EKONOMİ - 09 Ocak 2018 Salı 15:23

Nanoteknolojik macunsuz diş fırçası

A
A
A
Nanoteknolojik macunsuz diş fırçası

Bilinçsiz diş macunu kullanımı nedeniyle fazla florüre maruz kalmayı engelleyen, ağız hijyenini daha güvenli, daha pratik ve daha sağlıklı bir yöntemle sunan önemli bir buluş olarak sunulan ’Nanoteknolojik’ diş fırçası Japonya İtalya Fransa’dan sonra Türkiye’de gerekli izinlerin alınması sonrası pazara girdi.

Bilinçsiz diş macunu kullanımı nedeniyle fazla florüre maruz kalmayı engelleyen, ağız hijyenini daha güvenli, daha pratik ve daha sağlıklı bir yöntemle sunan önemli bir buluş olarak sunulan ’Nanoteknolojik’ diş fırçası Japonya İtalya Fransa’dan sonra Türkiye’de gerekli izinlerin alınması sonrası pazara girdi.



Ağız ve diş sağlığı konusunda Türkiye’nin bakım ve tedavi haritasını çıkaran bir araştırma yapan Diş Hekimi Emek Külür, literatür araştırması yaparken keşfettiği ’Nanoteknolojik’ diş fırçası Misoka’nın Türk insanı tarafından sevileceğini belirterek ağız ve diş sağlığı hakkında şunları söyledi: "Diş macunu, Türkiye’de maalesef çok bilinçsiz şekilde kullanılıyor. Amerikan Dişhekimleri Birliği, bir kadının optimal olarak günde yaklaşık 3 mg., erkeğin ise günde en fazla 4 mg. florür almasını öneriyor. Araştırma literatürüne göre, tek fırçalamada bir miligram florürün dörtte birinden fazlasını yutulmamalı. Özellikle çocuklar çok dikkat etmeli. Çünkü florürün zeka üzerinde olumsuz etkisi olduğuna dair çalışmalar mevcut" dedi.



4 ayda bir değiştirmemiz gereken fırçayı 2 senede bir değiştiriyoruz


Külür, Türkiye’nin diş sağlığı ve bakımının haritasını çıkaran literatür araştırmasından çıkan sonuçlarda Türkiye’nin ağız ve diş sağlığı konusunda sınıfta kaldığını ortaya koyduğunu belirtti. Araştırmaya göre, nüfusun yüzde 86’sı diş fırçalamazken, evlerin yüzde 60’ına diş macunu girmiyor. Bir kişinin yılda 4 kez diş fırçası değiştirmesi gerekirken, Türkiye’de her 4 kişiye 2.16 diş fırçası düşüyor. Yani bir kişi bir diş fırçasını ortalama 2 yıl kullanıyor. 4 kişilik bir ailenin tüketmesi gereken yıllık macun miktarının 24 tüp olduğunu fakat araştırmalara göre, bu rakamın 14.4 olduğunu belirten Külür, "Diş fırçası kadar önemli olan diş ipi ve ağız bakım suyu kullanımı da ülkemizde yok denecek kadar az. Türkiye’de günde 2 kez düzenli diş fırçalayan kişi oranı yüzde on beş. 35-44 yaş grubunda yapılan bin 500 kişilik anket sonucunda bu kişilerin yüzde 5’inin hiç diş hekimine gitmediği ortaya çıkmış. Ülkemizde yılda ortalama 3 bin diş hekimi mezun oluyor. 45 devlet üniversitesi, 14 özel üniversite var. Diş hekimi sayısının artmasına rağmen diş hekimlerine yeterli istihdam sağlanamadığı için insanlar yeteri kadar hizmet alamıyor" şeklinde konuştu.



