan, imitasyon ürünlerin soğuk hava şartlarında çabuk yıprandığını vurguladı. Ayakları üşüyenler için pratik çözümler sunduklarını belirten Tezcan, şöyle konuştu: "Özellikle deri ayakkabılar kışın daha iyi oluyor. Ayakları üşüyen vatandaşlar için ayakkabı içerisine yün keçe koyuyoruz. Bu sayede ayakkabının içi daha sıcak oluyor. Ayrıca buzlu ve kaygan zeminler için poli tabanlı ayakkabıları öneriyoruz. Bu tabanlar, üzerinde diş olmasa dahi yere bastığınızda zemini tutma özelliğine sahiptir ve kaymayı önler." Ekonomik şartların etkisiyle vatandaşların yeni ayakkabı almak yerine mevcut ayakkabılarını tamir ettirmeyi tercih ettiğini ifade eden Tezcan, talebin artmasına rağmen sektörün geleceğinden endişeli olduğunu dile getirdi. "Belki de bu mesleğin son nesliyiz" Mesleğin Bolu’daki son temsilcileri olduklarını belirten Emin Tezcan, "Maalesef bizim arkamızdan yetişen kimse yok. Belki de bu mesleğin son nesliyiz. Çaba sarf etmemize rağmen artık kimse bu mesleğe ilgi göstermiyor. Kendi işini yapan bir ayakkabı tamircisi, bugün asgari ücretin üzerinde bir kazanç sağlayabilir" dedi.
Ankara Bakan Memişoğlu: "Dijital dönüşüm hamlelerimizle her saniyeyi kayıt altına alıyor, müdahaleyi hızlandırıyoruz" Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, "Elektronik Vaka Sistemi (EVS) ve Akıllı Bileklik gibi dijital dönüşüm hamlelerimizle her saniyeyi kayıt altına alıyor, müdahaleyi hızlandırıyoruz" dedi. 856 Ambulansın Sağlık Hizmetine Alım Töreni, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun katılımıyla gerçekleştirildi. Sağlık Bakanlığında düzenlenen törende konuşan Bakan Memişoğlu, "2002 yılında, tüm Türkiye’de yalnızca 481 Acil Yardım İstasyonumuz ve 618 ambulansımız vardı. O günün şartlarında yılda ancak 380 bin vakaya müdahale edilebiliyordu. Vatandaşımız, en zor anında ‘Acaba ambulans gelir mi?’ endişesi taşıyordu. 2025 yılı itibariyle bugün ise; Acil Yardım İstasyonumuzu 3 bin 574’e çıkardık. Bu yıl hizmete aldığımız 856 yeni ambulansımızla birlikte toplam filomuzu 6 bin 308’e ulaştırdık. Yaptığımız bu yatırımlarla, ambulans başına düşen nüfus yoğunluğunu yüzde 10 azaltırken, istasyon başına düşen ambulans sayımızı yüzde 8 artırmayı başardık. Sonuç ortadadır: 2002’de 380 bin olan yıllık vaka müdahale kapasitemiz, bugün 7 milyona ulaşmıştır" ifadelerini kullandı. Artık Türkiye’de saniyelerle yarışan güçlü bir sistemin kararlılıkla işlediğini aktaran Memişoğlu, "Bizim hizmet anlayışımızda coğrafi engel yoktur. Bugün envanterimizdeki özel donanımlı araçlarımızla dünyanın en modern filolarından birine sahibiz" diye konuştu. "2026 yılı sonu itibariyle bu gücü yerli ve milli GÖKBEY helikopter ambulanslarımız ile perçinleyeceğiz" Bakan Memişoğlu, hava ambulansı hizmetlerinde de çitayı yükselttiklerini dile getirerek, "2008 yılında 5 araçla başladığımız bu yolculukta, bugün 17 hava ambulansımızla hizmet veriyoruz. Bugüne kadar 70 binden fazla vatandaşımızı gökyüzünden şifayla taşıdık. 2026 yılı sonu itibariyle bu gücü yerli ve milli GÖKBEY helikopter ambulanslarımız ile perçinleyeceğiz. Şifayı kendi kanatlarımızla, kendi mühendisliğimizle taşıyacağız" açıklamasında bulundu. "Dijital dönüşüm hamlelerimizle her saniyeyi kayıt altına alıyor, müdahaleyi hızlandırıyoruz" Sağlık hizmetlerinde dijital alanda attıkları adımlara bir yenisini daha eklediklerini söyleyen Memişoğlu, şu ifadeleri kullandı: "Elektronik Vaka Sistemi (EVS) ve Akıllı Bileklik gibi dijital dönüşüm hamlelerimizle her saniyeyi kayıt altına alıyor, müdahaleyi hızlandırıyoruz. Çağrı anından hastaneden taburculuğa kadar bütün süreç artık sistem üzerinden yapılmakta, ambulansın konumundan; hastanın hayati bulguları, yapılan tıbbi müdahalelerin, kullanılan ilaçlara kadar tüm veriler anlık takip edebiliyoruz. Vatandaşımıza hızlı ve etkin hizmet verebilmek adına, canlı trafik verilerinin kullanılarak en yakın ve en uygun sağlık tesisi seçilebiliyor. Ambulans içerisinde bulunan kameralar ile özellikle çoklu trafik kazalarında olay yeri anlık izlenebilmekte, bu sayede vakaların durumuna uygun ambulans ve personel yönlendirilmektedir. Acil ve afet durumlarında yaralının alındığı konum, nakledildiği sağlık tesisi ve sürecin takibinin yapılabildiği, özellikle kimliksiz hastalarda karekodla hasta tanımlamaya yardımcı olmak adına Akıllı Bileklik projesini devreye alıyoruz." Bakan Memişoğlu, konuşmasının ardından kurdele kesimi sonrası ambulansta deneme sürüşü gerçekleştirdi.