YEREL HABERLER - 15 Şubat 2017 Çarşamba 13:35

Kalfalık ve Ustalık Sınavlarında 158 kişi başarılı oldu

A
A
A
Kalfalık ve Ustalık Sınavlarında 158 kişi başarılı oldu

Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesi Mesleki Eğitim Merkezi Müdürü Fatih Çetin, 2017 Şubat Kalfalık ve Ustalık Sınavlarının tamamlandığını söyledi.
Lüleburgaz Mesleki Eğitim Merkezi Müdürü Çetin, sınavlarda 158 kişinin başarılı olduğunu belirtti. Sınavların tamamlandığını ifade eden Çetin, "2017 Şubat Kalfalık ve Ustalık Sınavlarını tamamlamış bulunuyoruz. Tamamlanan sınavlarda 73 kişi kalfalık belgesi, 66 kişi ustalık belgesi ve 19 kişi de iş yeri açma belgesini almaya hak kazandı. Toplamda sınavlarda 158 kişi başarılı oldu. Yeni ustalık, kalfalık sınavlarına kayıtlarımız başladı. Bundan sonraki ilk sınav Haziran ayında gerçekleşecek. Bilgi almak isteyenler Lüleburgaz Mesleki Eğitim Merkezine gelip bizlerden bilgi alabilirler" dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Nerede bir zulüm, çatışma, adaletsizlik varsa sona erdirmek için biz oradayız" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan," Nerede gadre uğrayan, yok sayılan, baskı ve zulüm gören varsa Türkiye olarak tüm kapasitemizle oradayız. Nerede bir zulüm, çatışma, adaletsizlik varsa sona erdirmek için biz oradayız "dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Kongre ve Kültür Merkezi ‘nde gerçekleştirilen Türkiye Diyanet Vakfı 8. Uluslararası İyilik Ödülleri töreninde konuştu. Erdoğan, "Sizleri en kalbi duygularımla, hürmetle, muhabbetle selamlıyorum. Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekatuh. Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ebedi azaptan kurtuluş olan Ramazan-ı Şerif’inizi tebrik ediyorum. Ramazan-ı Şerif’in içimizi ferahlatan bu güzel ikliminde sizlerle bir arada olmanın sevinci, bahtiyarlığı içindeyim. Cumhurbaşkanlığı Külliye’mize, milletin evine, bu gazi mekana hepiniz hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Farklı kıtalardan, farklı ülkelerden gelerek programımızı teşrif eden muhterem misafirlerimizi bilhassa selamlıyor, kendilerini Külliyemizde ağırlamaktan duyduğum memnuniyeti ifade etmek istiyorum. Sizlerin şahsında, yeryüzünün dört bir yanında iyilikte ve hayırda yarışarak bir gurbet misafirhanesi olarak gördüğümüz bu dünyaya bereket katan tüm gönül insanlarına şahsım ve milletim adına saygılarımı, şükranlarımı sunuyorum" dedi. On bir ayın sultanı Ramazan-ı Şerif’i tebrik eden Erdoğan,"Bu mukaddes günlerin milletimiz, İslam alemi ve tüm dünya için hayır ve güzellikler getirmesini yürekten temenni ediyorum. Merhum Üstadımız Sezai Karakoç, ’Samanyolunda Ziyafet’ adlı eserinde mübarek Ramazan’ı şu mısralarla karşılar. "Ay göründü. Yine ay göründü. İnsanın uyanış ayı göründü. Ruhun diriliş ayı. Geldin seni bekliyorduk. Hoş geldin. Mutluluk getirdin. Gelişin bir bayramdır. Giderken de bayram bırakarak gidersin. Yalnız bir ayı değil, yılı ve ömrü onaransın. Zamana yakut cevher özünü veren bir ustasın. Kentleri de ruhları gibi aydınlatırsın. Ramazan sana selam." Evet, bundan 13 gün önce idrakine nail olduğumuz Ramazan’ın gelişi de gidişi de mümin gönüller için bayramdır, sevinç