GENEL - 05 Ocak 2018 Cuma 09:37

Türkiye’de çocuklar Filipinli bakıcılara emanet edildi

A
A
A
Türkiye’de çocuklar Filipinli bakıcılara emanet edildi

2017 yılında Türkiye genelindeki ailelerin çocuklarını çoğunlukla Filipinli bakıcılara emanet ettikleri belirtildi.

2017 yılında Türkiye genelindeki ailelerin çocuklarını çoğunlukla Filipinli bakıcılara emanet ettikleri belirtildi.


Damla İnsan Kaynakları İK Müdürü Filiz Şeker ailelerin 2017 yılında tercihlerini Filipinli bakıcı adaylarından yana kullandıklarını belirtti. Filipinli bakıcıların yurt içinden temin edilmeleri halinde ortalama bin dolar aylık ve izin parası karşılığında çalıştıklarını belirten Şeker, bakıcıyı yurt dışından getirtmenin maliyetinin daha düşük olduğunu söyledi. Şeker, “Fakat bu iki alternatif arasında süreç açısından ciddi bir fark söz konusu. Bakıcınızı yurt dışından temin etmeyi tercih ederseniz 4 ila 6 hafta beklemeniz gerekiyor. Yurt içinden sağlamayı tercih ettiğiniz takdirde ise sadece birkaç gün bekliyorsunuz” dedi.


“Dolar kurunun yükselmesi Filipinli bakıcılara yönelik talebi azaltmadı”


Şeker Türkiye’de dolar kurunun yükselmesinin aileleri daha ekonomik alternatifler arayışına ittiğini belirterek, “Son zamanlarda müşterilerimizin Nepalli bakıcı adaylarıyla da ilgilenmeye başladığını fark ettik. Bunun başlıca sebebi Nepallilerin aylığının 600 dolar civarında olması. Fakat bu durumun Filipinli bakıcı talebinde fark edilir bir azalmaya yol açtığını söyleyemeyiz. Şimdilik böyle bir durum söz konusu değil. Özellikle İngilizce bilen bakıcı arayan aileler Filipinlileri tercih etmeye devam ediyorlar, zira İngilizceleri Nepalli bakıcılara göre daha iyi. Ayrıca disiplinli ve prensipli bir şekilde çalışmalarıyla edinmiş oldukları bir ün var” şeklinde konuştu.


“Yabancı bakıcılar yatılı olarak çalışabiliyorlar, bu önemli”


Filiz Şeker yabancı bakıcıların yatılı olarak da çalışabilmelerinin önemli olduğunu vurgulayarak “Ailelerin Filipinli bakıcıları tercih etmelerinin temel sebeplerinden biri de yatılı bakıcı olarak çalışmaya itiraz etmemeleri. Yerli bakıcıların büyük kısmı akşamları evlerine, ailelerinin yanına dönmeyi tercih ediyorlar. Yabancı bakıcı adayları ise çoğu zaman ailelerini ülkelerinde bırakarak çalışmak amacıyla başka ülkelere gidiyorlar. Eşleri, çocukları, anne - babaları, yakınları kendi ülkelerinde kaldığından geceyi çalıştıkları yerde geçirmek onlar için sorun olmuyor, hatta bunu avantajlı buluyorlar. Nepalli bakıcılar da yatılı olarak çalışıyorlar ve bu birçok aile için önemli bir kriter. Fakat onların hasta - yaşlı - çocuk bakımı veya ev işleri yardımcılığı piyasasındaki yerleri şimdilik Filipinlilerinki kadar sağlam değil. Filipinli yardımcı ve bakıcılar üç yıldır bu piyasadalar ve genel olarak işverenlerini memnun ediyorlar. Bu yüzden, rahat bir bütçeye sahip olan ailelerin öncelikli tercihi yine onlar oluyor” ifadelerini kullandı.


