KÜLTÜR SANAT - 21 Mart 2018 Çarşamba 14:21

Nevruz ateşi, Türk Dünyası Kültür Başkenti Kastamonu’dan yakıldı

A
A
A
Nevruz ateşi, Türk Dünyası Kültür Başkenti Kastamonu’dan yakıldı

Türk dünyasının Nevruz ateşi, bu yıl Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) tarafından 2018 Türk Dünyası Kültür Başkenti ilan edilen Kastamonu’da Kültür ve Turizm Bakanı Prof.

Türk dünyasının Nevruz ateşi, bu yıl Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) tarafından 2018 Türk Dünyası Kültür Başkenti ilan edilen Kastamonu’da Kültür ve Turizm Bakanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş’un katılımıyla yakıldı.


Türk Cumhuriyetlerine bağlı kentlerden birinin her yıl kültür başkenti ilan edildiği ve yıl boyu sürecek etkinliklerin 21 Mart’ta Nevruz ateşinin yakılmasıyla başladı. Kültür ve Turizm Bakanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş’un katılımıyla 2018 Türk Dünyası Kültür Başkenti ilan edilen Kastamonu’da Nevruz ateşi yakıldı. Kutlamalara Türk Dünyasından 18 farklı ülkenin temsilcileri de katıldı.



“Nevruz’u bu yıl irfan şehri Kastamonu’da kutluyoruz”


Şehrin en tarihi yerlerinden birisi olan Cumhuriyet Meydanında gerçekleştirilen Nevruz Bayramı kutlamalarında konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, “Bu sene irfan geleneğimizin önemli merkezlerinden birisi olan Kastamonu’da Şeyh Şabanı Veli’nin manevi gölgesi altında Nevruz Bayramını kutluyoruz. Her iki güzelliğe birden ev sahipliği yapıyor Kastamonu, bundan dolayı Kastamonuluları tebrik ediyorum” dedi.


Nevruz’un binlerce yıldır çok geniş bir coğrafyada kutlanan bahar bayramı olarak yeniden hayatın canlanışı, toprağın canlanışının olduğunu söyleyen Bakan Kurtulmuş, “Orta Asya’da Balkanlara kadar Mezopotamya’dan Kafkaslara kadar birçok coğrafyada çok geniş bir bölgede canlı bir şekilde kutlanmaya devam ediyor” diye konuştu.



“Nevruz Bayramı kutlamalarına 18 farklı ülkeden katılım sağlandı”


Kastamonu’da gerçekleştirilen Nevruz Bayramı kutlamalarına 18 farklı ülkeden katılımın olduğunu açıklayan Bakan Kurtulmuş, “Nevruz’un bize hatırlattığı üç temel unsur var. Birincisi, Nevruz yeniden doğuşu, yeniden dirilişi hepimize gösteren bu Dünyada da gösteren önemli bir bayramdır. Börtü böcekten ağaçlara kadar, kış ayları boyunca yok olduklarını öldüklerini, çekildiklerini zannettiklerimiz yaratılmış birçok özelliği yeniden dirilişidir, yeniden ortaya çıkışıdır. Bu aynı zamanda bize öbür tarafta yeniden diriliş olduğunu her yıl vurgulayarak hatırlatan önemli bir bayramdır. Nasıl geriye çekilmiş, uyumuş, yok olmuş ya da üstü örtülmüş olsun bahar geldiğinde her tomurcuk yeniden açar, bahar geldiğinde her toprak yeniden canlanır, yeşerir, bahar geldiğinde her ağaç yeniden filiz vermeye başlar. Bahar, Nevruz bizim için bir diriliş, bir uyanış yeniden kendimize geliştir” şeklinde konuştu.



