POLİTİKA - 31 Ağustos 2023 Perşembe 19:55

Cumhurbaşkanı Erdoğan: ”Artık kendi insanlı ve insansız savaş uçaklarını geliştirip üretebilen bir ülke haline geldik”

A
A
A

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Savunma Sanayii’nde son dönemde yaptığımız büyük atılımlar sayesinde teknoloji konusundaki eksiklerimizi önemli ölçüde giderdik. Artık kendi insanlı ve insansız savaş uçaklarını geliştirip üretebilen bir ülke haline geldik. Önümüzdeki yıllarda kendi vizyonumuzu ve hedeflerimizi hayata geçirmeyi sürdürdükçe Türkiye ile birlikte tüm insanlık da şefkat ve adalet ışığıyla daha çok tanışacaktır. Türkiye Yüzyılı’na sıkı sahip çıkmanızı istiyorum.” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli Savunma Üniversitesi Hava Harp Okulu Komutanlığı Diploma ve Sancak Devir Teslim Töreni’ne katıldı. Türkiye’nin savunma alanında yüzde 80 oranında yerli ve milli bir yapıya sahip olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hava Harp Okulumuzdan başarı ile mezun olan 240’ı Türk vatandaşı 12’si de dost ve kardeş ülke vatandaşı olmak üzere toplam 252 öğrencimize diplomalarını vereceğiz. Mezun olan öğrencilerimizi ve ailelerini tebrik ediyorum. Havacılarımızla gurur duyuyoruz. Okulumuz mezunlarından 144 gencimiz şu an pilot olarak görev yapıyor. 255 teğmenimizin pilotaj eğitimi ise, hali hazırda devam ediyor. Sizler de bugün itibariyle bu büyük aileye iştirak ederek gücümüze güç katıyorsunuz. Dünyanın hem asimetrik saldırılara hem bölgesel ve küresel tehditlere en fazla maruz kalan ülkelerden biriyiz. Bunun için karasıyla, havasıyla, deniziyle ordumuzun tüm kuvvetlerini, teknolojisi ve insan unsuruyla sürekli güçlendirmemiz gerekiyor. Hamd olsun Savunma Sanayii’nde son dönemde yaptığımız büyük atılımlar sayesinde teknoloji konusundaki eksiklerimizi önemli ölçüde giderdik. 20 yıl önce yüzde 20 milli savunma olarak yapıya sahiptik. Bugün yüzde 80 oranında yerli ve milli bir yapıya sahibiz. Artık kendi insanlı ve insansız savaş uçaklarını geliştirip üretebilen bir ülke haline geldik. Radarından füzesine, yapay zekasından siber sistemlerine kadar her başlıkta tamamlanan devam eden ve yeni başlanan projelerle her geçen gün daha da ileriye gidiyoruz. Kimseye husumet beslemeden kendi ihtiyacımızı karşılama gayreti içerisindeyiz” diye konuştu.

“Türkiye Yüzyılı’na sıkı sahip çıkmanızı istiyorum”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Harp okullarımızda olduğu gibi teknolojide de elimizdeki birikimi dostlarımızla paylaşmak konusunda asla hasislik göstermiyoruz. Tam tersine bil hassa son 7 yılda pek çok örneği ile ispatladığımız gibi dostlarımızın hak ve hakkaniyet mücadelesinde hep yanlarında yer aldık. Bu ilkeli yaklaşımımız sayesinde siyasi ve askeri gücümüzle elde ettiğimiz konumumuzu yumuşak güç de tahkim ettik. Herkesin sömürülecek meta olarak baktığı toplumları biz Allah’ın yarattığı en şerefli mahlukat olan insan olarak gördük, görüyoruz. Önümüzdeki yıllarda biz kendi vizyonumuzu ve hedeflerimizi hayata geçirmeyi sürdürdükçe Türkiye ile birlikte tüm insanlıkta inşallah medeniyet güneşimizin şefkat ve adalet ışığıyla daha çok tanışacaktır. Türkiye Yüzyılı’na sıkı sahip çıkmanızı istiyorum. Milli Savunma Üniversite’mizden beklentim ise bu büyük medeniyet iddiasını harp okullarımızda ve diğer eğitim birimlerinde 2 bin yılı aşkın tarihlerimizdeki örnekleriyle en güzel şekilde gençlere nakşetmesidir. Kendi sığ geçmişlerini büyütmek için Türk tarihini dar alana sığdırmaya çalışanlara cevabı 2 binlik askeri tarihimizle vermek boynumuzun borcudur. Bin yıl önce Malazgirt’te olduğu gibi bu toprakları kendine vatan yapmak, Çanakkale’de bu toprakları vatan olarak tutmak tıpkı 15 Temmuz’da olduğu gibi vatanını her türlü sinsi tehlikeden korumak, istiklali ve istikbali için gözünü kırpmadan canlarını verecek nesilleri ancak böyle yetiştirebiliriz. Çanakkale’den beri tüm zaferlerimizin beri tüm zaferlerimizin mimarı olan Asım’ın Nesli ile bunu başaracağız. Görev süreniz boyunca ve özel hayatınızın her anında böyle büyük bir davanın mirasçısı asla aklınızdan çıkarmayacağınıza inanıyorum. Şimdiden gazanız mübarek olsun diyorum” ifadelerini kullandı.

