ASAYİŞ - 28 Nisan 2024 Pazar 01:24

Üç aracın karıştığı kazada ortalık savaş alanına döndü: 3 yaralı

A
A
A
Üç aracın karıştığı kazada ortalık savaş alanına döndü: 3 yaralı

Malatya’da üç aracın karıştığı trafik kazasında ortalık savaş alanına dönerken, 3 kişi yaralandı.

Kaza, gece yarısı Yeşilyurt ilçesi Fahri Kayahan Bulvarı üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, Nikah Sarayı mevkiinde seyir halinde olan üç araç kavşak içerisinde dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu çarpıştı.

Kazada ortalık savaş alınana dönerken, 1’i çocuk 3 kişi yaralandı. İhbar üzerine bölgeye polis ile sağlık ekiplerinin sevk edildiği kazada ilk müdahaleleri olay yerinde yapılan yaralılar Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Kazayla ilgili inceleme başlatıldı.

Üç aracın karıştığı kazada ortalık savaş alanına döndü: 3 yaralı

Hasan Eryılmaz

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Asırlara meydan okuyan tarihi eserlerin sağlamlık sırrı Kocaeli’deki müzelerde asırlara meydan okuyan tarihi eseler depremlerde zarar görmemeleri için mikro kristal wax ile yerlerine sabitleniyor. Estetik bir şekilde sergilenen eserlerde kimyasal tepkime de meydana gelmiyor. Büyük hacimli eserlerde ise form destek ve misina ipi uygulamaları kullanılıyor. Kocaeli Arkeloji Müzesi’nde; Paleolitik, Helenik, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemine ait eserler sergileniyor. Müze bahçesinde ise kentteki kazılarda bulunan heykeller, lahitler, mezar stelleri, pitoslar bulunuyor. Kocaeli Müze Müdürlüğü’nce deprem ve afetlerde zarar görmelerini engellemek için vitrinlerdeki tarihi eserler mikro kristal wax ile yerlerine sabitleniyor. Estetik bir görünüm oluşturulurken, aynı zamanda kimyasal tepkime de yaşanmıyor. Büyük hacimli eserlerde ise form destek ve misina ipi uygulamaları kullanılıyor. Uzman kişiler tarafından uygulanan yöntemlerle eserler depreme karşı korunuyor. "Maliyeti az olan ürünlerle eserleri vitrin içinde estetik biçimde sergilemek birinci önceliğimiz" Tarihi eserleri depreme karşı korumaya çalıştıklarını söyleyen Kocaeli Müze Müdürü Serkan Gedük, "Yaptığımız bu çalışmaları Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Kültür Varlıkları Müzeler Genel Müdürlüğü’nün himayelerinde Kocaeli Müze Müdürlüğü olarak yürütmekteyiz. Bilindiği gibi deprem dünyanın oluşumu için bir zorunluluktur. Bizde bu gerçeği kabul ederek sorumlu olduğumuz müzeleri depreme karşı hazır hale getirmeye çalışıyoruz. Depremin fiziksel etkileri sonucu müze personeli ile ziyaretçilerin can ve mal kaybı riskini azaltmak, maliyeti az olan ürünlerle eserleri vitrin içinde estetik biçimde sergilemek birinci önceliğimiz. Deprem esnasında eserin kayması, başka bir esere çarpması, kırılması gibi fiziksel hasarlara uğramasını en aza indiriyoruz. Oluşturduğum atölyelerde eserlere yönelik yapmış olduğumuz; aparat ve misina ipi uygulamaları, fon destekleri ile museum wax gibi yöntemlerle bu çalışmaları titizlikle yürütüyoruz" ifadelerini kullandı. "Eser kimyasal tepkimeye uğramadığı için önemli yöntemlerden bir tanesi" Yapılan uygulamalar hakkında bilgi veren Serkan Gedük, "Yaptığımız en önemli ve en basit yönetmelerden bir tanesi mikro kristal wax ile yapılan ‘museum wax’ olarak