EKONOMİ - 27 Ekim 2023 Cuma 15:27

Can çekişen ikinci el otomobil piyasası faiz artırımıyla kontak kapattı

A
A
A
00:00
00:00
HD

Merkez Bankası’nın politika faizini yüzde 35’e yükseltmesi ikinci el otomobil piyasasında hareketlilik beklentilerini azalttı. Oto galericiler, son dönemde azalan satışların bu kararla artık tamamen duracağını söyledi. Talep sıfırlanınca ikinci el otomobil piyasasında fiyatların seri bir şekilde geri çekileceği tahmin ediliyor.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), son Para Politikası Kurulu kararında politika faizini yüzde 30’dan yüzde 35 düzeyine yükseltti. Merkez Bankası’nın bu kararı ikinci el otomobil piyasasında fiyatların talep eksikliğinde gerilemesinin yolunu açtı. Oto galericiler, faiz artımıyla bankaların mevduat faizlerini yükselteceğini düşünerek yatırımların o kanala yöneleceğini tahmin ediyor. Bu şekilde piyasada oluşacak talep azlığı ikinci el otomobilde fiyatların yüzde 30 kadar gerilemesi öngörülüyor.

“Vatandaş artık parasını otomobil yerine faize yatırıyor”

İkinci el otomobil piyasasında durgunluğun devam ettiğini belirten oto galeri esnafı, “Talep şu anda yok gerileme devam ediyor. Bundan 3 ay kadar önce yüzde 10 gibi gerileme ile başladı. Bu gerilemenin yüzde 30’ları bulacağını düşünüyoruz. Eskiden faiz oranı ne olursa olsun araç rakamı yükseliyor. O yüzden kredi çekmek sorun olmuyordu. Araç artık yatırım aracı olmadığı için araca talep olmuyor" dedi. Otomobilin artık yatırım aracı olmaktan çıktığını belirten oto galerici "Şu anda bankalar çok fazla faiz verdiği için araca para yatırmak mantıklı olmuyor. Bu parayı faize yatırdığı zaman daha yüksek kazanç elde ediliyor. Yatırımcılar tamamen piyasadan çekildi diyebiliriz. Talep düştükçe fiyat düşecektir. Bu rakam yüzde 40’ları bulmaz bu büyük bir rakam ama yüzde 30’ları bulur. Bu gerileme bir yerde duracaktır. Duracağı zaman aralığına kadar da talep çok fazla olmayacaktır” şeklinde konuştu.