"Küçük bir çürük deyip geçmeyin


Diş Hekimi Külür, bu iç karartıcı tabloyla nasıl mücadele edileceğini şöyle sıraladı: "Ağzımızda 1 milyar bakteri var. Diş fırçalanırsa kötü bakteri üremez. Günde 3 kez fırçalamak mümkün olamayabilir, sadece 1 kere ama mutlaka özenerek fırçalayın. Özellikle dişleri gece yatarken fırçalamak gerekir, gece bakteriler artar. Dişleri mekanik olarak temizleyin. Fırça kılı her noktaya değsin. Diş ipi kullanın. Bir çürük deyip geçmeyin. Her biri vücut için tehdittir. Herhangi bir dişteki apse ya da çürük sizin boyun ağrınıza bile neden olabilir, karaciğerdeki enzimi etkileyebilir. Şekersiz sakız, mekanik temizlik sağlar. Sabah diş fırçalamak gece boyu ağzımızda biriken kötü bakterileri temizler. Dişleri güçlendirmek için yeşil yapraklı sebzeler, yumurta, süt, et tüketmek önemli. Genetik olarak diş mineleri zayıf olanlaraysa özel bir uygulama yapmak gerekir. Ülkemizde 0-12 yaş grubunun yüzde 83’ünde diş çürüğü var. Anaokullarda ve ilkokullara ağız sağlığı eğitimi gerekli” ifadelerini kullandı.



"Kötü tablo teknoloji ile düzelebilir"


Uzun yıllar, medyada habercilik alanında çalışan ve bir süredir iş hayatına ara veren İlkin Kavukcu ve dünyadaki ağız sağlığı ve ağız hijyenine yönelik teknolojileri ilgili çalışmalarıyla tanınan Diş Hekimi Emek Külür, macunsuz diş temizleyen Misoka’yı Türkiye’yi getirerek bu kötü tablonun değişeceğine inandıklarını belirttiler. Emek Külür, “Misoka, ağız ve diş sağlığı konusunda dünya çapında devrim yaratan bir buluş. İlk kez, bu yıl Paris’te, Maison & Object’de bu yeni teknoloji tanıtıldı. Türkiye’ye getirmek için, bu büyük bir yatırım ve proje olduğu için profesyonelliğine ve başarısına güvendiğim dostum İlkin Kavukcu ile iş ortağı olduk” dedi.



Misoka’nın önemli bir buluş olduğunu belirten İlkin Kavukcu ve Emek Külür, “Buluşlar ve yenilikler, insanların hayatlarını kolaylaştırmak ve hep daha iyiyi insanlara sunmak için var. Bu buluş da, bilinçsiz diş macunu kullanımı nedeniyle özellikle çocukların ve elbette herkesin fazla florüre maruz kalmasını engelleyen, ağız hijyenini daha güvenli, daha pratik ve daha sağlıklı bir yöntemle sunan önemli bir buluş” dedi.



Macuna gerek yok


Osaka merkezli teknoloji şirketi işbirliğiyle üretilen ve Japon tasarımcılar tarafından geliştirilen nanoteknolojik diş fırçasının en önemli özelliği, kıllarının nano boyuttaki 1 milyar mineral iyonlarla kaplanmış olması. Kıllar üzerindeki iyonlar, fırçalama sırasında diş yüzeyindeki birikimleri ve lekeleri temizlerken, diş minesini kaplayarak bir tür koruma kalkanı da oluşturuyor. Bu üründe diş macunu kullanmak yerine diş fırçasını bir bardak su içine daldırarak kıllar üzerindeki iyonların serbest kalmasını sağlıyor ve macunsuz diş fırçalamaya olanak veriyor.



Hedef 2 yılda 1 milyon


Türkiye’deki hedeflerinin iki yılda 1 milyon adet Misoka satmak olduğunu belirten Kavukcu, "Misoka şu ana dünyada 3 ülkede satıştaydı Japonya, İtalya ve Fransa. Türkiye dördüncü ülke oldu. Ürünün İngiltere distribitörlüğünü almak için çalışıyoruz. Aynı zamanda nanoteknolojik ağız suyu ve ağız probiyotuğu ile ilgili çalışmalarımız da hızla devam ediyor. Hem teknolojinin hem yeni tıbbi gelişmelerin Türkiye’deki ağız ve diş sorunlarının çözümü olabileceğine inanıyoruz" dedi.



