EKONOMİ - 12 Aralık 2023 Salı 09:57

Altın fiyatlarındaki yükseliş en çok onun fiyatını etkiledi

A
A
A

Altının gram fiyatının her geçen gün artması en çok dünyaca üne sahip coğrafi işaretli Trabzon Hasır Bileziğini etkiledi. Yaklaşık 2 yıl öncesine kadar Trabzon Hasır Bileziğinin seti 110 bin TL civarlarında satılırken, bugün bu fiyat katlanarak 250-350 bin seviyelerine kadar yükseldi.

Konuyla ilgili bilgi veren Trabzon Kuyumcular ve Saatçiler Odası Başkanı Ali Yazıcı, 2023 yılında altın fiyatlarındaki artışla birlikte Trabzon Hasır Bileziği’ne fazla bir ilgi olmadığını söyledi. Dünyaca üne sahip coğrafi işaretli Trabzon Hasır Bileziği, gram altının yükselmesiyle birlikte beklenen satışı yapamadıklarını kaydeden Yazıcı, “Kuyumcular esnafı olarak 2023 yılı yaz mevsimi düğün sezonu olacağından hazırlıklarımızı son derece kuvvetli yapmıştık. Ancak özellikle Trabzon Hasır Bileziği konusunda beklediğimiz oranda satışlarımız gerçekleşmedi.

Altın fiyatlarındaki yükseliş en çok onun fiyatını etkiledi

Yatırımcı tarafından bakıldığında yılbaşında bin 400 TL seviyelerinde iken bugün bin 950-2 bine kadar rakamları oluştu. Dolayısıyla yatırımcı burada son derece kazanç elde etti. Bakıldığında yüzde 30 ila 50 arasında fark oluşmuştu. Bundan sonraki süreç 2024-2025 ve 2026 yıllarını değerlendirme yapınca her yıl hemen hemen yüzde 30 aşağıya düşmemekle beraber yüzde 60, kimi zaman yüzde yüze varacak şekilde yukarı doğru gidebilir. O bakımdan yatırımcı hiç panik hiç endişe içinde olmasın gün içerisinde 10-20-30 TL rakamlar oluşabilir asla panik havasında olmasın hala daha alım seviyesinde görülüyor. Bugünkü rakamlara bakılınca bin 940 seviyesinde işlem görmektedir. Yatırımcı yine bu rakamlarda alabilir ancak uzun vadede beklemek suretiyle” dedi.

Altın fiyatlarındaki yükseliş en çok onun fiyatını etkiledi

Önümüzdeki yıl gram altın fiyatının 2 bin 400’lere tırmanacağını tahmin ettiklerini kaydeden Yazıcı, “2024 yılında rakam olarak iki bin 300, iki 400 özellikle ONS bekliyorum. Bu neyi ifade eder, doların da 30 -35 bin bandında olabileceğini ön görüyorum. Önümüzde yerel seçimler var 31 Mart seçimlerinden sonra büyüme oranına bakıldığında Türkiye’nin özellikle büyümede puan olarak biraz daha yukarıda olduğu göstermekte. Uluslararası kuruluşların yapmış olduğu değerlendirmeler bu yönde. Bundan sonraki süreci daha iyimser olabileceğini ama altının rakamsal TL bazında iki bin 300, iki bin 400 olabileceğini ön görüyorum. 2023 yılında beklediğimiz rakamları alamadık. Karlılığımız her geçen gün aşağı doğru gelmekte bundan dolayı umduğumuz rakamlar oluşmadı” diye konuştu.

Altın fiyatlarındaki yükseliş en çok onun fiyatını etkiledi

Kuyuculardan Zekeriya Tonyalı, daha önce 120-180 bin TL civarında sattıkları Trabzon Hasır Bileziğinin fiyatı 250-350 bin TL aralığında seyrettiğini belirterek “2023 yılı yatırımcı açısından altın ön planda idi. Yine de altın ön planda. 2024 için altının iki bin 500 bandında olması bekleniyor. Tavsiyemiz vatandaşımızın tasarruf açısından altından şaşmamasıdır her zaman altın daha değerlidir. Geçmişle mukayese edilmeyecek kadar altın pahalı. Önceden bir takım hasır bileziği 120-150-180 bin bandında yapıyorduk şimdi o hasır bilezikler 250 bin, 350 bin civarında oldu. Dolayısıyla vatandaşın alım gücü düştü daha az tercih ediliyor. İşlerimiz her sene daha düştü daha geri geldiğini görüyorum” şeklinde konuştu.