"Kutlu bayrağı daha ileri taşıyacaksınız"

“Milletler en büyük kahramanlarını en büyük tehditler, tehlikeler, saldırılar esnasında çıkarır” diyen Erdoğan, “Dün Büyük Taarruz’un 101. yıldönümünü milletçe coşkuyla kutladık. Bu vesileyle Büyük Taarruz başta olmak üzere Milli Mücadele’nin her bir safhasına mücadele eden kahraman ordumuzun tüm mensuplarını rahmetle yad ediyorum. Büyük Taarruz’un baş komutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile ordumuzu yöneten teğmeninden genaraline tüm subayları şükranla yad ediyorum. Milletler en büyük kahramanlarını en büyük tehditler, tehlikeler, saldırılar esnasında çıkarır. Asırlardır milletimizin sinesinden çıkan her bir kahraman bizim önümüzde yeni ufuklar açmış yeni ışıklar yakmıştır. Bugün Türkiye Yüzyılı ile ecdada yakışır yeni şan ve şerefleri milletimize kazandırmanın gayreti içerisindeyiz. Sizlerin arasından çıkan yeni kahramanlar ise bu kutlu bayrağı daha ileri taşıyacaktır. Dünyanın geçmişle kıyaslamayacak kadar karmaşık ve tehlikeli bir yola gittiği gerçektir. Bu ortamda biz ecdadın emanetine halel getirmeden dünyanın yeni düzeninde ülkemizin hak ettiği yere çıkarmasının mücadelesini veriyoruz” şeklinde konuştu.

“Gençler hayallerinize ket vurmayın, ufkunuza sınırlar çizmeyin”

Hava Harp Okulu’ndan mezun olan öğrencilere tavsiyede bulunan Erdoğan, “Ülkemizin ve dünyanın eski düzenden bugünkü düzene geçiş sürecinin her safhasını bedeller ödeyerek yaşamış bizler için bu tablo ne şaşırtıcı ne de korkutucudur. Kendi köhne dünyalarını ülkenin ve yer küreğinin yegane gerçeği sananlar ise en büyük zararı milletimizin Türkiye Yüzyılı idealine veriyor. Gençler hayallerinize ket vurmayın, ufkunuza sınırlar çizmeyin. Kendinize olan güveninizden şüphe duymayın. Okulları ziyaretimde öğrencilerimize her fırsatta tavsiye ettiğim 4 ilkeyi burada tüm gençlerimize özellikle bir hayat rehberi olması bakımından tekrarlamak istiyorum. Oku, düşün, uygula, neticelendir. Okuyacaksınız ki, insanlığın binlerce yıllık kadim birikimine vakıf olabilesiniz. Düşüneceksiniz ki, bu birikimi kendi özgün değeriniz haline dönüştürebilirsiniz. Uygulayacaksınız ki sahip olduğunuz bilgi ve becerinin karşılığını görebilesiniz. Neticelendireceksiniz ki kendinize, ailenize, milletinize ve tüm insanlığa hayırlı katkılar yapabilesiniz. Bunu başardığınızda içinizden nice Alparslan, Süleyman Şah, Fatih, Mustafa Kemallerin çıktığına şahit olacaksınız. Ülkenin en üst yöneticisi olarak bizim tüm çabamız işte bu iklimi inşa etmek, işte bu motivasyonu sağlamak, işte bu sonuçları elde etmektir.” dedi.