Filiz Şeker ailelerin yabancı bakıcı ararken dikkat etmesi gereken noktalar hakkında da şunları söyledi: “Hiçbir firma veya kurum size kusursuz bir bakıcı vaat edemez, bakıcınızdan yüzde 100 memnun olacağınızın garantisini veremez. Fakat memnuniyetsizlik riskini minimuma indirmek için yapabileceğiniz şeyler var. Bunların en önemlisi bakıcıyı piyasada iyi bir isim yapmış bir firmanın aracılığıyla temin etmektir. Damla Danışmanlık ekibi olarak sektördeki 20 yıllık tecrübemiz ve kaliteli hizmet anlayışımızla kazandığımız itibardan ötürü gururluyuz, bize bu itibarı kazandıran müşterilerimize şükran duyuyoruz. Birçok aileye istedikleri özelliklerde bakıcı ve yardımcılar temin ettik, yaşanan sorunları da kısa sürede çözüme kavuşturduk. Çocuk bakıcısı, gölge öğretmen, oyun ablası, ev işleri yardımcısı, yaşlı bakıcısı gibi personel ihtiyaçlarınız için size de yardımcı olmaktan mutluluk duyarız.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Bursa’da ulaşım filosu büyüyor, hizmet ağı güçleniyor Bursa Büyükşehir Belediyesi, Mimar Sinan Otobüs Garajı’ını yenilenen yüzüyle hizmete açtı. 14 yeni minibüs, 2 körüklü otobüs ve çift katlı yeni otobüsü BURULAŞ bünyesine de katan Büyükşehir Belediyesi, ‘Gezici Şoför Eğitim Programı’nı da başlatarak hem şoförlerin kendilerini geliştirebilmesini hem de yolculara daha kaliteli hizmet sunulmasını sağlayacak. Bursa’da daha güvenli, erişilebilir ve daha konforlu bir ulaşım ağı kurma hedefiyle projeler geliştiren Bursa Büyükşehir Belediyesi, BURULAŞ’ın çalışmalarıyla Mimar Sinan Otobüs Garajı’nı hizmete aldı. Günlük 170 aracın yıkanabildiği, 200 otobüsün akaryakıt ikmali yapıldığı ve 30 arıza onarımının gerçekleştirildiği modern garaj, daha geniş kapasiteyle hizmete sunuldu. 2 kanal ile 60 araca hizmet veren otobüs garajı, artan talep doğrultusunda 5 kanala çıkartıldı ve 206 aracın park edebilmesi sağlandı. Ayrıca 14 yeni minibüs, 2 körüklü otobüs ve çift katlı yeni bir otobüs BURULAŞ filosuna katılarak hizmet kalitesi de artırıldı. Öte yandan BURULAŞ tarafından başlatılan ‘Gezici Şoför Eğitim Programı’na start verildi. Verilen eğitimlerle engelli bireylere yönelik hassasiyet, stres ve öfke kontrolü, müşteri memnuniyeti, ilk yardım ve güvenli sürüş teknikleri gibi pek çok önemli konuda şoförlerin kendilerini geliştirmelerine imkan sağlanacak. Mimar Sinan Otobüs Garajı’nda düzenlenen törene Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in yanı sıra Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Ergül Halisçelik, BESOB Başkanı Fahrettin Bilgit, Genel Sekreter Yardımcıları Mehmet Emin Direkçi ve Mehmet Tözün Bingöl, Burulaş Genel Müdürü Fahrettin Beşli, daire başkanları, oda başkanları ve çok sayıda esnaf katıldı. “Toplu ulaşım araçlarını tercih etsinler” Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, BURULAŞ’ın kendisini yenilemeye ve güçlendirmeye devam ettiğini söyledi. Her zaman daha güvenli, daha temiz, daha konforlu bir ulaşım ağı kurmayı hedeflediklerini dile getiren Başkan Bozbey, Mimar Sinan Otobüs Garajı’nın kapasitesi yüzde 70 artırılarak hizmete alındığını belirtti. Bu tesisin benzerini ihtiyaç durumunda kentin batısına ve kuzeyine de yapacaklarını anlatan Başkan Bozbey, “Bu sayede hem şoför arkadaşlarımız hem de vatandaşlarımız rahat edecek. Ayrıca bugün 14 yeni minibüs, 2 körüklü otobüs ve çift katlı yeni otobüsümüzü araç filomuza katmış olduk. Bu araçlar, Bursa’mızda daha kaliteli ve sürdürülebilir