Misoka: 1 Ay


Fırçanın adının adının Japonca ’Bir ay’ demek olduğunu belirten Kavukcu, "Fırça 90 kullanımlık dolayısıyla bir, bir buçuk ay arasında kullanılabilir. İçme suyuna batırılıp kullanılıyor sonrasında fırçanın kurumaya bırakılması gerekiyor. Diş fırçalamayı daha pratik ve sağlıklı hale getiren ürün, dünya genelinde şimdiye kadar 4 milyondan fazla satış rakamına ulaştı. Ülkemizden bir çok kişi ürünü Amazon gibi sitelerden satın almaya zaten başlamıştı biz Misoka’yı Türkiye genelinde yabancı sitelerden alınandan daha ekonomik olarak her nokta ile ve herkesle buluşturmayı hedefledik. Misoka, 250 bin dolar yatırımla başlangıçta eczanelerde, misoka.com.tr’de ve Multi Brand mağazalarda satılacak büyük perakende zincirleri ile görüşmelerimiz devam ediyor" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Romanyalı turistler Kemer’e davet edildi Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu, Romanya’nın başkenti Bükreş’te düzenlenen TTR Romanya Turizm Fuarı’nda ikili görüşmeler yaparak Kemer tanıtımı yapıyor. Bu yıl altıncısı düzenlenen Antalya Turizm Fuarı ile tanıtım atağına başlayan Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu, Romanya’nın başkenti Bükreş’te düzenlenen turizm fuarında birebir görüşmeler yaparak Romanyalı turistleri Kemer’e davet ediyor. Başkan Topaloğlu, fuar alanında Romanya’nın en eski tur operatörlerinin sahipleri Hamit Gazez, Alexandru Marginean, ve Cristian Pandel ile görüşmeler gerçekleştirdi. Kemer’in ulusal ve uluslararası platformlarda hak ettiği yere gelmesi için tanıtım çalışmalarını hızla sürdüren Başkan Topaloğlu, yaptığı ikili görüşmelerde Kemer hakkında bilgiler vererek, Kemer’de yapılan ulusal ve uluslararası organizasyonlar, eğlence sektörü, spor turizmi, doğası, denizi, güneşi, tarihi ve gezilebilecek yerleriyle ilgili sunumlar yapıyor. Başkan Topaloğlu yaptığı görüşmeler sonrası yaptığı açıklamada, 2025 turizm sezonu için geçen yıl olduğu gibi bu yıl da turizm acente sahipleri ve yöneticileri ile birebir görüşmeleri sürdürdüklerini belirterek, “Bize destek olan acente temsilcilerine teşekkür ediyorum. Kemer’e olan ilginin her geçen gün artmasından memnuniyet duyuyoruz. Kemerimizi hak ettiği yere taşımak için durmadan çalışmaya devam ediyoruz. Yaptığımız görüşmelerde turizm sektöründe yapacağımız önemli projelerden de bahsediyoruz. Fuar alanında Kemerimize olan ilgi çok büyük. 2025 turizm sezonunda Kemer’e çok sayıda Romanyalı misafir geleceğini ümit ediyoruz” dedi. Kemer Belediyesi’nin Polonya, Hollanda, Almanya, Rusya ve Kazakistan’da düzenlenecek turizm fuarlarına da katılım sağlayacağı belirtildi.
Ankara Bakan Tunç: “Plakamız 25, 2025 Erzurum yılı olacak” Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Erzurumlular ile yolumuza devam etmemiz gerekiyor dedik ve böylece Erzurum’a can ve kan bağıyla bağlanmış olduk. Plakamız 25, 2025 Erzurum yılı olacak. Çok güzel etkinlikler olacak” dedi. Erzurum İktisadi Sosyal Araştırma ve Yardımlaşma Vakfı (ESAV) tarafından düzenlenen ve 4 gün sürecek olan 10. Erzurum Tanıtım Günleri, Ankara’daki Altınpark ANFA Fuar ve Kongre Merkezi’nde