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde anıldı Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen programda anıldı. Etkinlikte, Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan kardeşliğine katkıları ele alındı. Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen "Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin mimarı: Ulu Önder Haydar Aliyev’i Anma Gecesi" programı, saygı duruşu ve Türkiye ile Azerbaycan milli marşlarının okunmasıyla başladı. Açılışın ardından düzenlenen panelde; Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Erbay, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Karabulut ile Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Okan Yeşilot, Haydar Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine katkılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Panelin ardından ses sanatçısı Süreyya Eyvazova, Azerbaycan’ın simge eserlerinden "Sarı Gelin" türküsünü seslendirdi. "Tarihimize baktığımızda biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de kader ortağıyız" Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, Haydar Aliyev’in Azerbaycan milleti için taşıdığı önemi vurgulayarak, gerçekleştirdiği anma konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "İki liderimizden, iki ulu önderimizden birini bugün burada anıyoruz. Biri Atatürk, biri Haydar Aliyev. Her ikisi de bizim yolumuzu açtı. Biri Türkiye’nin, biri Azerbaycanlı Türklerin yolunu açtı. Azerbaycan bizim için can, Azerbaycanlı kardeşlerimiz de can kardeşlerimizdir. Uzakta olsak bile gönül bağıyla bağlıydık ve o kültürün, o toplumun içerisine girdikçe aslında ne kadar yakın olduğumuzu; benzerlik de değil ne kadar aynı olduğumuzu fark ettim. Aslında bizim bir olduğumuzu keşfettim. Ortak kültür, ortak dil ayrı bir dil değil, hepimiz aynı dili konuşuyoruz. Ama bir kan birliği kesinlikle var ve bu kan birliğinin, genetik birliğinin, genetik aynılığın ben artık kimyasına çok inanmaya başladım. Çünkü yabancı hissetmiyoruz orada, benim için başka bir ülke değil. Tarihimize baktığımızda aslında biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de aslında kader ortağıyız; aynı mücadelelerden geçmişiz. Emperyalist güçler tarafından aynı acılar çektirilmiş, aynı mücadele süreçleri yaşanmış. Dolayısıyla Haydar Aliyev gibi, Mustafa Kemal Atatürk gibi ulu önderler eğer bu kadar güçlü biçimde bizlere ışık tutup bizim yollarımızı açtılar ise, bu üniversitenin çatısı altında da şunu söyleyebilirim ki bizler için en büyük güç bilgi olmalı. Çünkü biz emperyalist güçlerle ancak ve ancak bilgi ile başa çıkabiliriz. Bu iki ulu önderin özelliği, her iki önder de kahramanlık destanını kendi halklarıyla birlikte, kendi milletleriyle birlikte yazdılar. Destanı cephede, meydanlarda birlikte gerçekleştirdiler. Birlikte kahramanlık hikayeleri yazıldı ve tarihe birlikte geçildi; milletiyle bütünleşerek ve büyük millet sevgisiyle. İktidar hırsı değil, millet sevgisi, milleti kurtarmak, bağımsızlık ve özgürlük sevdasıyla gerçekleştirilen büyük bir güç, büyük bir enerji. Dolayısıyla onlara çok şey borçluyuz." "Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır" Prof. Dr. Güngör, bilginin iki millet arasındaki birleştirici gücü artıracağını ve güçlü bir Türk ittifakının bilgili insanlarla mümkün olabileceğini dile getirerek, "Bugün burada olmanız bizler için çok anlamlı. Ülker Hanım bize "’İyi ki kapılarınızı açtınız’ demişti. Ben de dedim ki; biz kapıları açmadık, kapılar zaten hep açıktı. Biz çünkü kapıları kapatamayız, kapılar hep açık çünkü biz kardeşiz, biz aynı milletiz. Biz birbirimize dayanırsak güçlü oluruz. Yoksa bir tarafta Amerika, bir tarafta Rusya, geleceğin belki emperyal gücü Çin; bunlar için biz hep başkası olacağız, biz hep öteki olacağız. Bizim öteki olmaktan kurtulmamızın tek bir yolu var: Birbirimizi tanımak, birbirimizin farkına varmak ve biz olabilmek. Onun için de bilgi ittifakı yapmalıyız. Biz zaten kardeş ittifakı yapıyoruz, bilgi ittifakı yapmalıyız. Üniversitelerimiz arasında bilgi alışverişi, etkileşimi hızlandırmalıyız. Bunu çok daha güçlü hale getirmeliyiz. Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır. Dolayısıyla da farkında olmak, dolayısıyla da birbirinin yanında olmak, birbirinin içerisinde olmak, ittifakı güçlü bir Türk ittifakı oluşturabilmek, güçlü bir Türk bloku oluşturabilmek. Bunun yolu da aşkın insan yetiştirebilmek, bilinçli insan yetiştirebilmek ve bilgili insan. O nedenle de eğitim güçlerimizi birleştirmeliyiz. Bu tür topluluklarda da bunun farkını ve bunun farkındalığını sürekli güçlendirmeliyiz. Ben tekrar huzurunuzda Ulu Önderimiz Haydar Aliyev’i saygıyla, minnetle, sevgiyle anıyorum" ifadelerine yer verdi. Program, konuşmacılara ve katkı sunanlara plaket takdim edilmesiyle sona erdi.