SAĞLIK - 05 Mayıs 2016 Perşembe 13:08

Prof. Dr. Ayten Kadanalı: ‘‘Türkiye'de Yılda 12 Bin Kişi Ayağını Kaybediyor''

A
A
A
Prof. Dr. Ayten Kadanalı: ‘‘Türkiye'de Yılda 12 Bin Kişi Ayağını Kaybediyor''

Klimik Derneği Diyabetik Ayak Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Ayten Kadanali, Sağlık Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de yılda 12 bin civarında kişinin ayağını kaybettiğini, bunun önemli bir kısmının da diyabete bağlı komplikasyonlar olduğunu söyledi.
Bu yıl Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği’nce dördüncüsü gerçekleştirilen ‘‘Diyabetik Ayak Sempozyumu’nda’’ konu tüm yönleri ile ele alındı.
KLİMİK Derneği Diyabetik Ayak İnfeksiyonları Çalışma Grubu Başkanı Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Neşe Saltoğlu, diyabetik ayakların kurtulması için sağlık personeline rehber olacak olan raporun Türkiye için çok önemli olduğunu belirtti.
Prof.Dr. Saltoğlu, raporun "Diyabetik Ayak" konusunda Türkiye’de yayınlanmış ilk multidisipliner çalışma olduğunu ifade ederek, "Bu rapordan beklentimiz ülkemizde diyabetik ayak hasta yönetiminde; koruma, tanı ve tedavi standartını oluşturmaya katkı sağlamaktır. Dileğimiz diyabetik ayak takibi konusunda hekimlere ve diğer sağlık personeline yol gösterici olmasıdır, İçeriğinde yer alan çok sayıda soru ve yanıtı ile tanı, tedavi ve önleme hakkında hastaya en etkili, yararlı olabilecek seçimler hakkında ışık tutması, farkındalık oluşturmaktır" dedi.
HASTALARIN İLK YAPMASI GEREKEN DÜZENLİ AYAK KONTROLÜ
Prof.Dr. Neşe Saltoğlu, diyabetik hastalarda periferik nöropati denilen ayakta ciddi duyu kaybı kaybı yaşandığını kaydederek, "Bu nedenle hasta ayakta yaralanmalara maruz kalsa bile durumun geç farkına varmaktadır. Sıcak teması, yanık, yabancı cisim batması, ayakkabı vurması gibi travmalarla ortaya çıkan yaralanmaların açılan yaralar için erken önlem alınmaması olayın ilerlemesine neden olmaktadır. Diğer yönden ayakta damarsal beslenmenin yeterli olmaması açılan yaraların geç iyileşmesine, lezyonların ilerlemesine yol açmaktadır. Hasta her gün ayaklarını kontrol etmelidir. Aile hekimine gitmeli, periyodik olarak ayak muayenesi en azından yılda iki kez yapılmalıdır. Yara var ise de hemen hekime başvurmalıdır. Yara bakımı için uygun günlük pansuman yapılmalıdır. Enfeksiyon var ise yaranın şiddetine göre antibiyotik tedavisi tablet şeklinde ya da enfeksiyon şiddetli ise damar yolu ile başlanmalıdır. Ayakta kötü kokulu, kötü görünümlü siyah nekrotik görünümlü alanlar var ise hızla debritman (enfekte alanın ortadan kaldırma)) işlemi yapılmalı, yara kültürü alınmalı, hastanın tedavisi planlanmalıdır" dedi.
CİDDİ AYAK ENFEKSİYONLARI ÖLÜME NEDEN OLABİLİR
Prof.Dr. Saltoğlu, çoğu kez kan şekeri düzeylerinin yüksek gitmesi enfeksiyon gelişmesini kolaylaştırdığını vurgulayarak, "Kan şekeri takip edilmeli, hasta diyabeti için uygun tedavi almıyor ise tedavisi yeniden planlanmalıdır.Ayak yarası var ise ayakta damar tıkanıklığı olup olmadığı kontrol edilmeli, varsa damar cerrahi tarafından erken dönemde tedavisi sağlanmalıdır. Ciddi ayak enfeksiyonu olan diyabetik hastalarda kontrol altına alınamayan ayak yaraları hastanın ayağının alınmasına, hatta sepsis dediğimiz mikrobun hastanın kan dolaşımına yayılması hastanın yaşamını kaybetmesine neden olabilmektedir" diye konuştu.
