YEREL HABERLER - 10 Ağustos 2017 Perşembe 13:42

MİODER’den Bakan Elvan’a ziyaret

A
A
A
MİODER’den Bakan Elvan’a ziyaret

Mersin İhtisas Organize Sanayicileri Derneği (MİODER)’nin öncülüğünde hayata geçirilen Tarımsal Ürün İşleme İhtisas Organize Sanayi Bölgesi Projesi’nde sona gelinirken, Dernek Kurucu Başkanı Gül Akyürek ve müteşebbis heyeti Kalkınma Bakanı ve Mersin Milletvekili Lütfi Elvan’ı ziyaret ederek OSB hakkında bilgi verdi.

Mersin İhtisas Organize Sanayicileri Derneği (MİODER)’nin öncülüğünde hayata geçirilen Tarımsal Ürün İşleme İhtisas Organize Sanayi Bölgesi Projesi’nde sona gelinirken, Dernek Kurucu Başkanı Gül Akyürek ve müteşebbis heyeti Kalkınma Bakanı ve Mersin Milletvekili Lütfi Elvan’ı ziyaret ederek OSB hakkında bilgi verdi.


"Yeni OSB bölge yatırımlarını da arttıracak"


Akyürek, Tarsus’ta kurulacak olan Tarımsal Ürün İşleme İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nin özellikle ilçede büyük bir istihdam oluşturmasını beklediklerini vurgulayarak, “Sanayi bölgemiz, işsiz gençlerimize iş kapısı olacak. Tarımsal vasfı olmayan ve tamamı hazineye ait olan arazimize Organize Sanayi Bölgesi kurarak hem bölge hem de ülke ekonomisine büyük katkı sağlanacak. Yeni OSB’miz Çukurova Bölgesine yapılan yatırımları da artıracak. Bölgenin ekonomik ve sosyal kalkınması açısından bu potansiyeli en iyi şekilde değerlendirmek istiyoruz” dedi.


OSB yönetimi olarak ülkeye yabancı sermaye gelmesini çok önemsediklerini belirten Akyürek, “Mersin’in tarımsal endüstri umuduna dönüşen OSB’mizde 5 bin kişilik istihdam yaratmak hedefindeyiz. Ayrıca Adana, İskenderun, Mardin ve Gaziantep’ten gelen yatırımcılarımızın yanı sıra yabancı yatırımcıların da iştirakiyle sözünü ettiğimiz bu istihdam rakamına ulaşmayı öngörüyoruz” diye konuştu.


Organize Sanayi Bölgesinin, 730 bin metrekare genişleme alanı ile birlikte toplamda 1 milyon 420 bin metrekarelik alanda hizmet vereceğini kaydeden Akyürek, "Mersin’e 30, Adana’ya 35 kilometre uzaklıkta olan arazimiz, bölgesel havalimanına ise sadece 15 kilometre uzaklıkta ve yüzde 99.8’i hazine arazisi" ifadelerini kullandı.


Hedeflerinin tarımsal ürün işleme ve gıda üzerine üretim yapan sanayicilerin yatırımlarını Tarımsal Ürün İşleme İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde toplayarak, daha düşük maliyetle daha etkin üretim yapmalarını sağlamak, verimliliği artırmak, kalite odaklı ürün arzı sürdürülebilirliği kavramını hayata geçirebilmek olduğunu söyleyen Akyürek, “Üyelerimizin sinerjisiyle yurt içi ve yurtdışı pazarlarda var olmaları ve rekabet edebilmeleri için ortam oluşturmak, bölge ve ülke ekonomisine pozitif katkı sağlamak da önceliklerimiz arasındadır” şeklinde konuştu.


Yürütülen çalışmalar kapsamında 8 bakanlık, Mersin Valiliği, Mersin Büyükşehir Belediyesi, Tarsus Belediyesi, Mersin Halk Sağlığı Müdürlüğü’nden oluşan 35 kişilik yer seçimi komisyonunun ilçeye gelerek inceleme ve araştırmalarda bulunduklarını belirten Akyürek, sözlerini şöyle tamamlandı; “MİODER yönetimi ve OSB ekibiyle bir toplantı yapıldı. Komisyon üyeleri daha sonra kurulması planlanan arazi ile alakalı görüşlerini belirttiler. Tarsus Tarımsal Ürün İşleme İhtisas Organize Sanayi Bölgesi için bugüne kadar çaba sarf eden başta Kalkınma Bakanımız Sayın Lütfi Elvan’a, üyelerimize ve emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum.”