başladı. Etkinliğe Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Erzurum milletvekilleri, belediye başkanları, emniyet müdürleri, rektörler, siyasi isimler ve Erzurumlular katıldı. “Erzurum’da eğitim kongresi yapacağız” Öğretmenler haftasını kutlayan Bakan Tekin, “Erzurum ile ilgili zaten gerekenler söylendi. Bu hafta Öğretmenler Günü haftası. Aramızdaki öğretmen arkadaşlarımızın Öğretmenler Günü’nü kutluyorum. Öğretmenlerini kaybetmiş arkadaşlarımız varsa onların da Öğretmenler Günü’nü kutluyorum. Bugün hayatta olmayan öğretmenlerimiz için Allah’tan rahmet temenni ediyorum. Yaşayan öğretmenlerimize ise sağlık temenni ediyorum. Erzurum’da önümüzdeki yıl bayağı yoğun geçecek. Türkiye genelinde yaklaşık 500’e yakın öğretmen arkadaşımızla Erzurum’da eğitim kongresi yapacağız. Atatürk Üniversitesi ev sahipliği yapacak. Ben bir Erzurumlu olarak son nefesime kadar destek olacağım” diye konuştu. “Plakamız 25, 2025 Erzurum yılı olacak” Erzurum’un tanıtıma ihtiyacı olmadığını ifade eden Bakan Tunç ise, “Erzurum’un tanıtıma ihtiyacı yok, Erzurum tarih kokan bir şehir. Selçuklu’dan Osmanlı’ya, cumhuriyetimizin kuruluşuna kadar gerçekten Anadolu’nun kilidi olan bir şehir. Tam bağımsızlığı savunan bir şehir Erzurum. Milli sınırlar içerisinde vatan bir bütündür, Türk toprakları bölünemez diyen bir şehir Erzurum. Nene Hatunların şehri Erzurum. Erzurum kahramanlar diyarı, dadaşlar diyarı. Anadolu’nun kilidi, İslam ve Anadolu topraklarının kalesidir Erzurum. Erzurum yemeklerini evlendikten sonra öğrendim ama Erzurumlu olmaktan çok memnunum. Erzurumlular ile yolumuza devam etmemiz gerekiyor dedik ve böylece Erzurum’a can ve kan bağıyla bağlanmış olduk. Plakamız 25, 2025 Erzurum yılı olacak. Çok güzel etkinlikler olacak. O etkinliklerde bulunmak elbette isteriz ve Erzurum’a yatırıma hız kesmeden devam edeceğiz” açıklamasında bulundu. “İnşallah birlik beraberlik içinde güzel bir 4 gün geçiririz” Konuşmaların ardından cağ kebabı yeme yarışması düzenlendi. Yarışmayı kazanan Hülya Özer, “Amacımız gurbette olan Erzurumluların birlik beraberlik ve dayanışma içinde olması. Erzurum kültürünü tüm Ankara’ya, bu şekilde de tüm Türkiye’ye yaymak istiyoruz. Hepinizi davet ediyoruz. İnşallah birlik beraberlik içinde güzel bir 4 gün geçiririz” ifadelerini kullandı.
Sakarya SUBÜ’de Erasmus’u bilmeyen birim kalmadı SUBÜ Erasmus Koordinatörlüğü tarafından üniversitenin 19 biriminde personel ve öğrencilere yönelik olarak ‘Erasmus Bilgilendirme ve Oryantasyon Toplantısı’ düzenlendi. Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) Erasmus Koordinatörlüğü, üniversitenin tüm fakülte ve meslek yüksekokulları ile Yabancı Diller Yüksekokulu’nda ‘Erasmus Bilgilendirme ve Oryantasyon Toplantısı’ düzenledi. 