EKONOMİ - 16 Nisan 2024 Salı 15:38

Çay üreticilerine “Ayağımızı denk alalım, çayımızı budayalım” uyarısı

A
A
A
Çay üreticilerine “Ayağımızı denk alalım, çayımızı budayalım” uyarısı

Çay Üreticileri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Mustafa Mavi, bu yıl budama yapmayarak çayını ÇAYKUR’a değil de özel sektöre satmayı düşünen üreticileri uyararak “Ayağımızı denk alalım. Üreticiler budamalarını yapsınlar” dedi.


Havaların ısınması ile çay üreticileri gübreleme ve budama işlemleri için çay bahçelerine girmeye başladı. ÇAYKUR’a çay satmak için üreticilerin çay tarım arazilerinin 10’da 1’ini budamak zorunda olduğunu hatırlatan Mavi, bu işlemi gerçekleştirmeyen üreticilerin ise her yıl olduğu gibi bu yıl da ÇAYKUR’a çay satamayacağını uyarısında bulundu.


Geçtiğimiz yıl özel sektör çay firmalarının ÇAYKUR’a yakın hatta bazen ondan da yüksek fiyattan çay almasından etkilenen bazı üreticilerin bu yıl budama yapmayarak çaylarını özel sektör çay fabrikalarına satmayı planladığını ve bu durumun önüne geçilmesi gerektiğini savunan ÇAYÜDAD Başkanı Mustafa Mavi, herkesin çaylarını budama yapmasını istedi. Aksi taktirde özel sektörün fiyat ile istediği gibi oynayabileceğini hatırlatan Mavi üreticilerden çay bahçelerine girerek yapmak zorunda oldukları budamaları gerçekleştirmesini tavsiye etti.


Hava şartlarının gidişatının iyi olmasından ötürü çay üreticilerinin rahatlıkla çay öncesinde bahçelerine girdiğini kaydeden Mustafa Mavi, üreticilerin ön hazırlıklara başladığını dile getirdi. Geçtiğimiz yıl çay toplama yevmiyesinin yüksek olmasından kaynaklı vatandaşın kendi çayını kendisinin topladığını ve bu yılda aynı durumun oluşmasını beklediklerini dile getirerek “Dışarıdaki üreticimiz geldi, bakıldığında hava şartları da tam bir çay sezonuna uygun devam ediyor. İnşallah çok güzel bir sürgün dönemi olacağını bekliyoruz. Geçen sene yevmiyeler çok yüksek olduğu için vatandaş daha çok kendisi kendi çayını toplama yoluna gitti. Aslında bu bir yerde de iyi oldu. Herkes motor alarak işte kendi çayını aile içinde toplayıp paranın kendilerine kalmasını sağladı. Yevmiyelerin yüksek olması bir yerde de yabancı uyruklu işçilerin gelmemesine ve sebep oldu. Bu yıl da o şekilde olacağını düşünüyoruz. Çok fazla bir yabancı uyruklu işçi gelemez. Daha çok işte Giresun, Ordu gibi Karadeniz Bölgesi’nden gelen çay işçileri burada yoğunlukta olur” dedi.



“Çay hasadında hava şartları belirleyici olacak”


Hava şartlarından ötürü çayın her yerde eşit gelmesinin çay alım yerlerinde izdihama neden olabileceğinden korktuklarını ifade eden Mavi “Şu anda hava şartları çok iyi gidiyor. Her yerde çay sürgünü aynı anda geliyor. Bazen üç günde bir yağmur yağıyor. Bizim bir tek korkumuz var, eğer hava şartları böyle giderse Mayıs ayında yüksek kesimlerle alçak kesimlerde çaylar eşit gelirse çay alım yerlerinde bir izdiham olabilir. İnşallah Allahü teala onun da bir kolaylığını verir. Sahil biraz daha erken. Yüksek kesimler biraz daha geç gelirse izdiham olmaz. Böylelikle çayın fiyatı özel sektörde de aşağı düşmez” ifadelerini kullandı.