“Nevruz, bize insanlarında farklılıklarıyla, çeşitlilikleriyle aslında bir, beraber ve insanoğlu olduğunu ortaya koyuyor”


Nevruz’un bir olmayı ve beraber olmayı öğrettiğine dikkat çeken Bakan Kurtulmuş, “İkincisi, Nevruz bize yeniden farklılığı, renkliliği, çeşitliliği, farklı farklı olmayı ama bütün bu farklı renklerle, bütün bu farklı desenlerle bir olmayı, beraber olmayı birlikte olmayı öğretiyor. Bahar geldiği zaman kışın hepsini aynı renkte gördüğümüz doğada, çiçeklerin renk renk açtığını, ağaçların filizlerinin, ağaçların çiçeklerinin rengarenk olduğunu ama hiçbir rengin bir diğeriyle uyumsuz, bir diğeri ile çelişki ve çatışma içerisinde olmadığını görüyoruz. Bu yönüyle bahar, bu yönüyle Nevruz bize insanlarında farklılıklarıyla, çeşitlilikleriyle aslında bir, beraber ve insanoğlu olduğunu ortaya koyuyor. Bizim atalarımızda tarih boyunca insanların farklılığını, çeşitliliğini bir zenginlik olarak görmüş. Hiç kimseyi ötekileştirmeden, hiç kimseyi farklılaştırmadan, hiç kimseyi karşı tarafa koymadan herkesi Allah’ın yarattığı kutsal bir yaratık olarak görmüş, her insanı hazreti insan olarak kabul etmiştir” ifadelerini kullandı.



“Kainat ve insanlar, yaratılan her şey bir devinim içerisindedir”


Kainatın ve insanların, yaratılan her şeyin bir devinim içerisinde olduğunu söyleyen Bakan Kurtulmuş, şöyle konuştu: “Nevruz’un bize öğrettiği üçüncü şey ise hayatın bir devinim ve gelişme üzerine oturduğu gerçeğidir. Kainat ve insanlar, yaratılan her şey bir devinim içerisindedir. Aynı hal üzeri duran hiçbir yaratık yoktur. Yaratılanların şekilleri değiştiği gibi Allah’ın ruh vererek, akıl vererek, vicdan ve vererek eşrefi mahlukat olarak ortaya koyduğu kainata getirdiği insanda sürekli değişim halindedir”



“Nevruz, Dünyaya gelen her şeyin devinim içerisinde olduğunu bir fiil gösteren önemli bir derstir”


Nevruzun dirilişin, canlanışın, yeniden ortaya çıkışın bize gösterildiği ders olarak öğretildiği baharın başlangıcı olduğunu vurgulayan Bakan Kurtulmuş, şunları söyledi: “Nevruz, farklılıklarıyla, renkleriyle, çeşitlilikleriyle ama bir ahenk içerisinde var olmanın bize öğretildiği bir bahar bayramıdır. Aynı şekilde Nevruz, Dünyaya gelen her şeyin ister insan isterse diğer mahlukat olsun yani yaratılan yani canlı olan her şeyin değiştiğini, geliştiğini, devinim içerisinde olduğunu öğreten, bir fiil gösteren önemli bir derstir. Nevruz’dan bu dersleri alarak ahengimizi, birliğimizi, dirliğimizi daha fazla arttıracağız. Nevruz’dan bu dersleri çıkartarak kainatla olan, tabiatla olan ilişkimizi daha kuvvetli bir şekilde kuracağız. Yaratılmış ne varsa her şeyi bir mirasımız olarak kabul edeceğiz. Çok daha güzel bir şekilde inşallah dostluğu, kardeşliği, paylaşmayı da Nevruz ile birlikte öğreneceğiz”



“Bütün Dünyaya barış, huzur ve esenlikler diliyorum”


