SAĞLIK - 20 Nisan 2024 Cumartesi 10:16

D vitamini eksikliği olanlarda bunama riski yüzde 19-25 artıyor

A
A
A

İngiltere’de yapılan uzun vadeli bir araştırmaya göre D vitamini eksikliği olanlarda bunama riskinde yüzde 19-25 oranında artış gözlendi. Düzenli olarak D vitamini takviyesi alanlarda ise Alzheimer riskinde yüzde 17 azalma görülürken damar hastalığına bağlı bunama riskinde yüzde 14 azalma gözlendi.

The American Journal of Clinical Nutrion’da yayınlanan araştırmada; 14 yıl boyunca takip edilen kişilerde, D vitamini eksikliğinden kaynaklı demans riskinin yükselerek yüzde 19-25’lere çıktığı tespit edildi. Araştırma hem Alzheimer hem de damarların tıkanmasına bağlı oluşan demans için geçerli olurken uzun süre D vitamini eksikliğinin de bunlara sebep olabileceğini gösteriyor. Kişilerin demansa karşı korunması için erken yaştan itibaren önlem almaları gerektiğini belirten Çakmak Erdem Hastanesi’nde Nöroloji Uzmanı Dr. Nazan Eryiğit, gençlere ve yetişkinlere çeşitli önerilerde bulundu.

“Yorgunluk, sürekli uyuma isteği, uyumaya rağmen vücutta ağrılar D vitamin eksikliğinden olabilir”

Demans riskinin yaşla giderek arttığına değinen Uzm. Dr. Nazan Eryiğit, “D vitaminini hep kalsiyum ve kemik gibi bilsek de özellikle gençlerin unutkanlığının en önemli sebeplerinden biridir. Bu yüzden D vitamini destekli gitmeliyiz. Nörolojiyi en çok ilgilendiren konulardan biri unutkanlıktır. Yorgunluk, sürekli uyuma isteği, uyumaya rağmen vücutta ağrılar ve dinlenememe, dinlenmeden kalkma gibi durumlar D vitamin eksikliği belirtisidir. Türkiye, D vitamini açısından çok iyi bir ülke. Sürekli güneşimiz var fakat güneşlenmiyoruz. Güneşlenirken güneş kremi sürüyoruz. D vitamininin en önemli kaynağı direkt olarak güneşe temas etmektir. Koruyucusuz ve direk ten teması olmalı” açıklaması yaptı.

Uzm. Dr. Nazan Eryiğit, “Ayrıca özellikle yağlı balıkları yemeliyiz. Belki de omega 3 takviyesi almalıyız ki onlarda D vitamini yoğun miktarda var. Düzenli beslenme de önemlidir. Akdeniz diyeti yapın, yeşillikleri kullanın. Çünkü demans sadece D vitamini eksikliğinden kaynaklanmaz. B12, folik asit yani üçünün birlikte alınmış olması lazım” dedi.

“Bilinçsiz kullanılan D vitamini tehlikelidir”

“D vitamininde yağda eriyen bir vitamin, zehirlenmesi var” diyen Uzm. Dr. Eryiğit, “O yüzden bilinçsiz şekilde kullanılması çok tehlikelidir. Doktoruna ölçüm yaptırmadan kesinlikle D vitamin takviyesine başlamasınlar. ‘Yeterli yere geldi’ demeden de vitamin takviyesi kesilmemelidir. Tedaviye ise kanda serum düzeyine bakarak karar veriyoruz” uyarısında bulundu.

“Arada cam olmasın, direk maruziyet istiyoruz”

Demanstan korunmak için kişilere tavsiyelerde bulunan Uzm. Dr. Eryiğit şunları söyledi:

“Hem zihinsel hem de bedensel egzersiz çok önemlidir. Özellikle multivitaminlerin içerisinde yer alan D vitamini son derece düşük doz ve asla yeterli olmuyor. Hasta, ‘nasıl olsa ben bir kompleks vitamin alıyorum’ deyip doktora gitmiyor. ‘Ben zaten içiyorum’ deyip ölçtürmüyor. Hâlbuki aldığı şey günlük tüketime bile yetmiyor. Unutkanlık çok önemli bir şikâyettir. Genç yaş ya da yaşlı, hiç fark etmez varsa unutkanlığınız mutlaka nöroloji uzmanına başvurun. Lütfen güneşe biraz maruz kalın. Sadece elinizden yüzünüzden değil, kollarınızdan, bacaklarınızdan da D vitamini alın. Her gün en az 45 güneşte kalın. Ama arada cam olmasın, direk maruziyet istiyoruz.”

