POLİTİKA - 16 Kasım 2012 Cuma 17:10

MHP GENEL BAŞKANI DEVLET BAHÇELİ`NİN AÇIKLAMALARI

A
A
A
MHP GENEL BAŞKANI DEVLET BAHÇELİ`NİN AÇIKLAMALARI

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, anadilde savunma densizliğinin hükümet nezdinde makul ve meşru görülmesi ve bu konuda gerekli girişimlerin yapılmasının, Kandil, İmralı ve Barzani ittifakının elde ettiği bir mevzi olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, dün gerçekleştirilen Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Toplantısı ve gündeme ilişkin gelişmeler üzerine basın açıklaması yaptı. Türkiye`nin hem iç hem de dış gelişmelerin tazyik, baskı ve yönlendirmesi altında çetin ve çetrefilli günlerin içinden geçtiğini belirten Bahçeli, ``Birbiriyle iç içe geçen olaylar halkası millet ve devlet bekasını endişe verici şekilde hırpalamaktadır. Ülkemiz içine girdiği bulanık ve bunalımlarla çevrelenmiş sürecin ağırlığı altında ezilmekte ve güç kaybına uğramaktadır. Nitekim devamlı irileşen ve mesafe alan buhran sarmalı milletimizi dört bir yandan çemberine almakta ve doğal olarak enerjisini tüketmektedir`` dedi.
AÇLIK GREVLERİ
Bölücü taleplerdeki dur durak bilmeyen ilerlemelerin, buna karşılık AK Parti zihniyetinin verdiği tavizlerin meçhule sürüklenen ülke tablosunu fazlasıyla belirginleştirdiğini savunan Bahçeli, AK Parti hükümetinin PKK`ya teslim niteliğindeki adımlarının Türkiye`yi zifiri karanlık bir mecraya mahkum ettiğini ileri sürerek, ``Cezaevlerinde sürdürülen açlık grevleri, PKK`nın Meclis uzantılarının ölüm oyununda rol almaları maalesef ülkemizi tehdit kuşağına hapsetmiştir. İnsan hayatına saygı duymayan teröristlerin kendi bedenlerini vasıta yaparak sözde hak arayışlarına girmeleri ve ölüme yatarak dayatmalarını kabul ettirmeye çalışmaları tam bir kara mizah örneği olarak karşımızdadır. Milletimizin canına kast eden alçakların, küstahça kendi canlarına ihtimam gösterilmesini isteyerek hain isteklerine zemin ve ortam açmaya çalışmaları hezeyan ötesi bir durumdur. Tabut, ölüm, açlık üçlemesiyle Türkiye`yi felç etmeye ve bölücü emellere meydana açmaya zorlayan bu çürümüşlüğün AKP zihniyetinde karşılık bulması işin bir başka hazin ve hüsran yanını oluşturmaktadır`` ifadesini kullandı.
``BARZANİ`NİN SÖZDE BATI KÜRDİSTAN`DAN BAHSETMESİ TÜRKİYE`NİN ETRAFINDA KÜMELENEN HIYANETİN İLANIDIR``
Anadilde savunma densizliğinin hükümet nezdinde makul ve meşru görülmesi ve bu konuda gerekli girişimlerin yapılmasının, Kandil, İmralı ve Barzani ittifakının elde ettiği bir mevzi olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirten Bahçeli şunları kaydetti:
``Bunun yanında, şu an itibariyle taşıdıkları görev ve sorumluluk ne olursa olsun, peşmerge reisi sıfatından çıkamayan Barzani ve Talabani`nin malum köhnemiş kalemler aracılığıyla hiçbir ahlaki ve insani yönü olmayan görüşlerini servis etmeleri Türkiye`nin nasıl bir zillete muhatap kaldığını göstermektedir. AKP`nin yakın dostu ve kardeşi olan bu ikilinin, ülkemizin içişlerine karışacak ve bölücü etnik terörü aklayacak kadar cüret ve cesaret kazanmaları hezimetin ve yenilgi psikolojisinin boyutunu göstermesi bakımından ibret vericidir.
AKP`ye yol haritası çizen, PKK, İmralı ve bölücülük lehine çağrıda bulunmaya kalkışan bu iblis elçilerinin büyük milletimizi hafife almaları hiçbir şekilde izah edilemeyecek bir handikaptır.