Uğur Çetin

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Dev adamların Play-Off’ta yine en büyük gücü taraftarı olacak Sakarya Büyükşehir Basketbol takımı, Erkekler Basketbol 2. Ligi Play-Off son 12 turunda Uşak Basketbol’la mücadele edecek. İlk maç 18 Mart’ta Uşak’ta, rövanşı ise 21 Mart’ta Sakarya’da oynanacak. Kulüp Başkanı Enes Zengin, "En büyük gücümüz taraftarımız. Onların güçlü desteği ile takımımız daha iştahlı ve arzulu oynuyor. Tüm basketbol severleri takımımızın yanına, güçlü destek için salona davet ediyorum" dedi. Türkiye Erkekler Basketbol 2. Ligi’nde mücadele eden Sakarya Büyükşehir Basketbol takımı, Play-Off son 12 turunda Ada Yem Uşak Basketbol ile karşılaşacak. Play-Off’un ilk karşılaşması 18 Mart Salı günü Uşak’ta, rövanş ise 21 Mart’ta Sakarya’da oynanacak. İki galibiyet elde eden takımın Play-Off final grubuna kalacağı eşleşmede, serinin beraberliğe gelmesi durumunda üçüncü ve son karşılaşma 24 Mart’ta Uşak’ta oynanacak. Play-Off öncesi açıklamalarda bulunan Büyükşehir Spor Kulübü Başkanı Enes Zengin, takımın şu ana kadar gösterdiği başarıdan büyük mutluluk duyduklarını ve zorlu Play-Off mücadelesinde takıma güvendiklerini dile getirdi. "En büyük gücümüz taraftarımız" Kulüp Başkanı Enes Zengin, "Takımızın gösterdiği performanstan memnunuz. Play-Offlara çok güzel başladık. Şimdi sırada daha zorlu bir mücadele var. Uşak kendi grubunu lider bitirmişti. İlk maçı deplasmanda oynayacağız. Oradan bir galibiyet almamız durumunda 21 Mart’ta Sakarya’da evimizde tur için parkeye çıkacağız. Bizim en büyük gücümüz taraftarımız. Onların güçlü desteği ile takımımız daha iştahlı ve arzulu oynuyor. Bu nedenle tüm basketbol severleri takımımızın yanına, güçlü destek için salona davet ediyorum" ifadelerini kullandı.
İstanbul Kalitesiz uyku, kardiyovasküler hastalıklara ve diyabete neden olabiliyor Yakın Doğu Üniversitesi’nde düzenlenen sempozyumda uykunun geçmişi, bugünü ve yarını ele alındı. Sempozyumda uzmanlar, uyku süresi ve kalitesinin, kardiyovasküler hastalıklar, diyabet ve nörodejeneratif rahatsızlıklarla ilişkili olduğunu belirterek uykunun önemine değindi. Sağlıklı uykunun önemine dikkat çekmek ve uyku bozuklukları konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla her yıl Mart ayında kutlanan "Dünya Uyku Günü" kapsamında her yönüyle uyku, Yakın Doğu Üniversitesi’nde sempozyumla ele alındı. Yakın Doğu Üniversitesi’nde düzenlenen "Uyku Çalışmalarında Geçmiş, Bugün ve Yarın" sempozyumu, yoğun katılımla gerçekleşti. Sempozyumun moderatörlüğünü Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adile Öniz üstlendi. Alanında uzman akademisyenleri bir araya getiren sempozyumda; Asya Uyku Tıbbı Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Aksu, Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Gonca İnanç ve Beyin ve Bilinç Durumları Araştırma Merkezi (BEBAM) Başkanı Prof. Dr. Murat Özgören konuşmacı olarak yer aldı. Uyku biliminin farklı yönleriyle ele alındığı sempozyumda; "Uyku Tıbbı Bazında Uyku Çalışmaları", "Uyku: Günümüzden Seçmeler" ve "Uyku: Geçmişten Geleceğe Yansımalar" konularıyla katılımcılara, uyku biliminin geçmişten günümüze gelişimini takip etme fırsatı sunuldu. Sempozyum sonunda yer alan soru-cevap bölümü ise interaktif bir platform sağlayarak, uyku sağlığına dair farkındalık oluşturmayı amaçladı. Prof. Dr. Murat Aksu: "Uzun saatler çalışmak yerine, iyi bir uyku ile daha verimli olabilirsiniz" Uyku bozukluklarının bireysel sağlığı doğrudan etkilediğini belirten Prof. Dr. Murat Aksu, uyku ve uyanıklık dengesinin "sirkadiyen ritim ve hormonal düzenle" sağlandığını vurguladı. Sunumunda, doğanın biyolojik saatine örnek olarak mimoza çiçeğini anlatan Prof. Dr. Murat Aksu, "Mimoza çiçeği gündüz açar, gece kapanır. Işık almayan bir ortamda bile bu döngüyü sürdürmesi, içsel bir saat mekanizmasına sahip olduğunu gösteriyor. Bu keşif, geçmişte sirkadiyen genlerin bulunmasında önemli ilerlemelere yol açmıştı" dedi. "İyi uyuduğumuzda uyanıklığa hazır oluruz" ifadelerini kullanan Prof. Dr. Murat Aksu; uyku süresi ve kalitesinin, kardiyovasküler hastalıklar, diyabet ve nörodejeneratif rahatsızlıklarla ilişkili olduğunu ve uyku bozukluklarının erken teşhis edilmesinin hayati önem taşıdığının altını çizdi. Prof. Dr. Murat Aksu, kaliteli uykunun başarı için vazgeçilmez olduğunu belirterek, "Uzun saatler çalışmak yerine, iyi bir uyku ile daha verimli olabilirsiniz" mesajını verdi. Prof. Dr. Murat Özgören: "Çalışmalarımız etkili tedavi yöntemleri geliştirilmesine olanak sağlayacak" Uyku tıbbı alanındaki çalışmalarını anlatan Prof. Dr. Özgören, ulusal ve uluslararası iş birlikleri ile yenilikçi tanı ve tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine katkı sağladıklarını ifade etti. Bu hedefe ulaşmak için multidisipliner bir yaklaşım benimsediklerini belirten Prof. Dr. Murat Özgören, "Tıp, nöroloji, kulak burun boğaz, fizik, biyoloji, moleküler biyoloji ve genetik, biyomedikal mühendislik, psikoloji, elektrik elektronik ve makine mühendisliği, fizik tedavi, biyoistatistik ve biyoenformatik gibi farklı alanlarda yapılan çalışmalarla daha etkili sonuçlar elde etmeyi amaçlıyoruz" dedi. Ayrıca, iş ve uyku arasındaki ilişki, ışık kirliliği, şehir stresi, kronik hastalıklar gibi konularda kapsamlı araştırmalar gerçekleştirdiklerini vurgulayan Prof. Dr. Özgören, "Beyin yanıtlılığı ve termal beyin analizi gibi yeni nesil teknolojilerle de ilerliyoruz. Bu alandaki çalışmalarımızın, insan sağlığını daha iyi anlayarak, uyku bozuklukları ve beyin işlevleri ile ilgili daha hassas ve etkili tedavi yöntemleri geliştirilmesine olanak sağlayacağına inanıyoruz" dedi. Doç. Dr. Gonca İnanç: "Uyarılmalar, uyku kalitesini ve bilinç durumlarını etkileyebilir." Yürüttüğü laboratuvar çalışmalarından örnekler sunan Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Gonca İnanç işitsel, duyusal ve bilişsel uyarılmanın uyku üzerindeki etkilerini ele aldı. "Yüzeysel uyku ile derin uyku arasındaki karşılaştırmalarda bazı farklılıklar gözlemlendi" diyen Doç. Dr. Gonca İnanç, uykunun bilinç durumunu tamamen devre dışı bırakmadığını ve bilinç düzeyinin uykuda da belirli ölçüde aktif kaldığını vurguladı. Uyarılmaların uyku kalitesini ve bilinç durumlarını etkileyebileceğini belirten Doç. Dr. İnanç, özellikle stres, uyku bozuklukları veya dış ortam faktörlerinin bu süreçleri tetikleyebileceğini ifade etti. Uyku sırasında dokunma duyusunun nasıl işlendiğini ve beynin bu sürece nasıl tepki verdiğini anlamak için katılımcıların ellerine belirli dokunsal uyaranlar yaptıklarını belirten Doç. Dr. Gonca İnanç, "Baskın olan ve baskın olmayan elin işaret ve orta parmaklarına gece boyunca uyaran uygulandı. Sonuç olarak bu çalışma boyunca dokunsal duyusal işlemleme ve bununla ilişkili beyin asimetrisine ilişkin içgörü sağlandı. Günlük aktivitelerde baskın olarak kullanılmayan ele ağrısız dokunsal uyaranlar uygulanarak ise duyusal ve bilişsel bağlamdaki tepkilerini değerlendirdik. Uyku sırasında baskın elde gözlemlenen sonuçların aynısı olarak baskın olmayan el için de benzer sonuçlar ortaya koydu" dedi.
Antalya Midibüs alev alev yandı, mahalle sakinleri endişe içinde izledi Antalya’da sokak üzerinde park halindeki midibüste çıkan yangın mahalle sakinlerine panik yaşattı. Yangın itfaiye ekiplerinin müdahalesi ile söndürülürken çekme belgeli olduğu öğrenilen midibüs kullanılamaz hale geldi. Olay, Muratpaşa ilçesi Yüksekalan Mahallesi 504 sokak üzerinde meydana geldi. Sokak üzerinde park halinde bulunan plakasız ve çekme belgeli midibüs henüz belirlenemeyen bir nedenle yanmaya başladı. Aracın yandığını gören apartman sakinleri ve vatandaşlar durumu 112 Acil çağrı Merkezi’ne bildirirken, alevler kısa sürede büyüdü. Sokağa dökülen mahalle sakinleri aracın yanışını endişeli gözlerle izledi. Kısa sürede olay yerine gelen itfaiye ekiplerinin müdahalesi ile yangın çevredeki diğer araç ve hemen bitişiğindeki apartmana sıçramadan söndürüldü. "Ne olduğunu bizde anlamadık" Aracın uzun zamandır park halinde olduğunu ve yangından kısa süre önce midibüsün içinden 2 çocuğun çıktığını ve koşarak uzaklaştığını belirten mahalle sakinlerinden Murat Karaoğlan, "Bizde anlamadık ne olduğunu, evde oturuyordum. Dumanlar vardı, indik koştuk geldik, cayır cayır yanıyor. Bıktık yani bu çocuklardan bir gün bir yeri, başka bir gün başka bir yeri tutuşturuyorlar. Daha öncede bizim komşunun balkon perdesini yaktılar. Zor söndürdük. Mahalle sakinleri olarak bıktık. Gece evimizden çıkamıyoruz" dedi.