Tüm Dünyaya Nevruz Kutlamaları çerçevesinde barış, huzur ve esenlikler dilediğini aktaran Bakan Kurtulmuş, şunları kaydetti: “Bu vesileyle Türk Dünyasının bütün ülkelerine barış, huzur ve esenlik diliyorum. Dünyada yaşayan 7,5 milyar insanın yaşadığı bütün ülkeler içinde barışı, huzuru, birlikte yaşamayı ve huzur içerisinde gelişmeyi temenni ediyorum. Ülkemiz içinde yeryüzünün en sıkıntılı bölgelerinden birisinde yaşayan ve ne yazık ki ileriye gitmesini önlemek için niceleri tarafından önü kesilen ülkemize de huzur, barış ve esenlik diliyorum. Bu ülkenin birlik ve barış içerisinde yaşaması, ileriye gitmesi daha da güçlenmesi için mücadele eden, gayret gösteren herkese Allah, çabalarında kolaylıklar versin diye temenni ve dualarımı iletiyorum”



“Nevruz, kökleri beş bin yıl öncesine uzanan milli bayramımızdır”


Türk Milleti’nin düşman baskısından kurtuluşunu, yeniden doğuşunu ve dirilişini simgeleyen ve asırlardır Türk’ün bayramı olarak kutlanan Nevruz ateşinin Türk Dünyası Kültür Başkenti Kastamonu’dan yakılmasından dolayı büyük mutluluk duyduklarını belirten Kastamonu Belediye Başkanı Tahsin Babaş ise, “Nevruz, insanın irfan ve ilim diyarına yeniden doğuşunu, cehaletten kurtuluşunu ifade etmektedir” dedi.


Nevruz’un kökleri 5 bin yıl öncesine uzanan Milli bir bayram olduğunu söyleyen Başkan Babaş, “Nevruz Bayramı, bütün Türk Dünyasını birleştiren, ortak duygu ve düşüncede bir araya getiren, sevinç ve tasalarımızı paylaşmamızı sağlayan, kökleri beş bin yıl öncesine uzanan milli bayramımızdır. Birliğimizi, kardeşliğimizi, bağımsızlığımızı korumak, tarihi köklerimize sahip çıkmak, sağlıklı, bolluk ve bereket içinde yaşayan büyük bir millet olarak varlığımızı ebediyete kadar devam ettirmek adına tüm ortak değerlerimize sımsıkı sarılmalıyız” diye konuştu.


Kastamonulular olarak, 2018 Türk Dünyası Kültür Başkenti seçilmekle son derece şerefli bir vazifeyi üzerilerine aldıklarının farkında olduklarını söyleyen Başkan Babaş, “Başta Nevruz Bayramı kutlamaları olmak üzere 2018 yılı boyunca yapacağımız her türlü etkinlikle bu kutlu görevi en iyi şekilde yerine getirmek için büyük çaba sarf edeceğiz. Bu süre zarfında hedefimiz Kastamonu’muzu dünyaya tanıtmaktır. Büyük bir birliktelikle çıktığımız yolda hedefe ulaşacağımızdan en ufak bir şüphem yoktur. Baharla birlikte yeşeren ümitlerimizin, Nevruz Bayramı’yla beklediğimiz neticeye ulaşacağına ve Türk Dünyası Kültür Başkenti olarak kentimizin önünde yepyeni bir dönemin açılacağına yürekten inanıyorum” şeklinde konuştu.


Babaş, şöyle devam etti: “Zatı alinizin himayelerinde, Türk Dünyası Kültür Başkenti 900 yılı aşkın Türk yurdu Kastamonu’muzun, işgale uğramamasına rağmen devleti için, vatanı için binlerce evladını cepheye gönderdiğini, kadınıyla yaşlısıyla kağnılarla mermi taşıdığını; Atabey Gazi, İsmail Bey, Şeyh Şaban-ı Veli, Benli Sultan, Taşköprülüzade, Yavuz’un Hocası Halimî Çelebi, Ahmet Siyahi, Miralay Halit Bey, İhsan Ozanoğlu, Mehmet Feyzi Efendi gibi değerler yetiştirdiğini, tarihine ve kültürüne her zaman sahip çıktığını bütün Türk Dünyası’na anlatma fırsatı bulacağız. Doğal güzelliklerimizi tanıtacağız, halkımızın konukseverliğini bir kez daha ispat edeceğiz”