TÜRKİYE’DE HER YIL 12 BİN KİŞİ AYAĞINI KAYBEDİYOR
Klimik Derneği Diyabetik Ayak Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Ayten Kadanali ise dünyada her 20-30 saniyede bir kişinin ayağını kaybettiğini vurguladı.
kadanali, "Diyabetik ayak yarasının enfekte olması ve bu enfeksiyonun kemiğe kadar ilerlemesi ampütasyon oranlarını artırır. Ancak ekip çalışmasının etkin olarak uygulanması yaranın özelliğine göre önemli oranda ampütasyon riskini azaltmaktadır. Fakat ağır diyabetik ayak enfeksiyonlu vakaların tedavisinde tedavisinde debridmanla enfekte dokunun tamamen temizlenmesi mümkün olmadığı ve hastanın kalan enfeksiyon yüküyle başa çıkamayacağı durumlarda, enfeksiyon bulunmayan güvenli bir düzeyden ampütasyon yapılması yaşam kurtarıcı olacaktır. Sağlık Bakanlığı verilerine göre ülkemizde yapılan ampütasyon sayısı yılda 12 bin civarındadır. Bunun önemli bir kısmında sebep diyabete bağlı komplikasyonlardır" dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon 15. Paten Futbolu Dünya Kupası başladı Türkiye’nin ilk kez ev sahipliğini yaptığı 15. Paten Futbolu Dünya Kupası başladı. 15. Paten Futbolu Dünya Kupası, 21-26 Kasım tarihleri arasında Trabzon’da gerçekleştirilecek. Türkiye’nin ilk kez ev sahipliğini yaptığı Paten Futbolu Dünya Kupası’nın oynanacağı Hayri Gür Spor Salonu’nda açılış programı düzenlendi. Açılışa Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, Trabzon Gençlik Spor İl Müdürü Lokman Arıcıoğlu, Dünya Paten Futbolu Federasyonu Başkanı Mehdi Salman Pour, Paten Futbolu Türkiye Temsilcisi Sayim Adanur, ilçe belediye başkanları, il protokolü, öğrenciler ile 24 ülkeden 214 sporcu yer aldı. Mehter gösterisiyle başlayan programda konuşan Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, dünya ve spor şehri Trabzon’da uluslararası bir organizasyonu gerçekleştirmenin gururunu yaşadıklarını belirterek, "Trabzon’umuzun birçok özelliğinin, güzelliğinin ve değerinin farkındayız. Öne çıkan değerlerimiz ve güzelliklerimiz var. Bunlardan bir tanesi de spor şehri oluşumuz. Futbolla başlayan ama bütün branşlarda devam eden organizasyon kabiliyetine sahip hem bir spor şehri hem de bir olimpiyat şehriyiz. Çok büyük uluslararası organizasyonlar yapabilmiş bir şehiriz. Bundan dolayı mutluyuz, gururluyuz" dedi. "Dünya barışına katkı sağlasın" Başkan Genç, bu organizasyonun barış ve kardeşliğe katkı sunmasını arzuladıklarını vurgulayarak, "15. Dünya Paten Futbolu Dünya Kupası’nı gerçekleştiriyoruz. Çok önemli bir organizasyon. 24 ülkemizin sporcuları şehrimizde. Dünyanın gözü paten futboluyla beraber Trabzon’da. Paten futbolu Trabzon’umuzla beraber yeniden ivme yakalıyor. Ben bu organizasyona bir taraftan ev sahipliği yapmanın mutluluğunu ve gururunu yaşarken, spor şehri Trabzon’umuzdan dünyaya da bir mesaj vermek istiyorum. Spor, dostluk ve kardeşliktir. Burada dünyanın her yerinden, 24 ülkemizden sporcular var. Kardeşlik içerisinde bir organizasyonda buluştular. Bu kardeşliğin, dünya barışına da katkı sağlamasını istiyoruz. Çünkü şu anda en fazla buna ihtiyacımız var. Bu organizasyonun ve buluşmaların yeryüzünde yaşanan savaşların, soykırımların son bulmasına katkı sağlamasını diliyorum. Bu iş önemli bir iş. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum" diye konuştu. Pour: "Bize her yer Trabzon" Dünya Paten Futbolu Federasyonu Başkanı Mehdi Salman Pour da Türkiye’de ilk organizasyonlarını spor şehri Trabzon’da gerçekleştirmekten mutluluk duyduklarını ifade ederek, "Bu organizasyonun hayata geçirilmesinde desteklerini esirgemeyen Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç başta olmak üzere emeği gelen herkese teşekkür ediyorum. Bize her yer Trabzon" şeklinde konuştu. Adanur: "Gurur içerisindeyiz" Paten Futbolu Türkiye Temsilcisi Sayim Adanur ise, "Paten futbolunu Trabzon’a getirmenin gururu içerisindeyiz. Başkanımız Ahmet Metin Genç’e çok teşekkür ediyorum. Paten gerçekten modern bir spor haline geldi. Onu Trabzon’da futbolla birleştiriyoruz. İnşallah gençlerin gelecekte en çok sevdiği spor olacak" ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından plaket takdimi, horon, kolbastı ve sema gösterileri yapıldı. Uluslararası organizasyon, gösteri maçının ardından Fransa ve Kenya arasında oynanan ilk maçla start aldı.