kaynağıdır. Rabbim bizlere başının rahmet ortasının mağfiret sonunun da azaptan kurtuluş olduğu müjdelenen bu müstesna günleri layıkıyla ihya edebilmeyi nasip buyursun diyorum. İşte bugün Ramazan-ı Şerif’in maneviyatını en güzel şekilde yansıtan bir program münasebetiyle bir araya gelmiş bulunuyoruz. Kendi alanında artık bir markaya dönüşen uluslararası iyilik ödüllerimizin bu sene sekizincisini düzenliyoruz. Ödül takdim törenimizin hayırlara vesile olmasını diliyor, iyilik ödülüne layık görülen tüm kardeşlerimi burada içtenlikle tebrik ediyorum" diye konuştu. Hazreti Mevlana’nın şiirini seslendiren Erdoğan, "Her gün bir yerden göçmek ne iyi. Her gün bir yere konmak ne güzel. Bulanmadan donmadan akmak ne hoş. Dünle beraber gitti cancağızım ne kadar söz varsa düne ait." Dünle beraber sadece acısı ve tatlısıyla hatıralarımızı değil, aynı zamanda dostlarımızı büyüklerimizi insan hazinelerimizi de uğurluyoruz. Önden giden gönül erbabından biri de 28 Şubat’ta dünya defterini kapatıp beka alemine göç eden hattatların reisi Hasan Çelebi hocamızdı. Hasan Çelebi hocamız ömrünü hüsnü hat sanatına adayan her biri ilme ve sanata sevdalı pek çok talebe yetiştiren mümtaz bir şahsiyetti. Rahmetli hocamızla en son 3 Ocak’ta İstanbul’da bir araya gelmiş kendisine Necip Fazıl Saygı Ödülümüzü takdim etmiştik. Emri hak vaki olmasaydı uluslararası iyilik ödülümüzü de bugün yine kendisine tevdi edecektik. Eserleriyle kubbelerimizi mihraplarımızı cümle kapılarımızı tezyin eden hattat Hasan Çelebi hocamızla birlikte ebedi aleme uğurladığımız tüm büyüklerimize tüm ilim kültür ve sanat insanlarımıza Cenab-ı Mevla’dan bir kez daha rahmet diliyorum. Rabbim hepsini de cennetiyle, cemaliyle müjdelesin, müşerref eylesin diyorum" dedi. "Bizleri iyiliğin, hamiyetin, hayrın ve güzel ahlakın bu mis kokulu ikliminde buluşturan Türkiye Diyanet Vakfımıza ve Diyanet İşleri Başkanlığımıza da şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. " diyen Erdoğan, "Bu sene 50. yaşını kutlayan Türkiye Diyanet Vakfımız, insanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır düsturuyla ülkemizde ve dünyanın dört bir yanında iyiliği egemen kılmak için insanlığın hizmetinde olmayı azim ve kararlılıkla sürdürüyor. Diyanet Vakfımız, yarım asırlık bu iyilik yolculuğunda eğitimden insani yardıma kültürel faaliyetlerden sosyal dayanışma projelerine birçok farklı alanda başarı çıtasını her geçen gün daha da yükseğe taşıdı. Burada bir defa şu hususun altını özellikle çizmek isterim. Milli kimliğimizin en belirgin, en karakteristik, en köklü hasletlerinden biri şüphesiz vakıf kültürümüzdür. Asırlar boyunca iyilik ve adalet hamuruyla yoğurduğumuz kardeşlik ve hamiyet ruhuyla yeşerttiğimiz gönül coğrafyamızın her bir köşesi vakıf kültürümüzün eşsiz eserleriyle doludur. Camilerimiz, medreselerimiz, imarethanelerimiz, hanlarımız, çarşılarımız, sebillerimiz ve daha niceleri tarihe ve coğrafyaya vurduğumuz mürekkebi ilelebet kurumayacak imar, inşa ve ihya mühürleridir. Türkiye Diyanet Vakfımız, köklü ve güçlü bir müktesebatın yüzyıllara sarih vakıf kültürümüzün taşıyıcısı olarak önemli bir rol üstleniyor" açıklamasını yaptı. Türkiye Diyanet Vakfı’nın Kur’an