Nisanur Şentürk

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Samsun’da “Türkçüler Günü” kutlandı SAMSUN (İHA) – Samsun’da “Türkçülük Günü” Atatürk Anıtı’nda düzenlenen program ile kutlandı. Türk Ocakları Samsun Şubesi üyeleri tarafından Türkçülük Günü dolayısıyla Atatürk Anıtı’nda program düzenlendi. Anıta çelenk sunumu ile başlayan tören, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunması ile devam etti. Daha sonra söz alan Türk Ocakları Samsun Şube Başkanı Prof. Dr. Mustafa Çağatay Tufan, günün anlam ve önemine dair konuşma yaptı. “Türk gençleri her şartta devletinin temel ilkelerine sahip çıkacağını göstermiştir” Türklerin her şartta devletin temel ilkelerine sahip çıkacağını gösterdiğine değinen Başkan Mustafa Çağatay Tufan, “3 Mayıs bir bayram değildir, bir matem günü de değildir. 3 Mayıs Türkçülerin günüdür. Türk gençlerinin her şartta devletinin temel ilkelerine sahip çıkacağını dost düşman herkese göstermiştir. 80 yıl sonra bu meydan da bizleri buluşturan da bu ruhtur. Cumhuriyetimizi kurarken atalarımızın ödemiş olduğu bedelleri, bugün onu korumak için bizlerin de ödemeye hazır olduğumuzu belirtmek isterim. Anayasa’nın değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddelerini ve Türk vatandaşlığı tanımını tartışmaya açmak vatana ihanettir. Bu vatanın adı Türkiye; milletin adı Türk, dilimiz Türkçedir. İstiklal Marşı, Anayasa’nın ilk dört maddesi, Türk vatandaşlığı tanımı, millî devlet ve üniter yapı ile problemi olanların Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde hiçbir şekilde idari makam işgal etmelerine izin verilmemelidir. Sığınmacı ve düzensiz göçmenler meselesi kangren olmaktadır. Ülkenin demografisi ve millî kimliği tehdit altındadır. Bu, ileride ciddi güvenlik problemleri doğuracaktır. Türkçülük ruhunu gönüllerde ateşleyen merhum Hüseyin Nihal Atsız ve Başbuğ Alparslan Türkeş olmak üzere 3 Mayıs 1944’ün kahramanlarını saygı ve özlemle anıyor, Allah’tan mekanlarının cennet, makamlarının yüksek olmasını diliyorum” dedi. Ocak üyeleri, konuşmanın ardından anıt önündeki programı sonlandırırken, mezarlıklardaki programlar için merhum Türkçülerin kabirlerine gittiler.
Samsun ‘Obezite, psikolojiyi olumsuz etkiliyor’ Obez kişilerin psikolojik ve ruhsal huzur açısından risk altında olduklarını belirten Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Recep Aktimur, “Birçok hastamız bu dönemlerde kilo almakta ve yaşanılan sorunlar nedeniyle kilo verememektedir. Bu kişilerde ilerleyen dönemde obezite ve psikolojik sorunlar iç içe geçmekte ve birçok hastamızda iş ve sosyal yaşamda ciddi bozulmalar görülmektedir” dedi. Liv Hospital Samsun Genel Cerrahi Kliniği’nden Prof. Dr. Recep Aktimur, obezitenin psikolojiyi olumsuz etkilediğine dikkat çekti. Kendi deneyimlerini aktaran Prof. Dr. Aktimur, “Bizim kendi deneyimlerimizde gördüğümüz, kişilerin psikolojik olarak kendilerini boşlukta hissettikleri zamanlarda kilo almaya eğilimli olduğudur. Birçok hastamız bu dönemlerde kilo almakta ve yaşanılan sorunlar nedeniyle kilo verememektedir. Bu kişilerde ilerleyen dönemde obezite ve psikolojik sorunlar iç içe geçmekte ve birçok hastamızda iş ve sosyal yaşamda ciddi bozulmalar görülmektedir” diye konuştu. “Obez kişiler psikolojik ve ruhsal huzur açısından risk altında” Obez kişilerin psikolojik ve ruhsal huzur açısından risk altında olduklarını dile getiren Prof. Dr. Aktimur, “Obez bireylerde sosyal izolasyon oluşur ve bu durum obezitenin geri dönüşümsüz hale gelmesine yol açar. Obez bireyler hem fiziksel olarak hem de çok yüksek oranda görülen depresyon nedeniyle