Kosova ekibinden Afrin harekatına pankartlı destek


Konuşmaların ardından TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov, semeni sunumu yaparak Nevruz duası etti. Daha sonra Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, beraberindeki heyetle birlikte Nevruz ateşini yaktı ve üzerinden atladı. Bakan Kurtulmuş, örsün üzerinde demirde dövdükten sonra yumurta kırdı.


Ardından Alaslama (Geleneksel Dua Töreni) yapıldı ve devamında Azerbaycan Devlet Sanatçısı Azerin, Nevruz konulu türkü seslendirdi. Büyük katılımın sağlandığı Nevruz Kutlamalarına katılan 18 Türk Dünyası ülkeleri, ülkelerine özgü halk oyunlarını sergiledi. Halk oyunları gösterileri esnasında Kosova’dan kutlamalara katılan halk oyunları ekibi, sahneye üzerinde Türkçe yazılı zeytin dalı resimlerinin bulunduğu ‘Seninleyiz Türkiye’ yazılı pankartla çıktı. Kosova’nın TSK’nın Afrin’de yürüttüğü Zeytin Dalı Harekatına destek vermesi, katılımcılar tarafından büyük alkış topladı. Ülkelerin sanatsal gösterilerinin ardından Bakan Kurtulmuş, Cumhuriyet Meydanı etrafında açılan hediyelim eşya, milli yemekler ve el sanatları ustalarının açtığı stantları gezdi. Daha sonra Bakan Kurtulmuş, beraberindekilerle birlikte milli kıyafetler, bayrak ve dövizlerle birlikte Cumhuriyet Meydanından Kışla Parkana kadar kortej yürüyüşü gerçekleştirdi. Yürüyüş esnasında vatandaşlar, sevgi gösterilerinde bulundu. Buna karşılık olarak Bakan Kurtulmuş, vatandaşları selamladı.


