SAĞLIK - 27 Eylül 2023 Çarşamba 16:53

Ülkemiz’de Akciğer sağlığını iyileştirmeyi hedefleyen “Türkiye Solunum Koalisyonu” ilk etkinliğini Müze Gazhanede gerçekleştirdi

A
A
A

Türk Toraks Derneği ve Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği önderliğinde bir araya gelen 17 uzmanlık derneği ve 6 hasta derneğinden oluşan ‘Türkiye Solunum Koalisyonu’, “Dünya Akciğer Günü” nedeni ile önemli bir etkinliğe imza attı.

Uluslararası Solunum Dernekleri Forumu’nun (FIRS) girişimiyle Dünya Akciğer Günü olarak kabul edilen 25 Eylül’de; sık karşılaşılan solunum hastalıklarına ve sebeplerine farkındalık oluşturmak ve çevresel etmenlere bağlı olması nedeniyle pek çoğunun ortaya çıkmadan önlenebileceğine dikkat çekmek isteyen Türkiye Solunum Koalisyonu, bu senenin teması olarak belirlenen: ‘Önlemlere ve tedaviye herkes erişsin. Fırsat eşitliği sağlansın!’ konusu üzerinde duruyor.

Ülkemiz’de Akciğer sağlığını iyileştirmeyi hedefleyen “Türkiye Solunum Koalisyonu” ilk etkinliğini Müze Gazhanede gerçekleştirdi

Koalisyon ilk etkinliğini İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin de katkılarıyla bugün, Müze Gazhane Etkinlik Alanı’nda gerçekleştirdi. Etkinlik çerçevesinde halk seminerleri, solunum fonksiyon test ölçümleri ve yorumlanması, pedal çevirme alanında bisiklet ergometrisi ve solunum sağlığına yönelik egzersiz eğitimleri İnsentif spirometri, balon şişirme, vs. fizyoterapist ve uzman doktorlar eşliğinde solunum sağlığına yönelik hareket/egzersizler) halka ücretsiz olarak sunuldu. Akciğer sağlığı ve hastalıkları, risk faktörleri (iklim değişikliği, orman yangınları ile çevre kirliliği de dâhil olmak üzere), toplumsal ve ekonomik etkileri, önleyici yaklaşımlar (aşılama, tütün ürünlerinin bırakılması vb.) konularında, uzman doktorlar her saat başı bilgilendirme yapıp katılımcıların sorularını yanıtladı.

Ülkemiz’de Akciğer sağlığını iyileştirmeyi hedefleyen “Türkiye Solunum Koalisyonu” ilk etkinliğini Müze Gazhanede gerçekleştirdi

“Birleşmiş Milletler ve Dünya Sağlık Örgütü 2030 senesinde akciğer hastalıklarıyla gerçekleşen ölümlerin 3 de 1 oranında azaltılmasını hedefliyor"

Koalisyonun kurucu derneklerinden olan Türk Toraks Derneği Başkanı Prof. Dr. Nurdan Köktürk, "Bugün Dünya akciğer günü etkinliği yapıyoruz. Aslında 25 Eylül tarihinde bütün dünyada dünya akciğer günü olarak anılıyor. Ve uluslararası arenada Akciğer sağlığının önemine dikkat çekilmeye çalışılıyor. Gerçekten akciğer hastalıklarıyla gerçekleşen ölümler tüm dünyada ölümlerin en önemli listesinde 3’üncü sırada yer alır. Birleşmiş Milletler Dünya Sağlık Örgütü ile beraber 2030 senesinde bu ölümlerin 3 de 1 oranında azaltılmasını hedefliyor. Dolayısıyla biz de bu hedefe destek olan yeni bir birliktelik, yeni bir projeden bahsediyoruz. Türkiye ulusal solunum koalisyonu diye 17 dernek ve 6 tane de hasta derneğini içeren bir birliktelik bu. Burada bugün özellikle biz faktörlerin öneminden bahsetmek istiyoruz. Bizim hastalıklarımız da havanın sağlığı çok önemli. Çünkü tütün ve tütün ürünleri, hava kirliliği, iklim krizi, yoksulluk, barınma problemleri, bunların hepsi akciğer sağlığını etkiler. Bu yüzden istiyoruz ki biz herkes aslında önlemlere ve tedaviye ulaşabilsin ve herkes bundan bir şekilde yararlansın. Risk faktörleriyle ilgili olarak da Türkiye’deki durumu bir mercek altına almak istedik" dedi.

Ülkemiz’de Akciğer sağlığını iyileştirmeyi hedefleyen “Türkiye Solunum Koalisyonu” ilk etkinliğini Müze Gazhanede gerçekleştirdi

“Akciğer sağlığının farkındalığını artırmamız gerekiyor”

Düzenlenen etkinlikte Koalisyon adına açıklama yapan Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği Başkanı Prof. Dr. M.Şule Akçay özellikle tütün kontrolüne değinerek, “Biz Türk Toraks Derneği ve Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği 2 ana uzmanlık derneğinin çatısı altında 17 uzmanlık derneği 6 hasta derneği Türkiye Solunum Koalisyonu’nu oluşturduk. Niye böyle bir organizasyona ihtiyaç duyduk? Her yıl 25 Eylül’de aslında bu etkinlik hep yapılır. Ama ilk kez bu kadar geniş bir organizasyonla yapıldı. Umarım bunun devamı da gelecek. Sonraki ardıç yıllarda da devam edeceğiz. Akciğer sağlığının farkındalığını artırmamız gerekiyor. Kovid salgını geçirdik biliyorsunuz Pandemi, 3 yıl bununla mücadele ettik ve akciğer sağlığımızın önemini hepimiz daha fazla fark ettik. Sigara alışkanlığı ülkemizde maalesef çok fazla. Ve bu da yine akciğer sağlığının önemini vurgulamamız gerektiriyor” diye konuştu.