kurslarından hafızlık mekteplerine, anaokulundan üniversiteye, Türkiye’de ve dünyanın 111 ülkesinde her kademeden binlerce öğrenciye burs veriyor, akademik destek sağladığını kaydeden Erdoğan," Düzenlediği uluslararası yardım kampanyalarıyla, savaş, afet ve yoksulluk sebebiyle zor durumda kalan insanlara milletimizin yardım elini uzatıyor. Ramazan ayında, Kurban Bayramı’nda ve daha birçok önemli günde yurt içi ve yurt dışındaki milyonlarca ihtiyaç sahibinin imdadına koşuyor. Milletimizin ihsan ve infak kültürünü kuş uçmaz, kervan geçmez denilen yerlerde sadece bilmek zorunda olanların bildiği bölgelerde maşallah başarıyla temsil ediyor. Asya’dan Afrika’ya nereye gitsek Türkiye Diyanet Vakfımız gibi iyilik neferlerinin bir hizmetiyle mutlaka karşılaşıyoruz. Rabbim sizlerin eksikliğini bu millete ve ümmete yaşatmasın diyorum. Sizlerden vicdanlarını tatile çıkarmış olanlara aldırmadan hayırda iyilikte güzellikte yarışmaya devam etmenizi özellikle bekliyorum. Vakfımızın 50. yaşını tebrik ediyor, her bir mensubuna yüreği dağlar kadar büyük tüm vakıf insanlarına teşekkür ediyorum. " ifadelerini kullandı. Bugün aynı zamanda İyilik Haftası’nın da ilk gününün idrak edildiğini belirten Erdoğan, "Şubat’ta yayınladığımız yönetmelikle bundan böyle her sene 13-20 Mart tarihleri arasını inşallah İyilik Haftası olarak kutlayacağız. Hafta boyunca Diyanet İşleri Başkanlığımız başta olmak üzere ilgili birçok kurum ve kuruluşlarımızla birlikte pek çok faaliyet icra edeceğiz. Böylelikle inanç ve medeniyet değerlerimizin en yüksek ideallerinden biri olan iyiliği her alanda teşvik edip destekleyecek, iyilik çınarının çok daha derinlere kök salması için hep beraber samimiyetle çaba sarf edeceğiz. Fahri Kainat Efendimizin ’Allah’ım yaşamayı benim için her türlü iyiliği artırma vesilesi yap’ duasından hareketle bireysel ve toplumsal hayatımızda iyiliği artırmak için gayret göstereceğiz. İyilik haftasının da ülkemiz milletimiz hepimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. İyilik insanın beşer derecesinden insan olma seviyesine yükselmesi demektir. Allah’ın rızasını kazanmanın, takvaya ulaşmanın, çevresine ve dünyaya faydalı olmanın yegane anahtarıdır. Nitekim Rabbimiz Nahl suresinin 128. ayetinde Allah takva ile hareket edip iyiliği seçenlerin yanındadır buyuruyor. Yaratılanı yaratandan ötürü seven bir milletin, geleneğin, medeniyetin mensuplarıyız. İyiliği şefkat ve merhametle besleyip büyüten muhabbet ve diğerkamlıkla perçinleyen bir ecdadın evladı, ahfadı ve torunlarıyız. Kötüye karşı iyinin, zalime karşı mazlumun, yanlışa karşı doğrunun safında yer almak bizim hayat tarzımızdır" açıklamasını yaptı. Lokman Hekim’in ‘iyilik, insanın emniyet kemeridir. ‘ sözlerini hatırlatan Erdoğan, "Kim diyor; İyilik insanlık sanatıdır diyen Gencevi Nizam, dili, dini, rengi ne olursa olsun iyiler iyidir diyen Hacı Bektaşi Veli işte hep bu hakikati dile getirmiştir. Bugün ödüllerini tevdi edeceğimiz iyilik öncüleri de bu hakikatin ete kemiğe bürünmüş ahlaklı, erdemli, fedakar timsalleridir. Çocuk hastalıkları uzmanı olarak bir yandan topluma hizmet edip 8 evladını büyütürken diğer yönden birçok iyilik projesine öncülük eden