ulaşım sağlamamıza destek olacak. Bursalılardan isteğimiz, bireysel araçlar yerine toplu ulaşım araçlarını daha fazla tercih etsinler. Ana yoldan geçen her 100 araçtan 60’ının içerisinde bir kişi bulunuyor. Bunu azaltabilirsek trafikte rahatlama olacaktır” dedi. “Kenti her yönüyle doğuda ve batıda eşitleyeceğiz” İlave hatlar, projeleri devam eden raylı sistemler, kavşak düzenlemeleri ve yeni yollarla Bursa’daki trafiği rahatlamayı hedeflediklerini anlatan Başkan Bozbey, “Bunu Bursalılar için düşünüyoruz. Daha önce yapılan hataların yapılmaması bizim en büyük sorumluluğumuzdur. Kenti bir yere yönlendirmeyeceğiz. Trafik akışını bir yere yığmadan azaltmayı düşünüyoruz. Kenti her yönüyle doğuda ve batıda eşitleyeceğiz. İnsanların, ihtiyaçlarını kendi bölgelerinde gidermesini sağlarsak ulaşım sorunu azalacaktır” dedi. “Bursa’mızı daha güzel yarınlara taşıyacağız” Önemsedikleri bir diğer konunun da ‘Gezici şoför eğitim programı’ olduğunu belirten Başkan Bozbey, “Eğitim programıyla yolcular için daha güvenli ve daha kaliteli hizmet sunulmuş olacak. Bursa’mız, her geçen gün büyüyor ve gelişiyor. Bu büyümenin en önemli ayaklarından biri de modern ve güvenilir bir ulaşım ağıdır. Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak ulaşımda kaliteyi artırmak, yolcularımızın konforunu sağlamak ve kentimize değer katmak için çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Hep birlikte Bursa’mızı daha güzel yarınlara taşıyacağız” dedi. Konuşmaların ardından Otomotiv Satış Müdürü Adem Ali Metin’e plaket takdimi yapıldı. Burulaş Genel Müdürü Fahrettin Beşli tarafından Başkan Mustafa Bozbey’e temsili anahtar teslim edildi.
Erzurum Erzurumspor FK - Sakaryaspor maçının ardından Trendyol 1. Lig’in 17. haftasındaki Erzurumspor FK-Sakaryaspor A.Ş. maçının ardından teknik direktörler mücadeleyi değerlendirdi. Trendyol 1. Lig’in 17. haftasında Erzurumspor FK, sahasında Sakaryaspor ile golsüz berabere kaldı. Müsabakanın ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Sakaryaspor Teknik Direktörü Mesut Bakkal, oyunun başından beri hakimiyetinin kendilerinde olduğunu vurgulayarak, "Son 10-15 dakika falan bir doldur boşalt oldu. Özellikle ilk devre, atak vermeden pozisyon ürettiğimiz bir maç. Önde biraz daha dikkatli olabilseydik. Yani öndeki oyuncularımız biraz daha verimli olabilseydi, maçın belki de skoru yakalayabilirdik. Sonra ikinci devreye daha iyi, oyunu özellikle orta sahada kilitleyip gol bulmaya çalıştık. Ataklarımız da var. Ama bizim için hakikaten bir puan çok önemli. Çünkü eksiklerimiz yeni bitiyor. İşte yeni yeni toparlandık. Hem galip geldik geçen hafta. Bu haftanın da bizi nereye getireceğini biliyorduk. Yani en azından puan veya puanlar almaya gelmiştik ki Erzurum yaklaşık iki üç yıldır aynı yan yana oynayan takım. Ama tabii sakatlar ve eksikleri de vardı. O da bize yaradı diyebilirim. Yani az da olsa bizim üstünlüğümüzle geçen bir maç. Tabii bir de saha şartları da çok ağır. Yani hakikaten ağırdı. Hem mücadele edeceksiniz hem oyun oynayacaksınız. Böyle bir ortamda puan aldığımız için puan oyuncularımı da tebrik ediyorum. Kupa maçı da bir fırsattı. Bizim de içinde bulunduğumuz ortamda hakikaten bir kadro sıkıntısı da yaşadığımız bir ortam. Hem bu fırsatı değerlendirme anlamında genç oyunculara şans verebiliriz dedik. Yönetim kuruluyla oturduk. O da çok da güzel bir renk getirdi. Bu maçlarda genç oyuncuların da oynaması gerekiyor. Oynaması