da bilinen uygulama. Wax top halinde 3 noktaya uygulanarak eserin kaidesine oturtuluyor. Eser kaideye sabitlenmiş oluyor fakat yapışmıyor. Eseri hafifçe çevirip kaideden alabiliyoruz. Eser kimyasal tepkimeye uğramadığı için önemli yöntemlerden bir tanesi, daha çok küçük hacimli eserlere uyguluyoruz. Büyük hacimlerde; form desteklerini uyguluyoruz, esere göre üretiliyor. Eserin formuna göre şekillendirerek, her eserin ihtiyacına cevap verecek şekilde bunu tasarlıyoruz. Maliyeti az ve basit yöntemlerden bir diğeri ise misina ipi yöntemi. Misina ipiyle eseri kaideye sabitleyerek, eserin deprem esnasında; kaymasını, devrilmesini, başka bir esere çarpmasını engellemiş oluyoruz. Bu yöntemleri uzman kişiler yapıyor. Onların mesleki tecrübeleri sayesinde bu yöntemler gelişiyor. Bu uygulamaları işin ehli kişilerin yapmaması durumunda depremde eseri koruyacakken tam tersi sonuçlar da elde edilebilir. Türkiye’de bu çalışmalar sadece bizim müzemizde değil, birçok müzede uygulanıyor" dedi. (ARD-
Antalya Şehit kabirlerinde buruk Anneler Günü Şehit anneleri, Anneler Günü dolayısıyla Uncalı Şehitliği’nde evlatlarının kabirlerini ziyaret edip dualar okudular. Şehitlikle duygusal anlar yaşandı. Antalya’da Uncalı Mezarlığı’nda bulunan Şehitlik, Anneler Günü’nde evlatlarını vatan uğruna şehit veren anneleri ağırladı. Anneler Günü’nde şehit anneleri, içlerindeki özlemi evlatlarının kabri başında dindirmeye çalıştı. Evlatları kendilerine gelemeyince çiçek alıp onların mezarları başına giden şehit anneleri buruk Anneler Günü’nü şehitlikte onlara dua ederek ve Kur’an-ı Kerim okuyarak geçirdi. Ziyaret sırasında duygulanan şehit annesi, zaman zaman gözyaşlarını tutamadı. ‘Her Anneler Günü’nde geliyorum’ 2012 yılında Hakkari Çukurca’da teröristlerle çıkan çatışmada Tankçı Uzman Çavuş Fırat Yıldırım’ı şehit veren anne Selma Yıldırım, her Anneler Günü’nde oğlunun kabrini ziyaret ettiğini belirtti. Yıldırım, “Yavrularımız bu bayrak için, vatan için şehit düştüler. Bütün şehitlerimize Allahtan rahmet, annelerimize sabır diliyorum. Görev sırasında sis bombası atıyorlar, göz gözü görmüyor. Tankın kapağından içeri el bombası atıyorlar. Oğlumla birlikte bir askerimiz daha şehit düşüyor. Şehit olmadan önceki son anneler gününde görevdeyken abilerinden önce aramıştı beni, ‘Abimler aramadan önce ben seni aramak istedim’ demişti. Beni çok mutlu etmişti. Her anneler gününde, o bana gelemiyor ama ben onun yanına geliyorum” dedi.
Zonguldak Rektör Özölçer’den Anneler Günü mesajı Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, “Anneler Günü” münasebetiyle bir mesaj yayımladı. Rektör Özölçer mesajında şu ifadelere yer verdi: “Türk örf ve geleneklerinde ailenin temel yapı taşı, şefkatin, merhametin, koruyuculuğun ve güler yüzlülüğün simgesi olan annelerimizin, insanlık değerlerinin zirvesi ve çocuklarının mimarı olduğu bir gerçektir. Dünyaya geldiğimiz ilk andan itibaren gösterdikleri karşılıksız emekle bizlerin en korunaklı sığınağı, en samimi arkadaşı ve en değerli yâri olan annelerimizin mukaddes varlığı en kıymetli hazinemizdir. Sevgi ve saygıyla birlik içinde yaşamamızın ilk nasihatini bizlere aktaran annelerimiz geleceğimizin inşasında rol model oynayan güvencelerimizdir. Çalışkanlıkları ve özgüvenleri ile