EKONOMİ - 26 Eylül 2023 Salı 18:33

İSO 500 listesinde Manisa’dan 33 firma yer aldı

A
A
A
İSO 500 listesinde Manisa’dan 33 firma yer aldı

İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından Türkiye’nin ilk 500 sanayi kuruluşu çalışmasının 2022 yılı sonuçları açıklandı. Açıklanan verilere göre bu yıl ilk 500 listesinde Manisa’dan 33 firma yer aldı. Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yılmaz, listeye yer alan firmaları tebrik etti.


İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından 1993 yılından bu yana her yıl yapılan Türkiye’nin ilk 500 sanayi kuruluşu çalışmasının 2022 yılı sonuçları açıklandı. Açıklanan veriler göre bu yıl ilk 500 listesinde Manisa’dan 33 firma yer aldı.



Başkan Yılmaz: “Gurur kaynağımız oldular”


İSO 500 listesinde yer alan 33 firmayla gurur ve onur duyduklarını belirten Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yılmaz, "İstanbul Sanayi Odası tarafından her yıl açıklanan ilk 500 sanayi kuruluşu listesinde odamıza kayıtlı üyelerimizden merkezi ilimizde olan 25 firma ile birlikte yine odamıza kayıtlı olarak bölgemizde üretim yapan ama merkezleri başka şehir ve ilçelerimizde olan 8 firmamızla birlikte devler liginde Manisa’dan 33 firmamız yer aldı." dedi.


Dünya ekonomisinde yaşanan dalgalanmalara rağmen Manisalı sanayicilerin üretime, istihdama ve ihracata devam ederek başarı öyküleri yazdığını belirten Başkan Yılmaz, "Gurur kaynağı olan firmalarımız ülkeye sağladıkları katma değerle mücadeleyi, cesareti, inancı, azmi ve iradeyi temsil ediyorlar. Zor bir süreçten geçtiğimiz aşikâr. Yaşanan tüm zorluklara rağmen Manisa’mızdan firmalarımızın listede yer almasının anlamı ve önemi bizler için çok büyüktür. Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen sanayicilerimiz çarklarını döndürmeye devam etti. Böylesine özel ve zorlu bir dönemde İSO 500 listesinde yer alan tüm firmalarımızı kutluyorum. Üretimin ve istihdamın, ihracatın gerçek kahramanları olan bu işletmelerimiz şehrimizin kalkınmasında ve markalaşmasında önemli bir rol üstlenmekteler. Sanayicilerimiz gece gündüz, 7 gün 24 saat çalışmak suretiyle katma değer üretmeye devam ediyor. Zor şartlar altında dünya ile rekabet ederek ülke ekonomimize katkı sağlamaya çalışan, Türkiye’nin en büyükleri arasında yer alarak gurur duymamıza vesile olan sanayicilerimizi, firmalarımızın yöneticilerini, tüm çalışanlarını tebrik ediyor, şehrimiz ve ülkemiz ekonomisine katkı sağladıkları için teşekkür ediyorum” diye konuştu.


Açıklanan listeye göre Manisa’dan ilk 50’de 3, ilk 100’de 9, ilk 500’de ise 33 firma yer alıyor.