gerekiyor. Ellerinden geleni de yaptılar ve bence de güzel bir şey oldu yani” diye konuştu. Hakan Kutlu; "Biz de yorulduk" Erzurumspor FK Teknik Direktörü Hakan Kutlu, kendi saha ve taraftarı önünde kazanmayı hedeflediklerini vurgulayarak, “Son hafta maçı ve rakibimiz de son haftanın formda takımıydı. Sakaryaspor, gerçi kadro kalitesi ve bulunduğu yer anlamında tezat bir takım. Çünkü kadro kalitesi, sezon başı şampiyonluk için kurulmuş ama daha sonraki süreçte sıkıntılar yaşamış bir takım. Maçın ilk yarısı bizim adımıza sıkıntılıydı. Ama ikinci 45 dakika galibiyete yakın taraftık. Tabii ki kazanmak istiyorduk. Kazanmamız gerekiyordu. Mazeret üretmiyoruz. Bugüne kadar da şu oyuncum yok, bu oyuncum yok. Ya da şöyle transfer yapmamız, böyle transfer yapmamız gerekirdi. Hiç konuşmadım ama geçen hafta çok önemli beş tane eksiğimiz vardı. Bu hafta yine çok çok önemli üç tane eksiğimizle ikinciyle maça çıktı. Giovanni, Eren, kaptan Mustafa Yumlu, takım için çok çok önemli oyuncular. İstediğimiz futbol oynadık diyememe. Zaten sahada buna çok elverişli değildi. Beraberlikle yetindik. Sezon başından şimdi bir devre arasına girmiş gibi gözüküyoruz. Ligin iki maç var ama hani erken bir devre arası oluyor. 29 puan aslında kötü bir puan değil. Bizim hedeflerimiz doğrultusunda. Biz sezona başlarken asla ne şampiyonluk için kurulduk ne o maliyeti harcadık, ne o bütçelere sahiptik. Şampiyonluk için kurulmuş bir takım olmadığımızı, Erzurumspor’un bu sene geçiş yılı olacağı önümüzdeki yıllarda da bu seneki oyuncularımızın üzerine daha önemli transferler yapıp Süper Lig hedefinin olabileceğini söylemiştim. Ama oyuncularımızın bu haftaya kadarki performansı bizi potaya soktu. Aslında beklenenin üstünde bir performans göstermişlerdi. Tabii ki camia da istiyor şampiyonluğa oynayan bir takım olsun. Ama sezon başında transfer açmış, üç sezon sonra transferini açmış yeni transferler yapmış. Bugünkü rakibimizin bile neredeyse üçte bir maliyetinde Sakaryaspor altında gözüküyor ama neredeyse biz üçte biri maliyetine bugünkü rakibin diyorum yedide birine, sekizde birine kurulduğumuz maliyetteki takımlarından da üstteyiz var. Bakıldığı zaman puan olarak bugünkü rakibimizle maliyet olarak bizden çok yukarıda bir takım. Ama dediğim gibi oyuncuların bugüne kadar göstermiş olduğu özveri bizi potaya soktu. Biz de yoruluyoruz. 3 senedir ben üç sezondur bu takımdayım. İki senesi zaten transfer yasağıyla geçti. Bu sene de öyle. Bizden daha çok maliyetli çok daha kadrosu geniş, bir oyuncu sakat olduğunda yerine aynı kalitede ya da aynı seviyede hem mali açıdan hem performans açısından aynı oyuncuları oynatabilecek oyunculara sahipler" diye konuştu. "Doğru hedefler koyulmalı" Takımın bütçesi ve hedefleriyle ilgili de konuşan Kutlu, "Biz bir yokluğun içinden çıkıp yeniden bir diriliş sezonu geçiriyoruz. Bunun herkes farkında olsun. Ben yoruldum. Ben de isterim. Şimdi giderim başkanımdan derim ki ’Bana ikinci yarı 5 milyon Euro’luk bütçe vereceksin. Ben de ona göre oyuncular alacağım. Şampiyon olacağız’. Bunun bir kararını vereceğiz camia olarak. Ama şampiyon olamazsan da yeni bir transfer yasağının içine girme sıkıntısı yaşayabilirsin. Biz bu transferi açık sezon koyduğumuz nedenimiz transferi açıp bu sezona düşük bir bütçeyle ligin iyi bir değerlendirdiği ligi bitirip, önümüzdeki sene de inşallah şampiyonluğa oynayan, çünkü Erzurumspor’un hedefi her zaman şampiyonluk olur. Ama her zaman derken üç