Geçtiğimiz yıl özel sektör çay firmalarının ÇAYKUR’un verdiği taban fiyata yakın para ödemesinden esinlenilerek bu yıl budama yapmayan veya az budama yapan üreticilere de seslenen Mavi “Bu sene zor bir sene olacak. Mesela faizler yükselince özel sektör bu sene aldığı çayın ücretini vadeli olarak yapacak. Beklenti ve görüntü öyle. Özel sektörler yüksek fiyattan faizli para alıp üreticiden peşin para çay almayacaktır. Bizim buradan üreticilerimize tavsiyemiz herkes budama zorunluluğundaki bütün çaylıklarını budasın ve tamamı ÇAYKUR’a satsınlar. Kotalarını aşsınlar. Eğer budama düşük olursa özel sektöre de koz vererek daha çok muhtaç oluruz. Üreticiden budamalarının tamamını yapmasını istiyoruz. Aksi takdirde özel sektör çok düşük fiyattan satın alma niyetine gidecek. Çünkü faizler çok yükseldi. Bankalar kredi vermiyor. Üretici kendi başının çaresine bakması lazım. Onun için şimdi de ayağımızı denk alalım. Üreticiler budamalarını yapsınlar, çaya erken başlasınlar. Şöyle ki çok bekleyip izdiham olmaktansa mayıs ayında biraz erken toplayarak yüksek fiyattan özel sektöre satabilirler. Daha sonra fiyat düştüğü zaman ÇAYKUR’daki kotalarını rahat rahat doldururlar. Üreticilerimizin bu konuda duyarlı olmasını bekliyoruz” şeklinde konuştu.



