POLİTİKA - 13 Ekim 2023 Cuma 17:39

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Amerika ile aramızda güvenlik sorunu var"

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Amerika ile aramızda güvenlik sorunu var"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Amerika Birleşik Devletleri’nin Türkiye’nin SİHA’sını düşürmesi üzerine, "Biz Amerika ile NATO’da beraber değil miyiz. Beraberiz. Peki bizim SİHA’mızı Amerika düşürdü mü düşürdü. Biz seninle NOTA’da nasıl beraberiz ya. Nasıl böyle bir şey yapabilirsin? Aramızda güvenlik sorunu var" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi’nde Türkiye-Afrika 4. İş ve Ekonomi Forumu Kapanış Töreni’nde bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

Türk milleti olarak Afrika halkları ile kökleri 10. yüzyıla uzanan güçlü bağların bulunduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kıtanın farklı şehirlerinde inşa edilen asırlık camiler, kütüphaneler, hanlar, limanlar aramızdaki kadim dostluğun nişanelerinden sadece bazılarıdır. Nice Afrika kökenli Osmanlı vatandaşının Cihan Harbi’nden vatan müdafaasına katılarak atalarımızla omuz omuza çarpıştığını biliyoruz. İşgalcilere karşı verdiğimiz İstiklal Harbi’mizin özgürlük mücadelelerinde Afrika halklarına cesaret ve ilham aşıladığı bir başka tarihi hakikattir. Bu köklü geçmişimize rağmen ilişkilerimizde bir dönem adeta fetret devri yaşadık. Şüphesiz bunda ülkemizin ve kıtanın içinde bulunduğu şartlar etkili oldu. Uzun yıllar süren savaşlardan yorgun düşen ülkemiz cumhuriyetimizin ilk yıllarında daha çok iç meseleleri ile uğraştı, yaralarını sarmaya çalıştı. Ancak bu dönemde dahi Türkiye, Afrika’ya ve Afrika halklarına asla sırtını dönmedi. Başta Kuzey Afrika ülkeleri olmak üzere kıtadaki özgürlük hareketlerini dönemin zorlu koşullarına rağmen güçlü bir şekilde destekledik. Bir şekilde Afrika halkları ile irtibatlarımızı korumaya gayret ettik” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

2002 yılında ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlendiklerinde ilişkilerin yeterince gelişmediği ülkelere öncelik verdiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunlardan birinin de Afrika olduğunu belirtti. İlk olarak 2003 yılında Afrika ile ticari ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi stratejisini uygulamaya koyduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2005 senesini Türkiye’de Afrika Yılı ilan ederek kıta ile ilişkilerde yeni bir sayfa açtıklarını hatırlattı.

"Tüm Afrika’daki büyükelçilik sayımızı 44’e çıkardık"

