EKONOMİ - 18 Aralık 2023 Pazartesi 10:52

Bina Kimlik Sistemi hayata geçirildi

A
A
A
Bina Kimlik Sistemi hayata geçirildi

Bina Kimlik Sistemi’ne ilişkin değerlendirmelerde bulunan Emlak Uzmanı Mustafa Hakan Özelmacıklı “144 bin yapıda ‘Bina Kimlik Sistemi’ne geçildi. Kolon kesilmesi, kaçak kat çıkılması gibi bina içerisinde istenmeyen etkilerin yaşanmaması için belirli periyotlarla kontrollerin yapılacak olması çok önemli. Bu kapsamda binaların da periyodik bakımları yapılmış olacak” dedi.


Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, yapıların kontrolünü sağlamak amacıyla ‘Bina Kimlik Sistemi’ni hayata geçirdiklerini bildirdi. ‘Bina Kimlik Sistemi’ ile kolon kesme, kaçak kat çıkma gibi durumların önüne geçilecek. Konu hakkında değerlendirmelerde bulunan Altın Emlak Genel Müdürü Mustafa Hakan Özelmacıklı “Bina Kimlik Sistemi, Türkiye’de yapıların QR kod ve RFID (çip) teknolojisi ile etiketlenerek izlenmesi, teknik verilerin online olarak kullanıcılarla paylaşılmasına imkân sağlayan, coğrafi bilişim sistemleri ile entegresyonlu bir yazılım otomasyon sistemidir. Ülkemizde yapı denetimli olarak tamamlanan her binanın teknik ve genel bilgilerine, Bakanlıkça farklı modüllerde yapılan yetkilendirmelerle, hem bina sahibi vatandaşlarca hem de sonraki aşamalarda kamu görevlileri tarafından ulaşılması amacıyla geliştirilen Bina Kimlik Sistemi (BKS) uygulaması başlıyor gittikçe yaygınlaşıyor. 144 bin yapıda ‘Bina Kimlik Sistemi’ne geçildi. Kolon kesilmesi, kaçak kat çıkılması gibi bina içerisinde istenmeyen etkilerin yaşanmaması için belirli periyotlarla kontrollerin yapılacak olması çok önemli. Bu kapsamda binaların da periyodik bakımları yapılmış olacak” dedi.


"Dijital kimlik belgesi oluşturuyor"


Denetim faaliyeti sona eren binalar için kimlik belgesi takıldığını ifade eden Özelmacıklı “Binalar için oluşturulan dijital kimlik belgeleri, binaya monte ediyor. Vatandaşlar, telefonlarından QR kodları okutarak o bina hakkında genel bilgi sahibi olabiliyorlar. Bina sakinleri ise, e-Devlet üzerinden daha detaylı bilgiye ulaşabiliyorlar. Bina kimlik sertifikası sayesinde, yapıların veri stoğu haline gelmesi amaçlanmakla birlikte, verilerin her vatandaşın ulaşabileceği bir kaynak haline getirilmesi de planlanıyor. Sistem ile statik aykırılıkların önüne geçilecek, bina kat planları gibi teknik verilere ulaşılabilecek, yapının genel verilerine ve yapıda ikamet eden vatandaş bilgileri gibi kısa zamanda erişilmesi hayati önem sağlayan verilere ulaşılabilecek. Ruhsat alınmasından iskân alma sürecine kadar yapılarda kullanılmış malzeme bilgilerine de ulaşılabilecek” dedi.