Bilhassa AKP`nin gururu Barzani`nin sözde Batı Kürdistan realitesinden bahsetmesi ve bunun kabulüne göndermede bulunması Türkiye`nin etrafında kümelenen hıyanetin ilan ve duyurusu olarak da görülmelidir. Başbakan Erdoğan`ın bu olan bitenleri tepkisiz, hareketsiz ve vurdumduymazlıkla izlemesi ise kime ve hangi hedeflere hizmet ettiğini bir kez daha netliğe kavuşturmuştur.
Hiç şüphesiz son zamanlarda hızla dönen bölücülük çarkının, güç kazanan terör lobisinin, milletimizi risk ve tehlikeler kazanına atmaktan çekinmeyen iktidar zaafının amacına ulaşamayacağını herkes iyi bilmelidir.``
Milliyetçi Hareket Partisi`nin rezaletler serisine dayanacak ve karşılayacak donanım, potansiyel ve heyecana fazlasıyla sahip olduğunu vurgulayan Bahçeli, yanlışta buluşanlar, ihanetle yolları kesişenler, yanılıp da Türk milleti üzerinden hesap yapanların Milliyetçi-Ülkücü hareketin vakar, hamiyet ve asaletinin karşısında erimekten kurtulamayacağını dile getirdi.
``ABD`NİN, İSRAİL`İN YANINDA SAF TUTAN TUTUMU İNSANLIKLA BAОDAŞMAMAKTADIR``
Yakın coğrafyalardaki sorunların vahim bir hal aldığını bildiren Bahçeli, ``İsrail`in Gazze`ye saldırısı ve Filistinli kardeşlerimizin kanını dökmesi yeni bir cinayet mekanizmasının devreye girdiğini işaret etmektedir. Milliyetçi Hareket Partisi, mazlum Filistinli kardeşlerimize düzenlenen saldırıları nefretle ve lanetle kınamaktadır`` dedi.
ABD`nin Türkiye ve Mısır`a yönelik telkinleri ve İsrail`in yanında saf tutan tutumunun insanlıkla bağdaşmadığı gibi, müttefiklik hukukuyla da uyuşmadığını ifade eden Bahçeli, ``Şayet ikna edilmesi gereken öncelikli bir taraf varsa, onun da İsrail saldırganlığı olduğu gün gibi meydandadır. Mahzun ve masum Gazzeli kardeşlerimize vahşice bomba yağdırılması yeni bir kanlı sürecin habercisi niteliğindedir ki; buna çanak tutan, ortam açan, bahane bulan kim varsa ölümlerde pay ve hisse sahibidir`` açıklamasında bulundu.
MHP`nin İsrail`in füze ve bomba dilinden vazgeçmesini, siyasi hesaplar uğruna insanlığı çiğnememesini beklediğini ve uluslararası toplumun katliamlara sessiz kalmamasını içtenlikle talep ettiklerini söyleyen Bahçeli, bu şartlar altında Milliyetçi Hareket Partisi`nin 10.Olağan Büyük Kurultayı`nda seçilen MYK üyelerinin dün itibariyle bir araya geldiğini belirterek, ``Cumhuriyetimizin kurucusu aziz Atatürk`ün istirahatgahı olan Anıtkabir`i ve merhum Başbuğumuz Türkeş Bey`in Anıtmezarını ziyaretin arkasından yapılan toplantıda, önümüzdeki dönemde Milliyetçi Hareket Partisi`nin yönetimini üstlenecek olan yeni Başkanlık Divanı üyeleri de belirlenmiştir`` diye konuştu.