Altın fiyatlarındaki yükseliş en çok onun fiyatını etkiledi

Nevzat Kuyumculuk Genel Müdürü Erhan Şakar ise Trabzon hasır Bileziğinin fiyatı kalınlığına göre değiştiğine dikkat çekerek “2023 yılı altın piyasası yatırımcısını kazandırdı. Yatırım aracı olarak altını tercih edenler üzülmedi. Gelecek Ocak ayından sonra altının daha da artacağı söyleniyor, dolayısıyla altına yapılan yatırım her zaman kazandırıyor. Hasır bileziğin ortalama kalınlığına göre fiyatı değişiyor. Her sene fiyat neredeyse bir kat artıyor” ifadelerini kullandı.

Bekir Koca

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Bu meyve kakao ve şeker yerine kullanılabilir Sivas Medicana Hastanesinde görevli Diyetisyen Cansu Arslan, kakao ve şeker yerine keçiboynuzu kullanılmasını önerdi. Doğal ve sağlıklı beslenme trendlerinin etkisiyle harnup meyvesi olarak da bilinen keçiboynuzu meyvesi yeniden popülerlik kazanıyor. Özellikle bağışıklık sistemini destekleyici özellikleriyle dikkat çeken bu doğal besin, hem geleneksel hem de modern tüketim yöntemleriyle sofralarda yerini alıyor. Zengin besin değerleri ve sağlık üzerindeki olumlu etkileriyle dikkatleri toplayan bu meyve; A, B ve E vitaminleri ile potasyum, kalsiyum, demir ve magnezyum içeriyor. Keçiboynuzunun kemik erimesine karşı koruyucu bir rol oynadığını belirten Uzman Diyetsiyen Cansu Arslan, “Keçiboynuzu, yağ içermeyen yapısı ve kakaodan iki kat fazla kalsiyum içermesi nedeniyle sağlıklı bir çikolata alternatifi olarak tercih edilebilir. Çekilip öğütülen keçiboynuzu kek, kurabiye ve muhallebilerde kakao veya şeker yerinde kullanılabilir. Keçiboynuzunun astım ve bronşite; demir eksikliği anemisine iyi geldiği çalışmalarla desteklenmiştir” dedi. “Uzun tokluk süresi sağlar” Uzun tokluk süresi sağladığı için hastalara önerildiğini belirten Arslan, “Zengin çözünmez posa içeriğiyle sindirim sistemimizi olumlu etkiler, uzun tokluk süresi sağlar, bu özelliğiyle diyetlerde de sık tercih edilebilir. Kan şekerini dengeleyici, glisemik indeksi düşük bir besin olan keçiboynuzunu diyabet hastaları da ara öğünlerde tercih edebilir. LDL kolesterol seviyesini düşürdüğüne dair çalışmalar da mevcuttur. İçeriğindeki tanen bileşikleri sayesinde antikanserojenik özelliktedir yani kanser oluşumunu önleyen potansiyel bir etkiye sahiptir. Keçiboynuzunun tazesi direkt tüketilebilirken, kurutulmuş hali çekilip un haline getirilerek; şeker, çikolata yerine kurabiye, kek, muhallebilerde kullanılabilir. Keçiboynuzu pekmezi ise özellikle kış aylarında bağışıklığı güçlendirmek, vücudumuzu hastalıklara karşı korumak, öksürük ataklarımız varsa bunları önlemek için günlük 1-2 tatlı kaşığı tercih edilebilir” şeklinde konuştu.