doktor Gülhanım Bayrak hanımefendiyi, helal kazancını iyilik ve hayır yolunda harcayarak 140’tan fazla Kur’an kursunun açılmasına katkı sağlayan yetimleri, hafızları koruyup gözeten iş insanı Hacı Fevzi Şener’i, engelli ve bakıma muhtaç kardeşlerimize din eğitimi veren, çölyak hastaları için özel ekmek üretip ihtiyacı olanlara ulaştıran din görevlisi Hasan Koç kardeşimi milletim adına tebrik ediyorum. Aynı şekilde harçlıklarımızı Filistin’e bomba olarak göndermeyeceğiz diyerek başlattığı farkındalık çalışmasıyla milyonlarca gönle dokunan, Gazzeli mazlumların acısını yüreğinde hissedip zulme karşı boykot çağrısı yapan Ömer Asaf Kar evladımızı tebrik ediyorum. 1982 Hama katliamı sırasında vicdanının sesine kulak vererek zalim Esed rejiminin sivilleri bombalama emrini yerine getirmeyen bu yüzden hapsedildiği Sedna’ya hapishanesinde türlü zorluklara göğüs geren Suriyeli cesur pilot Rağid el-Tatari İsrail yönetiminin zorbalıklarına, ev hapsine ve Mescidi Aksa’ya giriş yasaklarına rağmen mücadelesinden asla taviz vermeyen Şeyh İkrime Sabri hocamızı da aynı hassasiyette enişten şükran duygularımla tebrik ediyorum" şeklinde konuştu. İyilik mefhumunu yaşatan, zor zamanlarda insanlığa umut olan, özverili çalışmalarıyla insanlığa örnek olanları bir kez daha tebrik eden Erdoğan," Rabbimden kendilerine uzun, hayırlı, sağlıklı ve bereketli ömürler niyaz ediyorum. 60 seneyi aşkın sanatıyla İslam kültürüne hizmet eden Hasan Çelebi hocamıza ise bir kez daha Mevla’dan rahmet diliyorum" ifadelerini kullandı. İyiliğin bu güçlü mirasını muhafaza ederek zenginleştirmek, gelecek nesillere ulaştırmak için çalıştıklarını bildiren Erdoğan," İyilikle dünyayı güzelleştirmenin çabasındayız. Gönüllere iyilik tohumları ekerek insanlığı yüceltmenin gayretindeyiz. Zalime karşı dik durarak, mazlumun elinden tutarak, insanlık vazifemizi en güzel şekilde ifa etmenin mücadelesini veriyoruz. İşte bu anlayışla, 1 milyon kardeşimizin hayatını kaybettiği Suriye’deki katliamlardan kaçıp eman yurdu olarak gördükleri ülkemize sığınan Suriyeli muhacirlere kapılarımızı sonuna kadar açtık. 471 gün boyunca Siyonist rejimin insanlık dışı saldırılarına maruz kalan Gazzeli mazlumlara işte bu tasavvurla destek olduk. Bugün güya kendi akıllarınca bizi cesaretli olmaya çağıranlar, Gazzeli çocukların üzerine bombaların yağdığı o imtihan günlerinde sırf soykırım şebekesinden korktukları, çekindikleri için, Filistin Kuvay-ı Milliyesi’ne terör örgütü iftirası atarken, biz Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda insanlığın ortak kürsüsünde soykırımcıların ve destekçilerinin gözünün içine bakarak Filistin davasına ve Gazze’nin kahraman evlatlarına işte bunun için cesaretle sahip çıktık" açıklamasını yaptı. Somali’de istikrarın korunması, Sudan’da kardeş kavgasının son bulması, Yemen’in, Afganistan’ın, Lübnan’ın kalıcı huzura kavuşması için tüm imkanları seferber ettiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şunu bugün büyük bir memnuniyetle ifade etmek isterim ki, nerede gadre uğrayan, yok sayılan, baskı ve zulüm gören varsa ;Türkiye olarak tüm kapasitemizle oradayız. Nerede bir zulüm varsa, çatışma varsa, adaletsizlik varsa, sona erdirmek için biz oradayız. Nerede dostlarımız ve soydaşlarımız eziyet görüyorsa, engel olmak için biz oradayız. Nerede bir yıkım, afet, gözyaşı varsa silmek için, mazluma el uzatmak için biz yine oradayız. Nerede Türkiye’nin katkısına, desteğine, yardımına ihtiyaç varsa, biz tüm kudret ve kuvvetimizle oradayız. Bakın dün grup toplantımızda da söyledim. Bölgemizde ve ötesinde barışın, adaletin ve istikrarın egemen olması için ne yapmamız gerekiyorsa yapmaktan asla çekinmiyoruz. Ülkemizi barış ve çatışma çözümlerinin merkez üstlerinden biri haline getirme yolunda emin adımlarla yürüyoruz. İnşallah bundan sonra da kimsesizlerin kimsesi olmaya, ezilenlerin, hor görülenlerin, yok sayılanların yanında durmaya devam edeceğiz. İyilik sancağını yüceltmeyi ve yükseltmeyi kararlılıkla sürdüreceğiz. Sabredeceğiz, çalışacağız, zorluklar karşısında yılmayacak, umutsuzluğa asla kapılmayacağız. Allah’a güvenecek ve saye sarılacak hikmete ram olacağız. Rabbim hepimizin yar ve yardımcısı olsun diyorum, İyilik ödüllerine layık görülen isimleri bir kez daha tebrik ediyorum. Ülkemizden ve yurt dışından programa teşrif eden değerli kardeşlerime tekrar teşekkür ediyorum. "şeklinde konuştu Törene Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş ve çok sayıda davetli katıldı. Daha sonra İyilik Ödülleri Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından sahiplerine verildi.
Muş Bulanık’ta bir yıllık husumet barışla sonuçlandı Muş’un Bulanık ilçesinde yaklaşık bir yıl önce akraba iki aile arasında çıkan husumet barışla sonuçlandı. Muş’un Bulanık ilçesine bağlı Çataklı köyü Güveç mezrasından yaşayan akraba Kaya ve Doğan aileleri arasında yaklaşık bir yıl önce çıkan kavga nedeniyle başlayan husumet barışla noktalandı. Husumetli olan aileler, kanaat önderleri Faruk Kılınç, Mehmet Yıldırım, Bulanık Emniyet Müdürü Aytaç Tefek ve Bulanık Garnizon Komutanı Jandarma Üsteğmen Kazım Tüysüz’ün girişimleri sonucu barıştırıldı. Çataklı köyü Güveç mezrası camiinde düzenlenen barış töreninde husumetli iki aile Kur’an-ı Kerim’in altından geçerek kucaklaştı. Barış töreninde konuşan Kanat Önderi Faruk Kılınç, toplum olarak barışa ihtiyaç duyduklarını belirterek, barışta karar kılan her iki aileye teşekkür etti. Toplumda kan davalarının, husumetlerin, kavgaların son bulmasını temenni eden Kılınç; "Bizler öncelikle bu fedakarlığı gösteren, bize topluma değer veren ailelerimize teşekkür ediyoruz. Toplum olarak ihtiyacımız barıştır. İnşallah buradaki barış diğer köylerimizdeki barışımıza da vesile olur. Barışa vesile olan emek gösteren bütün arkadaşlarımıza özellikle iki ailemize teşekkür ediyorum" dedi. Barışların kendisini çok mutlu ettiğini belirten Kılınç; "Dünya’nın birçok yerinde yakıcı savaşlar devam ederken bir yerlerde böyle yüreği barış için atan ve topluma kalıcı bir barışın sağlanması için böylesi girişimlerde mümkün olduğu bizleri mutlu ediyor. Bizlerde bu iki ailenin arasında yaşanan husumetin giderilmesine dönük öncülük yaparak bugün Bulanık ilçemizde barışın sağlanması için buradayız. Çok ciddi bir emek verildi. Uzun bir emekten sonra bu sürece ulaşıldı. Her iki ailenin de bizleri kırmayıp bu barışa vesile olmasından ötürü kendilerine teşekkür eriyoruz. Bu Barışın daha büyük barışlara vesile olmasını diliyorum " şeklinde konuştu. Bulanık İlçe Emniyet Müdürü Aytaç Tefek ise girişimler sonucu barışmayı kabul eden aile büyüklerine teşekkür ederek, "Her iki aile bu cesareti gösterdikleri için kendilerine teşekkür ediyorum. Hepimiz insanız, nefis taşıyoruz. İnsanın yaşadığı küçük bir ailede, köyde toplulukta mutlaka meseleler yaşanır. Mutlaka hata yaparız, gönül ister ki bunlar sevgiyle, saygıyla aşılsın. Ama bu nefis bazen çok acı sonuçlara da yol açabiliyor. Biz yaradılanı Yaradan’dan ötürü seven bir dinin, bir toplumun, bir kültürün mensuplarıyız. Biz sevgiyle saygıyla bütün her şeyi aşabiliriz. Cenabı Allah en çok affetmeyi sever en çok af edenleri sever. Nihayetinde bugün ailelerimiz bu cesareti ve bu iradeyi gösterdiler ve iki aile arasındaki husumet barışla sonuçlandı. Ülkemiz güçlü bir devlet anlayışıyla en ücra noktalara kadar hizmeti ulaştırmaktadır. Ancak hiçbir şey kardeşliğimizden, birlik ve beraberliğimizden daha kıymetli değildir. Bu kapsamda husumeti sonlandırarak barışı, birlik ve beraberliği tahsis eden iki aile bireylerimizi tebrik ediyorum. Allah, hepsinden razı olsun. Bu barış inşallah bütün topluma, ilimize ve bölgemize örnek olur, ülkemizin birlik ve beraberliğine kardeşliğine vesile olur" dedi.
Karaman Karaman’da kış mevsiminde barajlar susuz kaldı Karaman’da şehrin içme suyu ile birlikte tarımsal sulamada kullanılan 4 baraj ve göletinin kış mevsiminde bile susuz kalması, İl Sağlık Müdürlüğü’nün de, şebeke suyundan alınan numune sonuçlarında "petrol hidrokarbonlar" tespit edildiğini açıklayarak içilmemesi uyarısında bulunması halkı tedirgin ediyor. Tarımsal amaçlı sulamada kullanılan ve geçtiğimiz yılın Ağustos ayında kuraklık nedeniyle tamamen kuruyan Kurtderesi Barajı’nda kış mevsimi geçmesine rağmen su bulunmuyor. Sulak alanlarda beslenen kuşların susuz barajda yiyecek araması ise kameraya yansıdı. "Ülkede artık iki mevsim kaldı" Karaman Ziraat Odası Başkanı Mehmet Bayram, küresel ısınma nedeniyle Türkiye’de artık kış ve yaz olmak üzere iki mevsimin yaşandığını söyledi. Kuruyan barajlarda incelemelerde bulunan Bayram, susuzluğun Karaman halkını ciddi anlamda korkuttuğunu belirterek, "Karaman olarak 2025 yılında tarihin en büyük kuraklığını bugün itibariyle yaşamaktayız. Barajlarımız tamamen kurudu. Bu kuraklık sadece tarımsal üretimi tehdit etmiyor, ayrıca içme suyu sıkıntısı yaşayan bir Karamanla karşı karşıyayız. Bu durumu her zaman dile getirdik. Devletimizin hızlı bir şekilde yaşanan sorunla ilgili çalışmalar yapması gerekiyor. Karaman ülkeyi besleyen ovalardan birisidir. Şehrimizde ciddi bir kuraklık yaşanıyor. Tarımın devamı ve içme suyunun karşılanması için dış havzalarda acilen su getirilmesi gerekiyor. Bununla ilgili ben 5 yıldır çağrılarda bulunuyorum. Denize dökülen suyun biran önce Karaman’a getirilmesi konusunda çalışmalar yapılması gerekiyor. 2024 yılının Ekim ayından bugüne kadar olan 5 aylık sürede metrekareye sadece 110 kilogram yağış düşmüştür. İnanılmaz bir kuraklık yaşıyoruz. Mevsimler çok karıştı. 4 mevsim yaşayan ülkemizde artık kış ve yaz olmak üzere iki mevsim kaldı" diye konuştu.
İzmir Tünel inşaatı devam eden mahallede, evlerde oluşan derin çatlaklar vatandaşı tedirgin ediyor Konak ilçesinde yapımı devam eden Onat Tüneli inşaatının olduğu bölgede bazı evlerde gözle görülür derecede derin çatlaklar oluştu. Çatlakların tünel kazısı sırasında yapılan patlatmalardan kaynaklandığını öne süren vatandaşlar evlerinde korkuyla oturduklarını ifade ediyor. Ege Üniversitesinin verdiği raporda ise binalarda oluşan çatlakların doğrudan tünel inşaatı ile ilgili olmadığı belirtiliyor. Konak ilçesi Atamer Mahallesi’nde Buca ile Bornova’yı birbirine bağlayacak Onat Tüneli inşaatında, iddiaya göre kazı çalışmaları sırasında yapılan kontrollü patlatmalar nedeniyle bazı evlerde derin çatlaklar meydana geldi. Özellikle 2613 ve 2581 Sokak’ın kesişiminde bulunan binalarda derin çatlaklar ve zemindeki yarılmalar dikkat çekerken, mahalle sakinleri tedirgin olduklarını ifade etti. Sabah gürültüyle uyandığını ifade eden Aygül Kılıç, "Bomba patlıyor gibi ses geldi. Biz ne yapacağız? Çok zor durumdayız. İki engelli çocuğumla güvensiz binalarda yaşıyoruz. Can güvenliğimiz yok. Ben nereye gideyim? Yetkililer geliyor fakat bir şey değişmiyor" diye konuştu. "Evimiz yıkıldı yıkılacak" Konuyla ilgili yardım beklediklerini belirten mahalle sakini Ersan Kılıç da "Evimiz yıkıldı yıkılacak. Bize yardımcı olurlarsa seviniriz. Sürekli patlama sesleri geliyor. Gece uyurken seslere uyanıyoruz. Evimizin hali ortada" dedi. "Gidecek yerimiz yok" Evinin bahçesinde bulunan merdivenlerin çatladığını söyleyen Selahaddin Kılıç "Biz ne yapacağız? Evimiz başımıza yıkılacak. Korkudan evimizde oturamıyoruz. Başka gidecek yerimiz yok" ifadelerine yer verdi. Sokaktaki parkelerde de yarılmalar olduğunu anlatan Fatma Yılmaz, şunları kaydetti: "Yollarımız havaya kalktı. Evlerimizde çatlaklar oluştu. Korkuyoruz. Kimse bize sahip çıkmıyor. Bu kadar insan nasıl kiraya çıksın? Evlerimiz mantar gibi yarılıyor." Raporda ‘çatlamaların tünelle ilgisi olmadığı’ belirtildi Öte yandan, İzmir Büyükşehir Belediyesi yetkililerinden ulaşılan bilgiye göre, Ege Üniversitesinden alınan raporda binalarda oluşan çatlakların doğrudan tünel inşaatı ile ilgili olmadığı, bölgenin jeolojik yapısının süreklilik teşkil etmemesi (boşluklu zemin yapısı) ve hasar alan yapıların herhangi bir mühendislik hizmeti alınmadan yapılması nedenleriyle çatlakların olabileceği belirtildi. Ayrıca bölgedeki 3 mahalleden 74 binayla ilgili şikayetin geldiği, 18’ine tahliye kararı verildiği, 6’sının satın alma süresinin tamamlandığı ve 2’sinin yıkımının yapıldığı açıklandı. Vatandaşların mağdur olmaması için de çalışmaların sürdüğü vurgulandı.