İSO 500 listesinde Manisa’dan 33 firma yer aldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Türkiye ve Doğu Anadolu’da deprem gerçeği: Bilim uyarıyor, tedbir hayat kurtarıyor Atatürk Üniversitesi Pasinler Meslek Yüksek Okulu Dr. Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı Ülkemiz ve Doğu Anadolu’da deprem gerçeği konulu seminer verdi. Türkiye, dünyanın en aktif deprem kuşaklarından biri üzerinde yer alıyor. Ülkemiz topraklarının yaklaşık yüzde 96’sı deprem riski altında bulunurken, nüfusun büyük bir bölümü yıkıcı depremlerin meydana gelebileceği alanlarda yaşamını sürdürüyor. Bu gerçek, depremle yaşamayı öğrenmenin bir tercih değil, zorunluluk olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Depremler neden oluyor? Depremler, Dünya’nın kabuğunu oluşturan levhaların hareketleri sonucu meydana geliyor. Bu hareketlerin temel nedenine bakıldığında yerin derinliklerindeki ısı kaynaklı konveksiyon akımlarının olduğu belirleniyor. Kıtaların geçmişte "Pangea" adı verilen tek bir kara parçası hâlinde olduğu ve zamanla ayrıldığı artık bilimsel olarak kabul ediliyor. Türkiye ise bu hareketli levha sınırlarının kesişim noktasında yer alıyor. Büyüklük ve şiddet arasındaki fark Bir depremin büyüklüğü, açığa çıkan enerjiyi ifade ederken; şiddeti, depremin yerleşim alanlarında oluşturduğu hasarla ilgilidir. Aynı büyüklükteki bir deprem, sağlam zemine sahip bir bölgede hafif hasarla atlatılabilirken, zayıf zeminlerde ağır yıkıma yol açabiliyor. Sismik boşluklar alarm veriyor Dr.Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı’nın dikkat çektiği en önemli konulardan biri de "sismik boşluklar". Bu terim, uzun süredir büyük deprem üretmemiş ancak enerji biriktirmeye devam eden fay segmentlerini tanımlıyor. Marmara’dan Doğu Anadolu’ya, Ege’den Akdeniz’e kadar birçok bölgede tespit edilen bu alanların, önümüzdeki yıllarda 6 ila 7 büyüklüğünde depremler üretme potansiyeline sahip olduğu ifade ediliyor. Doğu Anadolu’da acı tecrübe Doğu Anadolu Bölgesi, tarih boyunca Türkiye’nin en yıkıcı depremlerine sahne oldu. 1939 Erzincan, 1976 Çaldıran, 1983 Horasan-Narman, 2011 Van ve 2020 Elazığ depremleri; binlerce can kaybına ve büyük ekonomik yıkıma neden oldu. Bu depremler, bölgenin aktif fay sistemleri üzerinde yer aldığını açıkça gösteriyor. Erzurum ve Pasinler özelinde risk Erzurum Fay Zonu, Erzurum Fay Zonu; neotektonik dönemde aktif olan, doğrultu atımlı faylardan oluşan karmaşık bir sistemdir. Pasinler, Horasan ve Narman çevresinde tarihsel ve aletsel dönemlerde büyük depremler meydana gelmiştir. 1924, 1952 Pasinler Depremi ve 1983 Horasan-Narman Depremi bölgenin yüksek sismik riskini ortaya koymaktadır. Kuzey Anadolu Fayı üzerindeki Yedisu Fayı, Ardahan Kırığı, Çayırlı Aşkale Fayı, Van Gevaş Fayı ve Hakkari Yüksekova Faylarının deprem üretmesi durumunda bundan etkilenecek illerin arasında Erzurum ve Pasinler İlçelerinin olacağı görülmektedir. Bu sismik boşluklar bilimsel çalışmalara göre günümüzde de aktif olan bir yapı niteliği taşıyor. Erzurum , Pasinler ve çevresinde geçmişte yaşanan depremler, bölgenin gelecekte de sismik risk altında olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle yerel ölçekte yapılacak mikro-bölgeleme çalışmalarının, olası depremlerde can ve mal kaybını azaltmada hayati öneme sahip olduğu her zaman vurgulanması gereken bir özellik olduğu görülüyor.. Çözüm: Bilim, Planlama ve Hazırlık Deprem zararlarını azaltmanın yolunin kadercilikten değil bilimden geçtiğini ifade eden Dr.Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı; "Aktif fayların net biçimde belirlenmesini, riskli alanlarda yapılaşmanın sınırlandırılmasını, deprem master planlarının hazırlanmasını, İl Afet Risk Azaltma Planlarının (İRAP) etkin şekilde uygulanmasını öneriyor. Bireysel düzeyde ise depreme dayanıklı yapılaşma, ev içi eşya sabitlemeleri, acil durum çantası ve doğru davranış biçimleri (Çök-Kapan-Tutun) hayati önem taşıyor. Teknoloji de uyarıyor Günümüzde Android telefonlarda kullanılan erken uyarı sistemleri, deprem dalgalarını insanlardan saniyeler önce algılayarak kullanıcılara uyarı gönderebiliyor. Bu birkaç saniyelik kazanım bile, doğru davranışla birleştiğinde hayat kurtarabiliyor. Sonuç olarak deprem engellenemez ancak etkileri azaltılabilir. Türkiye’nin deprem gerçeğiyle yüzleşmesi, bilimi rehber edinmesi ve hazırlıklı olması gerekiyor. Bu konuda bizlerin ortak mesajı net: "Deprem değil, ihmal öldürür."