Antalya Ağız ve diş sağlığı genel sağlığı da etkiliyor Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Akın, Ağız ve Diş Sağlığı Haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada, “Ağız ve diş sağlığı, yalnızca dişlerinizi değil; genel sağlığınızı da etkileyen önemli bir unsurdur. Sağlıklı bir gülüşe sahip olmak için günlük ağız bakımını ihmal etmeyin” dedi. 18-24 Kasım Ağız ve Diş Sağlığı Haftası kapsamında Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Akın, vatandaşlara uyarılarda ve tavsiyelerde bulundu. Ağız ve diş bakımı konusunda dikkat edilecek konular ve bakım periyotları hakkında konuşan Prof. Dr. Mehmet Akın, “Dişlerimizi günde en az iki kez, en az üç dakika boyunca fırçalamalıyız. Yumuşak bir fırça ve florürlü diş macunu kullanımını önermekteyiz. Ayrıca dilimizi de fırçalamamız gerekmektedir. Diş ipi veya ara yüz fırçası gibi ürünlerle dişlerimizin arasını her gün temizlemeliyiz. Diyetimiz sağlıklı besinlerden oluşmalı ve çürüğe neden olan şekerli yiyecek ve içeceklerin tüketimini sınırlandırmalıyız. Diş fırçamızı yaklaşık her 3 ila 4 ayda bir veya eskidiğinde değiştirmeliyiz. Rutin kontrol için mümkünse yılda iki kez diş hekimini ziyaret etmeliyiz. Bu kontroller sırasında diş taşı temizliği ve erken teşhis yapılabilir. Tütün kullanımından kaçınmalıyız. Dişlerinizi beyazlatma gibi estetik işlemler düşünüyorsanız bunu mutlaka diş hekiminiz ile planlayarak yaptırmalısınız. Çocuklar için ilk diş çıkmasından itibaren ağız bakımına başlanmalıdır. Çocuklarda yutabilmelerinden dolayı florürsüz macun öneriyoruz. Düzenli bakım ve doğru alışkanlıklarla diş problemlerini büyük ölçüde önleyebiliriz. Herhangi bir ağız sağlığı sorunu fark ederseniz hemen diş hekiminize başvurun” dedi. ‘’Rutin kontrollerde ciddi hastalıklar ortaya çıkabilir’’ Sağlıklı bir ağız ve dişler için yapılması gerekenleri kapsamlı şekilde anlatan Dekan Akın, “Herhangi bir diş probleminiz olmasa bile rutin diş kontrollerini gerçekleştirmenizi öneririz. Normalde her 6 ayda bir diş muayenesi gereklidir ancak ağız sağlığınızın durumuna ve diğer risk faktörlerine bağlı olarak diş hekiminiz daha sık veya daha seyrek kontroller önerebilir. Kontroller arasındaki süre, diş ve diş etlerinizin ne kadar sağlıklı olduğuna ve gelecekte sorun yaşama riskinize bağlı olarak 3 ay ile 2 yıl arasında değişebilir. Gerekli durumlarda diş hekiminiz radyografik muayeneye başvurabilir ve uzmanlık gerektiren prosedürler için sizi bu alanda uzman olan başka bir diş hekimine yönlendirebilir. Rutin kontroller sırasında hekim, ağız kanseri gibi ciddi hastalıkların erken belirtilerini tespit edebilir” diye konuştu. ‘’Ağızdaki zararlı mikroorganizmalar tüm vücutta hastalığa yol açabilir’’ Ağız ve diş sağlığının genel sağlığın temel taşlarından biri olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Mehmet Akın, “Ağız sağlığının bozulması ile altta yatan sistemik hastalıklar arasında bir bağlantı olduğu keşfedildiği için ağız sağlığının önemi son yıllarda daha da artmıştır. Vücudun diğer bölgeleri gibi ağız da mikroorganizmalar barındırır ancak bu mikroorganizmalar çoğunlukla zararsızdır. Ağız, sindirim sisteminin ve solunum yollarının başlangıç kısmında bulunmaktadır. Burada meydana gelen bir bozuklukta ağızdaki zararlı mikroorganizmalar tüm vücutta hastalığa yol açabilir. Ağız hijyeni iyi olmadığında, mikroorganizmalar diş çürüğü ve diş eti hastalığı gibi enfeksiyonlara yol açabilmektedirler. Kötü ağız sağlığının kalp hastalığı, endokardit (kalp zarının iltihaplanması), erken doğum ve düşük doğum ağırlığı gibi önemli sağlık durumları ile ilişkili olabileceği bildirilmektedir. Sağlıklı bir ağız, sindirimin başlangıcını kolaylaştırır ve mide-bağırsak sağlığını destekler. Araştırmalar, sağlıklı diş etlerine sahip bireylerin Alzheimer hastalığına yakalanma olasılığının, uzun süre diş eti hastalığı yaşayanlara göre daha düşük olduğunu göstermektedir. Ayrıca sağlıklı dişlere sahip bireyler, besinleri iyi çiğneyerek sindirim sürecinin kolaylaşmasını sağlar. Dişlerdeki problemler, çiğneme sorunlarına neden olabilir. İyi bir ağız sağlığına sahip olmak bireylerin öz güvenini artırır. Bu öz güven, insanlar ile daha kolay ve iyi ilişkiler kurmasını sağlamada yardımcı olur. İyi dişler güzel gülmeyi sağlar, güzel gülmek karşıya olumlu enerji verir” diye konuştu. ‘’Günlük ve Rutin bakım çok önemli’’ Ağız ve diş sağlığı ile ilgili önerileri, uyarılar ve mutlaka yapılması gerekenler hakkında bilgi veren Prof. Dr. Akın, “Sağlıklı bir ağız ve diş yapısını korumak için günlük ağız bakım rutinine özen göstermek önemlidir. Beslenme alışkanlıklarımızda dikkatli davranarak ara öğünlerde diş sağlığına zararlı gıdalardan uzak durmalıyız. Asitli ve şekerli içeceklerden kaçınmalı, karbonhidrat içeriği yüksek yapışkan yiyeceklerin tüketimini sınırlandırmalıyız. Bunun yerine lif açısından zengin gıdalar tercih ederek su tüketimini artırmalıyız. Ayrıca düzenli diş hekimi kontrollerini ihmal etmemeli ve çocuklarımızı henüz bebeklik döneminde diş hekimiyle tanıştırarak onlara iyi ağız hijyeni alışkanlıkları kazandırmalıyız. Ağız ve diş sağlığı, yalnızca dişlerinizi değil; genel sağlığınızı da etkileyen önemli bir unsurdur. Sağlıklı bir gülüşe sahip olmak için günlük ağız bakımını ihmal etmeyin. Herhangi bir sorun yaşamadan önce diş hekimi kontrollerinizi düzenli olarak yaptırarak erken müdahale şansını artırın” uyarısında bulundu. ‘’ALKÜ, geleceğin diş hekimlerini yetiştirirken yüksek kaliteli sağlık hizmeti de sunuyor’’ ALKÜ Diş Hekimliği Fakültesi ile Uygulama ve Araştırma Merkezinin uygulamaları ve hizmetleri hakkında bilgi veren Dekan Prof. Dr. Mehmet Akın, “ALKÜ Diş Hekimliği Fakültesi, bilimsel bilgi ile çağdaş diş hekimliği uygulamalarını bir araya getirerek etik ilkeleri ön planda tutan bir eğitim ve sağlık merkezi olarak hizmet vermektedir. Fakültemizde, 8 farklı uzmanlık dalında donanımlı kliniklerde; ilk muayene, estetik tedaviler, implant uygulamaları, kök kanal tedavisi, ortodontik tedavi, dolgu, diş çekimi, cerrahi işlemler, çocuk diş hekimliği ve periodontal tedavi gibi prosedürler başarıyla uygulanmaktadır. Hem toplumun ihtiyaçlarına hem de etik değerlere uygun tedavi yaklaşımlarının benimsendiği fakültemiz, geleceğin diş hekimlerini yetiştirirken aynı zamanda topluma yüksek kaliteli sağlık hizmetleri sunmaktadır. Eğitim ve hizmetin iç içe geçtiği bu fakülte, insan sağlığını merkeze alan bütüncül bir vizyonla bilim ve sanatı buluşturmaktadır” dedi. Akın, Ağız ve Diş Sağlığı Haftası dolayısıyla tüm meslektaşlarını tebrik etti.