YENİ SEÇİLEN MYK ÜYELERİ
Bahçeli, MHP Merkez Yönetim Kurulu`nda yapılan seçim sonucunda MYK üyelerini şu şekilde açıkladı:
``Teşkilat İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığına Sefa Şefkat Çetin, Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığına Oktay Öztürk, Siyasi İşler, Parlamento ve Hükümet İle İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığına Celal Adan, Ekonomik ve Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığına Ahmet Kenan Tanrıkulu, Medya, Tanıtım ve Halkla İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığına Edip Semih Yalçın, Mali İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığına Mevlüt Karakaya, Türk Dünyası ve Uluslar Arası İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığına Yıldırım Tuğrul Türkeş, Araştırma-Strateji Geliştirmeden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığına Emin Haluk Ayhan, Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığına Sadir Durmaz, Aile, Kadın ve Engellilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığına Ruhsar Demirel, Mesleki ve Sivil Toplum Kuruluşları İle İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığına Atilla Kaya, Parti İçi Eğitim, Siyaset ve Liderlik Okulundan Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığına Zuhal Topçu, Parti Genel Sekreterliğine İsmet Büyükataman, İdari, Mali ve Teknik İşlerden Sorumlu, Genel Sekreter Yardımcılığına Abbas Bozyel, Siyasi ve Sosyal İşler İle Protokol İşlerinden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcılığına ise Sayın Recep Dumanlı seçildi.``
İlk kez toplanan MYK üyeleri ve Başkanlık Divanı`na seçilen kişileri tebrik ettiğini söyleyen Bahçeli, ``Yoğun bir mesai temposu içinde, üstün bir gayret ve mücadele ile sürdüreceklerini inandığım çalışmalarında üstün başarılar diliyor, milletimize, devletimize, Türk siyasetine, partimize hayırlar getirmesini Cenab-ı Allah`tan niyaz ediyorum. Kurultayla sonuçlanan siyasal süreç boyunca, yüksek bir sorumluluk ahlakıyla ve fedakârca hareket ederek, Milliyetçi-Ülkücü iradeye tecelli imkanı veren bütün dava arkadaşlarıma en içten duygularımla şükranlarımı bir kez daha sunuyorum`` dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Gazeteci Yazar Gökhan Çelik’ten yeni roman: ’Hilal Birliği’ Gazeteci ve yazar Gökhan Çelik, aynı zamanda Türkiye Atıcılık Federasyonu As Başkanı olarak görev yaparken, edebiyat alanındaki üretkenliğini de yeni romanıyla sürdürüyor. Çelik’in dokuzuncu romanı olan "Hilal Birliği" okurla buluşarak raflardaki yerini aldı. 42. İstanbul TÜYAP Kitap Fuarı ile birlikte satışa çıkan Hilal Birliği, tarihin gölgelerinde kurulmuş, varlığı hiçbir zaman kayıtlara geçmemiş gizli bir teşkilatın izini sürüyor. Roman, bir milletin hafızasında saklı kalmış, susarak hükmeden ve her dönemde varlığını koruyan bir aklın hikâyesini merkezine alıyor. 1990’lı yılların karanlık sokaklarında bir müzisyenin cebine bırakılan gizemli bir mektupla başlayan hikâye; geçmiş ile geleceği, birey ile devleti, hakikat ile sırrı iç içe geçirerek ilerliyor. Alparslan Türkeş’ten Turgut Özal’a, Muhsin Batur’dan Adil Erdem Bayazıt’a, Barış Manço’dan Necip Hoca’ya uzanan gerçek isimler, romanda tarih sahnesinin perde arkasındaki taşıyıcılar olarak yer alıyor. Yeni eserini okuyucularının beğenisine sunmanın heyecenını yaşadığını ifade eden Çelik, şöyle devam etti: "Hilal Birliği, hayal ile gerçeğin arasındaki en ince çizgide yürürken, okuru yalnızca bir hikâyeye değil bir sorgulamanın içine davet ediyor. İlk satırdan itibaren okur, sanki kendi cebine bırakılmış bir mektubun çağrısıyla baş başa kalıyor ve şu soruyla yüzleşiyor: ’Ben gitmeli miyim?’ " Yeni romanıyla tarihsel derinliği, politik arka planı ve güçlü kurgusuyla, okuru hem düşünmeye hem de hatırlamaya çağıran Çelik, bunu "Çünkü bazı sırlar anlatılmaz; ancak hak edenin kulağına fısıldanır." şeklinde ifade ediyor. Önceki romanları Gökhan Çelik, daha önce "Türk Mülkünün Nizamı: Nizamülmülk", "Ahi Evran", "Denizlerin Tufanı: Piri Reis", "Çaka Bey - Beni Denizlere Gömün", "Fatih Zamanı: Veladet", "Şahzade - Hükümdarlık Satracı", "Kurt Gecesi: İmparatoryum" ve "Kıbrıs Baskını" adlı romanlara imza atmıştı.