Ayrıca törene katılan davetlilere siyez bulguru ve yöresel ürünler ikram edildi. Bakan Kurtulmuş, burada vatandaşlara fidan da dağıttı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Kepez’den Düden Çayı’na dolgu operasyonu Kepez Belediyesi ve ASAT işbirliğiyle Düden Çayı’nın Cırnık Köprüsü mevkiinde bulunan havzaya yapılan ve suyun doğal akışını engelleyen dolgu kaldırıldı. 32 personel, 10 kamyon ve 5 ekskavatörle yapılan çalışma ile köprü ağzındaki hafriyat kaldırılarak, oluşabilecek bir su taşkını önlenmiş oldu. Kepez Belediyesi, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD), geçtiğimiz hafta Antalya için verdiği sarı kodlu uyarının öncesinde su taşkınlarının önlenmesine yönelik çalışma yaptı. İlçenin doğu bölümündeki yağmur sularının tahliyesinde önemli bir görevi olan Düden Çayı’nın, Serik Caddesi’nde bulunan Cırnık Köprüsü bölümünde bir işletmenin, Düden Çayı yatağının kenarını hafriyatla doldurduğu tespit edildi. İlgili mevzuatlara aykırı yapılan ve köprünün bir gözünün kapanmasına neden olan dolgu çalışması ile ilgili Kepez Belediyesi yasal süreç başlattı. Düden Çayı’nda ‘Sarı Kod’ çalışması Antalya Valiliği, AFAD’ın sarı kod uyarısından dolayı Düden Çayı’nın kenarına yapılan dolgunun ve işgallerin ivedilikle kaldırılmasını istedi. Kepez Belediyesi bu yazı üzerine suyun doğal akışını engelleyen dolgunun kaldırılmasına yönelik çalışmayı, sarı kod uyarısının verildiği günün akşamı gerçekleştirdi. Kepez Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ve Antalya Büyükşehir Belediyesi ASAT Genel Müdürlüğü iş birliğinde Düden Çay’ının kenarına doldurulan hafriyat kaldırıldı. 32 personel, 10 kamyon ve 5 ekskavatörle yapılan çalışma, sabah saatlerine kadar sürdü. Operasyonla, Düden Çayı’nın havzasına dolgu amaçlı doldurulan toprak temizlenirken oluşabilecek bir su taşkını da önlenmiş oldu. “Muhtemel bir taşkını önledik” Dere yatağına yapılan dolgunun kaldırılması çalışmasını koordine eden Fen İşleri Müdürü Musa Gül, açıklamasında şunları kaydetti: “Düden Çayı’nın Cırnık Köprüsü bölümündeki havzasına dolgu yapıldığını tespit etmiş ve bu işgalin kaldırılmasına yönelik süreci de başlatmıştık. Ancak Antalya Valiliğimiz, AFAD’ın sarı kod uyarısından dolayı dere yatağındaki işgallerin ivedilikle kaldırılmasını istedi. Bu nedenle ASAT Genel Müdürlüğümüzün desteğiyle sabah saatlerine kadar çalışarak, Düden Çayı’nın kenarındaki hafriyatı kaldırdık. Bu çalışma suyun doğal akışının önündeki engeli kaldırarak, bölgede yaşanabilecek oluşabilecek bir su taşkınını önlemiş olduk.”
Kayseri Antibiyotik zehir olmasın Acıbadem Kayseri Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Yasemin Ersoy, gereksiz ve yanlış antibiyotik kullanımıyla ilgili uyarılarda bulunarak, “Antimikrobiyal direnç basit hastalıkların bile tedavisini zorlaştırıyor. Böyle giderse 2050 yılında 10 milyondan fazla insan bu sebeple hayatını kaybedebilir” dedi. Bilinçsiz antibiyotik kullanımı sonucunda antimikrobiyal direnç sorunuyla karşı karşıya kalındığına dikkat çeken Acıbadem Kayseri Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Yasemin Ersoy, “Öncelikle antimikrobiyal nedir dersek bakteriler için, virüsler için, parazitler için, mantarlar için kullandığımız ilaçlara biz antimikrobiyaller ve bunlara karşı oluşan dirence antimirobiyal direnç diyoruz” dedi. Bu durumun ciddi bir sorun olduğunun altını çizen Prof. Dr. Ersoy, “Niye önemli bir sorun dersek de antimikrobiyallerle karşılaştıkça vücudumuzdaki mikroorganizmaların direnç geliştirme