GÜNDEM - 20 Nisan 2024 Cumartesi 13:53

“Çocuklarımdan bir parça” koleksiyonuyla adeta müze oluşturdu

A
A
A
“Çocuklarımdan bir parça” koleksiyonuyla adeta müze oluşturdu

Konya’nın Beyşehir ilçesinde yaşayan, çocuklarına ait dişleri, göbek bağlarını ve birçok eşyayı saklayan Sabit Kasapoğlu, çocuklarımdan bir parça diyerek atmaya kıyamıyor, hatıra diyerek saklamaya devam ediyor. Evinde bir çok antika sayılabilecek eşyalardan da koleksiyonun olduğunu söyleyen Kasapoğlu, "Bizim evde kıymet verdiğimiz hiçbir şey atılmaz" dedi.


İlçede yaşayan, bir süre önce Mimarlar Odası Konya Şubesi tarafından meslekte 50’inci yılını doldurmasından dolayı teşekkür plaketi verilen mimar Sabit Kasapoğlu’nun evinin bir odası aile fertleri ile çok az kişinin bildiği birçok ilginç ve sıra dışı koleksiyonları barındırıyor. Çocuklarına ve aile fertlerine ait ne varsa küçük yaşlarından itibaren hatıra olarak biriktiren ve saklayan Kasapoğlu’nun koleksiyonları arasında en ilginçleri olan evlatlarına ait “Çocuklarımdan bir parça” diyerek biriktirdiği diş çıkarttığı dönemden kalan dişler ile diş filmleri de yer alıyor.



“Çocuklarımla ilgili ne varsa biriktirdim”


Sabit Kasapoğlu, 4 çocuğunun olduğunu ve çocuklarının çıkardığı dişleri de sakladığını ifade etti. Hepsini ayrı kutularda sakladığını ifade eden Kasapoğlu, çocuklarının göbek bağlarını da sakladığını söyledi. Kasapoğlu, geçmişte oğlunun uzattığı saçları da sakladığını belirtirken, ayrıca, annesinin evlenmeden önceki kızlık dönemine ait saçlarını da muhafaza ettiğini ifade etti. Kasapoğlu, uzun yıllar önce bir yakınının boğazına kaçan ve yaptığı müdahale sonrası çıkardığı balık kılçığını bile atmayıp o günlerden hatıra olarak sakladığını kaydetti. Koleksiyonunda pul, eski para, çocuklarına ait ne varsa her türlü eşya ve malzeme, oyuncaklar, kıyafetler, eski eşyalar, aile fertlerine ait saçlar, eski nüfus cüzdanları, eski kap kacaklar, devrin aydınlatmalarının da yer aldığını anlatan Kasapoğlu, odasına sığmayan evin depo ve ardiye bölümlerinde de farklı birçok malzemeyi bulundurduğunu belirtti. Kasapoğlu, “Çocuklarımla ilgili neler varsa biriktirdim. İlk giydikleri ayakkabılar, dişleri, bana ait değeri olan her şey, kullandığım aletler, pense, tornavida. Bana lazım olabilecek her şeyim var biriktirdiklerim arasında. Günümüzde de ihtiyaç olursa yeri geldi mi bunları hala kullanıyorum. Günümüzde kullanmadığım şeyler ise kazma ve balta diyebilirim” dedi.



“Sakladıklarımızın hepsi de bizim için çok değerli”


İlginç ve sıra dışı koleksiyon hikayesi hakkında bilgiler veren Kasapoğlu, uzun yıllardan beri kendisine göre değer verdiği her şeyi atmayıp biriktirdiğini aktardı. Çocuklarının 4 veya 5 yaşlarında dişlerinin çıkmasının ardından bu hevesin kendisinde başladığını anlatan Kasapoğlu, bu koleksiyonların muhafazası için de evinin bir odasını özel olarak ayırdığını kaydetti. Koleksiyonuyla ilgili olarak, “Bende yok yok” diyen Sabit Kasapoğlu, “En değerli şeylerimin iyi kötü hepsi burada. Aşağıda depolar, ardiyeler var. Oralarda da var, buraya sığmayan. Beyşehir’in 6 veya 7 tane sokak çeşmesi vardı eskiden, benim çocukluğumda. Bir tanesi bende muhafaza oluyor. Biraz kırığı döküğü var ama saklıyorum. Neden saklıyorum? Bu konuya gelince; benim için bunlara paha biçilmez. Başkaları için ne ifade eder, takdir onların. Kimseyi zorlayamam, burada kitaplar var, oyuncaklar var, halı üzerine yapılan bir Atatürk’ümüz var, ilk Atatürk, bir bende değil birçok yerde de vardır muhakkak ama bende de var. Bu malzemeler içinde tarihlerini tam bilemediğim burada saat, takvim, yuvarlak bakır kaplar var. Devrin aydınlatma aletleri, sefer tasları, çay semaveri var, yok yok diyebiliriz. Eski telefonlar var. Bizim evde kıymet verdiğimiz hiçbir şey atılmaz, saklıyoruz, sadece çöpleri atıyoruz. Sakladıklarımızın hepsi de bizim için çok değerli şeyler” şeklinde konuştu.