günlük işlerini yapmakta zorlanırlar, çabuk yorulurlar, kişisel bakımlarını yapmak bile onlar için çok zorlaşır. Diğer yandan obeziteye bağlı gelişen kronik hastalıklar, bireyleri bir çıkmaza sürükler ve birçok insan bu kısır döngü içinde kendine güvenini kaybeder” şeklinde konuştu. “Obezite ameliyatı olduktan sonra psikolojik durum” Obezite ameliyatlarından sonra kilo verme sürecinin başladığını ve uzun süre devam ettiğini belirten Prof. Dr. Aktimur, şu bilgileri paylaştı: “Ameliyat edilen hastaların çoğunda obezite nedeniyle gelişen depresyon bulunduğundan ameliyat sonrasında kilo verme sürecinde hızlıca depresyonun gerileyeceği düşünülse de, durum her zaman bu şekilde seyretmeyebilir. Bu dönemde kilo veriyor olmanın oluşturacağı pozitif etki, ameliyat sonrası dönemde aslında önceden bir nevi tedavi yerine geçen yemek yeme alışkanlıklarının değişmesi ile negatif yönde etkilenebilir. Bu yüzden ameliyat için uygulanacak prosedürün yemek yeme konforunu çok bozmayacak şekilde seçilmesi ve hastalara cerrahi tarafından geniş destek verilmesi çok önemlidir. Biz kendi hastalarımızda uyguladığımız ‘Hızlandırılmış iyileşme protokolleri’ ile hasta konforunu artırarak, ‘liberal beslenme önerileri’ ile hastalarımızın bu süreci daha rahat geçirmesini sağlayarak ve onlara her an kendilerini koruyan ve sarmalayan bir aile içinde olduklarını göstererek bu dönemi çok daha rahat atlatmaktayız. Bu yaklaşım ile hastalarımızda ameliyat sonrası dönemde çok daha az depresyon gözlemlemekte ve mutluluk düzeyinin arttığını deneyim etmekteyiz.” “En iyi psikolojik destek, hastaların uzman hekime rahat ulaşabilmesidir” Doktora ulaşmanın hasta tarafından önemine değinen Prof. Dr. Aktimur, “Biz kendi protokolümüzde uyguladığımız ve çok başarılı sonuçlar elde ettiğimiz şekilde en iyi psikolojik desteğin, hastaların kendilerini ameliyat eden cerraha çok rahat ulaşabilmeleri olduğunun farkındayız. Doktorları ile olan sıkı ve pozitif bağlantıyı önceden ameliyat ettiğimiz hastalarımızla aralarında kurduğumuz aktif sosyal portallarla desteklemekteyiz” ifadelerini kullandı.
İstanbul E-ticarette Anneler Günü hediye hareketliliği başladı E-ticaret platformu Hepsiburada, Anneler Günü’ne özel “randevulu teslimat” servisiyle bu özel günde annelerine hediyelerini bizzat veremeyen ve onlardan uzakta olmasına rağmen hediyesiyle annesini mutlu etmek isteyenlere yeni bir hizmet sunuyor. Hepsiburada platformu üzerinden verdikleri hediye siparişlerinde annelerinin adresini girerek 11 ya da 12 Mayıs tarihleri için randevulu teslimat oluşturulmasına imkan veren servisle binlerce hediye İstanbul, Kocaeli, Ankara, İzmir illerinde anneler günü haftasonu tercih edilen günde annelere kapılarında teslim edecek. Böylece kullanıcıların siparişleri, diledikleri adrese, siparişin verildiği gün farketmeksizin hafta sonuna denk gelen 11 Mayıs Cumartesi ya da 12 Mayıs Pazar günü teslim edilecek. Son dakikacılar için “Yarın Kapında” Ayrıca, anneler günü hediyesini son dakikaya bırakanlar için de 8-11 Mayıs tarihleri arasında “yarın kapında” hizmetiyle de modadan kozmetiğe, elektronik ve kişisel bakımdan ev dekorasyonuna kadar binlerce ürün ertesi gün annelere teslim edilebilecek. Anneler Günü aramalarında öne çıkan kategoriler: Teknoloji, kozmetik ve altın Hepsiburada verilerine göre, Anneler Günü’nün yaklaşmasıyla beraber annelerine hediye almak isteyenler bu sene teknoloji ürünlerine yöneldi. Bu sene anneler günü alışverişleri ve hediye alternatifleriyle ilgili platform üzerinde gerçekleştirilen aramalarda alışılmış kozmetik, küçük ev aletleri ve moda