yarınlarımızı şekillendiren müstesna varlığımız her daim yaşam kaynağımızdır. Kalbimizin derinliğinde, hayatımızın her anında yer edinerek, tutunacak en değerli dalımız olmasıyla inancımız, tarihimiz ve edebiyatımız içinde de kayda değer bir yere sahiptir. Karanlığımızın ışığı, çaresizliğimizin dermanı, karamsarlığımızın umudu olan annelerimiz kültürel benliğimizin sirayeti ve milletimizin zenginliği olan edebiyatımızın şiir sayfalarına, ‘Ana başta taç imiş / Her derde deva imiş / Bir evlat pir olsa da / Anaya muhtaç imiş’ övgü dolu sözlerle nakşedilerek de önem arz etmektedir. Annelerimizin ilk göz ağrıları bizler de onların gösterdiği özverinin, sevginin ve merhametin karşılığında geleceğimizi en güzel bir şekilde tesis etmeliyken milletimize, ülkemize ve ailemize yaraşır bir evlat olmayı da düstur edinmeliyiz. Bu duygu ve düşüncelerle, başta cennet vatanımızın müdafaası için canlarını siper eden aziz şehitlerimizin çok değerli anneleri olmak üzere, derin Türk inanç ve geleneğinin düşünce yapısına kazınmış sözlerle yemeyip yediren, giymeyip giydiren ve bin bir emekle bizleri büyüten cefakâr annelerimizin Anneler Günü’nü canı gönülden kutluyor, ahirete irtihal etmiş tüm kıymetli annelerimizi de bugünün önemine binaen rahmet ve minnetle yâd ediyorum."
Ankara Orman yangını riskine karşı erken uyarı sistemi ‘MEUS’ devrede Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, “Meteoroloji Genel Müdürlüğümüzün yerli ve milli imkanlarla geliştirdiği Orman Yangınları Meteorolojik Erken Uyarı Sistemi (MEUS) ile muhtemel orman yangınlarına karşı önceden tedbirlerimizi alıyoruz” dedi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Meteoroloji Genel Müdürlüğü, orman yangını tehlikesine karşı önceden önlem alınmasını sağlayan ‘Orman Yangınları Meteorolojik Erken Uyarı Sistemi’ni (MEUS) geliştirdi. Erken uyarı sistemi MEUS’un temelinde; sıcaklık, rüzgar, yağış, nem ve sabit bakı haritalarını içeren bir algoritma bulunuyor. Bu algoritmanın işlemesiyle orman yangını çıkma riski bulunan bölgeler anlık olarak haritalandırılarak, ilgili kurum ve kuruluşlarla paylaşılarak gerekli tedbirlerin alınması sağlanıyor. Bakan Özhaseki, MEUS ile saatlik takip edilen veriler doğrultusunda yangın tehlikesine karşı önceden tedbir alınmasının sağlandığını belirtti. Bakan Özhaseki, “Meteoroloji Genel Müdürlüğümüz, yerli ve milli bir yazılım olarak geliştirdiği MEUS ile sayısal hava tahmin modelinden alınan sıcaklık, nem ve rüzgar verileri ile bakı haritası kullanılarak, ülkemiz için gelecek 3 günü kapsayan orman yangını tehlike haritaları, saatlik olarak hazırlanıyor. Sistemde, rüzgârın hızı ve yönü, sıcaklık ve nem haritaları da yer alıyor. Tehlike oranları yüzde olarak sınıflandırılıp Türkiye haritası üzerinde renklendiriliyor. Her gün saatlik olarak hazırlanan verileri, Orman Genel Müdürlüğü ile de paylaşıyoruz” dedi. “Yeşil vatanımızı korumaya devam edeceğiz” Özhaseki, çalışmaların merkezine, bilimsel bilgiyi ve teknolojik gelişmeleri de aldıklarını vurgulayarak, “Bu kapsamda, yeşil vatanımız olan ormanlarımızı korumak için erken uyarı sistemi MEUS’u geliştirerek devreye aldık. Bu sistemle; orman sahamızı 7/24 tarıyor, anlık olarak takip ederek risk analizi yapıyoruz” ifadelerini kullandı. Bakan