İstanbul Zorlu Enerji, genç kadınlara liderlik yolunu açıyor Zorlu Enerji, Turkishe ve YeniBirLider iş birliğiyle hayata geçirilen "Liderlikte Kadın Yüz’ü" Programı ile Türkiye’nin farklı bölgelerinden 100 genç kadını 8 ay boyunca mentorluk, eğitim ve rol model buluşmalarıyla liderliğe hazırlıyor. Zorlu Enerji, Turkishe ve YeniBirLider iş birliğiyle hayata geçirilen "Liderlikte Kadın Yüz’ü" Programı, genç kadınların liderlik yolculuklarını desteklemeyi amaçlayan bütünsel bir gelişim modeli sunuyor. İstanbul’da düzenlenen lansman etkinliğiyle tanıtılan program, Türkiye’nin farklı bölgelerinden 18-30 yaş aralığındaki 100 genç kadını, 8 ay sürecek yapılandırılmış liderlik yolculuğuna çıkaracak. Şirketin Akıllı Hayat 2030 vizyonu ve Eşit Bi’Hayat yaklaşımıyla uyumlu olarak tasarlanan program, genç kadınların erken yaşlarda mentorluk, rol model teması ve çok boyutlu liderlik deneyimiyle güçlenmesini hedefliyor. Program kapsamında katılımcılar; mentorluk görüşmeleri, eğitim modülleri, rol model buluşmaları ve proje geliştirme süreçlerini içeren uzun soluklu bir gelişim sürecine dahil olacak. Enerji sektöründe kapsayıcı dönüşüm Enerji sektörü, tarihsel olarak düşük kadın temsiliyle anılan alanlardan biri olmaya devam ediyor. Türkiye genelinde enerji sektöründe kadın istihdam oranı yaklaşık yüzde 12 seviyesinde bulunurken Zorlu Enerji Grubu, bu oranı kurum bünyesinde yüzde 26’ye taşıdı. Şirket, 2030 yılına kadar kadın istihdam oranını yüzde 30’un üzerine çıkarmayı hedefliyor. Zorlu Enerji CEO’su Elif Yener, programın kurumsal dönüşümle olan bağını şu sözlerle ifade etti: "Enerji dönüşümünü kapsayıcı ve eşit temsili önceleyen bir liderlik anlayışıyla, yatırımlar ve teknolojilerle birlikte ele alıyoruz. Bu bütüncül yaklaşım, dönüşümün kalıcı etkisini güçlendiriyor. ‘Liderlikte Kadın Yüz’ü’ Programı, genç kadınların potansiyellerini görünür kılmayı ve karar alma süreçlerine daha güçlü katılmalarını destekleyen önemli bir adım." Mentorluk, eğitim ve girişimcilik odağı Yapılan açıklamaya göre, programın mentorluk yapısı; C-level yöneticiler ve farklı sektörlerden liderlerin yer aldığı geniş bir mentor havuzuna dayanıyor. Eğitimler ise Mini MBA yaklaşımıyla kurgulandı. Liderlik, girişimcilik, sürdürülebilirlik, teknoloji, finansal okuryazarlık, iletişim ve kariyer tasarımı gibi başlıkları kapsayan programda, yıl boyunca ortalama 50 saatlik bir eğitim içeriği sunulacak. Girişimcilik odağı da programın ana bileşenleri arasında yer alıyor. Katılımcıların geliştirdikleri proje ve girişim fikirlerinin ekosistemle buluşturulması için mentorluk ağı ve partner kurumlarla temas imkânı sağlanacak. Etki ölçümü ve ölçeklenebilir yapı Programın sosyal etkisi, mentorluk görüşmeleri, eğitim katılımı, proje çıktıları, topluluk etkileşimi ve görünürlük artışı başlıklarını kapsayan çok boyutlu bir SROI modeliyle izlenecek. İlk yılın ardından modelin ölçeklenerek büyütülmesi hedefleniyor. Zorlu Enerji sponsorluğunda yürütülen "Liderlikte Kadın Yüz’ü" Programı, özel sektör ve sivil toplum iş birliğinin güçlü bir örneği olarak, genç kadın liderliğini destekleyen kapsayıcı ve sürdürülebilir bir gelecek vizyonuna katkı sunmayı amaçlıyor.