19 birimdeki toplam 35 toplantıda Erasmus Koordinatörü Doç. Dr. Engin Can, Öğretim Görevlisi Alper Karataş ve Erasmus Birim Personeli Onur Kubilay Pak personel ve öğrencilere bilgilendirmede bulunarak SUBÜ’nün uluslararasılaşma vizyonunu paylaştı. Personele yönelik olarak düzenlenen geniş kapsamlı toplantılarda, KA1 ve KA2 Erasmus+ projeleri aracılığıyla akademik ve profesyonel gelişim fırsatları, uluslararası iş birlikleri ve SUBÜ’nün stratejik hedefleri ele alındı. Söz konusu projelerin kurumsal kapasiteyi güçlendirmedeki rolü üzerinde detaylı bilgiler verildi. Öğrencilere yönelik olarak düzenlenen oturumlarda ise Erasmus öğrenim ve staj hareketliliklerinin öğrencilerin bireysel gelişimlerine ve akademik kariyerlerine sağlayacağı katkılardan bahsedildi. Erasmus+ programının sadece bir değişim programı olmadığının altını çizen Erasmus Koordinatörü Doç. Dr. Engin Can, “Biz aynı zamanda bireyler ve kurumlar arasında bilgi, deneyim ve kültür paylaşımını da teşvik ediyoruz. Bu anlamda uluslararası yetkinlik kazandıran bir köprü görevi üstleniyoruz. Bilgilendirme ve oryantasyon toplantılarımızı da bu bilincin kurumumuz içerisinde yayılması amacıyla gerçekleştirdik” diye konuştu.
Sakarya Sakarya Büyükşehir misafir akademisyenleri konuk etti Sakarya Büyükşehir Belediyesi, 25. Ulusal ve 8. Uluslararası Biyoistatistik Kongresi için Sakarya’ya gelen akademisyenleri Tarihi Çark, Adapazarı Ticaret Müzesi, Uzunçarşı gibi noktalarda tarihi bir tura çıkardı ve can dostların şifa bulduğu Sokak Hayvanları Geçici Bakımevi’nde misafir etti. Sakarya Büyükşehir Belediyesi, şehre gelen misafirleri en güzel şekilde ağırlamaya ve Sakarya’yı tanıtmaya devam ediyor. Son misafirler ise 25. Ulusal ve 8. Uluslararası Biyoistatistik Kongresi çerçevesinde Sakarya’ya gelen akademisyenler oldu. Misafir eğitimciler Prof. Dr. Ünal Erkorkmaz, Prof. Dr. Cengiz Bal, akademisyen Işık Çiftçi Bal ve birçok isim şehrin farklı noktalarını keşfetti. Akademisyenler Sakarya’nın tarihi ve kültürel alanlarını gezdi. Tarihi Çark, Adapazarı Ticaret Müzesi, Tarihi Uzun Çarşı ve Deprem Müzesi ziyaret edildi ve uzman rehberler misafirleri Sakarya’nın tarihinde yolculuğa çıkardı. Heyet son olarak Büyükşehir’in Marmara’daki örnek projelerinden Geçici Hayvan Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi’ni gezerek can dostların şifa ve yuva bulduğu çalışmalarla ilgili bilgi aldı. 18 bin metrekarelik alanda kurulan merkezi yorumlayan Prof. Dr. Ünal Erkorkmaz, “Bizler 3 gündür Sakarya’da bilimsel bir kongre düzenliyoruz. Programlar çerçevesinde misafirlerimizin Büyükşehir Belediyesi’ne ait bu güzel merkezi de görmelerini istedik. Böylesine bir hizmet için Büyükşehir Belediyemize teşekkür ediyoruz” derken, Prof. Dr. Cengiz Bal ise, “Öncelikle şunu söylemek gerekiyor ki bu çok güzel bir hizmet. Biz dünyayı hayvanlarla paylaşıyoruz. Uygun koşullar olduğu sürece sahiplenme konusunda hassasiyet taşımamız gerekiyor. Ben bu güzel hizmet için emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” ifadelerine yer verdi. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi yetkililerinden Işıl Çiftçi Bal’da, “Bizler hayvanların barındırmasıyla ilgili aklımızda çok farklı fikirler oluşuyordu. Fakat Sakarya Büyükşehir Belediyesi’nin bu merkezini gördüğümüzde içimizde rahatladı. Burada hayvanların bakımı ve tedavilerinin yapılıyor olmasını görmek bizleri oldukça mutlu etti” şeklinde konuştu. Ziyaretlerden oldukça memnun kalan katılımcılar, Büyükşehir Belediyesi yetkililerine program için teşekkür etti.