ihtimali artıyor. Ayrıca biliyoruz ki günümüzde mesela Avrupa’da yılda 35 binden fazla insan sadece dirençli mikroorganizmaların oluşturduğu enfeksiyonlarla hayatlarını kaybediyorlar. Yine Dünya Sağlık Örgütü’nün küresel sağlık tehditleri arasında ilk 10’daki konulardan biri de antimikrobiyel direnç. Maalesef hiçbir önlem alınmazsa 2050 yılında dünyada yılda 10 milyondan fazla insanın sadece antimikrobiyellere dirençli mikroorganizmalarla gelişen enfeksiyonlarla hayatını kaybedeceği tahmin ediliyor” diye konuştu. “Antibiyotik viral enfeksiyonu tedavi etmez” Prof. Dr. Ersoy, antimikrobiyal direnç sonucunda basit bir ameliyatta bile tedavinin çok güç hale gelebileceğini vurgulayarak, “Örneğin şu an kış mevsimindeyiz, üst solunum yolu enfeksiyonları görülüyor. Bunların çok önemli bir kısmı viral olduğu için tedavisinde antibiyotiğe ihtiyaç yoktur. Bireysel olarak üstümüze düşen önemli görevlerden biri gerekmedikçe antibiyotik kullanmamak ve her üst solunum yolu enfeksiyonunda hekimimizden talep etmemek gerekir” dedi. “Hekim reçete etmedikçe kullanmayın” Antibiyotiği hekimin reçete ettiği hallerde doğru dozda ve doğru sürede kullanmak gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Ersoy, “Antibiyotik direncini ancak enfeksiyon gelişir ve bununla ilgili bir test yapılırsa anlarız. Ancak vücudumuzda çoğunlukla antimikrobiyal dirençli bir enfeksiyon gelişmişse bildiğimiz, sık kullandığımız antibiyotikler tedaviye yanıt veremez. Aslında insan hayatının uzamasına da katkısı olan antimikrobiyallerin kullanımı böylece etkisiz hale gelmiş olabilir. Hekim reçete etmedikçe bu ilaçları kullanmayın. Eğer gelişigüzel, gereksiz kullanırsak o zaman direnç, her mikroorganizmada artarak devam edeceği için bundan sonraki dönemlerde hastalar basit bir ameliyatta bile hayatını kaybedebilecek noktaya gelebilir” diyerek, bu durumun küresel bir tehdit olarak insanların karşısına çıkacağı ve antibiyotiklerin tüm faydalı etkilerini kaybedilebileceği konusunda uyarıda bulundu. “Aşılama ve hijyen çok önemli” Yapılması gereken en önemli şeylerden birinin de enfeksiyonları önlemek olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ersoy, ne kadar az enfekte olunursa o kadar az antibiyotiğe ihtiyaç olacağını dile getirdi. Bu noktada risk gruplarının ve toplumdaki tüm bireylerin aşılanmasının önemine değinen Prof. Dr. Ersoy, el hijyeni, gıda hijyeni, gerekirse öksürük etiketleme denilen maske kullanımının enfeksiyonlardan korunmakta çok gerekli olduğunun altını çizdi. Tek sağlık kavramından da bahseden Prof. Dr Ersoy, “Tek sağlık aslında insanlarda, hayvanlarda ve bitkilerde de antimikrobiyallerin doğru kullanımını ifade eder. Sadece hekimlerin değil, aslında veterinerliğin ve diğer alanlardaki antimikrobiyallerin de gereksiz kullanımından kaçınılması gerekir” dedi.
Kahramanmaraş Depremzede şehir Kahramanmaraş’ta kitap fuarına yoğun ilgi Asrın felaketi olarak nitelendirilen 6 Şubat depremlerinin merkez üssü Kahramanmaraş’ta 9. Uluslararası Kitap Fuarı yoğun ilgi görüyor. Yaklaşık yarım milyon ziyaretçi beklenen fuarda bir birinden farklı yazarlar okurlarıyla buluşuyor. Kahramanmaraş’ta asrın felaketi sonrası iki yıl aradan sonra gerçekleşen kitap fuarına 140 yayınevi, 150 yazar ve şair katılım sağladı. Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi tarafından açılan “Anadolu’nun En Büyük Kitap Fuarı” 1 Aralık Pazar gününe kadar ziyarete açık olurken etkinlik süresince paneller, söyleyişiler ve yazarların imza günleri de düzenlenecek. Büyük bir coşku ve heyecanla gerçekleştirilen Kitap Fuarı’nın açılış töreninde yüzlerce edebiyatsever de büyük bir ilgi gösterirken Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi fuara rahatlıkla ulaşılması adına ücretsiz ring seferleri düzenliyor. Fuarın bu yılki sürprizlerinden biri de Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesinin “dene-yap” atölyeleri oldu. Çocuklar ve gençler için eğlenceli ve öğretici etkinliklerin düzenlendiği bu alanlar, katılımcılara unutulmaz bir deneyim sunuyor. Ayrıca fuar boyunca dağıtılacak toplam 30 bin adet hediye çeki, ziyaretçilerin yayınevlerinden diledikleri kitaplara ulaşmasını kolaylaştıracak. Tüm edebiyatseverleri Anadolu’nun en büyük kitap fuarına davet eden Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Fırat Görgel, “Kitap Fuarı, şehrimizin önemli organizasyonlarından bir tanesi. 6 Şubat depremlerinin ardından ilk kez düzenliyoruz. Anadolu’nun en büyük kitap fuarı. Şehrimizin imar ve inşası her alanda devam ederken bir yandan da hemşehrilerimizin moral ve motivasyonunu artırmak için kültürel faaliyetler düzenliyoruz. Kitap Fuarımız şehrimize hayırlı olsun. Tüm hemşehrilerimizi ve Türkiye’nin dört bir yanından edebiyat tutkunlarını fuarımıza bekliyoruz” diye konuştu. 9. Uluslararası Kahramanmaraş Kitap Fuarı’nın açılışına katılan ve edebiyatseverlerle bir araya gelen AK Parti Grup Başkan Vekili Bahadır Yenişehirlioğlu, “Gerek fuarda yer alan yayınevleri, gerek yazar ve şairler gerekse de Kahramanmaraş halkının göstermiş olduğu ilgi bu fuarı çok zengin kılıyor. Çok değerli şahsiyetler burada okurlarla bir araya gelecek, söyleşi düzenleyecek ve kitaplarını okurlar için imzalayacak. Her zaman ifade ettiğim gibi ben de kendimi Kahramanmaraşlı addediyorum. Bugün de kitap fuarının açılışına eşlik etme fırsatı buldum” ifadelerini kullandı.
İstanbul Eşi tarafından boğularak öldürülen kadının cenazesi Adli Tıp Kurumundan alındı Esenyurt’ta eşi tarafından boğularak öldürülen Filiz Aras’ın cenazesi yakınları tarafından Adli Tıp Kurumundan alındı. Esenyurt’ta 29 yaşındaki Sadık Aras sabaha karşı eşi Filiz Aras ile bilinmeyen bir nedenle tartışmaya başladı. İkili arasında yaşanan tartışma kısa sürede kavgaya dönüştü. Bu sırada Sadık Aras eşinin boğazını sıkarak boğdu. Eşinin hareketsiz bir şekilde yere düştüğünü gören zanlı, polis ekiplerini arayarak karısını öldürdüğünü bildirdi. Bu sırada eşinin ailesine de arayan Aras, kızlarını öldürdüğünü söyledi. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri talihsiz kadının hayatını kaybettiğini belirledi. Polis ekipleri evde yaptığı ilk incelemenin ardından talihsiz kadının cenazesini otopsi yapılmak üzere Adli Tıp Kurumu morguna kaldırdı. Burada yapılan otopsi işleminin ardından Filiz Aras’ın cenazesi yakınlarına teslim edildi. "Kardeşim çalışıyor ona bakıyordu" Sadık Aras’ın bir süredir işsiz olduğunu ve kardeşinin kazandığı parayla geçimlerini sürdürdüklerini belirten Filiz Aras’ın ağabeyi Ercan Özdemir, "Sedat Aras gece saat 03.00 sıralarında bizi aradı. Bana kız kardeşimle tartıştığını ve onu boğarak öldürdüğünü söyledi. Daha önce bildiğimiz bir kavgaları yoktu. 2 aydır çalışmıyordu. Senetle araç almıştı. Onunla dolaşıyordu. Kız kardeşim çalışıyordu ona bakıyordu. Aracın taksiti vardı. 15 yıllık evlilerdi ama çocukları olmuyordu. Kız kardeşim onu yine bırakmadı sadece mutlu bir yuva istiyordu. Dün gece de yalan söylüyor ama cinnet geçirmiş sonrasında bu olay olmuş. Bu katillere idam istiyoruz" dedi.