Çay üreticilerine “Ayağımızı denk alalım, çayımızı budayalım” uyarısı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Ayvalık’ta GMKA destekliyor kadınlar güçleniyor Güney Marmara Kalkınma Ajansı (GMKA) bölgesindeki kadın girişimcileri destekleyerek yerel düzeyde üretkenliği artırıyor aynı zamanda kadın istihdamına da katkıda bulunuyor. GMKA’nın Kırsal Ekonominin Desteklenmesi Programı ile destek olduğu “Geçmişten Geleceğe Pamuk ve Yünün Mekikle Dansı” projesinde kadınlar yeni tezgâhlar ile kurulan atölyede dokuma üretim kapasitesini artırdı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü koordinasyonunda faaliyetlerini yürüten GMKA, desteklediği proje ile Balıkesir Ayvalık’ta faaliyetlerini yürüten Kadın Emeğini Destekleme İşliği Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi’nin ortak iş yapma kültürünü geliştirirken, geleneksel dokuma teknikleri ile el emeği ürünler üreterek somut olmayan kültürel mirası da yaşatıyor. Bölge kadınları üretime değer katıyor Bölge içi gelişmişlik farklarının azaltılmasına katkı sağlama amacını güden proje ile kırsal alanda üretilen ürünlerin katma değerinin artırılması, kırsalda faaliyet gösteren üreticilerin örgütlenme kapasitelerinin geliştirilmesi ve ürün çeşitliliğini arttırarak daha fazla kadına iş olanağı sağlamak hedefleniyor. Eko sisteme zarar vermeyen ürünlerin üretilmesine ve kullanılmasına katkı sağlamak da projenin amaçları arasında yer alıyor. Kooperatif bu proje ile kurumsal kimlik oluşturarak markalaşmayı başarmak, sedefli battaniye için coğrafi işaret alma konusunda girişimde bulunmak, aynı zamanda üretim süreçlerimizi kısaltarak verimi arttırmak, toptan satış kabiliyeti kazanmak, bölge ve ülke ekonomisine katkı sağlamak, kullanılan el eğirmesi kökboyalı yün sayesinde hayvancılığı desteklemeyi de amaç ediniyor. Artan kapasite ile birlikte kooperatif bünyesine daha fazla kadının katılması bekleniyor. Hedeflere güç birliği yaparak ulaşılacağı düşünülen projede, ülke kaynaklarını verimli kullanarak ve ekolojik sisteme zarar vermeyen sağlıklı malzemelerden üretilen ürünlerinulusal ve uluslararası pazarlarda yer alması bekleniyor. “Sürdürülebilir Bir Kalkınmaya İvme Kazandırıyoruz” GMKA Genel Sekreteri Onur Adıyaman, “Ajansımızın desteklediği projeler, kadın girişimcilerin güçlenmesine ve yerel ekonominin canlanmasına büyük katkı sağlıyor. Genel Müdürlüğümüzün de bu sene belirlemiş olduğu ’Kadın İstihdamı’ teması doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu projede de kadınların el emeği ürünlerini geleneksel dokuma teknikleriyle üretmelerine seçenek tanıyarak kültürel mirasın yaşatılmasına ve ekonomik değer oluşturulmasına katkı sağladığımız için mutluyuz. Bu projeler kırsal alandaki üreticilerin örgütlenmesini güçlendirerek kadınlara iş şartları sunuyor ve ekolojik sürdürülebilirliği destekliyor. GMKA’nın kadın kooperatiflerini destekleme ve güçlendirme çabaları, bölgedeki kadınların ekonomik ve sosyal açıdan güçlenmesine önemli bir katkı sağlıyor. Bu projeler ile bölge ekonomisine de katkıda bulunarak sürdürülebilir bir kalkınmaya ivme kazandırıyoruz.” diye konuştu. GMKA ilan ettiği Kırsal Ekonominin Geliştirilmesi Mali Destek Programı ve Sosyal Gelişmeyi Destekleme Programı ile kooperatifler vasıtasıyla kadınların ortak iş yapma kültürünü geliştirmeye devam ederken Güney Marmara Kadın Kooperatiflerinin Güçlendirilmesi Programı ile de kadın kooperatiflerinin kapasitelerini güçlendirmeye devam ediyor.
Ankara Gazi Üniversitesi’nde Filistin eylemi Gazi Üniversitesi öğrencileri, üç dilde yaptıkları basın açıklaması ile Gazze’deki soykırıma tepki göstererek, ABD üniversitelerindeki barışçıl eylemlere destek verdi. Gazi Üniversitesi öğrencileri, üniversite kampüsü içinde bulunan Hoca Ahmet Yesevi Camii’nde bir araya gelerek, ‘Gazze’deki Soykırıma Tepki ve Amerikan Üniversitelerindeki Barışçıl Eylemlere Destek’ başlıklı bir açıklama yaptı. Cuma namazının ardından yapılan basın açıklamasına Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Yıldız, öğrenciler ve akademisyenler katıldı. Açıklama üniversite öğrencilerinden Ahmet Kartal, Zübeyir Kaan Durmuşoğlu ve Ahmed Alhila tarafından Türkçe, İngilizce ve Arapça olarak üç dilde yapıldı. “Burada bulunan bizler bu vahşete karşı asla duyarsız