Kocaeli Annesine küfür ettiğini iddia ettiği arkadaşını tabancayla yaralayan sanığa 10 yıl hapis Kocaeli’nin İzmit ilçesinde vefat eden annesine küfür ettiği iddiasıyla arkadaşını sokak ortasında defalarca tabancayla ateş ederek yaralayan sanık, 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Olay, 4 Ocak’ta Yenişehir Mahallesi Kuşak Sokak’ta meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, arkadaş olan Yusuf Ö. (56) ve Serkan Ç. (36) arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesiyle Yusuf Ö. tabancasını çıkartarak Serkan Ç’ye ateş etti. Kurşunların isabet ettiği Serkan Ç. yere yığılırken, Yusuf Ö. yakında bulunan bir büfeye gitti. Daha sonra tekrardan sokağa gelen Yusuf Ö., yine Serkan Ç’ye ateş etti. Silah seslerini duyan bekçiler koşarak bölgeye geldi. Bekçilerin havaya uyarı ateşi açmasının ardından tabancasını bırakan Yusuf Ö. teslim oldu. Kurşunların boynuna ve ayağına isabet ettiği ağır yaralı Serkan Ç., hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. Gözaltına alınan Yusuf Ö. ise çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Yusuf Ö’nün pandemi döneminde bulunduğu cezaevinden denetimli serbestlik şartıyla tahliye olduğu ve birden fazla suçu olduğu öğrenildi. "Alkollüydüm" Olayla ilgili duruşma Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı. Duruşmaya tutuklu sanık Yusuf Ö., avukatı Gülbahar Sarıhan ve başka suçtan tutuklu bulunan Serkan Ç. katıldı. Savunması için söz hakkı verilen Yusuf Ö., "Olaydan bir süre önce 2023 yılının ağustos ayında annem vefat etti. O zamandan beri moralim bozuktu. Tek başıma yaşamaya başlamıştım. O süreçte denetimli serbestlik müdürlüğünün yemekhanesinde çalışıyordum. Olay günü evimde tek başıma otururken canım sıkıldı. Bir şişe şarap alarak içtim. Daha sonra canım sıkıldığından dolayı dışarı çıktım, bira aldım. Olayın meydana geldiği çay ocağına yakın bir yerde biramı içtim. Daha sonra eve doğru tekrar yürümeye başladığım sırada çay ocağının olduğu yerden bağrışma sesleri duydum" dedi. "Serkan vefat eden anneme sinkaflı şekilde küfür etti" Çay ocağında Serkan Ç’yi gördüğünü söyleyen sanık Yusuf Ö., "Önceden tanıdığım, sevdiğim, arkadaşım olan Serkan’ı gördüm. Yanına gidip alkollü olduğumu söyleyerek, kendisini bir büyük olarak uyardım, evine gitmesini söyledim. Bunun üzerine vefat eden anneme sinkaflı şekilde küfür etti. Ben o esnada dönüp gitmek üzere arkamı döndüm. Ancak bir gaflete kapılarak tekrar Serkan’a doğru dönüp üzerimde bulunan ruhsatsız tabancayı çıkarıp namluya mermi sürdükten sonra rastgele 2 el ateş ettim. Serkan’ın ayaklarından yaralandı ve yere düştü. ’Benim annem namazında niyazında bir insandı, niçin ona küfür ediyorsun?’ dedim. O esnada silah hala elimdeydi. Arkamı dönüp gittiğimde Serkan küfür etmeye devam edince yanına giderek 2 el daha ateş ettim ve oradan uzaklaştım. Alkolün de etkisiyle daha sonrasını çok detaylı hatırlamıyorum" şeklinde konuştu. "Sanık yakın mesafeden başıma hedef alarak 1 el ateş etti, boynumdan yaralandım" 6 aydır başka suçtan cezaevinde olduğunu söyleyen Serkan Ç., "Olay günü çay ocağının önünde oturuyordum. Sanık tuvalete girip çıktı. Sanık olaydan 5 gün önce anneme, ’Oğlunun kulaklarını çek’ demiş. Bunu annemden öğrendiğim için sanığa, ’Hayırdır beni mi vuracaksın?’ dedim. Kendisinin hasımları olduğundan üzerinde sürekli silah taşır. Üzerinde bulunan silahı çıkararak bana ateş etti. Şu an vücudumda 3 tane mermi duruyor. Önce 2-3 el ayaklarıma ateş etti. Ben yere düşünce gitti ve 2 dakika sonra geri gelerek yakın mesafeden başıma hedef alarak 1 el ateş etti. Bu kez boynumdan yaralandım. Sanık yanımdan uzaklaşıp tekrar yanıma döneceği sırada bekçilerle karşılaştı, onu etkisiz hale getirdiler. 14 gün hastanede yoğun bakımda kaldım. Hayati tehlike geçirdim. Ayaklarıma platin takıldı, şikayetçiyim. Olay öncesinde sanıkla aramızda bir münakaşa olmadı. Küfür etmedim, aramızda husumet yoktur. Sanığın anneme neden oğlunun kulaklarını çek dediğini bilmiyorum" ifadelerini kullandı. 10 yıl hapis Mahkeme heyeti, sanık Yusuf Ö’ye "kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan 9 yıl, ruhsatsız silah bulundurmaktan ise 1 yıl hapis cezası verdi.