EĞİTİM - 23 Kasım 2018 Cuma 16:14

Son dönem Osmanlı düşüncesinde Doğu ve Batı algısı SAÜ’de konuşuldu

A
A
A
Son dönem Osmanlı düşüncesinde Doğu ve Batı algısı SAÜ’de konuşuldu

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü Seminerleri kapsamında “Son Dönem Osmanlı Düşüncesinde Doğu ve Batı Algısı” konulu konferans düzenlendi.

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü Seminerleri kapsamında “Son Dönem Osmanlı Düşüncesinde Doğu ve Batı Algısı” konulu konferans düzenlendi.


İlahiyat Fakültesi Toplantı Salonunda gerçekleşen konferansa İbn Haldun Üniversitesi Medeniyetler İttifakı Enstitüsünden Dr. Vahdettin Işık konuşmacı olarak katıldı. Batılılaşmanın ve Batılı yöntemlerin benimsenmesinin Türkiye siyasetini geliştiren akımlardan birisi olduğunu belirten Dr. Vahdettin Işık, “Diğer bir akım ise bizi biz yapan değerlerin benimsenmesi ve ancak böyle bir varoluşun anlamlı olabileceği şeklindedir. Bu, İslamcılık denilen, günümüzdeki yaygın kavramsallaştırmayla İslamlaşma siyaseti olarak adlandırılan bir akımdır” dedi.


17’nci yüzyıla kadar birkaç yüzyıl boyunca dünyanın büyük bir çoğunluğunun Müslümanlar tarafından yönetildiğini vurgulayan Işık, “Ben o zamanları İslam’ın iktidar çağı olarak yorumluyorum. İç savaşlar ve siyasi itilaflar var. Ama küresel olarak baktığımızda, Müslümanlar dünyanın küresel iktidar odağıdır. 17’nci yüzyıldan itibaren ise değişen ve toprak kaybetmeye başlayan bir Osmanlı var. Bu dönemde her şey ters orantıda ilerlemeye devam ediyor. 18’inci yüzyılda paramparça olan Avrupa’daki devletlerin haritalarda isimleri bile okunmamaktadır. Ama gittikçe toparlanmışlardır. İlk kopuş Yunanistan tarafından olmuştur. 1830’larda ilk defa gayrimüslim bir topluluk Osmanlı’dan kopuyor. Sonra İslam küresel bir iktidar olmaktan çıkmaya başladı. Osmanlı parçalandıkça Batı bütünleşiyor. Ters orantılı bir süreç yaşanıyor. Biz güçlüyken orası paramparça, biz parçalandıkça onlar toparlanıyorlar. Avrupa’da artık taşlar yerine oturmuş, sınırlarda belli bir düzen var. Sonrasında Batı toparlanınca, dünyada sömürgecilik başlamıştır” diye konuştu.


Müslümanların 19’uncu yüzyıl ile birlikte küresel iktidarlıktan bir hayli uzaklaştığına işaret eden Işık, “Doğru, düzgün, bilinçli Müslümanlar olduğumuz dönemlerde işler yolunda gidiyordu. 19’uncu yüzyıldan sonra ise İslam küresel iktidar olmaktan çıkarıldı. Dolayısıyla bu küresel iktidarlık Avrupa’ya geçmiştir. Avrupa, sömürücü düzeni ile yeni dünyanın yeni aktörüdür. Avrupa’nın iktidar olması, İslam coğrafyası başta olmak üzere bütün dünyanın doğrudan işgal edilerek sömürgeleşmesine neden oldu” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Muğla’da Hz. Mevlana 752. Vuslat Yıldönümünde anıldı Muğla’da Hz. Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin vefatının 752. yıldönümü dolayısıyla ’Şeb-i Arus’ programı düzenlendi. Muğla’da faaliyet gösteren Konya Karamanlılar Derneği’nin organizasyonuyla Gazi Mustafa Kemal Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen anma töreninde protokol üyeleri ve sayıda vatandaş bir araya geldi. Gecede, Mevlana’nın öğretileri ve insanlığa mirası üzerine önemli vurgular yapıldı. Programın açılış konuşmasını yapan Konya Karamanlılar Derneği Başkanı Erol Kütahyalı, Mevlana’nın sadece söz söyleyen değil, söylediklerini bizzat hayatına tatbik eden bir şahsiyet olduğunu vurguladı. Kütahyalı konuşmasında, "İnsan, bildiği için değil, bildiğini yaşadığı zaman insandır. Hz. Mevlana’nın asırlardır gönüllerde diri kalmasının asıl sebebi budur. O, sadece süslü sözler söyleyen biri değil, öğütlerini bizzat yaşayan bir kişi olduğu için hala aramızdadır. Geçmişte olduğu gibi, önümüzdeki asırlarda da hoşgörü timsali Hz. Mevlana’yı anmaya ve onun felsefesini içimizde yaşatmaya devam edeceğiz" dedi. Törene katılan Muğla Vali Yardımcısı İsmail Soykan ise Mevlana’nın evrensel değerlerine dikkat çekti. Soykan, Mevlana’nın 1207 yılında Belh şehrinde doğup 17 Aralık 1273’te Konya’da vuslata erdiğini hatırlatarak şunları söyledi: "Mevlana’nın insan anlayışının temelinde; nefsini arındırarak ilahi aşka ulaşmak vardır. Bu yolun temel taşları aşk, sabır, tevazu ve hoşgörüdür. Bu özellikler o dönemde olduğu gibi bugün de toplum olarak en çok ihtiyaç duyduğumuz değerlerdir. Bu felsefeyi ve Hz. Mevlana’nın ruhunu yaşatan bu güzel geceyi organize eden Konya Karamanlılar Derneği Başkanı’na ve üyelerine teşekkür ediyorum." Konuşmaların ardından programın finalinde gerçekleştirilen ve manevi atmosferin doruğa çıktığı semazen gösterisi, katılımcılar tarafından büyük bir ilgi ve beğeniyle izlendi.