olmayacağız” Türkçesi üniversite öğrencisi Ahmet Kartal tarafından yapılan açıklamada, Gazze’de yaşananlara Amerika Birleşik Devletleri’nde yer alan üniversitelerin de sessiz kalmadığı hatırlatıldı. Columbia Üniversitesi’nde başlayan Filistin yanlısı gösterilerin diğer üniversitelere de yayıldığı belirtilen açıklamada, “Gazze’deki bu soykırıma Amerika Birleşik Devletleri’nde yer alan üniversiteler de sessiz kalmamış, Columbia Üniversitesi’nde başlayan Filistin yanlısı gösteriler diğer üniversitelere de yayılmıştır. Bu gösterilerle İsrail’in gerçekleştirdiği soykırımın bir an önce durdurulması sorumluluğu tüm insanlığa hatırlatılmıştır. Üniversite öğrencilerinin bu tepkilerine öğretim elemanları da destek vermiştir. Ancak vahşice işlenen soykırıma karşı insani ve vicdani sorumluluk bilinciyle hareket eden üniversite öğrencileri ve öğretim elemanlarının bu barışçıl gösterileri antidemokratik bir şekilde ve sert müdahalelerle bastırılmaya çalışılmaktadır. Bu barışçıl eylemlere karşı uygulanan orantısız şiddeti ve baskıyı kınıyor, vicdanının sesini dinleyen ve bu zulme seyirci kalmayan üniversite öğrencilerinin ve öğretim elemanlarının yanlarında olduğumuzu beyan ediyoruz. Bu vahşete Türk milleti olarak sessiz kalamayız. Hatta bugün burada bulunan bizler bu vahşete karşı asla duyarsız olmayacağız. Caydırıcı yaptırım ve müdahalelerle İsrail baskısı ve zulmü bir an önce sonlandırılmalıdır. Tüm insanlığı bir an önce Gazze’de uygulanan vahşeti durdurmaya ve barış yanlısı öğrenci ve öğretim üyelerine uygulanan şiddete karşı harekete geçmeye davet ediyoruz” denildi.
Eskişehir Sıtma 24 saat içinde tedavi edilmeli Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Mehmet Uluğ, son dönemde daha yaygın görülmeye başlanan Sıtma hastalığı ve tedavi yöntemleri hakkında bilgilendirdi. Sıtmayı sivrisineklerin plazmodium adlı paraziti insanlara bulaştırması yoluyla oluşan ateşli bir enfeksiyon hastalığı olarak tanımlayan Özel Ümit Batıkent Hastanesi Doktoru Mehmet Uluğ, “Sıtma, dişi anofel sivrisineklerinin ısırmasıyla bulaşır. Dişi sivrisinekler yumurtalarını beslemek için bir kan emerler. Bulaşma, sivrisineklerin sayısına ve hayatta kalmasını etkileyebilecek iklim şartlarına da bağlıdır” dedi. "24 saat içinde tedavi edilmeli" Dr. Uluğ, “Sıtma salgınlarının, uygun şartların oluşması halinde, sıtmaya karşı bağışıklığın düşük olduğu bölgelerde veya insanların iş bulmak için mülteci olarak yoğun sıtma bulaşan bölgelere geçtiğinde ortaya çıkabilir. Sıtma, göç alan ve mültecilerin yoğun olduğu bölgelerde daha çok görülen akut ateşli bir hastalıktır. Semptomlar genellikle enfektif sivrisineğin ısırmasından 10-15 gün sonra ortaya çıkar. İlk belirtiler ateş, baş ağrısı ve titremedir” diye konuştu. "Önlenebilir ve tedavi edilebilir" P. falciparum sıtmasının 24 saat içinde tedavi edilmezse ciddi bir hastalığa dönüşebileceğine dikkat çeken Dr. Uluğ, bunun sıklıkla ölüme yol açabileceğini belirterek sözlerine şöyle devam etti: "Çocuklarda: şiddetli anemi, metabolic asidoz ile ilişkili solunum sıkıntısı veya serebral sıtma bulgularından bir veya daha fazlası görülebilir. Yetişkinlerde, çoklu organ yetmezliği sık görülür. Hayatı tehdit eden sıtma hastalığı önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır. Dünya Sağlık Örgütü, tüm sıtma şüpheli vakalarında tedavi uygulanmadan once mikroskopi veya hızlı tanı testi kullanılarak tanının doğrulanmasını önerir. Sıtma ilaçların etkinliğinin korunması, sıtma kontrolü ve eliminasyonu için kritik öneme sahiptir.” Korunma yolları ve aşı Hasta bireylerin tedavi edilmesi ve vektör kontrolünün sıtma iletimini önlemenin ve azaltmanın ana yolu olduğunu dile getiren Dr. Uluğ, “Hasta olan herkes özenle tedavi edildiğinde bulaş zinciri kırılacağı için enfeksiyon sayıları azalacaktır. Vektör kontrolünde ise; böcek ilacı uygulanmış cibinliklerin kullanılması ve iç mekanların ilaçlanması etkilidir. Riskli bölgelere yolculuk yapanlar da kemoprofilaksi ile sıtma önlenebilir. Sıtma parazitinin karmaşık yapısının aşı geliştirilmesini çok zor bir iş haline getiriyor. Ancak RTS, S/AS01 (RTS, S), Afrikalı çocuklarda sıtmayı önemli ölçüde azaltan ilk ve bugüne kadar ki tek aşıdır. Sadece en sık ve ölümcül sıtma paraziti olan P. falciparum’a karşı etkilidir” ifadelerini kullandı.