sezonu transfer yasağıyla boğuşmuş. Bu sezon başı çok büyük bir mali açıdan büyük fedakarlık yapıp, transfer yasağı atlatılmış bir takıma yeni külfetler getirip oyuncu katmamak şartıyla bir transfer yasağına açık ve hedefinizi öyle koymuştuk. Ama dediğim gibi biz de yorulduk. Biz de dediğim gibi kendimizden katbekat üstün kadrolarla oyuncu grubumuz, başkanımız mücadele veriyoruz. Ama hedefi koyarken doğru hedefler koyulmalı. Ya da bir karar birliği verilip hedef koyuluyorsa şampiyon mu olacak bu takım? O zaman bu takımın çok fazla sayıda ve çok fazla bütçelerde bizim en fazla yabancı oyuncuya verdiğimiz para bu sezon rakamı da söyleyeyim 200 bin Euro civarı. Bir milyon Euro’luk, 800 bin Euro’luk oyuncular almak lazım. Bu da takımı nereye götürür bilmem. Yani camianın buna karar vermesi lazım” ifadelerini kullandı.
Gaziantep Gaziantep’te Çingene Kızı yeniden hayat buldu: 2 dünya rekoru birden kırıldı Gaziantep’in kurtuluş günü etkinlikleri kapsamında Primemall Gaziantep Alışveriş Merkezi’nde düzenlenen “40 Tattaki Tarih” projesi ile 2 dünya rekoru birden kırıldı. Gaziantep’in kurtuluş günü etkinlikleri kapsamında Primemall Gaziantep Alışveriş Merkezi’nde düzenlenen “40 Tattaki Tarih” projesi ile 2 dünya rekoru birden kırıldı. Çingene Kızı mozaiği, 40 çeşit yöresel lezzetle yeniden hayat bulurken, proje hem "Baharat, bakliyat ve tahılla oluşturulan en büyük mozaik" hem de "En çok çeşitli baharat, bakliyat ve tahıl kullanılarak oluşturulan mozaik" kategorilerinde Dünya Çocuk Rekorları kapsamında tescillendi. 40 çeşit yöresel lezzetle sanat buluştu Gaziantep’in ünlü mutfak kültürünü ve tarihini birleştiren bu benzersiz mozaik projesi, Mozaik Sanatçısı Mehmet Yılmaz’ın koordinatörlüğünde, 102 çocuk ile AVM ziyaretçilerinin katılımıyla hayata geçirildi. Gaziantep’e özel 40 çeşit yöresel malzeme ile 40 metrekare büyüklüğünde dev bir sanat eserine dönüştü. 1 yıllık hazırlık süreci ile gelen büyük başarı Yaklaşık 1 yıl süren hazırlık çalışmaları sonrası hayata geçirilen proje, Gaziantep’in tarihi dokusunu ve zengin mutfak kültürünü sanatla buluşturmayı başardı. Etkinliğe Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Feray Yılmaz, Gazi Kültür A.Ş. Başkan Vekili Mehmet Berk, Dünya Çocuk Rekorları temsilcisi Aydın Türkgücü ve çok sayıda ziyaretçi katıldı. Dünya çocuk rekorlarına çifte tescil Proje, "Baharat, bakliyat ve tahılla oluşturulan en büyük mozaik" ve "En çok çeşitli baharat, bakliyat ve tahıl kullanılarak oluşturulan mozaik" kategorilerinde Dünya Çocuk Rekorlarına girerek çifte başarı kazandı. “Gaziantep’in gururunu tüm dünyaya gösteriyoruz” Etkinlikte konuşan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Feray Yılmaz, “Gaziantep mutfağı UNESCO tescilli bir değer. Bu projeyle tarihimiz ve mutfağımız bir araya gelerek gelecek nesillere ilham oldu. Dünya rekorları ile Gaziantep’in gururunu tüm dünyaya gösteriyoruz” dedi. Primemall Gaziantep’ten bir ilk Primemall Gaziantep Alışveriş Merkezi, bu eşsiz projeyle kültür ve sanatı destekleyen bir platform olduğunu bir kez daha kanıtladı. Yöresel lezzetlerin sanata dönüştüğü proje, ziyaretçilerden büyük ilgi gördü. “40 Tattaki Tarih” sanatseverleri bekliyor “40 Tattaki Tarih” projesi kapsamında oluşturulan Çingene Kız mozaiği, Primemall Gaziantep Alışveriş Merkezi’nde sergilenmeye devam ediyor. Tarih ve sanatın mutfak kültürüyle harmanlandığı bu eşsiz eseri görmek için herkes 31 Ocak’a kadar davetlidir.