Abdul Samet Kaya - Aykut Zor

Ülkemiz’de Akciğer sağlığını iyileştirmeyi hedefleyen “Türkiye Solunum Koalisyonu” ilk etkinliğini Müze Gazhanede gerçekleştirdi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde anıldı Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen programda anıldı. Etkinlikte, Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan kardeşliğine katkıları ele alındı. Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen "Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin mimarı: Ulu Önder Haydar Aliyev’i Anma Gecesi" programı, saygı duruşu ve Türkiye ile Azerbaycan milli marşlarının okunmasıyla başladı. Açılışın ardından düzenlenen panelde; Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Erbay, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Karabulut ile Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Okan Yeşilot, Haydar Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine katkılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Panelin ardından ses sanatçısı Süreyya Eyvazova, Azerbaycan’ın simge eserlerinden "Sarı Gelin" türküsünü seslendirdi. "Tarihimize baktığımızda biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de kader ortağıyız" Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, Haydar Aliyev’in Azerbaycan milleti için taşıdığı önemi vurgulayarak, gerçekleştirdiği anma konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "İki liderimizden, iki ulu önderimizden birini bugün burada anıyoruz. Biri Atatürk, biri Haydar Aliyev. Her ikisi de bizim yolumuzu açtı. Biri Türkiye’nin, biri Azerbaycanlı Türklerin yolunu açtı. Azerbaycan bizim için can, Azerbaycanlı kardeşlerimiz de can kardeşlerimizdir. Uzakta olsak bile gönül bağıyla bağlıydık ve o kültürün, o toplumun içerisine girdikçe aslında ne kadar yakın olduğumuzu; benzerlik de değil ne kadar aynı olduğumuzu fark ettim. Aslında bizim bir olduğumuzu keşfettim. Ortak kültür, ortak dil ayrı bir dil değil, hepimiz aynı dili konuşuyoruz. Ama bir kan birliği kesinlikle var ve bu kan birliğinin, genetik birliğinin, genetik aynılığın ben artık kimyasına çok inanmaya başladım. Çünkü yabancı hissetmiyoruz orada, benim için başka bir ülke değil. Tarihimize baktığımızda aslında biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de aslında kader ortağıyız; aynı mücadelelerden geçmişiz. Emperyalist güçler tarafından aynı acılar çektirilmiş, aynı mücadele süreçleri yaşanmış. Dolayısıyla Haydar Aliyev gibi, Mustafa Kemal Atatürk gibi ulu önderler eğer bu kadar güçlü biçimde bizlere ışık tutup bizim yollarımızı açtılar ise, bu üniversitenin çatısı altında da şunu söyleyebilirim ki bizler için en büyük güç bilgi olmalı. Çünkü biz emperyalist güçlerle ancak ve ancak bilgi ile başa çıkabiliriz. Bu iki ulu önderin özelliği, her iki önder de kahramanlık destanını kendi halklarıyla birlikte, kendi milletleriyle birlikte yazdılar. Destanı cephede, meydanlarda birlikte gerçekleştirdiler. Birlikte kahramanlık hikayeleri yazıldı ve tarihe birlikte geçildi; milletiyle bütünleşerek ve büyük millet sevgisiyle. İktidar hırsı değil, millet sevgisi, milleti kurtarmak, bağımsızlık ve özgürlük sevdasıyla gerçekleştirilen büyük bir güç, büyük bir enerji. Dolayısıyla onlara çok şey borçluyuz." "Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır" Prof. Dr. Güngör, bilginin iki millet arasındaki birleştirici gücü artıracağını ve güçlü bir Türk ittifakının bilgili insanlarla mümkün olabileceğini dile getirerek, "Bugün burada olmanız bizler için çok anlamlı. Ülker Hanım bize "’İyi ki kapılarınızı açtınız’ demişti. Ben de dedim ki; biz kapıları açmadık, kapılar zaten hep açıktı. Biz çünkü kapıları kapatamayız, kapılar hep açık çünkü biz kardeşiz, biz aynı milletiz. Biz birbirimize dayanırsak güçlü oluruz. Yoksa bir tarafta Amerika, bir tarafta Rusya, geleceğin belki emperyal gücü Çin; bunlar için biz hep başkası olacağız, biz hep öteki olacağız. Bizim öteki olmaktan kurtulmamızın tek bir yolu var: Birbirimizi tanımak, birbirimizin farkına varmak ve biz olabilmek. Onun için de bilgi ittifakı yapmalıyız. Biz zaten kardeş ittifakı yapıyoruz, bilgi ittifakı yapmalıyız. Üniversitelerimiz arasında bilgi alışverişi, etkileşimi hızlandırmalıyız. Bunu çok daha güçlü hale getirmeliyiz. Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır. Dolayısıyla da farkında olmak, dolayısıyla da birbirinin yanında olmak, birbirinin içerisinde olmak, ittifakı güçlü bir Türk ittifakı oluşturabilmek, güçlü bir Türk bloku oluşturabilmek. Bunun yolu da aşkın insan yetiştirebilmek, bilinçli insan yetiştirebilmek ve bilgili insan. O nedenle de eğitim güçlerimizi birleştirmeliyiz. Bu tür topluluklarda da bunun farkını ve bunun farkındalığını sürekli güçlendirmeliyiz. Ben tekrar huzurunuzda Ulu Önderimiz Haydar Aliyev’i saygıyla, minnetle, sevgiyle anıyorum" ifadelerine yer verdi. Program, konuşmacılara ve katkı sunanlara plaket takdim edilmesiyle sona erdi.