YEREL HABERLER - 15 Mart 2016 Salı 11:57

Yazar Ali Erkan Kavaklı: “Öğretmenlik Şikayet Etme Mesleği Değildir”

A
A
A
Yazar Ali Erkan Kavaklı: “Öğretmenlik Şikayet Etme Mesleği Değildir”

Zeytinburnu’nda eğitim seminerlerine katılan yazar Ali Erkan Kavaklı, “Genelde eğitimciler birçok konuda şikayetçi olurlar. Fakat öğretmenlik şikayet etme mesleği değildir. Sorun çözme mesleğidir” dedi.
Zeytinburnu Belediyesi, Bilgi Evi ve Gençlik Merkezi öğretmenlerinin gelişimine, eğitimine ve mesleklerine katkıda bulunmak amacıyla hizmet içi eğitim seminerleri kapsamında yazar Ali Erkan Kavaklı’yı ağırladı. Bilgi Evi ve Gençlik Merkezi öğretmenlerinin, öğrencilere etkin hizmet sunmalarını ve toplumun kültürünü oluşturan değerlerin üyelere aktarımını kolaylaştırmak amacıyla düzenlenen seminere konuşmacı olarak katılan yazar Ali Erkan Kavaklı, “ilham veren öğretmen” konusunu ele aldı.
“EĞİTİM GÖNLE GİRME SANATIDIR”
35 yıllık bir öğretmenlik geçmişi olduğunu ifade eden Kavaklı, eğitimin gönle girme sanatı olduğunu söyledi. Yazar Kavaklı, “Gönlüne giremediğimiz birisinin zihnine giremediğimiz gibi onu eğitme şansımız da ortadan kalkar. Sevmediğimiz hiçbir şeye yeterince faydalı olamayız. Genelde eğitimciler birçok konuda şikayetçi olurlar. Fakat öğretmenlik şikayet etme mesleği değildir. Sorun çözme mesleğidir. Bir öğretmenden söz edeceğim, bütün çağların en başarılı öğretmeni. O hiç şikayet etmedi. Ben sadece öğretmen olarak gönderildim buyurur Peygamber Efendimiz. 23 sene çalıştı ve tüm kıtayı değiştirdi. Bütünüyle. Onun için öğretmenlik değiştirme mesleğidir. Bu nedenle tüm öğretmenleri böylesine bir peygamber mesleğine talip oldukları için tebrik etmek istiyorum” dedi.
“HER ÖĞRENCİ FARKLI BİR DÜNYADIR”
Her beynin özel olduğunu ifade eden Kavaklı, “Birbirinin benzeri beyin yoktur. Nasıl ki parmak izimiz özelse, göz retinamız özelse, avuç içimiz özelse, karakterimiz özelse her çocuğun beyni de özel ve bir birinden farklıdır. Peki, biz ne yapıyoruz? Mecburiyetten de olsa bu farklı ve özel beyinleri bir araya toplayıp hepsine aynı şekilde ders vermeye kalkıyoruz. Fakat bu öğrenciler aynı metotla ve aynı hızda bu dersleri anlamayabilir. Nasıl ki sağlıklı olduğu sürece görmeyen göz olmuyorsa öğrenmeyen beyin de olmaz. Öğrenme biçimi, hızı farklı olabilir. İşte tam da burada öğretmenlik sanatı başlıyor. Ben anlattım, görevimi yaptım anlayan anlar anlamayan beni ilgilendirmez mantığı kesinlikle kabul edilebilir bir mantık değildir” diye konuştu.
Kavaklı, başarılı olmak isteyen öğretmenin, öğrencisinin hangi yöntemle daha iyi anladığını keşfetmesi ve öğrencisini o yöntem üzerine eğitmesi gerektiğini ifade etti. Öğretmenlerin ufuklarını açan bir konuşma gerçekleştiren Kavaklı, programın sonunda kitaplarını imzalayarak hatıra fotoğrafı çektirdi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Atatürk Üniversitesinde 14 Mart Tıp Bayramı coşkusu, Akademisyen ve öğrencilere önlük giydirildi Atatürk Üniversitesi, 14 Mart Tıp Bayramı kapsamında akademisyenler ve öğrenciler için anlamlı bir törene ev sahipliği yaptı. Kültür Merkezi 15 Temmuz Milli İrade Salonunda düzenlenen