ASAYİŞ - 29 Ağustos 2017 Salı 11:54

Kelepçeyle ‘şaka’ fotoğrafı çektirmek isterken gasp edildiler

A
A
A
Kelepçeyle ‘şaka’ fotoğrafı çektirmek isterken gasp edildiler

Kağıthane’de iki kişi, polis olduğunu sandıkları bir kişiden, arkadaşlarına şaka yapmak için kendilerini kelepçeleyerek yere yatırmasını ve fotoğrafını çekmesini isteyince, sahte polis tarafından gasp edildi.

Kağıthane’de iki kişi, polis olduğunu sandıkları bir kişiden, arkadaşlarına şaka yapmak için kendilerini kelepçeleyerek yere yatırmasını ve fotoğrafını çekmesini isteyince, sahte polis tarafından gasp edildi. İlginç gasp olayının şüphelisi polis tarafından Maltepe’de durdurularak, çaldığı telefonun tuş kilidini açamayınca yakayı ele verdi.


Alınan bilgiye göre, 8 Ağustos 2017 tarihinde Maltepe’de devriye görevinde olan polis ekipleri, sabaha karşı sokakta yürüyen bir kişiyi şüphe üzerine durdurdu. Üzerinden bir cep telefonu çıkan Ümit D. (37)isimli şüpheliden cep telefonunun şifresini girmesini isteyen polis, şifreyi bilmediği için telefonu açamayan Ümit D.’yi gözaltına aldı. Devreye Asayiş Şube Müdürlüğüne bağlı ekipler girerken, polis süsü vererek gasp yapan şüphelinin daha önceden 6 kez silahla yağma yapmaktan suç kaydı olduğu ortaya çıktı.



“Kelepçe takıp fotoğraflarını çekmemi onlar istedi”


Gayrettepe’de bulunan Asayiş Şube Müdürlüğüne getirilen ve burada yeniden sorguya alınan Ümit D., gasp mağdurları E.S. (33) ve E.Ç. (32) ile olaydan birkaç saat önce olayın gerçekleştiği parkta tanıştıklarını ve gasp ettiği kişilerin kendisini polis sandığını anlattı. Suçunu itiraf eden gaspçı, “Arkadaşlarına şaka yapmak için kendilerini kelepçeleyerek yere yatırmamı ve bu şekilde fotoğraflarını çekmemi istediler. Ben de dediklerini yaptım, kelepçeliyken telefonlarını ve paralarını aldım. Onları parkta kelepçeli şekilde bıraktım” dedi. İfadenin üzerine Kağıthane’de bulunan İsmet İnönü Caddesi’nde çalışma yapan polis ekipleri, mağdurlarla karakolda elleri kelepçeli halde dertlerini anlatmaya çalışırken karşılaştı.



“Kelepçeli halde polis merkezine gittik”


Şüphelinin suçunu kabul etmesi ve durumun anlaşılması üzerine ‘şaka’ için taktırdıkları kelepçelerden kurtulan E.S. ve E.Ç., verdikleri ifadede Ümit D.’den şikayetçi olduklarını beyan etti. Ümit D.’nin üzerinden çıkan ve yakalanmasına sebep olan cep telefonundan kelepçeli fotoğrafları çıkan mağdurlar, “Bize polis olduğunu söyleyince, aklımıza arkadaşlarımıza şaka yapmak geldi. Kendisinden bizi kelepçeleyerek yere yatırmasını ve fotoğraflarımızı çekmesini istedik. Söylediklerimizin hepsini yaptı, ama paramızı da alıp bizi yerde kelepçeli halde bırakıp kaçtı. Kelepçeli halde polis merkezine gittik. Derdimizi anlatmaya çalıştık, ama kimseye inandıramadık. Bir yerden kaçtığımızı düşündüler” şeklinde ifade verdi.