Kasapoğlu, koleksiyon olarak biriktirip sakladığı malzemelerinin yer aldığı odanın herkesin görebileceği bir alan olmadığını ama evine misafir olarak gelenlerden arzu edenler olursa kendilerine gösterdiğini de vurgulayarak, “Meraklıları az çok bilirim gelenlerden, onlara az çok gösteririm. Arzu edene gösteririm ama arzu eden çok fazla değil. Benden sonraki neslime bir hatıra olsun diye bunları biriktiriyor ve saklıyorum. Ayrıca, çocuklarımın yanı sıra eşime ait özel hatıralarım da var bu odada” diye konuştu.



“Çocuklarımdan bir parça” koleksiyonuyla adeta müze oluşturdu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Op. Dr. Kamacı Gazze’deki vahşeti öğrencilere anlattı Uluslararası bir insanı yardım derneği ve Avrupa Filistinli Hekimler Derneği aracılığıyla Gazze’ye gönüllü olarak giden Op. Dr. Taner Kamacı, Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) öğrencileriyle bir araya gelerek, Gazze’de yaşadıklarını öğrencilere aktardı. GAÜN İlahiyat Fakültesi Konferans Salonunda gerçekleşen etkinlikte konuşan Op. Dr. Taner Kamacı, Gazze’de yaşanan vahşetin dışarıdan bakıldığından daha ağır olduğunu dile getirerek, acil tıbbi malzemeye ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Op. Dr. Taner Kamacı, zor şartlar altında çalıştığını ifade ederek, “İsrail uçakları sürekli tepeden bombalar atıp gidiyorlar. Uçağa karşı kendilerini savunma şansları da yok. Şehit olanlar oluyor, enkazların altından canlı çıkarılanlar da ayakta kalan birkaç sağlık kuruluşlarından birisine gönderiliyor. Bizler de elimizden geldiğince yaralıların tedavilerini yapmaya çalıyorduk. Çok zor şartlar altında çalışıyorduk. Bazen bombalar çalıştığımız yerin çok yakınına düşüyordu. O kadar yakındı ki bombanın basınç etkilisiyle hastane bile bazen sallanıyordu. Ayakta kalan hastanelerin hepsi yaralılarla doluydu” dedi. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan GAÜN Afrin Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mahmut Çınar, Gazze’de katliam ve soykırımın devam ettiğini belirterek, “Bebekler, kadınlar, yaşlılar, masum insanlar hunharca devlet eliyle öldürülüp, sindirilmeye çalışılıyor. Uygar olduğunu iddia eden bir dünyanın gözü önünde bütün bunlar gerçekleşirken sadece vicdan sahibi bir takım gençlerin ve bazı çevrelerin buna ‘hayır’ dediklerini ancak bir yere sesleri ulaşamadıkları için zalim İsrail’i özellikle de Netanyahu’yu durduramadıklarını görüyoruz. İsrail’in yaptığı bu zulmün gündemde tutulması Gazzeli mazlumların hatırlanması adına bu tür programların önemli olduğunu düşünüyorum” diye konuştu. Etkinlik sonunda, GAÜN Genel Sekreteri Dr. Muhammet Musa Budak tarafından konuşmacı Op. Dr. Taner Kamacı’ya günün anısına plaket takdim edildi.
Bursa Osmangazi çağrı merkezi 24 saat hizmette Osmangazi Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü bünyesinde 24 saat hizmet veren çağrı merkezi, vatandaşlardan gelen talep öneri ve şikayetleri en hızlı şekilde çözüme kavuşturuyor. Vatandaş ile belediye arasında iletişim köprüsü olan Osmangazi çağrı merkezi, belediyecilik hizmetleri ile ilgili yaşanan sorunlara hızlı çözümler üretmek, talep ve önerilerini değerlendirmek için 7 gün 24 saat hizmet veriyor. Vatandaşlara daha iyi hizmet verebilmek adına kurulan çağrı merkezini arayan vatandaşlar, 5 saniye gibi kısa bir süre içerisinde görevli personele bağlanıyor. Alanında uzman personellerin yer aldığı çağrı merkezi, vatandaşlardan gelen her türlü talep, öneri ve şikayetleri kayıt altına alarak gerekli birimlere iletiyor. Aynı zamanda geri dönüş sağlayarak, bilgi paylaşımı yapan ekiplere ulaşmak isteyenler, 444 16 01’i aramaları yeterli olduğunu belirten Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, vatandaşların her türlü sorununu ve sıkıntısını en hızlı şekilde çözüme kavuşturmayı öncelikli görev edindiklerini ifade ederek, “Çağrı merkezindeki arkadaşlarımız, vatandaştan gelen ihbarları belediyemizin ilgili birimlerine iletip birim sorumluları ile vatandaş arasında koordinasyonu sağlıyor. Belediyemizin yetki ve görev alanına giren talepler tek tek çözüme kavuşturuluyor. Çözüme kavuşturulduktan sonra da yetkili birimimiz vatandaşlarımıza telefonla ulaşarak ilgili talebin giderildiğini ya da çözüme kavuşturulduğunu bildiriyor” dedi.