Ziyarette Başkan Akyürek’e, müteşebbis heyeti üyeleri Rasim Narin, Zeynep Aysalar, Mehmet Şimşek, Yahya Kassap, Mert Baş ve Rabie Bakarakı eşlik etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Yumaklı: "Dişimizle tırnağımızla bir yere getirmiş olduğumuz, hakikaten çok emek sarf edilmiş bir takım şeyleri bunlara kurban etmemeliyiz" Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı "Bab-ı Ali Toplantıları-Büyüyen Küresel Gıda Sorunu ve Türk Tarım Sektörünün Konumu, Geleceği" konulu toplantıda konuştu. Bakan Yumaklı, Ana muhalefetin boykot çağrılarına karşı ekonomimizin önü ardı hiç düşünülmeden bu tür şeylere kurban edilmesinin doğru olmadığını ifade etti. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, "Bab-ı Ali Toplantıları - Büyüyen Küresel Gıda Sorunu ve Türk Tarım Sektörünün Konumu, Geleceği" Toplantısına katıldı. Beşiktaş’ta bir otelde düzenlenen toplantıda konuşan Bakan Yumaklı, "Tarım sektörü milli güvenlik kadar, savunma sanayi kadar önemli. Ülkelerin stratejik bakışlarında ilk üçün içerisinde mutlaka yer alan bir sektör olarak konuşulur. Küresel iklimin en büyük etkisi de yine bu son derece stratejik olan sektöre gelmiş durumda. "Büyüyen Küresel Gıda Sorunu ve Türk Tarım Sektörünün Konumu, Geleceği". Burada bir görüş alış verişinde bulunacağız. Tarım ve orman sektörü, gıda arzı ve güvenliğine sağladığı katkının yanı sıra bütün sanayiler içinde bir girdi teminini ifade eder. Dolayısıyla hem kırsal kalkınmada olan etkisi hem oluşturduğu istihdamla da modası asla geçmeyecek stratejik bir sektördür. Dünyada kırılma dönemlerine baktığımızda her zaman bir takım zorlukların sıkıntıların gerçekleştiğini görüyoruz. Her gün yeni bir gündemle uyanıyoruz. Gün içinde gündemimiz defalarca değişebiliyor. Hele ki son günlerde bunun örneğini çok yakında görüyoruz. Böyle dönemde kendimizi tarımsal üretimde, gıda-arz güvenliğinde güçlü tutmak zorundayız. Öncelikle bunun altını kuvvetlice çizmek istiyorum." dedi. "Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi ’Ambarın anahtarı kimdeyse güç ondadır’ prensibince hareket ediyoruz." diyen Yumaklı, "Birleşmiş Milletlerin (BM) yayınladığı bir rapora göre 2050 yılında yüzde 65’le yüzde 70 daha fazla gıda üretmemiz gerektiğini söylüyorlar. Bu nedenle bizim önümüzde kıldan ince kılıçtan keskin bir yol var. Biz bakanlık olarak bütün bunlardan sorumluyuz. Biz bütün bu kapsamda bakanlık olarak toplamda 165 bin arkadaşımızla beraber öncelikle ülkemizin gıda-arz güvenliğinin gerektirdiği hususları yerine getiriyoruz. Daha sonrada bizlerin ürettiklerine ihtiyacı olan bu ülkelerin de ihtiyacını gideriyoruz." dedi. 2024 yılı sonu itibariyle de 32,6 milyar dolarlık bir tarım ürün ihracatının söz konusu olduğunu söyleyen Bakan Yumaklı, "Çiftçiyi korumak ve tüketiciyi korumak’ bugün için bizim parolamız bu. Tarımsal destekler var. Ar-ge var. Sulamada çok ciddi yatırımlar halen yapılmaya devam ediyor. Bugün ülkemiz tarımsal hasılada Avrupa’da birinci, dünyada ilk 10 ülke arasında. 186 ülkeye 2 binin üzerinde tarım ve gıda ürünü ihraç ediyoruz. 2024 yılı sonu itibariyle de 32,6 milyar dolarlık bir tarım ürün ihracatımız söz konusu. Bu ihracatta katkısı olan çiftçisinden sanayicisine kadar, sektörün tüm paydaşlarına teşekkür etmek istiyorum." Önümüzdeki dönemde 5 ana temel üzerine tarımsal üretimin oturtulduğunu kaydeden Yumaklı, "Birincisi yapmış olduğumuz üretimin sürdürülebilir olması gerekir. Sürdürülebilir üretimin verimli olması gerekir. Sürdürülebilir ve verimli tarımsal üretimin elde ettiği çıktıların kalitesi olması gerekir. Bütün bunların kayıt altına alınması gerekir ki en çok mücadele verdiğimiz alanlardan bir tanesi ve son madde ise bütün bunlardan elde edilen gelirin tarım sektörüne yatırım olarak geri dönmesi. Bu 5 eksen etrafında şekillendirdik. Bu kapsamda son 2 yılda özellikle hayata geçirmek için mücadele ettiğimiz tarımsal üretim planlamasını 2024 yılı itibariyle hayata geçirdik. Yani şuanda bizim hasat edeceğimiz ürünler tarımsal üretim planlamasının ilk meyveleri olacak bu sene. Türkiye’nin kendi ürünlerini üreten ve katma değerli hale getirerek bunları pazarladığı bir ülke olması bizim açımızdan son derece önemli. Başka önemli bir konu ise tarımsal üretimin teknolojik ihtiyacı. 2025 yılını tarımsal teknoloji konusunda çok daha farklı bir perspektifi getirmek üzere projeler oluşturmaya ayırdık." dedi. Ana muhalefetin boykot çağrılarına ekonominin kurban edilmemesi gerektiğine işaret eden Yumaklı, "Ekonomimizin bu anlamda hakikaten hiç önü ardı düşünülmeden bu tür şeylere kurban edilmesinin doğru olmadığını bir kez daha kuvvetlice ifade etmek istiyorum. Dişimizle tırnağımızla bir yere getirmiş olduğumuz, hakikaten çok emek sarf edilmiş bir takım şeyleri bunlara kurban etmemeliyiz. Başka bir şeyi konuşuyoruz. Sizin ülkenizde gıda arz güvenliğiyle ilgili bir sorun olduğunda, bütün dinamiklerinizi ya da avantajlarınızı kaybettiğinizde ’bu ülkede işte bir siyasi görüş daha az etkilenecek öbürü hiç etkilenmeyecek’ diye bir şey yok. Herkes aynı şekilde etkilenecek. Dolayısıyla şapkamızı önümüze alıp düşünmemiz gerekir." dedi.