Özhaseki, her türlü imkanları kullanarak yeşil vatanı korumaya devam edeceklerini söyledi. “Yangınla ilgili planlamalarda çok büyük önem arz ediyor” Meteoroloji Genel Müdürlüğü Araştırma Dairesi Başkanı Hakan Doğan ise yaz mevsimiyle birlikte yükselecek olan sıcaklıkların yangın riskine yol açabileceğini ifade etti. Orman yangınlarının çıkmasında meteorolojik faktörlerin yanı sıra beşeri faktörlerin de etkili olduğunu kaydeden Hakan Doğan, “Bir cam kırığının meydana getirdiği bir küçük kıvılcımla çıkan yangın, rüzgarın etkisiyle ilerliyor ve geniş alanlara yayılıyor. Böylece MEUS, geniş alanlara yayılması muhtemel yangınlarla ilgili planlamalarda da çok büyük önem arz ediyor.” dedi. Orman Genel Müdürlüğü’nün, orman yangınlarıyla daha etkin mücadele için MEUS’u aktif olarak kullandığını belirten Doğan, “Meteoroloji Genel Müdürlüğü olarak MEUS ile elde ettiğimiz verileri, Orman Genel Müdürlüğü ile anlık, AFAD Başkanlığı ile de günlük olarak paylaşıyoruz” diye konuştu.
Samsun Eski oda ve borsa başkanlarından kahverengi kokarca ile mücadele çağrısı Karadeniz Bölgesi’nde etkili olan ve tarım alanlarında ciddi zararlara yol açan kahverengi kokarca zararlısına karşı eski oda ve borsa başkanı, topyekun mücadele yapılması konusunda çağrıda bulundu. Çin, Japonya, Kore Yarımadası ve Tayvan’a özgü bir böcek türü olan kahverengi kokarca, Karadeniz Bölgesi’nde tarım alanlarına büyük zarar veriyor. Çarşamba Ticaret ve Sanayi Odası eski Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Kefeli ile Fatsa Ticaret Borsası eski Başkanı Ahmet Koç, kahverengi kokarca ile mücadele çalışmasının yetersiz olduğunu, topyekun bir mücadele gerektiğine, Türk tarımının büyük risk altında olduğuna dikkat çektiler. Kefeli ve Koç, kahverengi kokarca zararlısıyla etkin bir şekilde mücadele etmek için, Tarım ve Orman Bakanlığıyla birlikte, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), bölge ticaret ve sanayi odaları, ticaret borsaları, Karadeniz ihracatçı birlikleri, ziraat odaları ve fındık ihracatçılarının hep birlikte mücadele çalışması gerçekleştirmesi gerektiğine dikkat çekti. Çarşamba Ticaret ve Sanayi Odası eski Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Kefeli, “2017 yılında ülkemize giriş yapan ve 17 ilimizde görülen kahverengi kokarca zararlısı ile mücadelede, samuray arısı, fenomen tuzaklar ve 4 çeşit de ithal ilaç kullanılmasına rağmen henüz kesin sonuç alınamamaktadır. Kahverengi kokarca zararlısı ülkemiz fındık, meyve ve sebze tarımını olumsuz yönde tehdit etmektedir. Ülkemizin, dünyanın en büyük fındık üreticisi ve ihracatçısı olması nedeniyle, gelecek yıllarda fındık başta olmak üzere tarım ürünleri gelirlerimizde düşüşe neden olacak kahverengi kokarca zararlısıyla etkin bir şekilde mücadele edilmesi gerekmektedir” ifadelerine yer verdi. Fatsa Ticaret Borsası eski Başkanı Ahmet Koç ise istilacı kahverengi kokarca zararlısının ülke ekonomisine her yıl milyarlarca dolar döviz girdisini sağlayan fındık için büyük bir risk olduğunu, çiftçilere ilaç desteğinin sağlanarak hızlı bir şekilde topyekun mücadele edilmesi gerektiğini belirtti. Koç, “Devletimiz duruma el atıyor ve atmaya devam edecektir ama oda ve borsa başkanlarının da ellerini taşın altına sokmaları gerekmekte" diye konuştu.