"Yetki belgeli emlak işletmeleri de verilere ulaşabilmeli"


Yetki belgeli emlak işletmeleri olarak bina yaşı, kat planı gibi verilere ulaşmayı arzu ettiklerini de ifade eden Özelmacıklı “Bina Kimlik Sistemi’nin e-Devlet, Yapı Denetim Sistemi (YDS), Elektronik Beton İzleme Sistemi (EBİS), Yapı Müteahhitleri Bilgi Sistemi (YAMBİS), Mekânsal Adrese Dayalı Kayıt Sistemi (MAKS), Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi (TAKBİS) ve Nüfus ve Vatandaşlık İşleri (NVİ) gibi 7 farklı sistemle entegre çalışıyor. Bizler de Ticaret Bakanlığı üzerinden yetki belgesi almış 55 bine yakın emlak işletmesi olarak bu verilere erişim sağlayabilmeyi istiyoruz” dedi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Deprem sonrası ruh sağlığına dikkat Marmara bölgesinde meydana gelen depremin ardından, afetlere karşı psikolojik hazırlığın önemini vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Bülent Tansel, hem yetişkinler hem de çocuklar için uygulanabilir öneriler paylaştı. 23 Nisan’da İstanbul’da meydana gelen deprem, fiziksel bir yıkıma neden olmasa da toplumda yeniden deprem korkusunu gündeme getirdi. Özellikle çocuklar ve kaygı düzeyi yüksek bireyler için bu tür afetlerin psikolojik etkilerinin göz ardı edilmemesi gerektiğini belirten İstanbul Gelişim Üniversitesi Psikoloji Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Bülent Tansel, psikolojik destek yöntemlerini anlattı. Deprem korkusuyla başa çıkmak için bilgi edinmek önemli Dr. Öğr. Üyesi Bülent Tansel, bireylerin yaşadığı en temel duygunun belirsizlik ve kontrol kaybı olduğunu belirterek şunları söyledi: "Deprem nedir, nasıl oluşur, ne zaman tehlike arz eder gibi konularda doğru kaynaklardan bilgi edinmek; kişinin kaygısını azaltır ve kriz anında kontrol duygusunu pekiştirir. Bilgi, çoğu zaman belirsizliği ortadan kaldırır ve ‘ne yapacağımı biliyorum’ düşüncesini güçlendirir." "Psikolojik hazırlık, travmatik stres tepkilerinin kronikleşmesini azaltır" Tansel, deprem öncesinde yapılan hazırlıkların yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda zihinsel dayanıklılığı da artırdığını belirterek, "Acil durum planı hazırlamak, çıkış yollarını belirlemek, deprem çantası oluşturmak ve düzenli tatbikatlar yapmak, bireyin kendini daha hazırlıklı ve güçlü hissetmesini sağlar" dedi. Yüksek stres anlarında bireylerin "savaş-kaç-donakal" tepkileri verebildiğini belirten Tansel, nefes kontrolü ve içsel telkinlerin bu süreçte etkili olduğunu ifade ederek, "Derin nefesler almak, beyne tehlikenin geçtiği sinyalini verir ve kalp ritmini dengeler. Kişi kendine ‘Hazırlıklıyım, sakin kalmalıyım’ diyerek yönlendirme yapabilir" diye konuştu. Çocuklarda deprem korkusunu önlemenin yolları Çocukların depremi anlamakta ve duygularını ifade etmekte zorlandığını belirten Tansel, bu nedenle onlara yaşlarına uygun ve gerçekçi bir şekilde yaklaşılması gerektiğini vurgulayarak, "Çocuklara ‘korkmak normaldir ama biz hazırlıklıyız ve birlikteyiz’ gibi mesajlar verilmelidir. Depremden kaynaklı korkuyu bastırmak yerine paylaşmak çok önemlidir. Bu tür ifadeler hem güven verir hem de duygularını anlamlandırmalarına yardımcı olur" açıklamasında bulundu. Çocukların depremle ilgili korkularını oyun ve sanat yoluyla dışa vurabildiğini belirten Tansel, şu önerilerde bulundu: "Güvenli alanlar oluşturmayı öğretin. Tatbikatları oyunlaştırarak öğretici hâle getirin. Duygularını