İstanbul Bakan Kurum’dan kira müjdesi: 2025 yılından itibaren geçerli olacak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İstanbul’da Büyük Dönüşüm-Kura Çekimi, Yıkım ve Temel Atma Töreni’ne katıldı. Törende konuşan Bakan Kurum bir müjde de vererek, "Evi dönüşüme giren vatandaşlarımıza verdiğimiz aylık kira desteği miktarını 5 bin 500 liradan 8 bin liraya çıkarıyoruz" dedi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, kentsel dönüşüm projeleri çerçevesinde İstanbul’da Büyük Dönüşüm - Kura Çekimi, Yıkım ve Temel Atma Töreni’ne katıldı. Güngören Gösteri Merkezi’nde düzenlenen Güngören’de 768 konut için kura çekimi, Üsküdar’da 456 konut yıkımı ve Bağcılar’da 365 konut temel atma törenine Bakan Kurum’un yanı sıra İstanbul Valisi Davut Gül, Güngören Belediye Başkanı Bünyamin Demir, protokol ve vatandaşlar katıldı. "Bakanımız Murat Kurum burada 4 bin konut dönüştürüyorsa Büyükşehir Belediyesi de 8 bin konut dönüştürecek" Güngören Belediye Başkanı Bünyamin Demir törende yaptığı konuşmada, "Bakanımız Murat Kurum burada 4 bin konut dönüştürüyorsa Büyükşehir Belediyesi de 8 bin konut dönüştürecek arkadaş. Bu milletin imkanını, kaynağını, vergisini hep beraber millete kullanmak, millete derman olmak ve depreme karşı milleti hazırlamak için gayret edeceğiz ve bunun takipçisi olacağız. Güngören’de, Tozkoparan mahallemizde yola çıkarken uzun süredir vatandaşlarımızın beklediği kentsel dönüşümü ve bunun zorluklarını biliyorum. Çok da kolay olmadı. Birçok zorluğa hep beraber göğüs gerdik ama sonuçta vatandaşlarımız makul koşullarda depreme dayanıklı zemin altı otoparkı olan konutlarına kavuştu ve kavuşmaya devam edecek. İnşallah hep beraber bu şehri kurtarmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. "Her yer güvende değilse hiçbirimiz güvende değiliz" İstanbul Valisi Davut Gül, bir deprem olmasa bile kentsel dönüşümün en önemli ihtiyaç olduğunu belirterek, "Her yer güvende değilse hiçbirimiz güvende değiliz. Hizmet aldığınız her yerin güvende olması gerekiyor. Bu açıdan Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, sayın Bakanımızın öncülüğünde, sizlerin desteğiyle ve duasıyla, belediyelerimizin imkanlarıyla, milletvekillerimizin sağladığı fırsatlarla bu sorunu birlikte çözeceğiz. Ev sahibi olan herkese hayırlı olsun" şeklinde konuştu. "Tozkoparan projemizin 4. etabının temellerini Mart ayında atıyoruz" Törende açıklama yapan Bakan Kurum ise Güngören’e, Üsküdar’a, Bağcılar’a ve İstanbul’a verdikleri sözleri tutmanın huzuruyla ve yeniden kucaklaşmanın mutluluğuyla vatandaşların karşılarında olduklarını belirterek, "İstanbul’u Kurtarma Seferberliği’mize dair 3 büyük adımı aynı anda atıyoruz. Her türlü engelleme girişimine rağmen projemizin 3. etabındaki 768 yuvamızın kura çekimlerini