İstanbul Hastane satışında çıkan anlaşmazlıkta silahların konuştuğu olayda sanıklar hakim karşısında Küçükçekmece’de faaliyet gösteren özel bir hastanenin satışında anlaşmazlık yaşanınca şüpheli şahıslar tarafından silahlı saldırı düzenlemişti. Hastane sorumlusunun tehdit edilerek para istendiği olaya ilişkin sanıklar hakim karşısına çıktı. Duruşmada savunma yapan sanıklar mahkemeyle telefon şifrelerini paylaşmayı reddetti. Mahkeme, 3 sanığın tahliyesine hükmetti. Küçükçekmece’de faaliyet gösteren Şeyhmus Güneşlioğlu’na ait Özel Batı Bahat Hastanesi binası, içerisindeki tıbbi cihazlarla beraber Mirza Y. isimli doktor tarafından 10 yıl süre ile kiralanmak istendi. Hastanenin kiralanması için sözleşmenin imzalandığı sırada çıkan anlaşmazlık sonucu hastane, doktor Mirza Y. ve beraberindeki 5 şahıs tarafından 8 Haziran 2024 günü akşam saatlerinde basılarak kurşunlandı. Olay sonrası 4 şüpheli gözaltına alındı. Yine aynı şahsılarla bağlantılı olduğu iddia edilen motosikletli 3 şahıs, 12 Haziran 2024 günü, özel hastaneye gelerek gece saatlerinde kurşun yağmuruna tuttu. Olaydan kısa bir süre sonra bazı şahısların, hastaneye gelerek, hastane sorumlusu Rojhad Kortarmı’yı tehdit etti. Emniyet, yaşanan olaylarda yer alan şahısların birbirleri ile bağlantılı olduğunu değerlendirirken, olaylarda can kaybı yaşanmadı. Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yaşanan saldırılara ilişkin soruşturma başlatıldı. Başsavcılık talimatıyla, polis ekipleri, belirlenen adrese 13 Ağustos 2024 tarihinde operasyon düzenledi. Gerçekleştirilen şafak operasyonuyla, eylemlerle ilgili bağlantılı olabileceği değerlendirilen toplam 8 şahıs gözaltına alındı. Olay sonrası, adliyeye sevk edilen 3 şahıs tutuklanarak cezaevine gönderildi. Öte yandan yaşanan olaylar da güvenlik kamerası tarafından anbean kaydedildi. Görüntülerde, sanıkların hastaneye geldiği, yönetim katına çıktıkları, dışarıda ise hastaneyi kurşunladıkları anlar yer aldı. Suçlamaları reddettiler Öte yandan, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturmanın tamamlanmasının ardından sanıklar, Küçükçekmece Ağır Ceza Mahkemesi’nde ilk kez hakim karşısına çıktı. Duruşmaya, 3’ü tutuklu 10 sanık, müşteki Şeyhmus Güneşlioğlu ile tarafların avukatları hazır bulundu. Duruşmada savunma yapan sanıklar, üzerlerine atılı suçlamaları kabul etmediklerini, hastaneye yönelik bir eylemlerinin bulunmadığını belirterek, mahkemeden beraatlarını ve tahliyelerini talep ettiler. "Silahlı altı kişiyle hastaneye gelerek, hastaneyi kendisine teslim etmemizi istedi ve bizi tehdit etti" Duruşmada beyanda bulunan müşteki Şeyhmus Güneşlioğlu, "1997 yılında bu hastaneyi Güneş Hastanesi olarak açtığımızdan bu yana yaklaşık otuz yıldır sağlık sektörünün içindeyim. Bu hastaneyi 2000 yılından 2023 yılına kadar büyük bir sağlık grubuna kiraladık. 23 yıl boyunca tek bir sorun yaşanmadı. Ne işletmeyle ilgili ne ruhsatla ne de binanın kullanımıyla ilgili bir ihtilaf çıktı. 