ifade etmeleri için resim ve hikâye yöntemlerini kullanın. Yaşadıkları korkularını hikâyeleştirmeleri, resimler ve oyunlarla duygularını ifade etmelerini sağlamak, iç görü geliştirmelerine ve farkındalık oluşturmalarına yardımcı olacaktır. Rutinlerin korunması, güvende olduklarını hissettirecek alışkanlıklar, Bağ kurma, aile içi iletişim ve öğretmen desteği, Güçlü hissettiren anlatılar, ‘seninle gurur duyuyorum, nasıl cesurca davrandın’ gibi ifadeler kullanılmalı." Ebeveyn ve öğretmenlere önemli uyarılar Tansel, ebeveynlerin kendi kaygılarını çocuklara doğrudan yansıtmamaları gerektiğini vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: "Çocuklar, çevrelerinden çok etkilenir. Bu nedenle kriz anında sakin kalan bir ebeveyn, çocuğun duygusal dengesini de korur. Bu sürecin sağlıklı şekilde atlatılabilmesi için ilk adım, duyguların bastırılmadan ifade edilmesidir. Bireyler yaşadıklarını anlatma, paylaşma, yazıya dökme gibi yollarla duygularını dışa vurmalıdır." "Deprem sonrası travma belirtilerini tanıyın" İstanbul Gelişim Üniversitesi Psikoloji Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Bülent Tansel, yetişkinlerde sık görülen belirtilerin başında uykusuzluk, iştahsızlık, huzursuzluk, dikkat dağınıklığı ve suçluluk duygusunun geldiğini söyledi. Çocuklarda ise alt ıslatma, parmak emme, kâbuslar, ayrılık kaygısı ve oyunlarda deprem temalarının gözlemlenebileceğini belirterek, "Bu belirtiler doğal bir sürecin parçası olabilir ancak uzun sürerse mutlaka uzman desteği alınmalıdır" dedi. Özellikle çocuklara yönelik düzenlenecek psiko-eğitsel grup çalışmalarının, duyguların ifade edilmesi ve anlamlandırılması açısından büyük fayda sağlayacağını belirten Tansel, bu tür gruplarda çocukların yalnız olmadıklarını fark ettiklerini ve duygusal olarak rahatladıklarını söyledi.
Osmaniye Akıma kapılarak hayatını kaybeden anne ve kızın ölümüne ilişkin 4 kişi tutuklandı Osmaniye’de sulama kanalı kenarında oynarken, ellerini yıkamak istediği sırada elektrik akımına kapılan Özlem (6) ve onu kurtarmaya çalışan annesi Cennet Üstün’ün (37) hayatını kaybettiği olayla ilgili gözaltına alınan 9 kişiden 4’ü ‘taksirle ölüme neden olmak’ suçundan tutuklanırken, 5 kişi ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. 23 Nisan günü, Toprakkale ilçesi Kışla Mahallesi Şehit Polis Mahmut Ava Sokak’taki evlerinin yanından geçen sulama kanalında elini yıkamak isteyen Özlem Ü. (6), elektrik akımına kapıldı. Kızını kurtarmak isteyen anne Cennet Ü. (37) de akıma kapıldı. Ağır yaralanan anne ile kızı, çevredekiler tarafından özel araçla kaldırıldıkları Toprakkale Devlet Hastanesi’nde müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Gözaltına alınan 9 kişiden 4’ü tutuklandı Osmaniye Valiliği’nden olaya ilişkin yapılan açıklamada, "Konu ile ilgili Osmaniye Cumhuriyet Başsavcılığımızca başlatılan soruşturma neticesinde yapılan incelemede; olay yeri yakınlarında bir doğal gaz firması tarafından yapılan kazı çalışmaları sırasında elektrik kablolarının zarar gördüğü ve kaçak elektrik akımı oluşturduğu değerlendirilmiş, Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatı ile 9 şahıs yakalanarak gözaltına alınmıştır" denildi. Emniyetteki sorguları tamamlandıktan sonra adliyeye sevk edilen şüphelilerden 4’ü ‘taksirle ölüme neden olmak’ suçundan tutuklanırken, 5 kişi ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.