programa; Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu, Erzurum Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Zafer Aynalı, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Türkez ile Prof. Dr. Reyhan Keleş, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Meltem Alkan Melikoğlu, Genel Sekreter Doç. Dr. Ufuk Okkay, BAP Koordinatörü Prof. Dr. Erol Akpınar ile akademisyenler, hekimler, öğrenciler ve aileleri katıldı. Geleneksel olarak düzenlenen program kapsamında, mesleklerinde 35 ile 40 yılını dolduran hekimlere plaket takdim edilirken, akademik unvanlarında yükselen bilim insanlarına ise cüppeleri giydirildi. Ardından, tıp fakültesi 1. sınıf öğrencileri için düzenlenen önlük giyme töreni ile geleceğin hekimleri mesleğe ilk adımlarını attı. "Tıp Yalnızca Bir Meslek Değil, İnsan Ruhuna Dokunan Kutsal Bir Uğraştır" Törende konuşan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu, 14 Mart Tıp Bayramının yalnızca bir kutlama değil, aynı zamanda tıp mesleğinin sorumluluklarını ve bilimsel gelişmelere olan bağlılığını hatırlatan önemli bir gün olduğunu vurguladı. Hacımüftüoğlu, akademisyenler için düzenlenen önlük giyme töreninin, tıbbın evrensel değerlerine, etik ilkelere ve bilimsel arayışa duyulan bağlılığı temsil ettiğini belirterek şunları söyledi: "Tıp yalnızca bir meslek değil, insan ruhuna dokunan, bilimsel gelişmelerle sürekli yenilenen kutsal bir uğraştır. Akademik camiamızın her üyesi, insanlık hizmetinde yükselerek bilimin ve vicdanın izinde yürümeye devam edecektir. Bugün burada akademik onurunuzu tescilleyen önlüklerinizi giyerken, yalnızca bilgiyi değil, etik sorumluluğu da taşıdığınızı unutmayın." "Beyaz Önlük Bilime Adanmışlığın Bir Simgesidir" Programın ikinci bölümünde gerçekleşen öğrenci önlük giyme töreninde ise 280 Tıp Fakültesi 1. sınıf öğrencisi, hekimlik mesleğine ilk adımını attı. Rektör Hacımüftüoğlu, öğrencilere seslenerek, beyaz önlüğün sadece bir kıyafet olmadığını, aynı zamanda sorumluluk, etik değerler ve bilime adanmışlığın simgesi olduğunu belirtti. "Bugün üzerinize giydiğiniz beyaz önlük, yalnızca bilgiyle değil, insan sevgisi ve etik sorumlulukla yoğrulmalıdır. Tıp eğitimi boyunca sadece klinik pratiği değil, temel bilimlerde de araştırma yapmayı, sorgulamayı ve öğrenmeyi asla bırakmayın. Tıp, insan hayatıyla doğrudan ilgili olması nedeniyle hiçbir aşamasında hatayı kabul etmez. Bu bilinçle, bilime ve insanlığa hizmet yolunda başarılar diliyorum." Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Meltem Alkan Melikoğlu da törende yaptığı konuşmada, hekimliğin fedakârlık, bilgi ve insan sevgisi gerektiren kutsal bir meslek olduğunu vurguladı. Öğrencilere, tıp eğitiminin sadece derslerden ibaret olmadığını, araştırmalar ve uygulamalarla desteklenmesi gerektiğini hatırlattı. Atatürk Üniversitesi’nin bu anlamda öğrencilerine geniş bilimsel olanaklar sunduğunu belirten Melikoğlu, tüm öğrencilere başarılar diledi. Önlük giyme töreni, öğrencilerin ve akademisyenlerin heyecanını yansıtan anlarla sona erdi. Programın ardından katılımcılar, hatıra fotoğrafları çektirerek bu anlamlı günü ölümsüzleştirdi.