2023 yılında bu kira ilişkisini karşılıklı olarak sonlandırdık. Hastane faaldi, çalışır durumdaydı ve hazır haldeydi. Amacımız, hastane binasını işletme ruhsatıyla birlikte satmaktı. Bu süreçte M.Y. bize geldi. Hastaneyi ruhsatıyla birlikte satın almak istediğini, yaklaşık 50 milyon dolarlık yatırım yapacağını söyledi. Görüşmeler yaptık ancak satış bedelinde anlaşamadık. Bunun üzerine bir süre sonra hastaneyi kiralamak istediğini ifade etti. Bu aşamada bir ön protokol yaptık. Protokol imzalandığında hastane faal ve hazır durumdaydı. M.Y. kendi planları doğrultusunda bazı değişiklikler yapmak istedi. Biz buna karşı çıkmadık. Ancak bu değişikliklerin masraflarının ve sorumluluğunun tamamen kendisine ait olacağını, bizim hastane binasını hazır halde teslim ettiğimizi yazılı olarak kabul etti" ifadelerini kullandı. Beyanına devam eden Güneşlioğlu, "Başlangıçta bazı ödemeler yapıldı. Ancak bir süre sonra işler bilinçli şekilde yavaşlatılmaya başlandı. Ardından ödemeler kademeli olarak azaltıldı. Çalışmalar artık geri dönülemez noktaya geldiğinde ise, ödemeler tamamen durdu. Bunun üzerine, çeşitli kişilerce aranarak hastaneyi teminatları almaksızın M.Y.’ye teslim etmeme yönelik mesaj ve telefonlar aldım. Son olarak da, M.Y., silahlı altı kişiyle hastaneye gelerek, hastaneyi kendisine teslim etmemizi istedi ve bizi tehdit etti. Polisi aradık, M.Y. olay yerinden kaçtı. Gelenlerin bir kısmı polis zoruyla durduruldu ve üzerlerinden silah ele geçirildi. Dört gün sonra ise hastane, kimliği belirsiz kişiler tarafından kurşunlandı. Kolluk kuvvetlerinin yaptığı çalışmada, M.Y.’nin, şoförüyle yaptığı yazışmalar ele geçirildi. Bu yazışmalarda, M.Y., makinalı silahlar aldığı, bunun için yüklü miktarda ödeme yaptığı açıkça yazılı. Hatta bu mesajlarda, M.Y.’nin el bombası da temin ettiği açıkça görülüyor. Mesajlarından birinde kliniğinin cephaneliğe döndüğünü söylüyor. Buna rağmen biz geri adım atmadık. Bu silahlı baskıya boyun eğmedik ve yaşananları adli mercilere taşıdık" diye konuştu. Duruşmada müşteki avukatları, sanıkların satış sürecinde çeşitli silah temini için bazı kişilerle iletişime geçtiği ve müştekiyi tehdit şeklindeki mesaj dokümanlarını mahkemeye sundu. Savunma yapan sanık avukatları ise suçlamaları kabul etmediklerini belirterek, sanıkların beraatlarını talep etti. Sanıklar telefon şifrelerini mahkeme ile paylaşmadı Ara kararını açıklayan mahkeme, tutuklu sanıklar A.K., A.A.A. ile F. A.’yı, ‘yurt dışına çıkış yasağı’ şeklinde adli kontrol tedbiriyle tahliyelerine hükmetti. Dosyada tutuklu sanık kalmazken, mahkeme başkanı ara kararını açıkladığı sırada sanıklardan telefon şifrelerini tebliğ etmelerini söyledi. Bunun üzerine sanıklar, şifrelerin kişisel verilerin gizliliği hususunda kaldığını belirterek, mahkemeyle paylaşmayı reddetti. Heyet, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi. "Sahte imzayla hastaneyi elimden almaya çalıştılar" Olaya ilişkin duruşma sonrası açıklamalarda bulunan müşteki hastane sahibi Şeymus Güneşlioğlu, "1997 yılında kurulduğu zaman ambulans helikopteri olan hastanenin, sağlık camiasında çok ciddi çevresinde bilinen bir hastane. Bu hastaneyi, 2014 yılından başlayarak, çeşitli illerde, çeşitli vilayetlerde bir sürü gasp, dolandırıcılık, yaralama, tehdit bunların işi gücü bu ve bunlar bu amacı güdüyor. Sahte imzayla hastaneyi elimden almaya çalıştılar. Güven sağlamak amacıyla doktorluk maskesi altında hastaneyi elimden almalarına rağmen dışarıda dolaştıklarına şaşırıyorum" dedi. İddianameden: Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 3 kişi ’müşteki’, 10 şahıs ise ’şüpheli’ sıfatıyla yer aldı. Küçükçekmece’de faaliyet gösteren Özel Batı Bahat Hastanesi binasının, içerisinde ki aletler ve işletme ruhsatı ile beraber M.Y. isimli doktor