milletimizle birlikte gerçekleştiriyoruz. Tabi ben 4. etaba dair müjdemizin sabırsızlıkla beklendiğini biliyorum. Tozkoparan projemizin 4. etabının temellerini Mart ayında atıyoruz. Tüm projeler tamamlandığında Güngören’imize toplam 4 bin 171 güvenli konut yapmış olacağız. Bugün sadece Güngören’de değil, Üsküdar’da da heyecan var. Buradan hep birlikte Üsküdar’a uzanıyor, 368 konutumuzun yıkımı için düğmeye basıyor, yapılacak 468 yeni yuvamız için Bismillah diyoruz. Yine Bağcılar’a uzanıp 395 yeni konutumuzun temellerini atıyoruz. Böylece bir günde yeni, güvenli ve sağlam bin 589 konutumuzu ve 30 iş yerimizi İstanbul’umuza kazandırmanın mutluluğunu yaşıyoruz" dedi. "İstanbul’da konuşma zamanı çoktan geçmiştir, zaman artık İstanbul’u kurtarma zamanıdır" Bu gayretin nedeninin beklenen İstanbul depremi olduğunu belirten Bakan Kurum, "Hayat yerin üstünde böyle olağan bir şekilde devam ederken, yerin altında başka bir gerçeklik var olmaya devam ediyor. O gerçeğin adı depremdir ve deprem durmuyor, sadece meydana geleceği günü bekliyor. Bugün deprem bölgesinde, yapmamız gereken 453 bin konutumuzun yüzde 93’ünün inşasını hamdolsun başlattık. Her gün ortalama 2 bin 500 konutu teslim ediyoruz. İnşallah 10 gün sonra konutlarımızın yüzde 45’ini yani 200 binini teslim etmiş olacağız. 2025 yılı sonu itibarıyla da 11 ilimizde evine girmeyen tek bir depremzede kardeşimizi bırakmayacağız. Şu ana kadar, 907 bin ev ve iş yerimizin dönüşümünü hamdolsun başarıyla tamamladık. Üzülerek ifade ediyorum. 16 milyon nüfuslu İstanbul’umuzda, 600 bin evdeki 2.4 milyon insanımız, yani her 100 kişinin 15’inin hayatı adeta pamuk ipliğine bağlıdır. Bu yüzden diyoruz ki; İstanbul’da konuşma zamanı çoktan geçmiştir, zaman artık İstanbul’u kurtarma zamanıdır" şeklinde konuştu. "Kira desteğini 5 bin 500 liradan 8 bin liraya çıkarıyoruz" Türkiye Yüzyılı’na yürürken İstanbul’un güvenli olmasının şart olduğunu da söyleyen Bakan Kurum, "Bizim beklentimiz, deprem meselesinde, dönüşüm meselesinde belediyelerimizin artık elini taşın altına koymasıdır. Buradan dönüşüme giren vatandaşlarımıza yaptığımız kira destekleriyle ilgili bir bilgiyi de sizlerle paylaşmak istiyorum. Evi dönüşüme giren vatandaşlarımıza verdiğimiz aylık kira desteği biliyorsunuz 5 bin 500 liraydı. Biz şimdi aldığımız yeni bir kararla bu miktarı, 2025 yılında geçerli olmak üzere, 5 bin 500 liradan 8 bin liraya çıkarıyoruz. Kira desteklerimizi; Ankara, Antalya, Bursa, İzmir’de 4 bin 500 liradan 6 bin 500 liraya; diğer büyükşehirlerimizde 3 bin 750 liradan 5 bin 500 liraya, kalan tüm illerimizde ise 3 bin liradan 4 bin 500 liraya çıkarıyoruz. Ben aldığımız bu yeni kararın; İstanbul’umuz için, Türkiye için, milletimiz için hayırlı uğurlu olmasını diliyorum" ifadelerini kullandı.