Kıtaya yönelik kibirli bakış açılarını ellerinin tersiyle ittiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Afrikalı kardeşlerimizle göz hizasında ilişki kurmaya duygudaşlık geliştirmeye birbirimizi daha çok anlamaya ihtimam gösterdik. Tarihinde sömürgecilik lekesi bulunmayan bir millet olarak hiç bir ayrım yapmadan Afrika halklarını bağrımıza bastık. Afrika açılımı ile ivme kazanan iş birliğimizi 2008 yılında Afrika Birliği’nin stratejik ortağı olarak bütüncül bir yapıya kavuşturduk. Düzenlediğimiz üç Türkiye Afrika Ortaklık Zirvesi ile ülkemizin ciddiyetini, kıta ile işbirliğimize atfettiğimiz önemi açıkça ortaya koyduk. Afrika, Türk milletinin kalbinde olduğu kadar ülkemizin dış politikasında da özel bir yere sahiptir. Afrika’nın benim gözümdeki ve gönlümdeki yeri ise çok müstesnadır. Başbakanlığım ve Cumhurbaşkanlığım döneminde Kıtaya 50’den fazla ziyaret gerçekleştirdim. Her ziyaretimde Afrika’nın zengin kültürünü, insanlarının samimiyetini, yokluk ve yoksulluk içinde olsalar bile Afrikalı kardeşlerimizin metanetini, gülen yüzlerinde çiçekler açan Afrikalı çocukların yaşama sevincini yakından görme imkanı bulduk. Afrikalı muhataplarımın söylediği şu sözün ne kadar doğru olduğunu ben de bizzat tecrübe ettim. Evet bir kez Afrika’ya giden her zaman gitmek istermiş. Biz de ne Afrika’dan ne Afrikalı kardeşlerimizden ne de kıtanın büyüleyici atmosferinden asla kopmadık, kopamadık. Tüm Afrika’daki büyükelçilik sayımızı 44’e çıkardık. Ankara’da 38 Afrika ülkesinin büyükelçisine ev sahipliği yapmaktan ayrıca gurur duyuyoruz. Ticaret müşavirliklerimizin sayısı yakında 31’e ulaşacak. Toplam 48 Afrika ülkesiyle iş konseyleri kurduk. Ticari ve ekonomik iş birliği anlaşmamız olan ülke sayısı 48’i buldu. Yatırımların karşılıklı teşviki ve korunması anlaşması olan ülke sayısı 32’ye çıktı. Ticaretten yatırıma, kültürden eğitime, Afrika ile her alanda ilişkilerimizin günden güne geliştiğini büyük bir mutlulukla müşahede ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

"1 milyon ton tahılın kıtaya ulaştırılması için görüşmelerimiz sürüyor"

Kıtayla 2003 yılında 5.4 milyar dolar olan ticaret hacminin geçtiğimiz yıl itibariyle 41 milyar dolara yaklaştığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Doğrudan yatırımların toplam değeri 10 milyar doları aştı. Firmalarımız enerjiden inşaata, tarımdan beyaz eşyaya farklı alanlarda iş yaparak Afrika’nın alt ve üst yapı eksikliklerinin giderilmesine çok önemli vazifeler üstleniyor. Şirketlerimiz iş gücü ihtiyaçlarının büyük bölümünü yerelden üstlenerek Afrika ülkelerinde istihdama ve üretime destek oluyor. Savunma sanayi Türkiye’nin son yıllarda en büyük atılım yaptığı alanlar arasında geliyor. İnsansız hava araçlarında dünyanın ilk 3 ülkesinden biriyiz. Akıncı ile yakaladığımız ivmeyi Kızılelma ile bir üst lige yaşıyoruz. Savaş gemisi teknolojisinde de kendi gemisini tasarlayan, geliştiren, inşa ve idame edebilen 10 ülke arasındayız. Barış ve güvenliğin kalkınmanın temel şartı olduğu şiarı ile bu alandaki tecrübemizi Afrikalı kardeşlerimiz ile paylaşmaya hazırız. Afrika coğrafyasının başarısını kendi başarımız olarak addediyoruz. Afrika Birliği’nin G20 üyeliğine en başından beri tam destek verdik. Bu çerçevede Yeni Delhi’de yapılan son G20 zirvesinde Afrika Birliğinin üye olmasını memnuniyetle karşıladık. Aziz kardeşim Komorlar Birliği Cumhurbaşkanı Assoumani Azali’yi dönem başkanlığında gerçekleşen bu değerli üyelik için tebrik ediyorum. Afrika kıtasının küresel sistemde hak ettiği yerini alması için bundan sonrada her türlü katkıyı sağlayacağımızın bilinmesini istiyorum. Küresel ve bölgesel ölçekte maalesef üzücü gelişmelere şahit oluyoruz. Afrikalı bazı liderlerin Ukrayna - Rusya arasındaki savaşın barışçıl yöntemlerle sona erdirilmesi yönünde başlattığı girişime önem veriyorum. Biz de savaşın ilk gününden beri barış için çalıştık, çalışıyoruz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

Karadeniz girişimi ile gıda krizinin daha da derinleşmesinin önüne geçtiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, girişimin uygulanma döneminde 33 milyon ton tahılı boğazlardan güvenle taşınmasını temin ettiklerini ifade etti. Ancak tüm samimi çabalara rağmen Afrikalıların tahıldan arzu ettikleri miktarda faydalanamadığını bildiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu konudaki rahatsızlığımızı çeşitli vesilelerle muhataplarımıza ilettik. Eski kolonyal alışkanlıklar ne yazık ki burada da devreye giriyor. Afrikalı kardeşlerimizin çektiği sıkıntılar batılı zengin ülkeler tarafından yeterince dikkate alınmadı. Tahılın Afrika ülkelerine daha adil ve daha etkin dağıtımına bilhassa önem veriyoruz. Karadeniz girişiminin uzatılmaması ile bazı Afrika ülkelerinin endişelerinin arttığının farkındayız. Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin ile temaslarımızda bu kaygıların giderilmesi için neler yapabileceğimizi değerlendirdik, değerlendiriyoruz, ilk etapta 1 milyon ton tahılın kıtaya ulaştırılması için görüşmelerimiz sürüyor” dedi.

"Filistinlilere yapılan insani yardımların kesilmesi ise yeni bir utanç lekesi olarak bu kararı alanların alnına yapışmıştır"

Rusya-Ukrayna savaşının olumsuz etkilerini yaşarken İsrail ile Filistin arasında meydana gelen hadiseler herkesi derinden sarstığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gerginliğin daha da artarak bölgeye yayılması ihtimalinden endişeliyiz. Camilerin, hastanelerin ve sivil yerleşim yerlerinin bombalanması gibi saldırıları kabul etmediğimizi ve asla etmeyeceğimizi açıkça söylüyorum. Gazze’deki insani durumu kötüleştiren ablukanın bölgeyi provokasyonlara açık hassas bir duruma getirdiği malumdur. Buradan sizlerin aracılığıyla tüm dünyaya sesleniyorum, 360 kilometrekareye sıkışmış 2 milyon insanın elektriğini, suyunu, yakıtını, gıdasını kesmek en temel insan haklarının ihlalidir. Gazze halkının toptan cezalandırılması daha fazla sorunu büyütecek, daha fazla gerilime, daha fazla gözyaşına sebep olacak. İsrail yönetimimin Refah Kapısı’ndan insani yardımı geçişlerini izin vermesi gerekiyor. El Ariş Havalimanına içerisinde ilaç, dayanıklı gıda, konserve, çocuk bezi, su, tıbbi malzemelerin de bulunduğu bir insani yardım uçağımızı bu sabah gönderdik. Çatışmalar başladığından beri bölgeye intikal eden ilk yardım kargosunu götüren uçağımız bugün saat 12.00 itibarıyla havalimanına indi. AFAD Başkanlığımız yeni yardım malzemelerinin bölgeye sevki ile ilgili hazırlıklarını sürdürüyor. Biz bunu yaparken Birleşik Arap Emirlikleri aynı şekilde bunu yaparken, Katar bu tür yardımları yaparken, aynı şekilde Suudi Arabistan bunları yaparken ama bir de bakıyoruz ki Amerika buraya uçak gemisi göndermeyi konuşuyor. İngiltere uçak gemisi göndermeyi konuşuyor. İnsan hakları evrensel beyannamesinde acaba bunlar var mı? Şu anda Gazze’de yer ile yeksan edilen kadın, çocuk, anne ne var ne yok hepsi yok ediliyor. Bundan kimse dertlenmiyor ama biz dertleniyoruz. Eğer İnsan Hakları Evrensel Beyannamesine zerre kadar saygınız varsa o zaman kusura bakmasınlar herkes acaba biz buraya ne gibi yardımda bulunabiliriz bunu konuşması lazım. Ama bunların böyle bir derdi yok. Şimdi kardeş Mısır makamlarıyla Gazze yardım ulaştıramaya devam edeceğiz. Milyonlarca insan açlık tehlikesi ile karşı karşıyayken Filistinlilere yapılan insani yardımların kesilmesi ise yeni bir utanç lekesi olarak bu kararı alanların alnına yapışmıştır” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

"Gazze şu an itibariyle mazlumdur, mağdurdur"

Tüm tarafları akli selim hareket ederek önce ateşkesi sonra kalıcı barışı görüşmeye çağıran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gerek şahsım gerek Dışişleri Bakanım ki şu anda Mısır’a yolda gidiyor. Gerekse MİT Başkanım, rehinelerin salıverilmesi başta olmak üzere krize çıkış yolu bulabilmek için temaslarımızı yoğun bir şekilde sürdürüyoruz. Ancak kimi aktörlerin sükuneti tesis etme yerine ateşe benzin döken provokatif tavırları hem bizim çabalarımızı sekteye uğratmakta hem de krizi derinleştirmektedir. Gazze şu an itibariyle mazlumdur, mağdurdur. Ama İsrail’in öyle bir mazlum durumu söz konusu değildir. Tabi NATO’da beraber olduğumuz Amerika Birleşik Devletleri’nin bölgeye uçak gemilerini göndermesi maalesef barışa, sükunete, diyaloğa, diplomasiye ve taraflar arasında tansiyonun düşürülmesine hiçbir katkı sağlamıyor. Şimdi çok daha önemlisi Amerika’nın Dışişleri Bakanı, benim Dışişleri Bakanım ile görüşme yapıyor. ’İsrail’e Dışişleri Bakanı sıfatıyla değil bir Yahudi sıfatıyla yaklaşıyorum’ diyor. Bu nasıl bir politikacı, bu nasıl bir yaklaşım? Bunu söylediğin zaman sana karşındakiler de şunu söylerse. Ben de bölgeye bir Müslüman sıfatıyla yaklaşıyorum derse ne diyeceksin? Yahudi öbür tarafta Türk şu bu demiyoruz. Ya karşındakine insan sıfatıyla yaklaşacaksın. Çocukların halini görmüyor musun, o şehit edilen halini görmüyor musun, annelerinin babalarının ne hale geldiğini görmüyor musun? Ben seninle dışişleri bakanı sıfatıyla değil bir Yahudi olarak konuşuyorum diyor. Biz bugüne kadar hiç böyle yaklaşmadık. Ülkemdeki İsrail Büyükelçilikleri her türlü koruma altına aldık. Çünkü bu tür dönemlerde her şey olabilir. Biz ülkemizdeki bizim güvencimiz altında olması gerekir diyerek güvence altında tuttuk” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

"Amerika ile aramızda güvenlik sorunu var"

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Joe Biden’ın Türkiye’nin terör operasyonlarıyla ile ilgili yaptığı açıklamaları eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Amerika başkanının dün Suriye konusunda yaptığı açıklamadaki yaklaşımı biz de kendilerinin bölgelerindeki faaliyetleri için ifade ediyoruz. Yani Amerika’nın PKK’nın Suriye’deki uzantılarıyla bu ülkede yürüttüğü faaliyetler Türkiye’nin milli güvenliği için olağanüstü bir tehdit mahiyetini sahiptir. Biz Amerika ile NATO’da beraber değil miyiz? Beraberiz. Peki bizim SİHA’mızı Amerika düşürdü mü düşürdü. Biz seninle NOTA’da nasıl beraberiz ya. Nasıl böyle bir şey yapabilirsin? Aramızda güvenlik sorunu var. Söz konusu açıklama müttefiklik ve stratejik ortaklık ruhuyla bağdaşmadığı gibi Suriye’yi bölmeye çalışan terör örgütlerine cesaret vermektedir. Ülkemize yönelik terör tehdidini terör örgütünü arkasında kimin olduğunu bakmaksınız kaynağında ortadan kaldırmakta kararlıyız. DEAŞ’la göğüs göğse çarpışan şehitler verme pahasına bu terör örgütünü hezimete uğratan tek NOTA müttefiki olarak olarak bize karşı oynanan bu tiyatroyu sadece acı bir tebessümle karşılaşıyorum. Tiyatro oynayanları kendi senaryolarıyla baş başa bırakıp kendi milli güvenliğimizin gerektirdiği adımları atmayı sürdüreceğiz. Son gelişmeler 1967 sınırlarında başkenti doğu Kudüs olan coğrafi bütünlüğe sahip bağımsız egemen bir Filistin devleti kurulmadan bölgeye huzur gelmeyeceğini bir kez daha göstermiştir" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

Batuhan Altınbaş-Güvenç Açaroğlu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Osmaniye Yerfıstığının başkenti Osmaniye’de festival heyecanı başladı Yer fıstığının başkenti Osmaniye’de “Osmaniye Yerfıstığı” festivali renkli görüntülerle yerli ve yabancı ziyaretçilere kapılarını açtı. Osmaniye Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü organizasyonunda gerçekleştirilen ve iki gün sürecek olan Osmaniye Fıstık Festivali programı, Atatürk Caddesi Çarşamba Pazarı girişinde toplanan protokol üyeleri ve vatandaşların eski belediye önüne kadar gerçekleştirdiği kortej yürüyüşüyle başladı.. Animasyon ve bandonun da eşlik ettiği yürüyüş sırasında renkli görüntüler oluştu. Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Vali Erdinç Yılmaz, Belediye Başkanı İbrahim Çenet, Garnizon Komutanı ve 12’nci Komando Tugay Komutan Vekili Topçu Albay Hakan Kocabaş, OKÜ Rektörü Turgay Uzun, Emniyet Müdürü Mehmet Sarıbuva ve diğer protokol üyeleri tarafından kurdele kesimi yapıldı. Türkiye’nin birçok şehrinden şeflerin katıldığı, açılan stantlarda yer fıstıklı yöresel yemeklerin tanıtıldığı festivalde binlerce ziyaretçi, düzenlenen müzikli etkinliklerle eğlenme fırsatı buldu. 2003 yılında Türk Patent ve Marka Kurumundan coğrafi işaret tescil belgesi alan ve bu yıl da Avrupa Birliği (AB) nezdinde coğrafi işaret tescili alan “Osmaniye Yerfıstığı” ürününün daha geniş kitlelere tanıtımı için festival düzenlendi. Yer fıstığı festivalinin açılışında konuşan Osmaniye Belediye Başkanı İbrahim Çenet, “Benden çıkan bu aziz Osmanlı’yı hemşerilerimizi bir ölçüde de olsa bakın rehabilitasyonlarına katkı savunabildiysek onlara hoşça vakit geçirebildiysek ne mutlu bize. Şimdi bizim bir ürünümüz var. Bizim stratejik bir ürünümüz var, başkanımız da söyledi bizim bir fıstığımız var. Fıstık deyip geçmeyin, bizim bütün çocukluğumuz o fıstık tarlalarında geçti ve biz Nisan ayından başlayıp Kasım ayına kadar giden o zamanda evlerimizde hep fıstığı konuştuk. Çünkü şu Osmaniye’de fıstıktan ekmeğini yemeyen bugüne kadar neredeyse kimse kalmamıştır. Yeni nesil farklı işler benimsemiş olabilir ama biz bu tescilli ürünümüze sahip çıkacağız. Osmaniye fıstığımıza hem Türkiye’mizde hem Avrupa Birliği’nde coğrafiye işaretli tescil alan ürünümüze sahip çıkacağız. Sen çocuğuna sahip çıkmazsan başkası sahip çıkmaz” dedi. Statların gezilmesinin ardından programlar, “Fıstık gibi yemekler yarışması” ile devam etti. Katılımcılara, yer fıstıklı pilav ve haşlanmış kabuklu yerfıstığı ikram edildi. Etkinlik sahnesinde ise gençlik konseri, sirk gösterisi, çocuk tiyatro oyunları ve müzikli gösteriler sunuldu. Festivale katılan vatandaşlar etkinliklerden mutlu olduklarını dile getirerek böyle etkinliklerin daha fazla yapılması gerektiğini söyledi.
Malatya Yeni Malatyaspor - İstanbulspor maçının ardından Yeni Malatyaspor-İstanbulspor maçının ardından iki takımın teknik direktörleri basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Trendyol 1. Lig’in 13. haftasında Yeni Malatyaspor, evinde karşılaştığı İstanbulspor’a 4-1 mağlup oldu. Maçın ardından iki takımın teknik direktörleri basın toplantısında konuştu. Yeni Malatyaspor Teknik Sorumlusu Devriş Deniz, uzun bir aradan sonra ilk sahasında oynadıklarını hatırlatarak, İstanbulspor’un duran toplarda yaptığı organizasyonlarla golleri bulduğunu ve bunun da takımlarının oyununu olumsuz etkilediğini ifade etti. Maçın genelinde İstanbulspor’un üstün olduğunu ancak takımının yine de mücadele ettiğini belirten Deniz, "Rakibi de kutluyoruz. Biz burada seyircimiz önünde galip gelmek isterdik ama olmadı, üzgünüz" dedi. Saha zeminlerinin çok iyi olduğunu da vurgulayan Devriş Deniz, "Maç öncesinde saha zeminini inceledik, gerçekten harika bir zemin vardı. Futbol oynamaya elverişli, şu anda Türkiye standartlarının üzerinde bir zeminimiz var" şeklinde konuştu. Takım olarak hedeflerinin oyuncu kazandırmak olduğunu, bu doğrultuda mücadelelerine devam edeceklerini söyleyen Deniz, "Şartlar belli, hepimiz bu şartlar altındayız. Hem basın, hem sizler, hepimiz bu mücadeledeyiz. Durum ortada ve bu konuda hemfikiriz" ifadelerini kullandı. Osman Zeki Korkmaz: "Malatya’nın yarası sarılacak" İstanbulspor Teknik Direktörü Osman Zeki Korkmaz ise, takımını değerlendirmek yerine, Malatya şehrinin deprem felaketinin ardından yaşadığı zorluklara dikkat çekti. Korkmaz, "Kendi takımımla ilgili hiçbir şey konuşmak istemiyorum. Malatya, ülkemizin yaşadığı en büyük felaketlerden birini deneyimledi. Bu ağır olayla yüzleşen Malatya şehri, diğer illere göre daha az anıldı. Malatya’nın bu zor dönemini unutmadık" diye konuştu. Korkmaz, hayatını kaybeden vatandaşları rahmetle anarken, depremde hayatını kaybeden Yeni Malatyaspor’un kalecisi Ahmet Eyüp Türkaslan’ı da andı. Osman Zeki Korkmaz, Yeni Malatyaspor’un Türk futbolunda önemli bir yere sahip olduğunu ve kulübün çok değerli futbolcular yetiştirdiğini de ifade etti. Korkmaz, "Yeni Malatyaspor, Süper Lig’de iken harika bir atmosferi olan bir kulüptü. Umarım kulüp içindeki yaralarını sararak, eski güzel günlerine döner" ifadelerini kullandı. Stat zeminin iyi olduğuna da değinen Osman Zeki Korkmaz, "Malatya şehri, futbolu yönetenlere de bir mesaj veriyor. Burada çok kaliteli bir zemin var ve bu zeminde uluslararası milli müsabakalardan, diğer organizasyonlara kadar her şey yapılabilir. Geçen sene göreve geldiğimde Süper Lig’de 17 maç vardı, o günden bu yana gördüğüm en güzel zemin burada" diyerek sözlerini tamamladı.
Antalya Rus turist fırtınanın oluşturduğu dev dalgalar arasında denize girdi, ceket giyenlere güldü Antalya’da metrolojinin Cumartesi gecesi için saatte 70 ila 100 kilometre hızında fırtına uyarısına saatler kala, rüzgar etkisini göstermeye başladı. Dev dalgaların oluştuğu sahil kesimlerinde Rus bir turist tehlikeye aldırış etmeden denizin keyfini çıkardı. Rüzgarın etkisinden dolayı martı ve kargalar uçmakta güçlük çekti. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün turuncu kodla sağanak uyarısının ardından bir uyarı da kent merkezi ve çevrelerinde fırtına için geldi. Kuzey yönlerden saatte 70-90 km, yüksek kesimlerde ise saatte 90-100 km hızında olacağı öngörülüyor. Kuvvetli fırtınanın başlamasına saatler kala ise Antalya kent merkezinde şiddetli rüzgar etkisini göstermeye başladı. Dünyaca ünlü Konyaaltı Sahili’nde rüzgardan dolayı dev dalgalar oluştu. Sahile gelenler oluşan manzara eşliğine cep telefonlarına sarılırken, Rus bir turist ise denizin keyfini çıkarmayı tercih etti. Rüzgarın etkisinden dolayı martı ve kargalar uçmakta güçlük çekti. “Ceket neden giyiyorsunuz anlamıyorum” Bir sürre denizin içinde dalgalarla mücadele eden Rus turist, Antalya’nın havasını çok beğendiğini söyledi. “Deniz ve hava güzel. Soğuk değil sıcak. Neden ceket giyiyorsunuz gerçekten sizi anlamıyorum” diyen turist, ardından tekrar dalgalar arasında denize girmeyi sürdürdü. “Bizimkiler giremez” Rus turistin denize girdiğini gören Oskay Ulusal, “Genelde Ruslar alışkın olduğu için, onlar girebiliyor, bizimkiler giremez. Ben de girmem. Yaşlandık artık” dedi.
Bursa Kaza peş peşe geldi, yeni alınan emniyet cipi kullanılamaz hale geldi Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesinde yoğun yağış nedeniyle su toplayan yolda bariyerlere çarpan otomobile olay yerinden geçen bölge trafik ekiplerinin çarpması sonucu iki kaza meydana geldi. Kaza anı kameraya yansırken, yeni alınan emniyet cipi kullanılamaz hale geldi. Bursa istikametinden Balıkesir istikametine saat 13.15 sıralarında seyir halinde olan S.G. kontrolündeki araç, yolda biriken su nedeniyle sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesiyle bariyerlere çarpıp yolun ortasında durdu. Olay sırasında kaza yerinden geçen bölge trafik ekiplerine ait polis cipi, kontrolsüz şekilde yolda kalan araca çarptı. Aracın fotoğraflarını çekmek için araçtan inen sürücüyü dikkatli olması yönünde uyaran çevredeki vatandaşlar, ikinci kazada sürücünün zarar görmesini engellemiş oldu. Her iki araçta da maddi hasar meydana gelirken, kazada herhangi bir yaralanma yaşanmadığı bildirildi. Kazanın ardından bölgeye intikal eden ekipler, yolu trafiğe açmak için çalışma başlattı. Sürücülere, yoğun yağış altında dikkatli olmaları ve hızlarını yol koşullarına uygun şekilde ayarlamaları konusunda uyarılarda bulunuldu. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı. Güvenlik kamerasına yansıdı Görüntülerde siyah aracın direksiyon hakimiyeti kaybedildikten sonra bariyere çarpma anı, hemen ardından ise polis aracının aynı şekilde bariyerlere çarpma anı görüntülendi.