tarafından 10 yıl süreyle kiralanmak istenildiği, bu hususa ilişkin sözleşme hazırlandığı, ancak satış işlemleri devam ettiği sırada anlaşmazlık çıktığı, bu nedenle M.Y. ve beraberinde ki, B.Y., N.Y., Y.Y., M.Y., N.Y. ve Y.K. isimli şüphelilerin 8 Haziran günü hastaneye gelerek, hastanede etrafa tehditler savurduğu, olay sonrası hastane müdürü Y. D.’nin polis ekiplerine ihbarda bulunduğu, ihbar sonrası harekete geçen polis ekiplerince 4 şüphelinin yakalandığı, şüphelilerden 1’inin üzerinden kuru sıkı tabanca çıktığı ve gözaltına alındıkları aktarıldı. İddianamede, 12 Haziran 2024 tarihinde, Özel Batı Bahat Hastanesi’nin gece saatlerinde motosikletli iki şahıs tarafından kurşunlandığı, eylemi gerçekleştiren şahısların A.K., A.A. ve F.A. olduğunun tespit edildiği bilgisi yer aldı. İddianamede ayrıca, meydana gelen tehdit ve kurşunlama olaylarının birbiriyle bağlantılı olduğuna da değinildi. Tespit edilen tüm şahısların yakalanmasına yönelik, 13 Ağustos 2024 tarihinde sabah saat 05.00 sıralarında operasyon düzenlendiği, şüpheliler M.Y., N.Y., Y.K.’nin de bu kapsamda gözaltına alındığı, şahısların adreslerinde silah ele geçirildiği belirtildi. Şüpheliden hastane sorumlusuna: ’’Ya 1 milyon dolar para getirirsiniz, ya da hastane benim olur, burayı yıkar dümdüz ederim, seni de öldürürüm’’ Hazırlanan iddianamede, 12 Haziran’da Batı Bahat Hastanesi’ne düzenlenen silahlı saldırıda, hastanenin çeşitli noktalarına kurşun isabet ettiği, olay yeri inceleme ekiplerinin hastanede 7 adet kovan ile 1 adet patlamamış fişek bulunduğu, Özel Batı Bahat Hastanesi’nin devrine ilişkin olarak hastane sahibi ve yetkilisi Rıdvan Güneşlioğlu ile babası Şeyhmus Güneşlioğlu olduğu, şüpheli M.Y. beraberinde hareket eden diğer şüpheliler N.Y., B.Y., N.Y., M.Y., Y.Y. ve Y.K.’nin toplu halde hastaneye geldiği, şüpheli M.Y.’nin hastane sorumlusu müşteki Rojhad Kortarmı’ya, ’’Ya 1 milyon dolar para getirirsiniz, ya da hastane benim olur, hastanenin her yerinde adamlarım var, burayı yıkar dümdüz ederim, senide öldürürüm." Şeklinde sözler sarf ettiği, şüphelilerin üzerlerinde silah bulunduğu, gerçekleştirilen eylemler öncesinde ve sonrasında iştirak halinde hareket ettikleri ve eylemleri öncesinde planladıkları aktarıldı. Öte yandan kaynağı tespit edilemeyen bir numaradan, müşteki Şeyhmus Güneşlioğlu’na mesaj atıldığı, mesajda hastaneyi şüpheli M.Y.’ye teslim etmesini söyledikleri belirtildi. Ayrıca, yaşanan olaydan öncesi veya sonrasında müştekilere husumet besleyen kimsenin bulunmadığı belirtildi. Bazı şüphelilere 20 yıla kadar hapis talebi İddianamede, şüpheli M.Y. hakkında, ’birden fazla kişiyle kendini tanınmayacak hale sokarak zincirleme şekilde gece vakti silahla yağma’ ile ’mala zarar verme’ ve ’ruhsatsız ateşli silah bulundurma’ suçlarından toplamda, 10 yıl 4 aydan, 22 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması istendi. Şüpheliler F.A., A.A. ve A.K hakkında, ’birden fazla kişiyle kendini tanınmayacak hale sokarak zincirleme şekilde gece vakti silahla yağmaya teşebbüs’ suçundan 8’er yıldan 20’şer yıla kadar, diğer şüpheliler, N.Y., B.Y., N.Y., M.Y., Y.Y. ve Y.K. hakkında ise, ’yol kesmek suretiyle birden fazla kişiyle beraber iş yerinde silahla yağmaya teşebbüs’ ile ’ruhsatsız ateşli silah bulundurma’ saçlarından toplamda 12 yıldan, 17 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi.