SAĞLIK - 21 Aralık 2023 Perşembe 09:19

Fazla ekran maruziyeti depresyona neden olabiliyor

A
A
A

Doç. Dr. Cafer Tanrıverdi, “Özellikle göz sağlığı açısından birçok soruna neden olabilen fazla ekran maruziyetinin hastaları depresyona kadar sürükleyebilir” dedi.

2000’li yıllardan sonra dijital teknolojilerin, eğitim ve iş yaşamına giderek daha fazla dahil olmasından dolayı ekran kullanımı da hızla artmış durumda. Kişinin gelişimsel düzeyine uygunsuz şekilde ve sürede ekran başında kalması olarak tanımlanan “Ekran maruziyeti” ile ilgili ise uzmanlar özellikle sağlık konusunda uyarılarına devam ediyor. Ekran maruziyetinin göz sağlığı dışında da problemler oluşturabileceğini söyleyen Medipol Üniversitesi Hastanesini Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Cafer Tanrıverdi sorunun depresyona kadar gidebileceğine dair uyarılarda bulundu.

Kronikleşen sorunlar depresyona neden olabiliyor

Günlük hayatta kullanılan telefon, tablet ve bilgisayar ekranlarından kaynaklı en çok karşılaşılan durumun göz kuruluğu olduğunu ifade eden Doç. Dr. Cafer Tanrıverdi, “Ekran kullandığımızda daha dikkatli baktığımız için kırpma refleksimiz azalır buna bağlı olarak gözlerde kuruma ortaya çıkar. Ayrıca fazla ekran maruziyetine bağlı yorgunluk, uykusuzluk, baş ve göz ağrısı gibi sorunların yanında depresyona varan problemler bile görebiliyoruz. Çünkü bu tür sorunlar kronik bir şekilde hastayı etkilediği için hastanın hayatında bir mutsuzluğa neden oluyor. Bu da hastanın modunu düşürerek depresyona kadar sürükleyebiliyor” dedi.

Fazla ekran maruziyeti depresyona neden olabiliyor

1 saat sonra en az 15 dakika mola şart

Sorunlar için en kötü saat başı 15 dakika mola verilmesinin en elzem önlem olduğunu da aktaran Doç. Dr. Tanrıverdi, “Bunlar ilgili önlem mutlaka almak lazım. Profesyonel olarak yaptığı işten dolayı mecburiyetten ekrana maruz kalan hastaları ekrandan tamamen uzaklaştırmak mümkün değil. Ancak mutlaka mola verilerek çalışılmalı. Örneğin 1 saat çalışıyorsa en az 15 dakika mola vermesine, hatta mola verdiğinde ise bulunduğu ortamdan uzaklaşmasını ve o esnada başka dijital ekran kullanmamasını öneriyoruz. Çünkü buradaki sıkıntı sadece dijital cihazların sebep olduğu göz yorgunluğu değil onların yaydığı radyasyon ve etkilerinden de uzak kalmak lazım. Bunların hepsi minimalize edilmeli” şeklinde konuştu.

Sorunların devam etmesi ve artması durumunda ise “Mutlaka doktora başvurulmalı” diyen Tanrıverdi sözlerini şu şekilde sonlandırdı:

“Bazen bunların altında bir refraksiyon problemi dediğimiz kırma kusuru da yatabiliyor. Eğer biz bu hastaları muayene edersek, kırma kusuru yani gözlük gerektiren bir durum varsa öncelikle bunu düzeltmekte fayda var. Çünkü var olan yoğun çalışma temposu ile birlikte kırma kusuru da varsa hastaların problemleri daha da artıyor. O yüzden bu durumda doğru gözlük vererek hastanın daha net ve temiz bir görüş almasını sağlıyoruz. Sonrasında eğer kuru göz problemi varsa uygun tedavilere başlıyoruz. Eğer ağır bir durum söz konusun değilse sadece gözyaşı yetiyor ama ağır kuru gözde başka özel tedaviler de vermemiz gerekiyor.”