Kelepçeli gaspçı tutuklandı


Öte yandan, suçunu itiraf etmesi ve mağdurların da şikayetçi olması üzerine, Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edilen Ümit D., tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Ülker, dokuz aylık bilançosunu açıkladı Türkiye’nin lider gıda şirketi Ülker, 2024 yılının dokuz aylık bilançosunu açıkladı. Hem Türkiye hem de ihracat ve yurt dışı operasyonlarıyla büyümeye devam eden şirket, 9 aylık dönemi 58 milyar TL ciroyla kapattı. Ülker Bisküvi, 2024 yılı 9 aylık finansal performansını duyurdu. Şirket, Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yaptığı açıklamada, 2024’ün dokuz aylık döneminde cirosunu 58 milyar TL’ye ulaştırdığını, Türkiye operasyonunun ciro içindeki payının yüzde 71, ihracat ve yurt dışı operasyonunun ciro içindeki payının ise yüzde 29 olduğunu duyurdu. Yılın dokuz ayını başarılı bir performansla tamamladıklarını dile getiren Ülker CEO’su Mete Buyurgan, “Kuruluşumuzdan bu yana ülkemize katma değer sağlamayı, tüm paydaşlarımızla beraber güçlenmeyi merkeze alan bir anlayışla çalışıyoruz. Gelişmeleri, trendleri, riskleri takip etmek, öğrenmek ve öğrendiklerimizi de hızlı bir şekilde aksiyona dönüştürmek bizi öne taşıyan önemli bir yetkinliğimiz. Bulunduğumuz kategorilerdeki güçlü operasyonel performanslarımız ve yeni lansmanlarımız şirketimizin performansına olumlu etki ediyor. Tüketicilerimizi yakından dinliyoruz, bunun için yılda 1000’e yakın tüketici araştırması yapıyoruz. Tüketicinin nabzını tutup, ihtiyaçları ve trendleri takip ediyoruz. Piyasaya yeni sunduğumuz Ülker Çikolata Dubai Lezzeti de bunun başarılı bir örneği. Ürünü milyonlarca adet üreterek, ulaşılabilir fiyatla piyasaya çıkarttık ve tüketicilerimiz tarafından büyük ilgiyle karşılandı” diye konuştu. Türkiye’de sektörün lideri konumda olduklarını söyleyen Buyurgan, “Bölgesel gücümüzü de koruyoruz. Bisküvi pazarında Suudi Arabistan ve Mısır’da liderliğimizi sürdürüyoruz. Kazakistan ve Orta Asya ülkelerinde de güçlü büyüme trendimiz devam ediyor. 100’ün üzerinde ülkeye yaptığımız ihracatla, bugün tüm dünyada milyonlarca tüketiciyle buluşuyoruz. Ülkemizde geliştirip, ürettiğimiz ürünleri, dünyanın dört bir yanına ihraç ediyoruz. Sürdürülebilirlik yolculuğumuzu ve 2050 net sıfır şirket olma yolunda attığımız adımları anlatan ‘Sürdürülebilirlik 2023 raporumuzu’ yayımladık. Ülker’de israfsız şirket kültürüyle çalışıyoruz. İklim krizinin etkilerinin farkındayız, 2014 yılından bu yana uzun vadeli hedefler doğrultusunda hız kesmeden devam ettiğimiz sürdürülebilirlik faaliyetlerimizle dirençli bir gıda sistemi oluşturulmasına katkı vermeyi amaçlıyoruz. Sürdürülebilir tarım için buğday, fındık, kakao özelindeki projelerimizi geliştiriyoruz” ifadelerine yer verdi.
Ankara Emine Erdoğan, Budapeşte’de "Gül Baba ve Osmanlı Macaristanı’nda Manevi Miras" kitabının tanıtımına katıldı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de "Gül Baba ve Osmanlı Macaristanı’nda Manevi Miras" kitabının tanıtım programına katıldı. Erdoğan, "Gül Baba ile birlikte Macaristan’daki Osmanlı izlerini keşfe çıkan bu kıymetli eserin, bir asrı geride bırakan Türkiye ve Macaristan dostluğunu daha da pekiştireceğine yürekten inanıyorum" dedi. Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi’ne katılmak üzere Budapeşte’ye gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a eşlik eden Emine Erdoğan’ı, TİKA Budapeşte Koordinatörü Elif Türkislamoğlu, Gül Baba Mütevelli Heyeti Başkan Yardımcısı Suat Karakuş ile "Gül Baba ve Osmanlı Macaristanı’nda Manevi Miras" kitabının yazarı mimar Mehmet Emin Yılmaz karşıladı. TİKA tarafından Macaristan hükümeti ile 2018’de restorasyonu tamamlanan Gül Baba Türbesi’ni ziyaret eden Emine Erdoğan, projenin sorumlusu mimar Yılmaz’ın kaleme aldığı ve TİKA’nın yayımladığı kitabın tanıtım programına katıldı. Programda kitaba ilişkin sunum gerçekleştiren yazar Yılmaz, Emine Erdoğan’a "Gül Baba ve Osmanlı Macaristanı’nda Manevi Miras" kitabını takdim etti. "Türkiye ve Macaristan dostluğunu daha da pekiştireceğine yürekten inanıyorum" Emine Erdoğan, katılımcılarla ve basın mensuplarıyla fotoğraf çektirmesinin ardından Gül Baba Türbesi’nin anı defterine şunları yazdı: "Türkiye-Macaristan Dostluk Antlaşması’nın 100’üncü yılında, Anadolu’dan gelerek bu topraklarda ebedi istirahatgaha çekilen Gül Baba mirası etrafında buluşmaktan mutluluk duyuyorum. Altı yıl önce bu manevi mirasın sonraki nesillere ulaşması için TİKA’nın Gül Baba Türbesi’nde yaptığı restorasyon çalışmaları ve kültür merkezinin, bugün yeni bir kitapla taçlanması oldukça heyecan verici. ’Gül Baba ve Osmanlı Macaristanı’nda Manevi Miras’ adıyla, Gül Baba ile birlikte Macaristan’daki Osmanlı izlerini keşfe çıkan bu kıymetli eserin, bir asrı geride bırakan Türkiye ve Macaristan dostluğunu daha da pekiştireceğine yürekten inanıyorum. Dünyadaki kültürel birikimin, birbirimizin anlam dünyasına kattığımız değerlerle artarak çoğalması, her birimizin insanlık ailesinin birer üyesi olduğumuz gerçeğini bir kez daha ortaya koyuyor. Yüzyıllar önce bir Bektaşi Dervişi’nin Gül ismiyle çıktığı yolun, bugün iki ülke arasında ismine yakışır bir dostluk hatırasına dönüşmesi oldukça anlamlı. Dost ülke Macaristan’da, gönüllerimize ülfet yağdıran bu değerli buluşmayı ömür boyu kalbimde taşıyacağım." Emine Erdoğan, Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi’ne katılmak üzere Budapeşte’ye gelen Türk gazetecilerle kısa sohbet gerçekleştirdi. "Asırlık dostluğu sözlere dökmenin heyecanını paylaştık" Emine Erdoğan, konuya ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Türkiye-Macaristan Dostluk Antlaşması’nın yüzüncü yılında, Anadolu’dan gelerek Macaristan’da ebedi istirahatgaha çekilen Gül Baba’nın mirası etrafında buluştuklarını belirtti. Her adımında tarih ve maneviyat solunan mekanda Türkiye-Macaristan dostluğunun, yüzyılları aşan kardeşliğin izlerini görmenin tarifsiz bir mutluluk olduğunu kaydeden Emine Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: "2018’de TİKA’nın destekleriyle yeniden hayat bulan bu türbe, Osmanlıdan bugüne uzanan ortak değerlerimizin bir hatırası, saygıyla, sevgiyle paylaşılan bir emanet. Mehmet Emin Yılmaz’ın kaleme aldığı ’Gül Baba ve Osmanlı Macaristanı’nda Manevi Miras’ kitabı ile bu hikayeye bir parça daha eklemenin, asırlık dostluğu sözlere dökmenin heyecanını paylaştık. Dilerim, bu anlamlı eser geleceğe de ışık tutarak, Türkiye ve Macaristan arasında nice gönül köprülerinin kurulmasına vesile olur."
Tekirdağ Hastanede kurulan stanttan etkilenerek organlarını bağışladı Tekirdağ’ın Çerkezköy ilçesinde yaşayan 63 yaşındaki Zeynep Bozkurt, "Organ bağışı Haftası" nedeniyle gittiği hastanede kurulan stanttan etkilenerek, tüm organlarını bağışladı. Bozkurt, vatandaşları da organ bağışı konusunda destek olmaya davet etti. Tekirdağ’ın Çerkezköy ilçesinde kadın derneği kurucusu olan 63 yaşındaki Zeynep Bozkurt, rahatsızlığı sebebiyle aile hekimliğine tedavi olmaya gitti. İş bırakma eylemi sebebiyle devlet hastanesine yönlendirilen Bozkurt, burada Organ Bağışı Haftası münasebetiyle kurulan standı da ziyaret etti. Burada çalışanların söylemlerini dinleyen ve organ bağışı hakkında bilgilendirme broşürlerini okuyan Bozkurt, tüm organlarını bağışladı. Yaşadığı süresi İhlas Haber Ajansı’na anlatan Bozkurt, “Bu hafta organ bağışlama haftası olduğunu biliyorum. Şöyle bir tesadüfle karşılaştım. Tiroid tahlili için sağlık ocağına gittim. Oradan beni devlet hastanesine yönlendirdiler. Gittiğimde kapıdan girer girmez açılan organ bağışı standını gördüm. Öncesinden beri düşündüğüm bir şeydi. Bedenler toprak altında çürüyor. Ama ruh hep var olan bir şey. Bedenim çürüdükten sonra organlarım başka bedenlerde hayat bulmalı diye düşündüm. Doktora gittim ve bütün organlarımı bağışladım. Organ bağışı hayat kurtarıyor, herkese tavsiye ediyorum” ifadelerini kullandı. Ailesinden ve çevresinden aldığı tepkileri de aktaran Bozkurt, "İki tane oğlum var. Onlara daha hiç bahsetmedim. Kardeşim beni aradı, sosyal medyadan görmüş. Ben sosyal medyadan paylaşmıştım bu durumu örnek olsun diye. O da biraz hüzünlendi tabi. Ben de ‘Benim bedenim, organım, kendi kararım’ dedim” dedi.