ürünlerinin dışında elektronik ve teknoloji ürünlerine ilgi arttı. Akıllı cep telefonu, akıllı saat ve tabletlere olan ilgi geçen senenin aynı dönemine göre arttı. Yeni nesil annelere en çok tablet hediye alınıyor Özellikle yeni nesil anneler için en çok aratılan ve satışları en çok artan hediye tablet oldu. Tablet satışları geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 100 arttı. Bununla beraber moda, kozmetik kategorilerinde de parfüm, makyaj malzemesi, çanta ve ayakkabılara ilgi de sürüyor. Bu sene Anneler Günü hediye aramalarının diğer öne çıkanı ise ‘çeyrek altın’ oldu. Annesine, yatırım amaçlı hediye almak isteyenler Hepsiburada platformu üzerinden en çok çeyrek altın araması yaptı. ‘Çeyrek altın’ aramaları anneler günü alışverişi döneminde geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 45 oranında artış gösterdi.
Manisa Manisa ormanlarını korumak için yürüdüler Manisa’nın Alaşehir ilçesinde Orman İşletme Şefliği tarafından düzenlenen "Orman Benim" etkinliği kapsamında çevre temizliği yapıldı. Manisa’nın Alaşehir ilçesinde Orman Genel Müdürlüğü tarafından insan atıklarından kaynaklı orman yangınlarının önlenmesi amacıyla hayata geçirilen "Orman Benim" projesi kapsamında çevre temizliği yapıldı. Kampanyada orman yangınlarının önlenmesi için Alaşehir Evrenli Mahallesi mevkiinde bulunan orman sahası, orman içi ve bitişiğindeki yol kenarları, tarım arazileri, yerleşim yerleri ve çevrede bulunan tesislerin etrafındaki yanıcı çalı, örtü temizliği ve alt dal budaması sonucu oluşan artıkların temizlenmesi, çöplerin temizlenmesi etkinliği yapıldı. Alaşehir Orman İşletme Şefliği tarafından düzenlenen etkinlikte konuşan Orman Şefi Yasin Demirer, "İklim değişikliği ve küresel ısınmanın etkisi ile en fazla artış görülen afetlerin başında orman yangınları gelmektedir. Akdeniz iklim kuşağında bulunan ülkemizde, ormanlarımızın büyük kısmını yangına hassas ormanlar oluşturmaktadır. Son 10 yıllık yangın istatistiklerini incelediğimizde, ülkemizde yılda ortalama 2bin600 adet orman yangını meydana geldiği görülmektedir. Aynı istatistikler, bizlere çıkan yangınların sayısal olarak yüzde 87 ‘sinin insan kaynaklı, geri kalan yüzde 13’nün yıldırım kaynaklı , doğal nedenler yangınlar olduğunu göstermektedir. İnsan kaynaklı yangınlardan zarar gören alanın, toplam yanan alan içindeki payı ise yüzde 99 olarak karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla , orman yangınlarının doğal olmayan sebeplerinin azaltılması ile ormanlarımız büyük ölçüde yangınlardan korunacaktır. Toplumsal bir sahiplenme ile başarıya ulaşacağına inandığımız ‘’Orman Benim’’ kampanyası ile toplumsal farkındalık oluşturup, yangın sayılarını ciddi oranda düşüreceğiz. Böylece mevcut söndürme kapasitemizi daha verimli kullanarak toplumumuz için bir tehdit haline dönüşen orman yangınlarının zararlarını en aza indireceğiz. Bu kampanya ile başta insan faaliyetlerinin yoğun olduğu ormanlardan geçen yolların kenarları olmak üzere, ormanlarımızdaki çöpleri ve yangına sebep olabilecek maddeleri temizleyecek, ormanlarımızdaki yangın yükünü azaltacak ve Yeşil Vatan’ımızı orman yangınlarıyla karşı karşıya bırakmayacağız" dedi. Etkinliğe katılan öğrenciler çevre temizliği yaparak, ormanlara ve yol kenarlarına cam şişe ve sönmemiş sigara atılmaması konusunda uyarılarda bulundu. Etkinliğe Alaşehir Kaymakamlığı Yazı İşleri Müdürü Suat Akdut, Alaşehir Belediye Başkan Yardımcısı Erol Kacar, Alaşehir Orman İşletme Şefliği personelleri, Çiftçi Malları Koruma Başkanlığı personelleri, kurum amirleri, öğrenciler ve vatandaşlar katıldılar.