Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdullah Demirtaş, erkeklerde kısırlığa yol açan önemli ürolojik hastalık varikosel cerrahisinde mikroskopik yöntemin tedavide başarı şansını artırdığı gibi hastalığın tekrarlama riskini de önemli oranda azalttığını belirtti.
ERÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Demirtaş, yaptığı açıklamada, testisin pleksus pampiniformisinin adı verilen toplayıcı damar yapılarının anormal genişlemesi olarak tanımlanan varikoselin genel erkek nüfusunda görülme sıklığının yüzde 15 olduğunu bildirdi. Doç. Dr. Demirtaş, 1 yıl korunmasız cinsel ilişkiye rağmen çocuğu olmayan yani infertil erkeklerin yüzde 35 ila yüzde 40’ında muayene ile tespit edilebilen varikosel bulunduğu ifade etti.
Varikosel hastalığının genellikle erken adölesan dönemi adı verilen 10-13 yaşları arasında gelişmeye başladığını ancak bu sırada çoğu zaman belirti vermediğine dikkat çeken Doç. Dr. Demirtaş, “Adölesanlarda varikoselin saptanması genellikle rutin fizik muayene sırasında olur. Erişkin çağdaki bireyler ise genellikle çocuk sahibi olamama sonucu tespit edilen sperm parametrelerinde bozulma ile üroloğa başvururlar. Hastanın hikayesinde skrotal ağrı ya da uzun süre ayakta durmakla ve egzersizle artan ağrı olabilir. Bazı hastalar ise yumurtalarda ele gelen veya gözle görülen damarsı şişlikler nedeniyle de başvurabilir” dedi.
Sperm kalitesini ve sayısını bozuyor
Erkekte sperm kalitesini ve sayısını bozabileceğine yönelik deliller mevcut olduğundan varikosele dikkat edilmesi gerektiğine vurgu yapan Doç. Dr. Demirtaş, varikoselin önemi hakkında şunları ifade etti:
“Varikoselin sperm kalitesini ve sayısını bozabileceğine yönelik deliller vardır. Ancak geniş çalışmalar yapılmış olmasına rağmen, varikoselin infertilite üzerine etkisinin kesin mekanizması aydınlatılamamıştır. Skrotum adı verilen ve testislerin içinde bulunduğu kesede ısı artışı ile birlikte testiküler ısı düzenlenmesinin bozulması, damar tıkanıklığına ve böbrek üstü bezi ya da böbrekten gelen toksik maddelerin geri akımına bağlı olarak o taraf testiste beslenme azalması ve testisin hormonal ortamında değişme gibi çeşitli teoriler halen tartışılmaktadır. Tüm bu mekanizmalar neticesinde etkilenen testisin boyutlarında küçülme meydana gelebilmektedir. Bunun yanında varikosel varlığı testiste ağrı yapabilir ancak varikosel cerrahi olarak tedavi edilse bile bu ağrının geçmeyebileceği unutulmamalıdır.”
Hastalığın tanısı
Varikosel hastalığında tanının ayrıntılı bir fizik muayene ile konulduğunu, dikkatli bir fizik inceleme ile testis damarlarında meydana gelmiş genişlemeler, testis boyutlarındaki değişiklikler ve varikoselin derecesinin tespit edilebildiğini söyleyen Doç. Dr. Demirtaş, diğer tanı yöntemleri ile ilgili ise şu bilgileri verdi:
’Fizik muayene bulgularına göre varikosel üç dereceye ayrılır: Derece 1: küçük, sadece valsalva manevrası sırasında dokunarak tespit edilen. Derece 2: orta, görülemeyen ama elle hissedilebilen. Derece 3: büyük, damar yapılarının gözle fark edilebilir genişlemesi. Skrotal renkli doppler ultrason, klinik muayenenin güç olduğu durumlarda (obez erkek, geçirilmiş skrotal cerrahi, testisin skrotumda yüksek pozisyonda olması vb.) fizik muayene bulguları teyit etmede ve testis boyutlarını objektif biçimde ölçmede etkili bir araçtır.”
Tedavi yöntemleri
Varikosel tedavisinde hastalığın ileri boyutlara ulaşması durumunda cerrahinin devreye girdiğini belirten Doç. Dr. Demirtaş, son dönemde mikroskop yardımı ile yapılan mikrocerrahinin hastalığın tedavisinde başarı şansını önemli oranda artırdığına dikkat çekti.
Doç. Dr. Demirtaş, açıklamasına şöyle devam etti: “Eğer varikosel herhangi bir belirtiye neden olmuyorsa genellikle bir müdahale yapılmaz. Hafif belirtiler için destekli iç çamaşırları kullanılabilir. Sağlıklı, genç yetişkin erkeklerde görülen varikoselin takibi için yıllık kontroller önerebilir. Endikasyon konulması halinde varikoselin temel tedavisi cerrahidir. Varikosel ameliyatı sırasında lokal veya genel anestezi uygulanabilir. Ameliyat sırasında sorunlu damarlar temizlenir ve bu damarlara doğru olan kan akışı kesilir. Varikosel ameliyatı “mikro cerrahi” operasyonlardır. Son zamanlarda kendi kliniğimizde artık varikosel ameliyatı mikroskop yardımı ile yapılmaktadır. Mikroskop yardımı ile yapılan ameliyatlarla hem komoplikasyon oranları azalmakta, hem tedavi başarısı artmakta hem de hastalık nüks oranları azalmaktadır. Ameliyat bölgesinde oluşabilecek ağrılar için ağrı kesici reçete edilebilir. Ameliyatı takip eden 1-2 gün hastanın ağır fiziksel aktivitelerden uzak durması önerilir. Ameliyattan 7 gün sonra hasta normal aktivitelerine dönebilir.”