Şeyda Ceylan Görgenç

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Türkiye Diyanet Vakfı Genel Müdürü Turan: “Suriye’de 13 bin briket ev inşa ettik” Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) Genel Müdürü İzani Turan, Suriye’de 13 bin briket ev ve 540 sosyal konut inşa ettiklerini ve bu yıl 3 milyon 370 bin 124 Filistinliye yardım ulaştırdıklarını belirterek, "Dünyada fakir devletlerin en çok sevdiği ülke Türkiye’dir” dedi. TDV Genel Müdürü İzani Turan, vakfın genel merkezinde 2024 yılını değerlendirerek, Suriye ile Filistin’deki yardım faaliyetlerine ilişkin açıklamalarda bulundu. Turan, “Türkiye Diyanet Vakfı neden Türkiye dışındaki birçok coğrafyalarda da faaliyet gösteriyor” eleştirilerine ilişkin şunları söyledi: “Biz emanetçiyiz. Diyorsunuz ki ‘Benim şu emanetimi şuraya ulaştır. Filistin’e, Gazze’ye, Suriye’ye ulaştırın’ dendiği anda vakıf mesuliyeti içerisinde bunu emanete alıp, bize milletimiz neyi emrettiyse biz gereğini yaparız. Gazze’ye denilen şey Suriye’ye, Suriye’ye denilen şey Gazze’ye asla ve asla verilemez. O adrese gitmek mecburiyetinde. Bu hem Allah’a karşı mesuliyetimiz hem de bizi denetleyen kurumlara karşı mesuliyetimiz.” “Dünyada fakir devletlerin en çok sevdiği ülke Türkiye’dir” Yurt dışında hangi din ve dilden olursa olsun insanların Türkiye’ye müthiş bir teveccühü olduğunu söyleyen Turan, “Dünyada fakir devletlerin en çok sevdiği ülke Türkiye’dir. Bunun belki bizim için değil geleceğimiz için çok büyük bir güç olduğuna inanıyorum. Bu ülkeler hazineleri ile çok güçlü ülkeler ama ne yazık ki o hazineye sahip değiller. Türkiye Diyanet Vakfının oraya gitmesi, oradaki insanımıza o farkındalığı oluşturması bile insanlık adına çok önemli bir kazanımdır. Bizim mottomuz ‘yeryüzündeki iyilik hakim olsun, iyiler egemen olsun.’ Bütün gayretimiz bu” ifadelerini kullandı. “Açıkta kimsenin kalmayacağı bir anlayışla devam edeceğiz” Dünyada 149 ülkede yardıma muhtaç insanlara hizmet götürdüklerini dile getiren Turan, Türkiye’deki bin 3 şube ile de ihtiyaç sahiplerinin her zaman yanında olduklarını belirtti. Turan, “Bizim imamımızın olmadığı bir köy yok. Devletin bir muhtardan başka temsilcisinin olmadığı yerde Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı var. Oradaki görevlimiz bizim bir mensubumuz. Bin 3 şubede oranın müftüleri bizim şube başkanımız. Dolayısıyla nerede bir aç ve susuz var biz onun farkındayız. Hepsine belki de yetişemiyoruz. Bir güç meselesi ama inşallah milletimizin güveni devam ettikçe inanıyorum ki aç ve açıkta kimsenin kalmayacağı bir anlayışla yolumuza devam edeceğiz” şeklinde konuştu. Türkiye Diyanet Vakfının 55’inci kuruluş yıl dönümünün 2025’e denk geldiğini hatırlatan Turan, 2025’e özel birçok çalışma yapacaklarını dile getirdi. Turan, söz konusu çalışmaların tanıtımını Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş ile duyuracaklarını söyledi. “2024 yılında 55 milyon 171 bin 42 kişiye ulaştık” Turan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Gittiğimiz yerde ’Dilin, milletin ve mezhebin ne?’ sorusunu sormuyoruz. Çünkü hedefimiz insan ve insanın iyiliği. 2024 yılında 55 milyon 171 bin 42 kişiye ulaştık. Ramazan yardımlarımız başta olmak üzere 2 milyon 46 bin kişiye milletimizin emanetlerini ulaştırmış olduk. Vekalet yoluyla geçtiğimiz sene 747 bin 52 hisse kurbanı milletimiz bize emanet etti. Bu kurban hisselerini Türkiye’miz olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerindeki ihtiyaç sahiplerine, 34 milyon 737 bin kişiye ulaşırmış olduk. Yılın 12 ayı boyunca vakfımıza emanet edilen adaklar var. Bunları da 1 milyon 260 bin kişiye ulaştırdık.” "Türkiye beklenen ülke" Turan, mazlum coğrafyalarda Türkiye için ‘beklenen’ ifadesinin kullanıldığını da aktardı. Osmanlı Cihan Devleti’ni özleyen mazlum coğrafyalardaki insanların Türkiye Diyanet Vakfının yaptığı yardımlar karşısında duygusallaştığını anlatan Turan, Türkiye’nin sadece mevcut sınırlardan ibaret olmadığını dile getirdi. Türkiye Diyanet Vakfı deprem bölgesinde 650 bin insana yardım eli uzattı 