GÜNDEM - 26 Nisan 2024 Cuma 18:00

Kuraklık riski artıyor, ekinler kuruyor: Köylüler yağmur duasına çıktı

A
A
A
Kuraklık riski artıyor, ekinler kuruyor: Köylüler yağmur duasına çıktı

Kırıkkale’de ekili tarım arazilerinde yaşanan kuraklıktan yakınan köylüler, yağmur duası yaptı.


Kırıkkale’de kuraklık tehlikesi çiftçileri endişelendiriyor. Yağışların önceki yıllara göre az olması sebebiyle ekili tarım arazileri, kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Bölgede yağış miktarındaki azalma, ekili tarım arazilerinin birçoğunun kurumasına sebep oldu. Geçimini çiftçilikten sağlayan köylüler ise kuraklıktan dolayı zor duruma düştü. Köylüler, yağmur yağmaması halinde hasadı kaybedeceklerini belirterek, yağmur duasına çıktı. Tilkili köyünde muhtarlık tarafından organize edilen yağmur duasına, çevre köylerden de katılım oldu. Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından dualar edildi, namaz kılındı. Yağmur duasına, Çelebi Kaymakamı Mehmet Melih Dalan ve Çelebi Belediye Başkanı Yaşar Erdemir de katıldı. Duanın ardından katılımcılara yemek ikram edildi.


Tilkili köyü muhtarı Osman Ilıcan, İHA muhabirine mevsimsel değişiklikten dolayı bölgede kuraklık yaşandığını belirterek, köylülerle birleşerek yağmur duası yaptıklarını söyledi.



"İnşallah dualarımız kabul olur"


Bölgede kuraklığın olduğunu anlatan Ilıcan, "Bölgemizde mevsimlerin değişmesinden dolayı kuraklık yaşanıyor. Bizde tarım ülkesi olduğumuz için üretmeye mecburuz. Bölgemizde su sıkıntısı var. İklimlerin değişmesi yağışların kaymasından dolayı Nisan yağmurlarını alamadık. Buda bölgemizde ciddi bir kuraklığa sebep oldu. Bizde Müslümanlar olarak diğer köylülerimiz ile birlikte birleştik dua ettik. İnşallah yağmurumuz yağar. Dua ettik inşallah bundan sonrada şükür duası yaparız. İnşallah dualarımız kabul olur" dedi.


Kaldırım köyü muhtarı Faruk Yıldırım ise ekinlerinin yüzde 70’inin kuramaya başladığını ifade ederek, bu sebeple de yağmur duasına çıktıklarını belirtti.



Kuraklık riski artıyor, ekinler kuruyor: Köylüler yağmur duasına çıktı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Her 3 bin bebekten birinde görülen ’kistik fibrozis’te erken tanı hayat kurtarıyor Türkiye’de 3 bin bebekten birinde görülen kistik fibrozis hastalığı, topuk taramaları ve ter testiyle erken teşhis ediliyor. Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Hüseyin Arslan, kistik fibrozis hastalığının erken teşhis edilmesinin insanın yaşam kalitesini artırdığını ve yaşam sürecini uzattığını söyledi. Genetik bir hastalık olan kistik fibrozis, ülkemizde yeni doğan her 3 bebekten birinde görülüyor. Bebeklerin doğumuyla birlikte ön tanı için 2015 yılından itibaren yapılmaya başlanan topuk taraması ile erken teşhis sağlanıyor. Erken teşhisin ardından uygulanan ter testiyle de hastalığın tespiti yapılıyor. Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde uygulanmaya başlanan ter testi de deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlara kolaylık sağlamaya başladı. Hastanede görevli Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Hüseyin Arslan, hastalığın tanı süreci hakkında ve sonrasındaki tedavi süreci hakkında bilgi verdi. "Kistik fibrozis genetik geçişli bir hastalık, bulaşıcı bir hastalık değildir" Kistik fibrozun genetik geçişli bir hastalık olduğunu ve bulaşıcı bir hastalık olmadığını ifade eden Arslan, "Burada çocuk göğüs hastalıkların dan biri olan kistik fibroz için ter çalışması yapıyoruz. Kistik fibrozis genetik geçişli bir hastalık, bulaşıcı bir hastalık değildir. Bu geni taşıyan anne ve babanın çocuklarında meydana geliyor. Türk toplumunun da 3 bin kişiden birinde görülebiliyor. Ülkemizdeki mutosyonlar Avrupa’daki görülen mutasyonlardan farklı görülüyor. Kistik fibrozis de ter ve senkrasoyonlarla ilgili bir sorun oluşuyor ve buna bağlı olarak akciğerde ki balgamların yumuşatılıp atılması, pankreasta senkrosyonlar etkileniyor. Buna bağlı olarak sık tekrarlanan akciğer enfeksiyonları, beslenme bozukluğu, yağlı dışkılama, pis koku ishal, gelişme geriliği, sık sinüzitler nedeniyle hastalar çeşitli sıkıntı yaşamakta ve ilerleyen zamanda hayatını kaybediyordu dedi. "Hastalığı ne kadar erken yakalarsak, hastaya bazı tedavileri verirsek daha faydalı oluyoruz" Ülkemizde 2015 yılından itibaren uygulanmaya başlanan topuk testiyle hastalığın erken teşhis edilmeye başlandığına dikkat çeken Dr. Arslan, “2015 yılından itibaren ülkemizde bu hastalık taranıyor. Bebekler doğduğunda topuk taramasında riskli görülen hastalar tarafımıza yönlendiriliyor. Burada ter testi yaparak bu hastalığın tanısını koyuyoruz. Erken tedavi ile daha iyi yaşam kalitesi sağlamaya yardımcı olmaya çalışıyoruz. Ter testi için hastaları 1 gün öncesinden hazırlıyoruz çünkü hastalardan ter toplamamız gerekiyor. 1 gün öncesinden banyo yapıp, iyi besleniyorlar. Yaklaşık yarım saatlik bir süreç içerisinde de ter toplanıyor sonrasında da ölçüm cihazında teri ölçüyoruz. Toplamda 1 saat içerisinde ter testinin sonucunu elde etmiş oluyoruz. Erken yaşta gözlemlenmeye başlıyor. Hastalığı ne kadar erken yakalarsak, hastaya bazı tedavileri verirsek daha faydalı oluyoruz. Hastalar erken tanıyla daha uzun yaşam ömre sahip oluyor. Normal bir birey gibi yaşayabiliyorlar. Bu tedavi süreci hastalar için ömür boyu devam ediyor. Bazı ilaçları ve fizik tedavi uygulamalarını sürekli yapmaları gerekiyor" ifadelerini kullandı.