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli yıkıcı depremlerin oluşturduğu yaraları sarmak için önemli bir mücadelenin de altına imza attıklarını anlatan Turan, deprem bölgesinde 650 bin insana yardım eli uzattıklarını ifade etti. “2024 yılında 3 milyon 370 bin 124 Filistinli kardeşimize yardım ulaştırdık” İzani Turan, Filistinli mazlum insanlara yönelik gerçekleştirilen yardımlara ilişkin ise şunları kaydetti: “İsrail tarafından soykırıma uğrayan Gazze’deki kardeşlerimize milletimiz büyük bir teveccüh gösterdi. Oraya fırsat bulduğumuz yerlerden yardımları üç kanaldan ulaştırdık. Birinci Mısır’dan, ikinci deniz yoluyla, üçüncü Kızılay ve AFAD’ın organizasyonuyla beraber bu emaneti ulaştırdık. Temini mümkün olduysa içerideki bizim hayır ortaklarımız ile beraber oradan satın aldık ve orada dağıtımını yaptık. Yoksa da Mısır’dan ve Türkiye’den temin ederek gönderdik. Bütün kapılar zalim İsrail’in uhdesinde. Ne kadar müsaade ediyorsa o kadar girebildik. Onun için Avrupa Birliği’nden akredite olan bir kuruluş ile anlaşarak bu emanetleri içeriye gönderdik. 2024 yılında 3 milyon 370 bin 124 Filistinli kardeşimize yardım ulaştırdık.” Suriye’deki rejim değişikliği nedeniyle ülkelerine dönmek isteyen Suriyeli sığınmacılar için Kilis Öncüpınar ve Hatay Cilvegözü Sınır kapılarında mobil ikram araçları ile ikramda bulunduklarını belirten Turan, vakfın Suriye’de bulundurduğu iki ofisle de önemli yardımlara imza attığını aktardı. Turan, Suriye’de her ay 550 bin adet ekmek dağıtımı, 300 yetime aylık maddi destek yardımında bulunduklarını, 592 caminin inşaatı ve tadilatınında önemli rol üstlendiklerini belirterek, günde 500 kişilik de sıcak yemek çıkardıklarını vurguladı. “Suriye’de 13 bin briket ev inşa ettik” Suriye’deki eğitime de önem verdiklerini dile getiren Turan, 15 okul inşası ve 12 okulun işletiminde çeşitli yardımlar gerçekleştirdiklerini belirtti. 9 adet de su kuyusu projesinin Suriye’de hayata geçirildiğini aktaran Turan, çok köklü bir hizmet götürdüklerine dikkati çekerek, “Suriye’de 13 bin briket ev inşa ettik. İnsanlar ikamet ediyorlar. 540 da sosyal konutu inşa ettik” ifadesini kullandı. Turan, daha sonra basın mensupları ile hatıra fotoğrafı çekindi.
Sakarya Nöbete giden 112 personeline silahlı saldırı olayında yeni detaylar Sakarya’nın Kocaali ilçesinde 112 Acil personelinin silahlı saldırıya uğrayarak yaralandığı olaya ilişkin 3 şüpheli gözaltına alındı. 2’si İstanbul’da ve biride Kocaali’de polis ekiplerince yakalanan şüphelilerin, farklı bir kişiyi hedef aldıkları ve 112 Acil personelinin konuyla ilgisi olmadığı öğrenildi. Olay, 21 Aralık Cumartesi günü Kocaali ilçesi Yayla Mahallesi üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 112 Acil servis ambulans personeli olan Furkan K. (27) nöbete gitmek için evinden çıktı. Furkan K.’nin kullandığı otomobile, hastaneye yakın bir bölgede farklı bir araçtan silah ile ateş açıldı. Bacağından yaralanan sağlık personeli, kendi imkanlarıyla Kocaali Devlet Hastanesi’ne gitti. Furkan K. buradaki müdahalesinin ardından Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. Şüpheliler yakayı ele verdi Yaşanan silahlı saldırının ardından Sakarya İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekiplerince çalışma başlatıldı. Ekiplerce incelenen kamera görüntülerinde, saldırıyı gerçekleştiren şahısların beyaz bir otomobil ile kaçtıkları tespit edildi. İncelemeleri derinleştiren ekipler, saldırının gerçekleştirildiği aracın içerisinde bulunan O.S. (22) ve U.E. (29) isimli iki şahsı İstanbul’da, Z.C.T. (31) isimli şahsı ise Sakarya’da yakalayarak gözaltına aldı. 112 Acil personelinin vurulduğu silahta ele geçirilirken, olaya ilişkin şaşırtan detaylar ortaya çıktı. Yanlış hedefe ateş açmışlar Şüphelilerin, alacak-verecek meselesi iddiası ile aralarında husumet bulunan Y.S. isimli farklı bir kişiyi hedef aldıkları öğrenildi. 112 Acil personelinin konuyla ilgisi olmadığı ve yanlışlıkla vurulduğu ortaya çıktı. 3 şüpheli, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilecek.